Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1153
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| L'll ask around about Sartet. Talk soon. | Sana Sartet hakkında soru soracağım. yakında görüşürüz. Etrafa Sartet'i soracağım. Sonra konuşuruz. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Okay. | pekala. Tamam. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Lt's Samuel Pierret. We met at the hospital. | Samuel Pierret. Hastanede tanışmıştık Benim Samuel Pierret. Hastanede tanışmıştık. | a bout portant-1 | 2010 | |
| L'm not part of this, I swear. | Yemin ederim ben bu işin içinde değilim Yemin ederim, bu işle bir ilgim yok. | a bout portant-1 | 2010 | |
| They made me get him out. They kidnapped my wife. | Onlar yapmamı istedi, onu dışarı çıkarmamı istediler Karımı kaçırdılar Onu dışarı çıkarmamı istediler. Karımı kaçırdılar. | a bout portant-1 | 2010 | |
| L'm not in on anything. | Başka birşey yok Başka bir ilgim yok. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Why didn't you call me? I told you! | Beni neden aramadın? Sana söylemiştim! Neden beni aramadın? Söyledim ya! | a bout portant-1 | 2010 | |
| They said they'd kill her! | Onlar karımı ölüreceklerini söylediler! Karımı öldüreceklerini söylediler! | a bout portant-1 | 2010 | |
| So now just help me. And fast. | şimdi lütfen bana yardım et. çabuk. Bir an önce bana yardım edin. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Calm down. Are you with Sartet now? | sakin ol. Şu an Sartet beraber misin? Sakin ol. Şu an Sartet yanında mı? | a bout portant-1 | 2010 | |
| Where? | Nerde o? Neredesiniz? | a bout portant-1 | 2010 | |
| If you want my help, tell me where you are. | Eğer yardım etmemi istiyorsan onun nerde olduğunu söyle Yardım etmemi istiyorsan nerede olduğunu söyle. | a bout portant-1 | 2010 | |
| 8 Boulevard de Strasbourg. Fourth floor. | Strasbourg Bulvarı 8 numara 4.kat. Strasbourg Bulvarı 8 numara. Dördüncü kat. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Don't move! | Biryere ayrılma! Bir yere ayrılmayın! | a bout portant-1 | 2010 | |
| We're onthe way. | Yoldayız. Hemen yola çıkıyorum. | a bout portant-1 | 2010 | |
| 8 Boulevard de Strasbourg. | Strasbourg Bulvarı 8 numara Strasbourg Bulvarı 8 numara. | a bout portant-1 | 2010 | |
| We can get them first, so move it. See you there. | önce onları alacağız orda görüşürüz. Önce onları alacağız, bas gaza. Orada görüşürüz. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Don't move. | kıpırdama! Kımıldama. | a bout portant-1 | 2010 | |
| I didn't do anything. | ben birşey yapmadım Ben hiçbir şey yapmadım. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Move. On your knees. | kıpırda. diz çök. Kımılda. Dizlerinin üstüne çök. | a bout portant-1 | 2010 | |
| On your knees! | diz çök dedim. Dizlerinin üstüne çök! | a bout portant-1 | 2010 | |
| You had me onthe run. | uzun süredir peşindeyim. Beni peşinden koşturdun. | a bout portant-1 | 2010 | |
| You let her come up. | gelmesine izin verdin Gelmesine izin verdiniz. | a bout portant-1 | 2010 | |
| We couldn't stop her. | onu durduramadık Onu durduramadık. | a bout portant-1 | 2010 | |
| You two, wait for her squad. Put on your armbands! | siz ikiniz onun takımı olacaksınız kolluklarınızı takın! İkiniz, onun ekibini bekleyin. Pazıbentlerinizi takın! | a bout portant-1 | 2010 | |
| Kill them. l'll get the video. | onları öldürün. bende videoya çekeceğim Öldürün onları. Videoyu alacağım. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Go on. | hadi. Devam et. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Give me your hands. | ellerini uzat Ellerini uzat. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Bravo! | Bravo! Tebrikler! Artık polis katili oldun. | a bout portant-1 | 2010 | |
| You're a cop killer now. | şimdi de polis katili oldun. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Him first. | senin için bir ilk. İlk o. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Did he have to kill her? | onu öldürmek zorundamıyız? Onu öldürmek zorunda mıydı? | a bout portant-1 | 2010 | |
