Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 305
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
She celebrates everything. | O her şeyi kutlar. O her şeyi kutlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Heads up, everybody. | Dikkat edin, millet. Dikkat edin, millet. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just refilled the paper towels. | Biraz önce kağıt havluları tekrar doldurdum. Biraz önce kağıt havluları tekrar doldurdum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Who's a team player? What, what? | Kimmiş takım oyuncusu? Ne? Ne? Kimmiş takım oyuncusu? Ne? Ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
2 Broke Girls S01E18 And the One Night Stands | 2 Broke Girls S01E18 Ve Bir Gecelik İlişkiler 2 Broke Girls S01E18 Ve Bir Gecelik İlişkiler 2 Broke Girls S01E18 Ve Bir Gecelik İlişkiler | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know what we have to do. | Ne yapmamız gerektiğini biliyorsun. Ne yapmamız gerektiğini biliyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Aw, man. I knew this day would come. | Olamaz. Bu günün geleceğini biliyordum. Olamaz. Bu günün geleceğini biliyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All right, what's the least amount I can do to keep my job? | Pekala. İşimi elimde tutabilmek için en az ne yapabilirim? Pekala. İşimi elimde tutabilmek için en az ne yapabilirim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just tell me when it's over. | Bittiğinde haber ver. Bittiğinde haber ver. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And when it starts. | Ya da başladığında. ...iyimser olduğumu söyledim. Ya da başladığında. ...iyimser olduğumu söyledim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's time to talk about Caroline's birthday. | Caroline'ın doğum günü hakkında konuşma zamanı. Caroline'ın doğum günü hakkında konuşma zamanı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You have to throw her a party. | Bir parti düzenlemek zorundasın. Bir parti düzenlemek zorundasın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'd rather you just | Benimle oynaşmanı tercih ederdim. Benimle oynaşmanı tercih ederdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't like birthdays. I don't even know when mine is. | Doğum günlerini sevmem. Benimki ne zaman onu bile bilmiyorum. Doğum günlerini sevmem. Benimki ne zaman onu bile bilmiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My mom narrowed it down to a two week window in June. | Annem benimkini Haziranın iki haftalık bir zaman dilimine kadar daralttı. Annem benimkini Haziranın iki haftalık bir zaman dilimine kadar daralttı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But you are Caroline's BFF. | Ama sen Caroline'nın kankasısın. Ama sen Caroline'nın kankasısın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And it is BFF's job to throw friend a party. | Ve kankaların görevi de parti düzenlemektir. Ve kankaların görevi de parti düzenlemektir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Han, I don't have enough money | Parti düzenleyecek kadar param yok, Han. Parti düzenleyecek kadar param yok, Han. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't even have enough money to throw a baseball. | Beysbol topu alacak kadar bile param yok. Beysbol topu alacak kadar bile param yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You have money. You be her BFF. | Senin paran var. Sen kankası ol. Senin paran var. Sen kankası ol. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I already have a BFF Jamarcus. | Benim zaten bir Jamarcus adında kankam var. Benim zaten bir Jamarcus adında kankam var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And my last birthday, | Ve son doğum günümde benim için sürpriz bir parti düzenledi. Ve son doğum günümde benim için sürpriz bir parti düzenledi. Sophie, seninle hamileyken sevişmek... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You must think BFF stands for "barely freaking friends", | Kankanın zar zor geçinen arkadaşlar olduğunu düşünüyor olmalısın. Kankanın zar zor geçinen arkadaşlar olduğunu düşünüyor olmalısın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
because there's no way you're down | Çünkü Jamarcus adında biriyle takılmanın imkanı yok. Çünkü Jamarcus adında biriyle takılmanın imkanı yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Then why did we exchange ATM pin numbers? | O zaman neden ATM şifrelerimizi değiştik? O zaman neden ATM şifrelerimizi değiştik? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll just crop that, and we'll be good to go. | Şunu da kırpıyorum ve yayınına hazırız. Şunu da kırpıyorum ve yayınına hazırız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, Edwin's ready to show us the design for our new website. | Max, Edvin bize yeni internet sitemizi göstermek için hazır. Max, Edvin bize yeni internet sitemizi göstermek için hazır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come see it. | Gel bir bak. Gel bir bak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Dude, you and the webmaster have been talking "business" | Dostum sen ve şu site yazılımcısı bir haftadır her gün "iş" konuşuyorsunuz. Dostum sen ve şu site yazılımcısı bir haftadır her gün "iş" konuşuyorsunuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Is something going on there? | Bir şeyler mi dönüyor orada? Bir şeyler mi dönüyor orada? