Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Let me go please! | Lütfen gitmeme izin ver! | 05 mm-1 | 2014 | |
No way. You're going nowhere. | Olmaz. Hiçbir yere gitmiyorsun. | 05 mm-1 | 2014 | |
Let go! | Bırak beni! | 05 mm-1 | 2014 | |
I'll tell the police. | Polise anlatacağım. | 05 mm-1 | 2014 | |
I happen to know that lady very well. | Ben o kadını çok iyi tanıyorum. | 05 mm-1 | 2014 | |
I'm a local so everyone will help me arrest you. | Buranın yerlisi olduğum için seni tutuklamama herkes yardımcı olacaktır. | 05 mm-1 | 2014 | |
I've done nothing bad! | Kötü bir şey yapmadım! Yaptın! | 05 mm-1 | 2014 | |
I haven't. You have! | Yapmadım. Yaptın! | 05 mm-1 | 2014 | |
I haven't! I was fixing it! | Hayır! Sadece onu tamir ediyordum! | 05 mm-1 | 2014 | |
OK. Let's go. Go away! | Tamam. Gidelim. Git buradan! | 05 mm-1 | 2014 | |
Don't touch me! | Dokunma bana! | 05 mm-1 | 2014 | |
Leave me alone! | Beni rahat bırak! | 05 mm-1 | 2014 | |
Don't touch me, kid! | Dokunma bana, çocuk! | 05 mm-1 | 2014 | |
Let's go to your place. What for? | Senin evine gidelim. Ne için? | 05 mm-1 | 2014 | |
I forgot where I live! Let my hand go! | Nerede yaşadığımı unuttum! Elimi tut gidelim! | 05 mm-1 | 2014 | |
You only have instant noodles. Want some? | Sadece hazır erişte var. Biraz ister misin? | 05 mm-1 | 2014 | |
None for me. | Hayır istemem. | 05 mm-1 | 2014 | |
...and now for the weather. | ...ve şimdi hava durumu. | 05 mm-1 | 2014 | |
A low pressure system is moving in. | Alçak basınç sistemi hareket ediyor. | 05 mm-1 | 2014 | |
Rain's expected in the evening. Don't forget your umbrellas. | Akşama yağmur bekleniyor. Şemsiyenizi sakın unutmayın. | 05 mm-1 | 2014 | |
In the daytime | Gündüzleriyse... | 05 mm-1 | 2014 | |
there'll be occasional rain across the region. | ...bölge çapında zaman zaman yağmur olacak. | 05 mm-1 | 2014 | |
With a 40 to 50% chance of rain. | 40 ila% 50 olasılık ile yağmur... | 05 mm-1 | 2014 | |
Help yourself. | Afiyet olsun. | 05 mm-1 | 2014 | |
The highest temperature | En yüksek sıcaklık... | 05 mm-1 | 2014 | |
will be like yesterday, higher than usual. | ...dün gibi olacak, her zamankinden daha yüksek. | 05 mm-1 | 2014 | |
Tomorrow it'll be sunny. | Yarın güneşli olacak. | 05 mm-1 | 2014 | |
Great, it'll be sunny tomorrow. | Harika, hava yarın güneşli olacak. | 05 mm-1 | 2014 | |
Where are you off to? Work but what's it to you? | Nereye gidiyorsun? İşe ama sana ne bundan? | 05 mm-1 | 2014 | |
Welcome. | Hoş geldiniz. | 05 mm-1 | 2014 | |
Hello, Saito! | Merhaba, Saito! | 05 mm-1 | 2014 | |
Mr. Ishiguro, you look younger. | Bay Ishiguro, daha genç görünüyorsunuz. | 05 mm-1 | 2014 | |
Well, thank you! | Teşekkür ederim! | 05 mm-1 | 2014 | |
That bolo tie is classy. | Bolo kravatın çok şık. | 05 mm-1 | 2014 | |
Oh, this? I bought it with profits from the venture. | Oh, Bu mu? Karlı bir girişimden aldım. | 05 mm-1 | 2014 | |