| Well it's too late now. | bunun için çok geç. Artık çok geç. | a bout portant-1 | 2010 | |
| We get a bonus. | hediyemizi aldık. Ödülümüzü aldık. | a bout portant-1 | 2010 | |
| To the window. | pencereye. Pencereye git. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Tell me when the cops come. | Polisler geldiğinde haber ver. Polisler geldiğinde haber ver. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Go tell me when the cops come! | şimdi git ve Polisler geldiğinde haber ver! Git hadi ve polisler geldiğinde haber ver! | a bout portant-1 | 2010 | |
| Start explaining. | açıklamaya başla Konuşmaya başla. | a bout portant-1 | 2010 | |
| In 5 minutes, there'll be cops everywhere. | 5 dakika içinde, heryerde polisler olacak. 5 dakika içinde, her yer polis kaynayacaktır. | a bout portant-1 | 2010 | |
| You'll be doing the explaining. | o zaman sen başlayacaksın. Açıklamaya sen başlayacaksın. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Start talking. | konuş. Konuşmaya başla. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Go fuck yourself. | git kendini becer Git kendini becer. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Next one's for your mouth. | diğeri ağzın için olacak. Bir sonraki kurşunu ağzına sıkacağım. | a bout portant-1 | 2010 | |
| You're dead. | sen öldün! Sen öldün. Dur, tamam! Dur! | a bout portant-1 | 2010 | |
| Stop, okay! Stop! | dur, pekala! dur! | a bout portant-1 | 2010 | |
| Who are you? | sen kimsin? Kimsin sen? Ayrıca beni kim harcamak istedi? | a bout portant-1 | 2010 | |
| And who tried to waste me? | ve beni kim harcamak istedi? | a bout portant-1 | 2010 | |
| We're police officers. All in the same squad. | bizlerde polisiz. hepimiz aynı takımdan Bizler polisiz. Hepimiz aynı ekipteyiz. | a bout portant-1 | 2010 | |
| And her? | Ya O? Peki ya o? | a bout portant-1 | 2010 | |
| She ran another squad. | O başka bir takımdandı. O başka bir ekipteydi. | a bout portant-1 | 2010 | |
| How did you find me? | beni nasıl buldun? Beni nasıl buldunuz? | a bout portant-1 | 2010 | |
| How did you get this address? | bu adresi nasıl buldun? Bu adresi nasıl buldunuz? | a bout portant-1 | 2010 | |
| Marconi. | Marconi. Marconi. | a bout portant-1 | 2010 | |
| He's been ratting on you. | bize ispiyonluyordu Sana ihanet etti. | a bout portant-1 | 2010 | |
| What's the connection to Meyer? | Meyer ile ilişkin neydi? Meyer'le bağlantınız ne? | a bout portant-1 | 2010 | |
| Sometimes we supply additional services. | bazen ek hizmetlerimiz oluyordu Bazen ek hizmetlerde bulunuyorduk. | a bout portant-1 | 2010 | |
| One month ago | 1 ay önce 1 ay önce. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Meyer's son found out he'd been disinherited. | Meyer'in oğlu mirastan mahrum olduğunu öğrendi Meyer'in oğlu mirastan mahrum bırakıldığını öğrendi. | a bout portant-1 | 2010 | |
| We got the father to change his will. | bizde babasını bu fikrinden vazgeçmesi için çalıştık. Babasının fikrini değiştirdik. | a bout portant-1 | 2010 | |
| But the son didn't want to wait to inherit. | fakat oğlan fazla beklemek istemiyordu Ancak oğlu mirası beklemek istemedi. | a bout portant-1 | 2010 | |
| So he asked us | ve bizden Bu yüzden bize... | a bout portant-1 | 2010 | |
| to expedite matters. | konuyu hızlandırmamızı istedi ...olayı hızlandırıp hızlandıramayacağımızı sordu. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Werner disguised it as a robbery that backfired. | Werner bu işin bir hırsızlık işi gibi görünmesini istedi Werner olaya hırsızlık süsü verilmesini istedi. | a bout portant-1 | 2010 | |
| He asked Marconi to find o good sofecrocker. | Marconi'den iyi bir kasa hırsızı bulmasını istedi Marconi'den işinin ehli bir kasa hırsızı bulmasını istedi. | a bout portant-1 | 2010 | |
