Search

English Turkish WordTranslations Page 119

English	Turkish	Details
by nature	doğası gereği
preternatural	doğaüstü
supernatural	doğaüstü şey
emergence	doğma
birth and death process	doğma-ölme süreci
arise from	doğmak
unborn	doğmamış
dogmatism	dogmatizm
born	doğmuş
cabinetmaking	doğrama isi
cutting board	doğrama tahtası
carpenter	doğramacı
to slice, to chop up	doğramak
correct, accurate, proper, prompt, punctual, toward, true, true (T)	doğru
direct current	doğru akım
direct current (dc) coupling	doğru akım bağlaşımı
direct current (dc) component	doğru akım bileşeni
direct current	doğru akım (DC)
direct current level instabillity	doğru akım düzeyinin kararsızlığı
direct current transmission	doğru akım iletimi
direct current (dc) biasing	doğru akım önbeslemesi
correctly	doğru biçimde
correct record	doğru kayıt
accurately	doğru olarak
Incorrect data	Doğru olmayan veri
veridical	doğru sözlü
postulate	doğru varsayılan
to stray	doğru yoldan ayrılmak
to swerve	doğru yoldan sapmak
direct, direct (DCT)	doğrudan
direct address	doğrudan adres
direct addressing	doğrudan adresleme
direct call	doğrudan arama
direct connection	doğrudan bağlantı
direct connections (lans)	doğrudan bağlantılar (lan)
direct memory access (dma)	doğrudan belleğe erişim
direct memory access (dma), direct memory access (DMA)	doğrudan bellek erişimi
direct memory access controller	doğrudan bellek erişimi denetçisi
directly powered repeater, directly powered repeater station	doğrudan beslemeli yineleyici
direct formatting	doğrudan biçimlendirme
direct inward dialing, direct dial inwards	doğrudan dahili arama
direct dialling in	doğrudan dahili numara arama
direct wave	doğrudan dalga
direct exchange	doğrudan değiş tokuş
direct manipulation	doğrudan değiştirme
direct outward dialing (dod)	doğrudan dışarı arama
direct disk access	doğrudan disk erişimi
direct access, dedicated access	doğrudan erişim
direct access storage device	doğrudan erişimli saklama aygıtı
direct mapped	doğrudan eşleştirilmiş
direct effect	doğrudan etki
direct enable	doğrudan etkinleştir
direct acting instrument	doğrudan eylemli alet
direct billing	doğrudan faturalama
hot line service	doğrudan hat hizmeti
direct hf	doğrudan hf
HTML Direct	Doğrudan HTML
direct ray	doğrudan ışın
direct cable connection	doğrudan kablo bağlantısı
direct cable connection application	doğrudan kablo bağlantısı uygulaması
direct-comparison method of measurement, direct comparison method of measurement	doğrudan karşılaştırmalı ölçüm yöntemi
direct instruction, immediate instruction	doğrudan komut
direct user	doğrudan kullanıcı
direct measurement	doğrudan ölçme
direct method of measurement	doğrudan ölçüm yöntemi
direct reports	doğrudan rapor verdikleri
direct reports	doğrudan raporlar
direct elections	doğrudan seçimler
direct serial dialup	doğrudan seri hat üzerinden aramalı
direct thermal	doğrudan sıcaklık
direct applicability	doğrudan uygulanabilirlik
direct-fired air heater	doğrudan yanmalı hava ısıtıcı
direct booking	doğrudan yer ayırma
direct slot, direct slot	doğrudan yuva
collinear points	doğrudaş noktalar
collinearity	doğrudaşlık
verification, confirmation, corroboration	doğrulama
to confirm, to authenticate, to corroborate, to vouch, to avouch	doğrulamak
Authenticating	Doğrulanıyor
verified	doğrulanmış
attestor	doğrulayan kişi
endorser	doğrulayıcı
endoser setting	doğrulayıcı ayarı
enable endorser	doğrulayıcıyı etkinleştir
to direct, to unbend	doğrultmak
direction angles	doğrultu açıları
rectifier	doğrultucu
authentication	doğruluğunu kanıtlamak
to call into question	doğruluğunu sorgulamak
Accuracy	Doğruluk
accuracy rating	doğruluk derecesi
accuracy class	doğruluk sınıfı
linear	doğrusal
straight- line method	doğrusal amortisman yöntemi
conditional stability of a linear system	doğrusal bir dizgenin koşullu kararlılığı
absolute stability of a linear system	doğrusal bir dizgenin mutlak kararlılığı
linear variable expenses, linear regrassion expenses	doğrusal değişken giderler
non-linear	doğrusal olmayan
linear perspective	doğrusal perspektif
linear programming	dogrusal proglamlama