Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183861
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You must catch them, Inspector Ma | Onları yakalamalısınız, müfettiş Ma. | Zona cero-1 | 2003 | |
The food here doesn't suit you | Anne, buradaki yiyecekler sana göre değil. | Zona cero-1 | 2003 | |
I'll take you somewhere else, OK? | Seni başka yere götüreceğim, tamam mı? | Zona cero-1 | 2003 | |
Tiger Where? | Tiger Nereye? | Zona cero-1 | 2003 | |
Don't worry, let's go | Endişelenme, hadi gidelim. | Zona cero-1 | 2003 | |
Wilson, come here | Wilson, buraya gel. | Zona cero-1 | 2003 | |
They're all waiting for you there Quickly | Herkes seni bekliyor. Çabuk ol. | Zona cero-1 | 2003 | |
Did you drive today? | Bu gün araba kullandınız mı? | Zona cero-1 | 2003 | |
Which car? Where is it parked? | Hangi araba? Nereye parkettiniz? | Zona cero-1 | 2003 | |
Tony, go and get the money | Tony, git ve parayı al. | Zona cero-1 | 2003 | |
I'll leave with mother first. We'll meet at the pier | Ben annemi bırakacağım. İskelede buluşalım. | Zona cero-1 | 2003 | |
Second brother, what�s happening? | İkinci kardeş, neler oluyor? | Zona cero-1 | 2003 | |
Have you seen these people? What time was that at? | Bu şahışları gördünüz mü? Saat kaçta? | Zona cero-1 | 2003 | |
There is someone injured, an ambulance is coming | Yaralı biri var, ambulans geliyor. | Zona cero-1 | 2003 | |
Xiao Ya, tie up the loose ends here Yes | Xiao Ya, buraya şerit çek. Tamam. | Zona cero-1 | 2003 | |
I�m busy. I'll call you back later | Meşgulüm. Seni sonra ararım. | Zona cero-1 | 2003 | |
I can wait here for you to come back | Gelene kadar burada bekleyebilirim. | Zona cero-1 | 2003 | |
Da Pao, the target vehicle is a dark green Mazda MPV | Da Pao, hedef araç koyu yeşil bir Mazda MPV | Zona cero-1 | 2003 | |
Also, a maroon Acrua | Diğeri de, kestane rengi Acrua. | Zona cero-1 | 2003 | |
Brother Tiger, did you lock the door? | Kardeş Tiger, kapıyı kilitledin mi? | Zona cero-1 | 2003 | |
Oh yeah | Hayır,unuttum. | Zona cero-1 | 2003 | |
I'll do it, you get in the car first | Ben yaparım, sen bunları arabaya götür. | Zona cero-1 | 2003 | |
They're leaving with the money, call you later | Parayla gidiyorlar, sonra ararım. | Zona cero-1 | 2003 | |
We can go now, Brother Tony | Şimdi gidebiliriz, kardeş Tony | Zona cero-1 | 2003 | |
Brother Tony | Kardeş Tony. | Zona cero-1 | 2003 | |
Get out | Dışarı çık. | Zona cero-1 | 2003 | |
Don't know yet, they're working on him | Henüz bilmiyoruz, ameliyat ediyorlar. | Zona cero-1 | 2003 | |
If he can be saved then it�s alright. Stay calm | Ameliyattan çıkarsa iyi olacaktır. Endişelenme. | Zona cero-1 | 2003 | |
Assaulting a police officer, I can charge you | Bir polis memuruna saldırıyorsun, seni tutuklayabilirim. | Zona cero-1 | 2003 | |
So what if you're a cop? | Polissen ne olmuş yani? | Zona cero-1 | 2003 | |
What are you in for? Triad activity? | Neden buradasın? Mafya faaliyeti mi? | Zona cero-1 | 2003 | |
Call me Brother Zha | Bana kardeş Zha diyebilirsin. | Zona cero-1 | 2003 | |
Do it | Söyle. | Zona cero-1 | 2003 | |
Brother Zha | Kardeş Zha | Zona cero-1 | 2003 | |
Have you ever seen your 3 son's beating up others? | Üç oğlunuzu başkalarıyla kavga ederken gördünüz mü? | Zona cero-1 | 2003 | |
Sir, can you call the police for me? | Bayım, polisi benim için arayabilir misiniz? | Zona cero-1 | 2003 | |
No one will come to see her on holidays | Tatilde onu görmeye kimse gelmeyecek. | Zona cero-1 | 2003 | |
Take care of her for me. She tends to wander | Ona göz kulak ol. Biraz hassas. | Zona cero-1 | 2003 | |
you were involved in smuggling, aggravated assault, and Triad activities | kaçakçılık , gasp etme ve çete faaliyetleri. | Zona cero-1 | 2003 | |
Until sentence is passed | bütün mal varlığınız dondurulmuştur. | Zona cero-1 | 2003 | |
You're putting it all on me | Herşeyi benim üzerime yıkıyorsunuz. | Zona cero-1 | 2003 | |
You think you can convict me? | Beni mahkum edeceğini mi düşünüyorsun? | Zona cero-1 | 2003 | |
3 months later | ...3 ay sonra... | Zona cero-1 | 2003 | |
Then I'll slow down to wait for you | O zaman senin için biraz yavaşlarım. | Zona cero-1 | 2003 | |
Take it slowly. You'll get used to it | Sabırlı ol. Yavaş yavaş alışacaksın. | Zona cero-1 | 2003 | |
I've lost the use on a leg, you think I'll get used to that? | Bir bacağımı kaybettim, buna alışacağımı mı sanıyorsun? | Zona cero-1 | 2003 | |
Everything's sorted out for you | Herşey ayarlandı. | Zona cero-1 | 2003 | |
Why don't you get the HK government to pay me some compensation? | Neden Hong Kong valiliğinin bana tazminat ödemesini sağlamıyorsun? | Zona cero-1 | 2003 | |
Not only won't they pay, but and I have to cough up my own legal fees | Sadece tazminatta yetmez,çünkü ameliyat masraflarını ben ödedim. | Zona cero-1 | 2003 | |
Are you kidding me? Is this what you call 'everything's sorted'? | Dalga mı geçiyorsun? Herşey ayarlandı dediğin bu mu? | Zona cero-1 | 2003 | |
What have I got out of it? | Hayatımdan başka neyim var ki? | Zona cero-1 | 2003 | |
There are so many colleagues waiting for your return, why don't you persevere for a bit longer? | Tüm arkadaşların senin dönmeni bekliyor, neden biraz dişini sıkmıyorsun? | Zona cero-1 | 2003 | |
Slowly ... | Yavaş ol ... | Zona cero-1 | 2003 | |
Big brother, Tiger and I will return before your trial | Abi, Tiger ile ben duruşmadan önce bunu halledeceğiz. | Zona cero-1 | 2003 | |
3 sons | Üç tane evlat. | Zona cero-1 | 2003 | |
Nothing. Perhaps injuring your leg wasn't completely a bad thing | Hiçbir şeye. Aslında bacağını incitmen pek kötü olmadı. | Zona cero-1 | 2003 | |
This way you can't run amok every day | Böylece tüm gün çılgın gibi koşturamazsın. | Zona cero-1 | 2003 | |
And can stay home a keep me company | Evde kalıp bana arkadaşlık edebilirsin. | Zona cero-1 | 2003 | |
You've taken care of me for so long | Uzun zamandır bana göz kulak oluyorsun. | Zona cero-1 | 2003 | |
Don't you know that in the DNA of every woman | Bilmiyor musun? Bu her kadının genlerinde ki... | Zona cero-1 | 2003 | |
is encoded a natural ability to care for others | ...doğal bir içgüdüdür. | Zona cero-1 | 2003 | |
On behalf of your godly inherited ability, | Kişiliğinin bu güzel tarafı... | Zona cero-1 | 2003 | |
I hope that it will be like this forever | umarım sonsuza kadar sürer. | Zona cero-1 | 2003 | |
Come and have a look. It's good stuff | Gel bak. Güzel bir şey aldık. | Zona cero-1 | 2003 | |
That's sincerity. Accept it | Samimiyet budur. Hediyesini kabul et. | Zona cero-1 | 2003 | |
I know you're no good with English, so it's in Chinese | İngilizcen iyi değil biliyorum, kılavuzu çince. | Zona cero-1 | 2003 | |
The blood moves freely to the leg, but the leg itself can't | Bacağımda kan hızlı hareket etmeli, fakat bacağım bunu yapamaz. | Zona cero-1 | 2003 | |
Walking should be simple for a person with your intelligence and constitution, | Senin zekanda ve yapındaki biri için yürümek kolay, | Zona cero-1 | 2003 | |
Train your right leg to be as mobile as your left leg, and you'll be fine | Sağ bacağını sol bacağından biraz fazla çalıştır, sorun kalmayacak. | Zona cero-1 | 2003 | |
It�s so funny, but no ones laughing. Forget it. | Komikti, ama kimse gülmedi. Unut gitsin. | Zona cero-1 | 2003 | |
Actually as a cop, there's a lot of pressure | Aslında polislikte, çok fazla baskı altında oluyorsun. | Zona cero-1 | 2003 | |
I'm scared that you'll just hit everything | Heşeyi mahvedeceğinden korkuyorum. | Zona cero-1 | 2003 | |
Actually, the most important thing is having a family | Aslında, en önemli şey bir aileye sahip olmak. | Zona cero-1 | 2003 | |
What's more important than family? | Aileden daha önemli olan nedir ki? | Zona cero-1 | 2003 | |
OK, take a picture as we eat | Tamam, biz yerken çek. | Zona cero-1 | 2003 | |
No, picture first | Hayır, önce çekeceğiz. | Zona cero-1 | 2003 | |
This is my only request | Bu benim ricam. | Zona cero-1 | 2003 | |
If we don't improve our standards, how can we become better people? | İmkanlarımızı kullanmazsak, onların ne anlamı var ki? | Zona cero-1 | 2003 | |
I'll go help Inspector Wong (So don't eat it, Da Pao) | Müfettiş Wong'a yardım edeceğim. Onu içme , Da Pao. | Zona cero-1 | 2003 | |
For security reasons, you are all placed on leave | Güvenlik sebebiyle, hepiniz de bu işin peşini bırakacaksınız. | Zona cero-1 | 2003 | |
They're killing police, and killing witnesses | Onlar polisleri de öldürüyor, tanıkları da. | Zona cero-1 | 2003 | |
Even a retard would know that those Vietnamese are behind it. And you want us to take a break? | Bunu Vietnamlıların yaptığı belli. Vazgeçin mi diyorsunuz? | Zona cero-1 | 2003 | |
I'm worried for your safety | Sizin güvenliğiniz için endişeleniyorum. | Zona cero-1 | 2003 | |
We're all risking our lives | Hepimizin hayatı tehlikede zaten. | Zona cero-1 | 2003 | |
You step in charge, and the first thing you do is put us on leave? | İlk günden bizi görevden mi alıyorsun? | Zona cero-1 | 2003 | |
You're feeling confused and emotional right now, please leave | Duygusal davranıyorsunuz, bu işin peşini bırakın. | Zona cero-1 | 2003 | |
I thought that once I mangled my leg that I would never have another good day | Bacağım kırılınca asla güzel bir günüm olmayacak dedim. | Zona cero-1 | 2003 | |
But even then, they blow up my home | Yetinmeyip evimi de bombaladılar. | Zona cero-1 | 2003 | |
Now you want me to leave? Madam, | Benden bırakmamı mı istiyorsun? Hanımefendi. | Zona cero-1 | 2003 | |
The uniform you're wearing was not meant to be so casually abused | Bu üniformayı giyiyorsanız bu kadar ilgisiz olmayın. | Zona cero-1 | 2003 | |
If there is sufficient evidence, I will arrest the people involved | Yeterli kanıt varsa, olaya karışanları tutuklayacağım. | Zona cero-1 | 2003 | |
You guys ask Madam, what else needs to be done | Hanfendiye sorun bakıyım, başka neye ihtiyacı var. | Zona cero-1 | 2003 | |
Madam, what do we do now? | Hanfendi, şimdi ne yapacağız? | Zona cero-1 | 2003 | |
The most important thing now, is to find out what happened to Tony | Şu an önemli olan şey, Tony'ye ne olduğunu öğrenmemiz. | Zona cero-1 | 2003 | |
The most important thing now is to protect Wilson in hospital | Şu anki en önemli şey hastanedeki Wilson'ı korumak. | Zona cero-1 | 2003 | |
My mother has a place in the country | Annemin kaldığı yerde bir nehir var. | Zona cero-1 | 2003 | |
I really want to return to Song Flower River | Song Çiçeği nehri. | Zona cero-1 | 2003 | |
Do you know why it is called Song Flower River? | Adı neden Song Çiçeği nehri biliyor musun? | Zona cero-1 | 2003 | |
The people from my area, all had to leave to earn a living | Oranın insaları, hayatlarını kazanmak için gurbete giderlermiş | Zona cero-1 | 2003 | |
Before they left, they would pluck a Song Flower as a memento | Onlar gitmeden önce, hatıra olarak yanlarına Song çiçeği alırlarmış. | Zona cero-1 | 2003 |