Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 228
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Amalia's brother who works at French consulate... | Fransız Konsolosluğu'nda çalışan Amalia'nın kardeşi.. | 1922-1 | 1978 | |
The Italian captains... | İtalyan kaptanlar... | 1922-1 | 1978 | |
And that secretary of the English embassy | Ve İngiliz Elçiliği'deki o sekreter, | 1922-1 | 1978 | |
who makes advances to you. | sana sırnaşanların hepsi! | 1922-1 | 1978 | |
It is said that they rape the women and, then, kill them. | Onların kadınlara tecavüz edip sonra öldürdükleri söyleniyor! | 1922-1 | 1978 | |
Who? | Kimin? | 1922-1 | 1978 | |
If the army goes away, the city is lost. | Eğer Ordu giderse, şehir kaybolur! | 1922-1 | 1978 | |
The Turks will spare no one. | Türkler kimseyi ayırmayacak. | 1922-1 | 1978 | |
Alekos came to say goodbye. Leave him alone. | Alekos veda etmeye geldi. Onu yalnız bırak. | 1922-1 | 1978 | |
Have a good journey, my child. | İyi seyahatler, çocuğum. | 1922-1 | 1978 | |
Have a good journey. Farewell, my child. | İyi seyahatler. Elveda, çocuğum. | 1922-1 | 1978 | |
This is not a transfer. | Bu bir transfer değil. | 1922-1 | 1978 | |
This is a retreat. | Bu bir geri çekilme! | 1922-1 | 1978 | |
You're right. | Haklısın! | 1922-1 | 1978 | |
And they don't say a word to us! | Ve bize bir kelime bile söyledikleri yok! | 1922-1 | 1978 | |
They know what they're doing. | Onlar yaptıklarını biliyor. | 1922-1 | 1978 | |
What will become of all these people? | Bütün bu insanlar ne olacak? | 1922-1 | 1978 | |
There are four million Greeks in Asia Minor! | Anadolu'da dört milyon Yunanlı var. | 1922-1 | 1978 | |
We were born here. We shall die here. | Biz burada doğduk. Burada öleceğiz. | 1922-1 | 1978 | |
Asia Minor is Greek! | Anadolu Yunandır! | 1922-1 | 1978 | |
This is our homeland! I was born here! | Bizim vatanımız! Burada doğdum! | 1922-1 | 1978 | |
My father was born here and my grandfather too! | Babam burada doğdu ve büyükbabam da! | 1922-1 | 1978 | |
My grandfather was born here too! | Dedem de burada doğdu! | 1922-1 | 1978 | |
Yes, you! You must bring a certificate from Italian consulate! | Evet, sizler! İtalyan Konsolosluğu'ndan sertifika getirmeniz gerekmektedir. | 1922-1 | 1978 | |
I'm sorry but without a certificate absolutely nothing can be done! | Özür dilerim ama sertifika olmadan hiçbir şey yapılamaz! | 1922-1 | 1978 | |
You, sir! You have declared a family of nine persons | Siz, bayım! Dokuz kişilik bir aile beyan ettiniz.. | 1922-1 | 1978 | |
and right here you write fourteen! | ama burada ondört kişi yazıyor! | 1922-1 | 1978 | |
Please, don't push, you'll break the shop window! | Lütfen, itmeyin, Kapı camını kıracaksınız! | 1922-1 | 1978 | |
And you, Madame! Your passport is not valid! | Ve siz, Madam! Pasaportunuz geçerli değil! | 1922-1 | 1978 | |
I can't help it! I'm an employee of a travel agency, I'm not the State! | Yardım edemem! Ben bir seyahat ajansı çalışanıyım, Devlet görevlisi değilim! | 1922-1 | 1978 | |