Great. That's what I want to hear about. | Harika. Duymak istediğimde buydu zaten. | 05 mm-1 | 2014 | |
I ordered coffee for you. Is that OK? | Size kahve söylemiştim. Olur mu? | 05 mm-1 | 2014 | |
Oh, yes. I love it. | Ah, Evet. Bayıldım. | 05 mm-1 | 2014 | |
How about we get straight down to business. | Nasıl doğrudan işimize bakalım mı?. | 05 mm-1 | 2014 | |
I sneaked the classified brochure out of the office. | Ofis dışında broşürümüzü gizli tutarım. | 05 mm-1 | 2014 | |
It's simple. You give me a small sum and it returns 2 fold. | Basitçe. Bana küçük bir miktar verin ve size 2 katı olarak geri vereyim. | 05 mm-1 | 2014 | |
It's an investment. | Bu bir yatırımdır. | 05 mm-1 | 2014 | |
The thing about this venture is, you can't lose. | Bu girişim ilgili bir şey, sizi kaybetmeyi göze alamam. | 05 mm-1 | 2014 | |
How's that? | Nasıl? | 05 mm-1 | 2014 | |
Because it's a special deal. | Çünkü bu özel bir anlaşma. | 05 mm-1 | 2014 | |
It's not an offer we usually make. | Bu genellikle yaptığımız bir teklif değil. | 05 mm-1 | 2014 | |
But I can trust you, Mr. Ishiguro. | Ama size güvenebilirim, Bay Ishiguro. | 05 mm-1 | 2014 | |
I trust you too, Saito. | Ben de sana güveniyorum, Saito. | 05 mm-1 | 2014 | |
You are right to trust me. | Bana güvenmekte haklısınız. | 05 mm-1 | 2014 | |
Sorry to be nosy but weren't you a car mechanic? | Merakım için özür dilerim ama siz bir araba tamircisiydiniz değil mi? | 05 mm-1 | 2014 | |
I guess you worked hard but couldn't save much. | Sanırım çok çalıştınız ama biriktiremediniz. | 05 mm-1 | 2014 | |
Can you live off your pension and savings? | Emeklilik ve tasarruf ile yaşayabilir misiniz? | 05 mm-1 | 2014 | |
I've saved up a lot. | Ben çok şey biriktirdim. | 05 mm-1 | 2014 | |
I was quite careful. | Oldukça dikkatliydim. | 05 mm-1 | 2014 | |
I didn't want to be a burden to my kids. | Çocuklarıma yük olmak istemedim. | 05 mm-1 | 2014 | |
I want to take care of myself up 'til the end. | Sonuna kadar kendi başımın çaresine bakmak istiyorum. | 05 mm-1 | 2014 | |
I see. | Anlıyorum. | 05 mm-1 | 2014 | |
I'll show you how it works. | Nasıl çalıştığını size göstereceğim. | 05 mm-1 | 2014 | |
See this right here. | Bunu görüyorsunuz. | 05 mm-1 | 2014 | |
We're offering membership with no conditions. | Hiçbir koşul olmadan üyelik teklif ediyoruz. | 05 mm-1 | 2014 | |
Members have exclusive access to the Supreme rate rebate. | Üyeler için özel kullanım erişimine sahip yüksek indirim oranlarıyla. | 05 mm-1 | 2014 | |
And this is incredible. | Ve bu inanılmaz. | 05 mm-1 | 2014 | |
We have a dedicated server. | Biz özel bir sunucuya sahibiz. | 05 mm-1 | 2014 | |
We use the world's fastest computer for the job! | Bu iş için dünyanın en hızlı bilgisayarlarını kullanıyoruz! | 05 mm-1 | 2014 | |
So you can't lose money. | Sizin para kaybetmenizi göze alamayız. | 05 mm-1 | 2014 | |
Another feature... | Başka bir özelliği... | 05 mm-1 | 2014 | |
