Search

English Turkish WordTranslations Page 453

English	Turkish	Details
topdown programming	yukarıdan aşağıya programlama
divide up	yukarıya doğru böl
upward compatibility	yukarıya doğru uyumluluk
Inflate Top	Yukarıyı şişir
download	yükle
download and open	yükle ve aç
download and run	yükle ve çalıştır
download-and-run file	yükle ve çalıştır dosyası
download, charging, don't load	yükleme
download sites	yükleme bölgeleri
download size	yükleme boyutu
download status	yükleme durumu
error loading, download error	yükleme hatası
download destination	yükleme hedefi
error initializing for installation	yükleme için başlatma hatası
stevedore	yükleme işçisi
Handling	Yükleme işlemleri
command line for installation program	yükleme programının komut satırı
download option	yükleme seçenekleri
download time	yükleme süresi
date installed	yükleme tarihi
to load, to install, to download	yüklemek
to charge	yüklemek (enerji)
subject to load	yüklemeye tabi
Force Install	Yüklemeye Zorla
cancel download	yüklemeyi iptal et
downloadable fonts	yüklenebilir fontlar
downloadable fonts	yüklenebilir yazıtipleri
copy soft fonts to	yüklenebilir yazıtiplerini kopyala
clients to install	yüklenecek istemciler
download to	yüklenecek yer
cannot be installed	yüklenemeyen
downloaded, downloading	yüklenen
download sites	yüklenen bölgeler
files installed	yüklenen dosya sayısı
downloads	yüklenenler
contractor	yüklenici
cathexis	yüklenimi (enerji)
downloadable fonts	yüklenir yazıyüzleri
downloading	yükleniyor
loader, dockhand, installer	yükleyici
create installer directory file	yükleyici dizin dosyası yarat
laden, too rich, too drunk, encumbered	yüklü
charged particle	yüklü parçacık
downloading	yüklüyor
coulometer	yükölçer
high, eminent, lofty	yüksek
High (more than 12)	Yüksek (12'den fazla)
High-Low Lines	Yüksek-Alçak Çizgileri
High (Isolated)	Yüksek (Ayrılmış)
high performance file system	yüksek başarımlı kütük sistemi
to aspire	yüksek bir gaye edinmek
High-resolution graphics	Yüksek Çözümlemeli grafik
high resolution	yüksek çözünürlük
High Values	Yüksek Değerler
highly	yüksek derecede
Hi-Lo	Yüksek-Düşük
High-Low Lines	Yüksek-Düşük çizgileri
High Level	Yüksek Düzey
high level language	yüksek düzeyli dil
high level protocol	yüksek düzeyli protokol
hyperinflation	yüksek enflasyon
hyperinflationary economies	yüksek enflasyonlu ekonomiler
high lattitudes	yüksek enlemler
High (ESP)	Yüksek (ESP)
high intensity radiated fields (HIRF)	yüksek etkili elektromanyetik alan
high intensity approach lighting (HIAL)	yüksek etkili iniş yaklaşma aydınlatması
higher rate intermediate points	yüksek fiyatlı ara noktalar
high frequency band (HF)	yüksek frekans bandı
high pass process, highpass process	yüksek geçen süreç
highpass filter, high pass filter	yüksek geçiren süzgeç
tall ship	yüksek gemi
High safety	Yüksek güvenilirlik
High security	Yüksek güvenlik
High Err	Yüksek Hata
High Speed - On	Yüksek Hız - Açık
high speed memory	yüksek hızda bellek
High Speed	Yüksek Hızlı
High Speed - On	Yüksek Hızlı - Açık
high speed memory	yüksek hızlı bellek
high-velocity air conditioning	yüksek hızlı klima tesisatı
altitude sickness	yüksek irtifa hastalığı
High quality	Yüksek kalite
High Contrast, HighContrast	Yüksek Karşıtlık
High Contrast White	Yüksek Karşıtlık Beyaz
High Contrast White (extra large)	Yüksek Karşıtlık Beyaz (çok geniş)
High Contrast White (large)	Yüksek Karşıtlık Beyaz (geniş)
High Contrast color scheme	Yüksek Karşıtlık renk düzeni
High Contrast Black	Yüksek Karşıtlık Siyah
High Contrast Black (extra large)	Yüksek Karşıtlık Siyah (çok geniş)
High Contrast Black (large)	Yüksek Karşıtlık Siyah (geniş)
High layer	Yüksek katman
mesa	yüksek kayalık
High Contrast	yüksek kontrastlı
high court	yüksek mahkeme
dignitary	yüksek mevkili kimse
spot height	yüksek nokta
Higher education	yüksek öğretim
college	yüksek okul
High Priority	Yüksek öncelik