| And you got the job. | ve sizde bu işi aldınız. İşi sana verdi. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Then we had to kill you. Things got complicated. | Böylece onu öldürmek zorunda kaldın. olaylar biraz karışık hale geldi Sonra seni öldürecektik. Fakat işler karıştı. | a bout portant-1 | 2010 | |
| What about a video? | video nedir? Peki ya video? | a bout portant-1 | 2010 | |
| Meyer had surveillance cameras in his office. | Meyer'in ofisinde takip kameraları vardı Meyer'in ofisinde gözetleme kameraları vardı. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Since it's our case, we got there first and took the tape. | konu böyle olunca önce o kameraları almalıydık Dava bize verildiği için, gidip kasetleri aldık. | a bout portant-1 | 2010 | |
| The son is on it. Werner can shake him down. | Ama oğlu çoktan oradaydı Werner onları istedi ve aldı Oğlu oradaydı. Werner üzerini aradı. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Where's the video? | Görüntüler nerde şimdi? Video nerede? | a bout portant-1 | 2010 | |
| On a USB key in the safe in Werner's office. | bir USB içinde Werner'in ofisinde güvende bir yerde Werner'in ofisindeki kasada, bir USB belleğin içinde. | a bout portant-1 | 2010 | |
| They're here! | işte burdalar! Polisler geldi! | a bout portant-1 | 2010 | |
| They shot your boss. | Onlar patronunu vurdular. Amiri vurdular. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Where are they? 4th floor with the others. | Nerdeler? 4.kat diğerleri ile beraber. Neredeler? Diğerleriyle 4.kattalar. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Get moving. | hadi gidelim. Haydi gidelim. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Don't shoot! | Ateş etmeyin! Ateş etme! | a bout portant-1 | 2010 | |
| You're dead. | sen öldün. Sen öldün. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Out the window! | pencereden! Pencereden atladı! | a bout portant-1 | 2010 | |
| Come with me! | benimle gel! Benimle gelin! | a bout portant-1 | 2010 | |
| Susini! | Susini! Susini! | a bout portant-1 | 2010 | |
| Shit! | kahretsin! Siktir! | a bout portant-1 | 2010 | |
| Lt's him! | bu o! İşte orada! Nerede o? | a bout portant-1 | 2010 | |
| The corridor for Line 8. | 8.hat koridoru. 8. hattın koridorunda. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Stay here! | burda kal! Burada kal! | a bout portant-1 | 2010 | |
| See him? | görüyormusun? Onu görüyor musun? | a bout portant-1 | 2010 | |
| Where is he? | nerde o? Nerede o? | a bout portant-1 | 2010 | |
| Escalator, Line 3. | yürüyen merdiven, 3.hat 3. hattın yürüyen merdiveninde. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Line 3, the escalator. | 3.hat yürüyen merdiveninde 3. hattın yürüyen merdiveninde. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Move away! | çabuk oraya! Açılın! | a bout portant-1 | 2010 | |
| Don't shoot, dammit! Are you crazy? | Ateş etmeyin! Aptalmısın Ateş etme, lanet olası! Kafayı mı yedin? | a bout portant-1 | 2010 | |
| See him? | gördünüz mü? Onu görüyor musun? | a bout portant-1 | 2010 | |
| Stop fucking up! | durun! İşin içine etmeyi bırakın! | a bout portant-1 | 2010 | |
| Platform 3, direction Gallieni. There's no way out. | 3.platform, Gallieni'ye doğru. Orda çıkış yok. Peron 3, Gallieni yönünde. Oranın çıkışı yok. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Platform 3, Gallieni. | 3.platform, Gallieni. Peron 3, Gallieni. Gidebileceği bir yer yok. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Lt's a dead end. | çıkmaz sokak | a bout portant-1 | 2010 | |
| Wipe my prints off the gun? | silahtan parmak izlerimi temizliyordu Silahtaki parmak izlerimi sildin mi? | a bout portant-1 | 2010 | |
| Caught me by surprise. | orda kapana kısıldık. Beni gafil avladılar. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Ask any questions? No. | başka soru? hayır. Hiç soru sordu mu? Hayır. | a bout portant-1 | 2010 | |
| Werner... | Werner... Werner. | a bout portant-1 | 2010 |