Ask help from the State! What State are you talking about, sir? | Devletten yardım isteyin! Ne Devletinden bahsediyorsunuz? | 1922-1 | 1978 | |
Where's that State now? | Devlet nerede şimdi? | 1922-1 | 1978 | |
They took their papers and run away, sir! | Onlar belgeleri aldı ve kaçıyor! | 1922-1 | 1978 | |
That's right! They run away! | Haklısın! Onlar kaçıyor! | 1922-1 | 1978 | |
Greeks! They have betrayed us! | Yunanlar! Bize ihanet ettiler! | 1922-1 | 1978 | |
The army retreats and they're telling us nothing! | Ordu çekiliyor ve bize bir şey söylemiyorlar! | 1922-1 | 1978 | |
There it is! 'The Turks will never get to Smyrna!' | İşte burada! "Türkler asla Smyrna'da olamaz!" | 1922-1 | 1978 | |
The Turks are coming! They're outside the city and we are being fooled! | Türkler geliyor! Şehrin dışındalar ve bizi aptal yerine koyuyorlar! | 1922-1 | 1978 | |
There's no longer any Greek state in Smyrna. | Burada Smyrna'da artık Yunan Devleti yok. | 1922-1 | 1978 | |
And what about us? What are we going to do? | Ne olacağız? Ne yapacağız? | 1922-1 | 1978 | |
What will become of us? | Bizlere ne olacak? | 1922-1 | 1978 | |
We are bound to wait for the Turks without weapons, without army... | Silahsız, Ordusun Türkleri beklemek... | 1922-1 | 1978 | |
like sheep among wolves! | ..koyun gibi kurtların arasına dalmaktır! | 1922-1 | 1978 | |
I have a name, Marcagini! | Ben de bir isim var, Marcagini! | 1922-1 | 1978 | |
Antonio Marcagini! | Antonio Marcagini! | 1922-1 | 1978 | |
Marcagini, two persons! | Marcagini, iki kişi! | 1922-1 | 1978 | |
Marcagini! | Marcagini! | 1922-1 | 1978 | |
Antonio Marcagini, two persons, Marcagini! | Antonio Marcagini, iki kişi, Marcagini! | 1922-1 | 1978 | |
You need a false certificate, right now, quickly! | Senin belgen sahte, hemen uzaklaş! | 1922-1 | 1978 | |
[Wednesday, 24th of August, 1922] 1 | Çarşamba 24 Ağustos 1922 | 1922-1 | 1978 | |
What can we do now? We should have left long ago. | Şimdi ne yapabiliriz? Uzun zaman önce terketmeliydik! | 1922-1 | 1978 | |
So many left in time! Nonsense, how many? | O kadar çok zaman oldu! Saçmalık, ne kadar oldu? 1 | 1922-1 | 1978 | |
We are always the last. Why didn't we do what the others did? | Her zaman sona kaldık. Neden biz de diğerlerinin yaptığı gibi yapmadık? | 1922-1 | 1978 | |
You didn't want to us to do what the others do. | Sen bizim başkalarının yaptıkları gibi yapmamızı istemedin! | 1922-1 | 1978 | |
I see. Now they're not like us. | Anlıyorum. Şimdi onlar gibi değiliz! | 1922-1 | 1978 | |
What did the travel agency employee mean? | Seyahat acentasındaki adam bir şey mi yaptı? | 1922-1 | 1978 | |
Don't be afraid. I am! | Korkma! İyiyim! | 1922-1 | 1978 | |
Loukia! | Loukia! | 1922-1 | 1978 | |
Where's our fault? | Hatamız nerede? | 1922-1 | 1978 | |
What's my fault? Who did ever ask my opinion? | Hatam ne? Kimse fikrimi sormadı? | 1922-1 | 1978 | |
Come on, speak. | Hadi, söyle! | 1922-1 | 1978 | |
Come on, speak! | Hadi, söyle! | 1922-1 | 1978 | |
Felaket! (Turkish: disaster) | Felaket! | 1922-1 | 1978 | |
What else? | Başka? | 1922-1 | 1978 | |
Why are you speaking Turkish, eh? | Neden Türkçe konuşuyorsun, ha? | 1922-1 | 1978 | |
Why are you speaking Turkish, eh? | Neden Türkçe konuşuyorsun? | 1922-1 | 1978 | |
Since you know Greek, why are you speaking Turkish? | Yunanca bilmene rağmen neden Türkçe konuşuyorsun? | 1922-1 | 1978 | |
Hush, love! Why is she speaking... | Sakin ol, aşkım! Neden konuşuyor... | 1922-1 | 1978 | |
It's all right! | Her şey yolunda! | 1922-1 | 1978 | |
She can't speak Turkish in here! Calm down, dear! | O burada Türkçe konuşamıyor! Sakin ol, canım! | 1922-1 | 1978 | |
Why is she speaking Turkish... | Neden Türkçe konuşuyor... | 1922-1 | 1978 | |
Calm down, calm down now... | Sakin ol, sakin ol şimdi... | 1922-1 | 1978 | |
Forgive us, my child. | Bizi affet, çocuğum! | 1922-1 | 1978 | |
Two killed in the same house are too many. | Aynı evden öldürülen iki kişi çok var. | 1922-1 | 1978 | |
Open the book at page 43. | Kitabın 43. sayfasını aç. | 1922-1 | 1978 | |
Excuse me, please. | Lütfen, beni affedin! | 1922-1 | 1978 | |
And dogs, wolves and birds of prey | Ve köpekler, kurtlar ve yırtıcı kuşlar | 1922-1 | 1978 | |
Will clear your limbs | Senin kuzularını temizleyecek. | 1922-1 | 1978 | |
and search your trunk | ve gövdeni arayacaksın. | 1922-1 | 1978 | |
And we shall laugh without anything disturbing our joy | Ve biz neşe ile bir şeyden rahatsız olmadan gülmeliyiz. | 1922-1 | 1978 | |
Widowers, orphans... | Dullar, yetimler | 1922-1 | 1978 | |
with no home, neither son nor tomorrow... | ne oğlunu ne yarını göremeyecek.. | 1922-1 | 1978 | |
when the iron will have done his duty | demir görevini yaptığı zaman. | 1922-1 | 1978 | |
And the dead will be dead for good... | Ve ölüler güzel ölmüş olacak... | 1922-1 | 1978 | |
You're all leaving. | Hepiniz gidiyorsunuz. | 1922-1 | 1978 | |
[25th of August, 1922] | 25 Ağustos 1922 | 1922-1 | 1978 | |
But you're not going to leave. But you're not going to leave. | Ama terketmeyeceğiz. Terk etmeyeceğiz. | 1922-1 | 1978 | |
You will take these off. | Bunun dışında kalacaksın. | 1922-1 | 1978 | |
These are over now! | Bunların hepsi bitti! | 1922-1 | 1978 | |
Do you want to leave? Tell me the truth, do you want? | Ayrılmak istiyor musun? Bana doğru söyle, istiyor musun? | 1922-1 | 1978 | |
These are Petros' clothes. He was as tall as you. | Bunlar Petros'un elbiseleri. O da senin gibi uzundu. | 1922-1 | 1978 | |
You, there, look like Petros. | Sen, Petros'a benziyorsun. | 1922-1 | 1978 | |
Giorgos was... | Giorgos bir yıl... | 1922-1 | 1978 | |
shorter despite... | ..büyük... | 1922-1 | 1978 | |
being a year older. | ..olmasına rağmen kısaydı. | 1922-1 | 1978 | |
Kosmas will stay with me. | Kosmas benimle kalacak. | 1922-1 | 1978 | |
Let me introduce you. Ilias is a student of mine. | Sana tanıtayım. İlias Benim bir öğrencim. | 1922-1 | 1978 | |
See you again next Thursday, Ilias, same time... | Gelecel Perşembe görüşürüz, Ilias, her zaman ... | 1922-1 | 1978 | |
as ever. | ..olduğu saatte. | 1922-1 | 1978 | |
[26th of August, 1922] | 26 Ağustos 1922 | 1922-1 | 1978 |