Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 253
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
♪ so leave all that strokes tee shirt drama behind ♪ | Bu yüzden tüm şu Strokes tişörtü dramasını geride bırak. Bu yüzden tüm şu Strokes tişörtü dramasını geride bırak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, it's our night off. | Hadi ama, bu dışarıda takılma gecemiz. Hadi ama, bu dışarıda takılma gecemiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let's go get drunk in air conditioning. | Klimalı bir yere gidip sarhoş olalım. Klimalı bir yere gidip sarhoş olalım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We won't even have to pay for drinks. | İçkiler için para ödememiz de gerekmiyor. İçkiler için para ödememiz de gerekmiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
These "shotes" is gonna pay for our drinks. | İçkilerimizi bu "yavru domuzlar" ödeyecek. İçkilerimizi bu "yavru domuzlar" ödeyecek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You are literally a $5 whore right now. | Şu an tam anlamıyla 5 dolarlık bir kaltaksın. Şu an tam anlamıyla 5 dolarlık bir kaltaksın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
♪ Ai ee ai ee ♪ | ve sonrasında | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, Johnny. | Selam, Johnny. Selam, Johnny. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I thought I told you | O aptal, trajik kıçını... O aptal, trajik kıçını... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to keep your dumb, tragic ass out of here. | ...buranın dışında tutmanı söylediğimi sanıyordum. ...buranın dışında tutmanı söylediğimi sanıyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The only thing that isn't tragic about me is my ass. | Benimle ilgili trajik olmayan tek şey kıçım. Benimle ilgili trajik olmayan tek şey kıçım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And who's the blonde, bony skank? | Ya bu sarışın, sıska sürtük kim? Ya bu sarışın, sıska sürtük kim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, dude, she's not in on this. | Dostum, o buna dahil değil. Dostum, o buna dahil değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, I'm so sorry, miss. | Çok özür dilerim, bayan. Çok özür dilerim, bayan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, I'm Johnny, I'm Max's friend. | Selam, ben Johnny, Max'in arkadaşıyım. Selam, ben Johnny, Max'in arkadaşıyım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm Caroline. I'm freaked out. | Ben de Caroline. Balatayı yaktım şu an. Ben de Caroline. Balatayı yaktım şu an. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is something we do. | Bu bizim sürekli yaptığımız bir şey. Bu bizim sürekli yaptığımız bir şey. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
To remind us of our families. Mm hmm. | Ailelerimizi hatırlatması için. Ailelerimizi hatırlatması için. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Excuse me for a second. These guys tip more | Bir saniye müsaade edin. Çıtırlarla konuşurken,.. Bir saniye müsaade edin. Çıtırlarla konuşurken,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
if I high five 'em when we talk about chicks. | ...bunlara bir beşlik çakarsam daha fazla bahşiş veriyorlar. ...bunlara bir beşlik çakarsam daha fazla bahşiş veriyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Vagina! | Vajina! Vajina! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow. Girl, your bartender friend is cute. | Vay be, kızım, barmen dostun çok hoşmuş. Vay be, kızım, barmen dostun çok hoşmuş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look at those arms. Nice guns. | Şu kollara bak. Güzel silahlar. Şu kollara bak. Güzel silahlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He's not just a bartender, this dude is legit. | O yalnızca bir barmen değil, bu ahbap yasal çalışır. O yalnızca bir barmen değil, bu ahbap yasal çalışır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He's a street artist, goes by "Jpeg." | "Fotoğraf Uzmanları"nı kılavuz sayan bir sokak sanatçısıdır. "Fotoğraf Uzmanları"nı kılavuz sayan bir sokak sanatçısıdır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hmm. Well, right now | Kitabın adına baksana... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
he's cutting up limes and cleaning glasses. | ...limonları kesiyor ve gözlüğünü temizliyor. ...limonları kesiyor ve gözlüğünü temizliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, you're an heiress | Etrafa yanmış kıyma yemeği... Etrafa yanmış kıyma yemeği... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
who's slinging burnt hash and stale toast. | ...ve küflü ekmek fırlatan bir mirasçısın resmen. ...ve küflü ekmek fırlatan bir mirasçısın resmen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Touche. | Pes ediyorum! Pes ediyorum! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Douch ay. | Pes ediyormuş! Pes ediyormuş! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
These are from the gentleman with a sweet note, | Bunlar tatlı bir notla birlikte bayların hediyesi. Bunlar tatlı bir notla birlikte bayların hediyesi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Nice ass, nice rack." | "Güzel kıç, güzel meme." "Güzel kıç, güzel meme." | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hoo. | Affedersiniz. Bunlar ne için? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If that's your tequila noise, | Eğer tekila sesin buysa, Eğer tekila sesin buysa, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
