Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 271

İngilizce	Türkçe	Ayrıntılar
to decipher	kripto çözmek
cryptographic security	kripto güvenlik
cryptosystem	kripto sistemi
cryptography	kriptografi
cryptographic security	kriptografik güvenlik
cryptographic authentication	kriptografik kimlik kanıtlanma
ciphering	kriptolama
encryption algorithm	kriptolama algoritması
cryptographic system	kriptolama sistemi
to encipher	kriptolamak
cryptology	kriptoloji
cryptographic security, cryptosecurity	kriptolu güvenlik
cryptographic authentication	kriptolu kimlik kanıtlama
encrypted text, cryptogram	kriptolu metin
cryptographically protected	kriptoyla korunmuş
crystal, cristal	kristal
cyristal glass	kristal bardak
crystal growth	kristal büyütme
crystal mixer	kristal karıştırıcı
crystal oscillator	kristal salıngaç
criterion	kriter
criteria	kriterler
critical	kritik
critical failure	kritik aksama
crucial replica	kritik çoğaltma
critical stop	kritik dur
critical stop	kritik duruş
critical defect	kritik eksiklik
critical error	kritik hata
critical fault	kritik kusur
critical event simulation	kritik olaylı benzetim
critical bias	kritik sapma
critical data	kritik veri
critical path	kritik yol
critical path scheduling	kritik yol çizelgelemesi
critical path method, Critical Path Method (CPM)	kritik yol yöntemi
criticality	kritiklik
emergency, depression, crisis	kriz
chrysanthemum	krizantem
to snap	krmak
croquet	kroke
croquettes	kroket
sketch	kroki
chromium	krom
chrome ii	krom ii
chromatic aberration	kromatik (frekansa bağımlı) sapınç
chromatic dispersion	kromatik saçılma
chromic acid	kromik
chromium steel	kromlu çelik
chromosome	kromozom
chronic kidney failure	kronik böbrek yetmezliği
COPD	kronik obstrüktif akciğer hastalığı
chronological	kronolojik
chronometer	kronometre
crochet	kroşe
croisssant	kruasan
crouton	kruton
cruise	kruvaziyer
cruise tourism	kruvaziyer turizmi
barber, hairdresser, coiffeur, hairdresser's	kuaför
quaternary	kuarterner
Cuba	Küba
cuba:cu	küba:cu
dome	kubbe
Hug	Kucaklama
to embrace, to cuddle	kucaklamak
tiny	küçücük
small, minor, petty, petite	küçük
Lesser Antilles	Küçük Antiller
urination	küçük aptes
compact car	küçük araba
undersized fish	küçük balık
coggle	küçük balıkçı teknesi
branchlet	küçük bir branş
charr	küçük bir çeşit alabalık türü
bongo drum	küçük bir davul
bufflehead	küçük bir Kuzey Amerika ördeği
chunk not found	küçük birim bulunamadı
cubicle	küçük bölme
areolate	küçük boşluklara veya bölmelere bölünmüş
compact system	küçük boyutlu sistem
frizz	küçük bukle
andouillette	küçük bumbarlı sucuk
ripple	küçük dalga
solenette	küçük dil balığı
humiliation	küçük düşürme
to abase	küçük düşürmek
roll	küçük ekmek (tek kişilik)
cottage	küçük ev
yawl	küçük filika
french roll	küçük francala
Amor	küçük gezegen
disdain, contempt	küçük görme
to belittle	küçük görmek
southern ninespine stickleback	küçük güney dikenli balığı
missy	küçük hanım
lowercase	küçük harf
nutmeg	küçük hindistancevizi
rock lobster	küçük istakoz
to cavil	küçük itirazlarda bulunmak