Search

English Turkish WordTranslations Page 447

English	Turkish	Details
to clothesline	yere sermek
ground proximity warning system (GPWS)	yere yaklaşım uyarı sistemi
local, native, vernacular	yerel
vernacular name	yerel ad
Local Area Network	yerel ağ
choose locales	yerel ayarları seç
local bank	yerel banka
spatial heterogeneity	yerel benzemezlik
Index Locale	Yerel Dizin
domain local	yerel etki alanı
local government, commune	yerel idare
local guide	yerel rehber
local time	yerel saat
builtin local	yerel yerleşik
local government	yerel yönetim
local administrations	yerel yönetimler
jerusalem artichoke	yerelması
in, At	Yeri
species indeterminate	yeri belirsiz tür
floating currency symbol	yeri değişir para birimi simgesi
fixed currency symbol	yeri değişmez para birimi simgesi
bookmarkstoggle	yerımideğiştirme
apt	yerinde
restlessness	yerinde duramama
restless, fidgety, antsy	yerinde duramayan
chart in place	yerinde grafik
don't move	yerinde kal
field installable	yerinde kurulabilir
field installable	yerinde kurulur
to displace	yerinden çıkarmak
in place of	...yerine
to perform, to fulfill, to carry out	yerine getirmek
substitute	yerine koyma
confirm file replace	yerine koyma onayı
to replace	yerine koymak
confirm file replace	yerine koymayı onayla
substitution	yerine yerleştirme
exchanged	yerini alma
to locate	yerini belirlemek
to displace	yerini değiştirmek
besieger	yerini kuşatan düşman
homegrown list servers	yerinizde meydana getirdiğiniz liste hizmet birimleri
cataclysm	yerkabuğundaki ani ve aşırı değişme
built in, built-in, on-board	yerleşik
docked speakers	yerleşik hoparlör
built-in functions	yerleşik ışlevler
built in menu	yerleşik menü
built-in menus	yerleşik menüler
docked mic	yerleşik mikrofon
integrated modem	yerleşik modem
nonresident	yerleşik olmayan
built-in dictionary	yerleşik sözlük
build-in styles	yerleşik stiller
settled species	yerleşik tür
builtin local	yerleşik yerel
layout, Alignment	Yerleşim
allocation unit	yerleşim birimi
change layout	yerleşimi değiştir
campus	yerleşke
settlement	yerleşme
settlement success	yerleşme başarısı
to settle	yerleşmek
arrange	Yerleştir
build this object	yerleştirilecek nesne
arrange	yerleştirme
lodge	yerleştirme barı
arrange	Yerleştirme Biçimi
docking station	yerleştirme ıstasyonu
build options	yerleştirme seçenekleri
After Build Step	Yerleştirmeden Sonra
to fix, to establish, to embed, to imbed	yerleştirmek
local, native, domestic, natively, indigenous	yerli
overlay program	yerpaylaşan program
to overlay	yerpaylaşmak
out of place	yersiz
cavil	yersiz itirazlarda bulunarak bahaneler üretme
land, earth, soil, geo	yeryüzü
nap of earth (NOE)	yeryüzü kıvramlarını takip
hell on earth	yeryüzündeki cehennem
to wait long	yeşermek
green	yeşil
greenbelt	yeşil alan
green pepper	yeşil biber
green beans	yeşil fasulye
Green Gradient	Yeşil Geçişi
grass gob	yeşil kaya
Green Paper	Yeşil Kitap
green cabbage	yeşil lahana
green mayonnaise	yeşil mayonez
green lentils	yeşil mercimek
Green Marble	Yeşil Mermer
achiote	yeşil renkli tropik Amerika şurubu
green salad	yeşil salata
green onions	yeşil soğan
green olives	yeşil zeytin
Anas platyrhynchos	Yeşilbaş olarak bilinen yaban ördeği
shortnose greeneye	yeşilgöz balığı
Greenish Blue	Yeşilimsi Mavi
to display sexual interest	yeşillenmek
vegetable, leafage	yeşillik