Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 197
İngilizce | Türkçe | |
audience statement | hedef kitle ihtiyaçlarınının ifadesi | |
destination folder | hedef klasör | |
bullseye | hedef merkezi | |
target population | hedef populasyon | |
choose destination | hedef seç | |
destination in | hedef sürücü | |
destination table | hedef tablo | |
destination database | hedef veritabanı | |
destination db | hedef vt | |
destconnectstr | hedefbağlantıdizesi | |
to ply | hedefe doğru ilerlemek | |
changetotarget | hedefedeğiştir | |
carrying out | hedefi veya görevi başarma | |
targeted fishery | hedeflenen balıkçılık | |
target fishing capacity | hedeflenen balıkçılık kapasitesi | |
targeted exemptions | hedeflenen muafiyetler | |
gift, present | hediye | |
gift boxes | hediye kutuları | |
to bestow | hediye vermek | |
Gifts | Hediyeler | |
souvenir | hediyelik eşya | |
physician | hekim | |
cyberpunk | hekır | |
acres | hektar | |
hectopascal (hPa) | hektopaskal | |
toilet, restroom | hela | |
legitimate, permissible, lawful | helal | |
to forgive each other any injury or hurt done knowingly or unknowingly | helalleşmek | |
Hellenic | Helen | |
helicopter, aerocab | helikopter | |
heliport | helikopter alanı | |
helicopter main rout (HMR) | helikopter ana yolu | |
helicopter restricted zone (HRZ) | helikoptere sınırlı alan | |
hands on throttle and cyclic (HOCAC) | helikopterler için elller gazda ve kumanda | |
halva | helva | |
helium | helyum | |
alphanumerical, alphamerical | hem alfabetik hem de sayısal karakteri olan | |
amphibious vehicle | hem havada hem de suda çalışabilir, tekerlekli veya paletli bir araç | |
bedsitter, bedsit | hem yatak odası, hem oturma odası olarak kullanılabilen kiralık oda | |
cardamom | hemame | |
Immediate only, As soon as possible | Hemen | |
Immediate Start | Hemen Başlangıç | |
Be Right Back | Hemen Dönecek | |
BBS | hemen geri dönücem | |
subtle | hemen göze çarpmayan | |
almost, close to, nearly | hemen hemen | |
hardly ever | hemen hemen hiç | |
instant | hemen olan | |
right now | hemen şimdi | |
around the corner | hemen şu köşede | |
create soon | hemen yarat | |
to concur | hemfikir olmak | |
hemophilia | hemofili | |
nurse | hemşire | |
level crossing | hemzemin geçit | |
trenches, ditch, dike, fosse, moat | hendek | |
tumult | hengame | |
unborn | henüz dünyaya gelmemiş | |
Haven't decided | Henüz karar vermedim | |
evergreen | hep yeşil | |
Anacardium occidentale | hep yeşil kalan ve böbrek benzeri bir meyvesi olan bir Amerikan ağacı | |
hepatitis | hepatit | |
Anything | Hepsi | |
all told | hepsi beraber | |
all-or-none | hepsi ya da hiçbiri | |
every, each, For all | her | |
every 5 seconds | her 5 saniye | |
every 5 seconds | her 5 saniyede bir | |
every sixth | her altıncı | |
equal spread of values in each range | her aralıktaki değerlerin eşit dağılımıyla | |
every fifth | her beşinci | |
each value | her bir değer | |
apiece | her biri | |
For each | Her Biri ıçin | |
Fridays | Her Cuma | |
every minute, every minuteevery minute | her dakika | |
equal number of items in each range of | her değer aralığında eşit öğe sayılarıyla | |
every other | her diğer | |
every fourth | her dördüncü | |
daily | her gün | |
every weekday | her hafta | |
anyhow | her halde | |
break on all errors | her hatada kes | |
For each | Her ... için | |
both pages | her iki sayfa | |
Hold both buttons down for 2 secs | Her iki tuşu 2 saniye basılı tut | |
both shifts | her ıki üstkarakter | |
both hanging | her ıki yanda asılı | |
both font types | her iki yazı tipi | |
both font types | her iki yazı tipi türü | |
either, both | her ikisi | |
every weekday | her iş günü | |
anyhow | her nasılsa | |
notwithstanding | her ne kadar | |
each dot represents | her nokta | |
Anycast | Her Noktaya Yayın | |
every twelfth | her on ikinci | |
every twelfth | her onikinci | |
to decimate | her onuncu adamı öldürmek | |
every hour | her saat |