That's fine. I understood everything. | Tamam. Her şeyi anladım. | 05 mm-1 | 2014 | |
Very good! | Çok iyi! | 05 mm-1 | 2014 | |
Now, this is very important. | Şimdi, bu çok önemli. | 05 mm-1 | 2014 | |
What bank do you use? | Hangi bankayı kullanıyorsunuz? | 05 mm-1 | 2014 | |
My moneys not in a bank. | Benim param bankada değil. | 05 mm-1 | 2014 | |
Banks can't be trusted! | Bankalara güven olmaz! | 05 mm-1 | 2014 | |
I'm no fool. | Ben aptal değilim. | 05 mm-1 | 2014 | |
A man must always take care of himself. | Bir adam her zaman kendi başının çaresine bakması gerekir. | 05 mm-1 | 2014 | |
You're the man, Mr. Ishiguro. | Öylesiniz, Bay Ishiguro. | 05 mm-1 | 2014 | |
In my case, my lack of savings made my future uncertain. | Benim durumumda, tasarruf eksikliği benim geleceğimi belirsizleştirdi. | 05 mm-1 | 2014 | |
But that changed when I tripled my money in this venture. | Ama bu ne zaman değişti? Bu girişim paramı üç katına çıkardı. | 05 mm-1 | 2014 | |
How much have you saved? | Peki ne kadar biriktirdiniz? | 05 mm-1 | 2014 | |
I don't want to talk about that here! | Bu konuyu burada konuşmak istemiyorum! | 05 mm-1 | 2014 | |
One million? | Bir milyon? | 05 mm-1 | 2014 | |
10 million! | 10 milyon! | 05 mm-1 | 2014 | |
You should start with a small sum. | Küçük bir miktar ile başlayacaksınız. | 05 mm-1 | 2014 | |
Although the more you invest, the better the return. | He kadar fazla yatırım yaparsanız, dönüşleriniz o kadar iyi olur. | 05 mm-1 | 2014 | |
But I don't think you're quite ready yet. | Ama henüz tam olarak hazır olduğunuzu düşünmüyorum. | 05 mm-1 | 2014 | |
I am! I'll show you what kind of man I am! | Ben! Size nasıl bir adam olduğumu göstereceğim! | 05 mm-1 | 2014 | |
Deposit 10 million to this account by the end of the month. | Bu ayın sonuna kadar bu hesaba 10 milyon yatırmalısınız. | 05 mm-1 | 2014 | |
Your days as a pensioner are over! | Bir emekli olarak günleriniz sona erdi! | 05 mm-1 | 2014 | |
Next month | Gelecek ay yeni bir hayata başlayacaksınız. | 05 mm-1 | 2014 | |
Thanks for the meal! | Yemek için teşekkürler! | 05 mm-1 | 2014 | |
You, con artist! | Seni, dolandırıcı! | 05 mm-1 | 2014 | |
Let's get some groceries. | Biraz yiyecek alalım. | 05 mm-1 | 2014 | |
No, thank you! | Hayır, teşekkür ederim! | 05 mm-1 | 2014 | |
Why don't you just go home? | Neden evine gitmiyorsun? | 05 mm-1 | 2014 | |
I have no home. | Benim evim yok. | 05 mm-1 | 2014 | |
That's your problem. I don't want you following me around. | Bu senin sorunun. Beni takip etmeni istemiyorum. | 05 mm-1 | 2014 | |
I'll go then but I'm telling the police. | O zaman gider polise her şeyi anlatırım. | 05 mm-1 | 2014 | |
Go ahead! | Devam et! | 05 mm-1 | 2014 | |
OK, I will. Thanks for the meal, goodbye! | Tamam, yapacağım. Yemek için teşekkürler ve güle güle! | 05 mm-1 | 2014 | |
Oh, one thing. | Ah, bir şey daha var. | 05 mm-1 | 2014 | |
If you're arrested | Eğer tutuklanırsan, | 05 mm-1 | 2014 |