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Shouldn't the web be mastered by now? | Şimdiye kadar senin yazılımında uzmanlaşamadı mı? Şimdiye kadar senin yazılımında uzmanlaşamadı mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's strictly business. | Kesinlikle iş. Kesinlikle iş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All right, but it's costing us $200. | Pekala, ama bize 200 dolara mal oluyor. Pekala, ama bize 200 dolara mal oluyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Might as well get something out of it. | Belki bundan başka bir şey de çıkabilir. Belki bundan başka bir şey de çıkabilir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Maybe let him browse your Yahoo? | Belki de Yahoo'nda gezinmesine izin verirsin? Belki de Yahoo'nda gezinmesine izin verirsin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Looks like he might have a big ol' hard drive | Görünüşe göre büyük bir sabit diskiyle kocaman bir Ram'i var gibi. Görünüşe göre büyük bir sabit diskiyle kocaman bir Ram'i var gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, he's cute, but I don't want a relationship right now. | Çok tatlı ama bu aralar bir ilişki istemiyorum. Çok tatlı ama bu aralar bir ilişki istemiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I don't do one night stands. | Ve ben bir gecelik ilişkilere karşıyım. Ve ben bir gecelik ilişkilere karşıyım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All right, so don't stand. Lay down. | Pekala, karşı olmana gerek yok, uzan gitsin. Pekala, karşı olmana gerek yok, uzan gitsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's not me | Ertesi gün utanç yürüyüşüne çıkmak bana göre değil. Ertesi gün utanç yürüyüşüne çıkmak bana göre değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I always see those girls with their messed up sex hair, | Seks sonrası dağınık saçlarla, topuklularını ellerinde taşıyarak... Seks sonrası dağınık saçlarla, topuklularını ellerinde taşıyarak... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
carrying their heels, clutching their coats | ...montlarıyla dün geceki kıyafetlerini saklamaya çalışan kızları hep görüyorum. ...montlarıyla dün geceki kıyafetlerini saklamaya çalışan kızları hep görüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Going into Kinko's to use Google maps | Kinko'ya gidip Google Maps kullanarak nerede olduğunu anlamaya çalışırsın. Kinko'ya gidip Google Maps kullanarak nerede olduğunu anlamaya çalışırsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You really put the "ho" in "Kinko." | Sen gerçekten de Kinko'da fahişelikten anlıyorsun. Sen gerçekten de Kinko'da fahişelikten anlıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh. Sorry, Sophie. | Kusura bakma, Sophie. Kusura bakma, Sophie. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We're closed. | Kapalıyız. Kapalıyız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, no. I'll be quick. | Olamaz. Çabuk olurum. Olamaz. Çabuk olurum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just want a cupcake to go. | Sadece bir kek alıp gideceğim. Sadece bir kek alıp gideceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm on my way to 24 hour fitness. | 24 saat açık bir spor salonuna gidiyorum. 24 saat açık bir spor salonuna gidiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ja, and I put it on the cupcake holder on the treadmill. | Ve keki de koşu bandının tepesine koyuyorum. Ve keki de koşu bandının tepesine koyuyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, Max, my town car is parked out front | Max, arabamı ön tarafa park ettim ve merak ediyorum da... Max, arabamı ön tarafa park ettim ve merak ediyorum da... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I was wondering if you wanted me to wait | ...eğer beni beklerseniz, Caroline'ı ve seni apartmanımıza bırakabilirim. ...eğer beni beklerseniz, Caroline'ı ve seni apartmanımıza bırakabilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, no. It's okay. | Hayır. Sorun değil. Hayır. Sorun değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We still have to clean up and take the garbage out. | Hala temizlik yapıp, çöpleri dışarı çıkarmak zorundayız. Hala temizlik yapıp, çöpleri dışarı çıkarmak zorundayız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, looks like the garbage is taking itself out. | Görünüşe göre çöpler kendi başına dışarı çıkıyor. Görünüşe göre çöpler kendi başına dışarı çıkıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The game continues. | Oyun devam ediyor. Oyun devam ediyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here is my number. | İşte numaram. İşte numaram. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I invite you to call me | İçinde gaz kalmış kadınlar tarafından... Seni ne kaçırdığını fark ettiğin zaman beni aramaya davet diyorum. İçinde gaz kalmış kadınlar tarafından... Seni ne kaçırdığını fark ettiğin zaman beni aramaya davet diyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or any time you are drunk and willing. | Ya da sarhoş ve istekli olduğun herhangi bir zaman. Ya da sarhoş ve istekli olduğun herhangi bir zaman. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I'm going to need the doggy bag as well. | Max, bir tane de kese kağıdına ihtiyacım olacak. Max, bir tane de kese kağıdına ihtiyacım olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not for the cupcake. | Kekler için değil. Kekler için değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