God knows what your orgasm sounds like. | ...Tanrı bilir orgazm sesin nasıldır. ...Tanrı bilir orgazm sesin nasıldır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Same face, no sound. | Aynı ifade, sıfır ses. Aynı ifade, sıfır ses. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't believe it, it's the girl from the 'Will. | Buna inanamıyorum, Goodwill'deki kız. Buna inanamıyorum, Goodwill'deki kız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I got your back, gir r r. | Arkanı ben kollarım, yavrum. Arkanı ben kollarım, yavrum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is she doin'? | Ne yapıyor o? Ne yapıyor o? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She thinks Goodwill has made her tough. | Goodwill'in onu zorlu biri yaptığını sanıyor. Goodwill'in onu zorlu biri yaptığını sanıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Um, hi. How are you? | Selam. Nasılsınız? Selam. Nasılsınız? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just wanted to talk to you | Seninle şu Goodwill'deki tişört hakkında konuşmak istiyordum da. Seninle şu Goodwill'deki tişört hakkında konuşmak istiyordum da. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
See, my friend really wanted it, and, well, your friend has it. | Sen de gördün, arkadaşımın onu istiyordu, ve sonra senin arkadaşın aldı. Sen de gördün, arkadaşımın onu istiyordu, ve sonra senin arkadaşın aldı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What are you sayin', bitch? | Ne diyorsun sen, kaltak? Ne diyorsun sen, kaltak? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, I think we might have got off on the wrong foot. | Tamam, sanırım yanlış bir başlangıç yapmış olabiliriz. Tamam, sanırım yanlış bir başlangıç yapmış olabiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Do you want to feel my foot, bitch? | Ayağımı hissederek mi başlamak istiyorsun, kaltak? Ayağımı hissederek mi başlamak istiyorsun, kaltak? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I guess we know what your favorite word is. | Güzel, sanırım en sevdiğin sözcüğün ne olduğunu biliyoruz. Güzel, sanırım en sevdiğin sözcüğün ne olduğunu biliyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Those are not extensions, bitch! | Bunlar eklenti değil, kaltak! Bunlar eklenti değil, kaltak! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I should break this up, I should break this up. | Şunları ayırsam iyi olacak. Şunları ayırsam iyi olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, no, no, give her like four seconds to learn her lesson. | Hayır, hayır, dersini alması için dört saniye ver ona. Hayır, hayır, dersini alması için dört saniye ver ona. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, okay, ow! All right. All right! | Tamam! Pekâlâ, pekâlâ! Tamam! Pekâlâ, pekâlâ! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, okay, okay. Ow! Oh, oh. | Tamam, tamam. Tamam, tamam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, come on, come on. | Tamam, hadi, hadi. Tamam, hadi, hadi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh! It's okay. | Sorun yok. Sorun yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Are you still laughing, 'cause it wasn't funny. | Hâlâ mı gülüyorsun, bu hiç de komik değildi. Hâlâ mı gülüyorsun, bu hiç de komik değildi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It was so funny. It was like looney tunes funny. | Bence çok komikti. Looney Tunes kadar komikti. Bence çok komikti. Looney Tunes kadar komikti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It was like Bugs Bunny getting shot in the face funny. | Bugs Bunny'nin yüzüne komik bir yumruk yemesi gibiydi. Bugs Bunny'nin yüzüne komik bir yumruk yemesi gibiydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Only in your version, | Ama senin versiyonunda; Ama senin versiyonunda; | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Bugs Bunny tries to have a dialogue with the shotgun. | ...Bugs Bunny bir tüfekle diyaloğa girmeye çalışıyordu. ...Bugs Bunny bir tüfekle diyaloğa girmeye çalışıyordu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was trying | Tişörtünü geri almaya çalışıyordum. Tişörtünü geri almaya çalışıyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I wanted you to have it, | Onu almak istedim, Onu almak istedim, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
because you lit up at the 'Will when you saw it. | ...çünkü Goodwill'de onu gördüğünde ışıl ışıldın. ...çünkü Goodwill'de onu gördüğünde ışıl ışıldın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I do not light up, okay? | Işıldamam ben, tamam mı? Işıldamam ben, tamam mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There's no light inside me. | İçimde hiç ışıltı yok benim. İçimde hiç ışıltı yok benim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What you're seeing is probably radiation | Senin gördüğün muhtemelen... Senin gördüğün muhtemelen... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
by the train tracks. That was good money. | ...gelen ışıltı. İyi para ediyordu. ...gelen ışıltı. İyi para ediyordu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thanks for looking out for me, Caroline. | Dikkat ettiğin için sağ ol, Caroline. Dikkat ettiğin için sağ ol, Caroline. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're welcome, Max. | Bir şey değil, Max. Bir şey değil, Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's a t shirt, it's gone. | Sadece bir tişört, ve gitti artık. Sadece bir tişört, ve gitti artık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't get attached to things. | Giysilere bağlanmam ben. Giysilere bağlanmam ben. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ow. My nail practically got torn off back there | Az daha tırnağım "Negatif Kat Von D"* tarafından... Az daha tırnağım "Negatif Kat Von D"* tarafından... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
by "Cat Von D Minus." | ...kökünden koparılıyordu. ...kökünden koparılıyordu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm gonna have to sleep with it elevated. | Tırnağım çıkarılmış şekilde uyumam gerekecek. Tırnağım çıkarılmış şekilde uyumam gerekecek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Is there a nail place around here? | Buralarda bir manikürcü var mı? Buralarda bir manikürcü var mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
here. Love when that happens. | ...işte. Bunun olmasına bayılıyorum. ...işte. Bunun olmasına bayılıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, a two for one girlfriend special. Genius. | Baksana, kız arkadaşlara özel ikisi bir fiyatına. Dahice. Baksana, kız arkadaşlara özel ikisi bir fiyatına. Dahice. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Go with me tomorrow before work, it'll be cheaper if we both go. | Yarın işten önce benimle birlikte gel, ikimizde gidersek ucuza gelecek. Yarın işten önce benimle birlikte gel, ikimizde gidersek ucuza gelecek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I really need one. | Birine cidden ihtiyacım var. Birine cidden ihtiyacım var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Plus, you need one, too. | Ayrıca, senin de birine ihtiyacın var. Ayrıca, senin de birine ihtiyacın var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I can't. I have my own day of luxury already booked. | Yapamam. Yarın benim çoktan ayarlanmış lüks takılma günüm. Yapamam. Yarın benim çoktan ayarlanmış lüks takılma günüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It'll be fun. | Eğlenceli olacak. Eğlenceli olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're doin' it, gir r rl. | Sen bunu çok iyi yapıyorsun, yavrum. Sen bunu çok iyi yapıyorsun, yavrum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Me and my friends used to love getting manicures. | Ben ve arkadaşlarım manikür yaptırmaya bayılırdık. Ben ve arkadaşlarım manikür yaptırmaya bayılırdık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
'Cause they're black drag queens? | Zenci eşcinseller oldukları için mi? Zenci eşcinseller oldukları için mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, dude. | Selam, dostum. Selam, dostum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's about that time? | Vakit geldi, ha? Vakit geldi, ha? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let me get the pooper scooper. | Dur da keyif kaçıranlar için olan küreğimi alayım. Dur da keyif kaçıranlar için olan küreğimi alayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All right. Let's do this. | Pekâlâ. Hadi yapalım şunu. Pekâlâ. Hadi yapalım şunu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey. Hey. | Selam. Selam. Selam. Selam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let me ask you something. How is it that you, | Sana bir şey sorayım. Nasıl oluyor da sen, Sana bir şey sorayım. Nasıl oluyor da sen, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
a horse, and Caroline are both living with me, | ...bir at yani, ve Caroline ikiniz de benimle yaşıyorsunuz, ...bir at yani, ve Caroline ikiniz de benimle yaşıyorsunuz, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and you're less of a problem for me? | ...ve sen benim için daha önemsiz bir sorun oluyorsun? ...ve sen benim için daha önemsiz bir sorun oluyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, you tell me, you've known her longer. | Yani, sen söyle, onu daha uzun zamandır tanıyorsun. Yani, sen söyle, onu daha uzun zamandır tanıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She picks a fight with a tatted out white chick | Her tarafı dövme kaplı Bronx'lu beyaz bir piliçle... Her tarafı dövme kaplı Bronx'lu beyaz bir piliçle... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
from the Bronx? What is up with that? | ...kavga çıkarır mıydı? Ne dersin? ...kavga çıkarır mıydı? Ne dersin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't know, man, I'm just used to it. | Bilmiyorum, dostum, ben alıştım işte. Bilmiyorum, dostum, ben alıştım işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's what you'd sound like, if you talked. | Bu, eğer konuşsaydın senin çıkarıyor olacağın sesti. Bu, eğer konuşsaydın senin çıkarıyor olacağın sesti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I agree with you, by the way. | Seninle aynı fikirdeyim, bu arada. Seninle aynı fikirdeyim, bu arada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Everything you say is right, Max. | Söylediğin her şey doğru, Max. Söylediğin her şey doğru, Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |