Search

English Turkish WordTranslations Page 262

English	Turkish	Details
fine burghul	köftelik bulgur
dormitory	koğuş
root	kök
root directory	kök dizin
root vegetables	kök sebzeleri
cocaine, cocain	kokain
skunk, fitch	kokarca
amoeboids	kökayaklılar
origin	köken
to snuff, to sniff	koklamak
to root	kökleştirmek
to revolutionise	köklü değişiklik yapmak
to smel	kokmak
rotten, stinking	kokmuş
fir	köknar
charcoal grilled seasoned mutton intestines	kokoreç
ugly (person)	kokoroz
penniless	kokoz
cockpit	kokpit
cockpit resource management (CRM)	kokpit kaynaklarının idaesi
cockpit voice recorder (CVR)	kokpit ses kayıt cihazı
cognate	kökteş
cocktail	kokteyl
smell, odor, odour	koku
to scent	koku almak
to exhale	koku çıkarmak
to stink, to putrefy	kokuşmak
aseptic	kokutmayı engelleyen
wing, arm, crank, bracket, lever, tentacle, phylum	kol
rolled pastry	kol böreği
wrist watch	kol saati
cola	kola
brachial	kola ait
collage	kolaj
clip art	kolaj sanatı
sturgeon	kolan balığı
easy, facile	kolay
Friendly name	Kolay ad
fastidious	kolay beğenmez
easy access	kolay erişim
easy forms	kolay formlar
convenience callback	kolay geri arama
walkaway	kolay kazanılmış başarı
fragile, brittle	kolay kırılır
accessibility	kolay kullanım
usability test	kolay kullanım sınaması
waxy	kolay şekil alan
huffy	kolay sinirlenen
easy: one suit	kolay: tek cins
simply	kolayca
fax friendly	kolayca faks gönder
to breeze through	kolayca yapmak
to facilitate	kolaylaştırmak
facility, ease, easiness	kolaylık
lightly	kolaylıkla
brassard	kolçak
slave, helot	köle
Slave Coast	Köle Kıyısı
to enslave	köle yapmak
college	kolej
collection	koleksiyon
collection name	koleksiyon adı
collection tree	koleksiyon ağacı
collection list	koleksiyon listesi
collector's item	koleksiyoncu öğe
collections	koleksiyonlar
community antenna	kolektif anten
community antenna television (catv)	kolektif antenli televizyon
collective security	kolektif güvenlik
collector	kolektör
bondage	kölelik
bdsm	kölelik, disiplin, sadizm ve mazoşizm içeren cinsi uygulamalar
cholera	kolera
salad made with tomatoes, cucumbers, green pepper, yoghurt and unripe melon	köleş
cholestrol	kolestrol
low cholestrol	kolestrol düşük
high cholestrol	kolestrol yüksek
colosseum	kolezyum
coli bacillus	kolibasili
cuff	kolluk
Cologne	Köln
Colombia	Kolombiya
colombia:co	kolombiya:co
colombian peso	kolombiya pesosu
column	kolon
Gutter	kolon arası
colony	koloni
colonization	kolonizasyon
colonial	kolonyal
coloratura	koloratür
army corps, corps	kolordu
sleeveless	kolsuz
mantle	kolsuz manto
seat, armchair, brothel	koltuk
armpit, axilla	koltuk altı
axillary artery	koltuk altı atardamarı
backrest	koltuk arkalığı
crutch	koltuk değneği
seat rotation	koltuk rotasyonu
seat selection	koltuk seçimi