To puke in. | Kusmak için. Kusmak için. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So I'll get this finalized, | Ben, buna son halini verip yarın da restorana uğrarım. Ben, buna son halini verip yarın da restorana uğrarım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and then I'll stop by the diner tomorrow | Sen de böylece yayına girmeden önce taslağı onaylarsın. Sen de böylece yayına girmeden önce taslağı onaylarsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, wait, Edwin. Shoot. | Edwin, bir dakika bekle. Edwin, bir dakika bekle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I forgot to show you the new pricing chart. | Fiyat tablosunu göstermeyi unuttum. Fiyat tablosunu göstermeyi unuttum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's cool, I can draft it up right now | Sorun değil, şimdi taslağını hazırlayıp eve gittiğimde de yükleyebilirim. Sorun değil, şimdi taslağını hazırlayıp eve gittiğimde de yükleyebilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, webmaster. You work pretty fast. | Çok hızlı çalışıyorsun. Çok hızlı çalışıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But I bet you can work slow, too. | Ama eminim yavaş da çalışabiliyorsundur. Ama eminim yavaş da çalışabiliyorsundur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And really fast again. | Ve sonra tekrar hızlanıyorsundur. Ve sonra tekrar hızlanıyorsundur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can be done in a minute. | Bir dakikada halledebilirim. 1 Bir dakikada halledebilirim. 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ooh, not what you want to hear. | Duymak istediğin bu değildi. Duymak istediğin bu değildi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's fine. We can wait. | Sorun değil, bekleyebiliriz. Sorun değil, bekleyebiliriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know what? You stay here. | Biliyor musun, sen burada kal. Biliyor musun, sen burada kal. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have to go to the store and pick up stuff for your | Markete gidip senin için bazı Markete gidip senin için bazı | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
my what? | Benim için ne? Benim için ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Your cupcake business that you're making me do with you. | Bana, seninle yaptırdığın şu senin kek işi için. Bana, seninle yaptırdığın şu senin kek işi için. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Get home safe. | Eve sağ salim dön. Eve sağ salim dön. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Um, hey, where do you live, Edwin? | Nerede oturuyorsun, Edwin? Nerede oturuyorsun, Edwin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hell's kitchen. | Hell's Kitchen'da. Hell's Kitchen'da. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, cool. | Geçen üç ayda her 7/24. Harika. Harika. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're going to want to take the "c" down, | C hattına binip oradan L otobüsüne geç. C hattına binip oradan L otobüsüne geç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
transfer to the "l," and if you get lost, | Eğer kaybolursan 6. ve 14. caddenin köşesinde bir Kinko var. Eğer kaybolursan 6. ve 14. caddenin köşesinde bir Kinko var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's embarrassing. Max was just trying to | Utanç verici. Max, sadece bizim Utanç verici. Max, sadece bizim | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
yeah, I work on complicated web programs. | Karmaşık programlarla çalışıyorum. Karmaşık programlarla çalışıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think I cracked that code. | Sanırım o kodu da çözdüm. Sanırım o kodu da çözdüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She wants us to hook up. | Bizim birlikte takılmamızı istiyor. Bizim birlikte takılmamızı istiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah. I'm sorry. | Evet, üzgünüm. Evet, üzgünüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why are you sorry? | Neden üzülüyorsun? Neden üzülüyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's all I've been thinking about. | Hep bunu düşünüyordum. Hep bunu düşünüyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God. | Aman Tanrım. Aman Tanrım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They are so hot. | Çok ateşliler. Çok ateşliler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't give me that look. | Sakın bana o bakışı atma. Sakın bana o bakışı atma. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oleg. | Oleg. Oleg. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Caroline. | Caroline. Caroline. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What are you doing here? | Ne yapıyorsun burada? Ne yapıyorsun burada? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What are you doing here? | Sen ne yapıyorsun burada? Sen ne yapıyorsun burada? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I live here, and I'm just coming out | Burada oturuyorum. Kahve almıştım ve eve dönüyordum. Burada oturuyorum. Kahve almıştım ve eve dönüyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It was delicious. I drank every bit of it. | Çok lezzetliydi. Son damlasına kadar içtim. Çok lezzetliydi. Son damlasına kadar içtim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Outside. That's why I don't have a cup. | Dışarıda. Bu yüzden kahve bardağım yok. Dışarıda. Bu yüzden kahve bardağım yok. Anlamadım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |