Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 259

İngilizce	Türkçe	Ayrıntılar
crunchy	kıtır kıtır
to munch	kıtır kıtır yemek
crispy fried eggplant	kıtır patlıcan
to make fun of	kıtıra almak
liar	kıtırcı
mass	kitle
mass tourism	kitle turizmi
shortage, dearth, famine, paucity, drouth	kıtlık
depletion layer	kıtlık bölgesi
consistency, viscosity	kıvam
until set	kıvamına gelinceye kadar
the right consistency, the right thickness	kıvamında
kiwi, Chinese gooseberry	kivi
spark	kıvılcım
curly, frizzy	kıvırcık
crisp	kıvırcık gevrek
broccoli	kıvırcık lahana
lettuce	kıvırcık salata
crimper	kıvırıcı
curling, contortion	kıvırma
to fold in (cloth)	kıvırmak (kumaşı)
lithe, limber, lissome	kıvrak
convulsion	kıvranma
to squirm, to writhe	kıvranmak
convoluted	kıvrık
to snuggle	kıvrılıp yatmak
bending radius, bend radius	kıvrılma yarıçapı
curl, kink, twirl, volute	kıvrım
to fold	kıvrım katlamak
frizzy	kıvrım kıvrım
cirriped	kıvrımbacaklılardan bir hayvan
curled, crease	kıvrımlı
corrugated iron	kıvrımlı demir
curvy	kıvrımlı hatlara sahip
carved stone	kıvrımlı taş
to convolute	kıvrıştırmak
outfit, attire	kıyafet
to disguise	kıyafet değiştirmek
dress code	kıyafet zorunluluğu
nice	kıyak
reckless gambler	kıyakçı
apocalypse, doom, dustup	kıyamet
doomsday	kıyamet günü
analogy	kıyas
clobbering	kıyasıya dövme
bench mark	kıyaslama noktası
to compare, to bench-mark	kıyaslamak
beach, shore, coast, seaside	kıyı
shore fishery	kıyı balıkçılığı
coastline	kıyı çizgisi
shore weir	kıyı dalyanı
spit	kıyı dili
shore excursions	kıyı gezintileri
shore rope	kıyı ipi
shore reef	kıyı resifi
beachhead	kıyıbaşı mevzii
chopper	kıyıcı
chopper amplifier	kıyıcı yükselteç
carnage	kıyım
shore species	kıyısal tür
mince, ground meat, minced meat	kıyma
meat grinder	kıyma makinesi
to chop up	kıymak
to sliver	kıymak (bıçakla)
with ground meat	kıymalı
to hash	kıymalı(yemek) doğramak
to valuate	kıymet biçmek
to appreciate	kıymetini anlama
debasement	kıymetini düşürme
precious	kıymetli
gem	kıymetli taş
paltry	kıymetsiz
splinter	kıymık
worthless	kıytırık
girl, daughter, lass, gal, wench	kız
girlfriend	kız arkadaş
daughter	kız evlat
sister	kız kardeş
sororities	kız öğrenci dernekleri
niece	kız yeğen
slip	kızak
to bobsleigh	kızak kullanmak
measles	kızamık
rash, blotch	kızarıklık
afterglow	kızarıklık sonrası
blush	kızarma
to fry, to roast	kızarmak
roast	kızarmış
toast	kızarmış ekmek dilimi
crouton	kızarmış küçük ekmek parçası
chips, fries	kızarmış patates
roasted chicken	kızarmış piliç
drippings	kızartılan etten damlayan yağ ve su
fried, frit	kızartılmış
fried fish fillet	kızartılmış balık fileto
fried frogs leg	kızartılmış kurbağa bacağı
fried eel	kızartılmış yılan balığı
fried, roasted	kızartma
fried vegetable	kızartma sebze
roaster	kızartma tavası