Search
English Turkish WordTranslations Page 61
English | Turkish | |
basis of a space | bir uzayın doğurayı | |
to amputate | bir uzvu kesmek | |
revalued amount of an asset | bir varlığın yeniden değerlenmiş tutarı | |
replacement cost of an asset | bir varlığın yerine koyma maliyeti | |
tax base of an asset or liability | bir varlık veya borcun vergiye esas değeri | |
archimandrite | bir veya birkaç manastırı idare eden rahip | |
cisterna | bir vücut sıvısı için depo ödevini gören kapılı boşluk | |
to anele | bir yağ veya merhemi uygulamak | |
to shunt | bir yana döndürmek | |
barranca | bir yanardağ ağzından eteklerine kadar inen nispeten derin ve geniş oluk-benzeri yarık | |
architectural plan | bir yapının ölçek çizimi | |
to cite | bir yapıttan bir bölüm aktarmak | |
Assign new text to a bookmark | Bir yer imine yeni metin ata | |
inhabitant | bir yerde ikamet eden kimse | |
to bunch up | bir yerde toplanmak | |
checkout time | bir yerden ayrılış yapma zamanı | |
to barge in | bir yere ansızın yada davetsiz girmek | |
to climatize | bir yerin havasına alışmak | |
to acclimate | bir yerin havasına alıştırmak | |
choose a layout | bir yerleşim seçin | |
beer, ale | bira | |
beer garden | bira bahçesi | |
draft beer | bira (fıçı) | |
brewer | bira imalatçısı | |
canned beer | bira (kutu) | |
barm | bira mayası | |
bottled beer | bira (şişe) | |
brother | birader | |
pub, beer house, public house | birahane | |
drop, to dismiss | bırak | |
by this amount | bırakılacak boşluk | |
dropped | bırakılan | |
burst packets dropped | bırakılan burst paketleri | |
Frames Dropped, FramesDropped | Bırakılan Kare | |
drop point | bırakılan nokta | |
dropped packets | bırakılan paket | |
dropped packets | bırakılan paketler | |
burst packets dropped | bırakılan veri paketleri | |
drop? | bırakılsın mı? | |
drop areas | bırakma alanları | |
drop off charge | bırakma bedeli | |
drop-down form field | bırakma form alanı | |
drop shadow | bırakma gölgesi | |
to drop, to leave, to depart, to resign, to abandon, to cede, to absent oneself, to go away, to forgo | bırakmak | |
continue drop | bırakmaya devam et | |
to agglomerate, to close up | biraraya getirmek | |
one littler, a smal amount | biraz | |
In Slightly | Biraz ıçeri | |
some time ago | biraz önce | |
to catch one's breath | biraz soluklanmak | |
brackish | biraz tuzlu | |
some time | biraz zaman | |
presently | birazdan | |
to pleach | birbiri arasından geçirerek örmek | |
to diverge | birbirinden ayrılmak | |
each other | birbirine | |
to couple on | birbirine bağlamak | |
concatenation | birbirine bağlı olaylar dizisi | |
to interlace | birbirine dolanmak | |
to enlace | birbirine geçirmek | |
each other | birbirine göre | |
to commix | birbirine karıştırmak | |
interlocked | birbirine kenetlemek | |
to entwine | birbirine kıvrılmak | |
consentaneous | birbirine uygun | |
to collocate | birbirine uygun düşmek | |
connivent | birbirine yaklaşmış | |
mutually exclusive | birbirini dışlayan | |
interchangeable | birbiriyle değiştirilebilir | |
catena | birbirlerine zincirle bağlanmış grup | |
area navigation (RNAV) | Birçeşit radyo navigasyon sistemi | |
to flush | birden akmak | |
Allow Multilink | Birden çok bağlantıya izin ver | |
to break off | birden durmak | |
to plunk | birden düşmek | |
multi engine (ME) | birden fazla motorlu uçak | |
to burst out | birden ortaya çıkmak | |
1-to-1 | Bire Bir Eşleştirme | |
to enumerate | birer birer saymak | |
individual | birey | |
individuality | bireylik | |
individual financial statements | bireysel finansal tablolar | |
individual communication | bireysel iletişim | |
personal accident insurance | bireysel kaza sigortası | |
personal money insurance | bireysel para sigortası | |
personal liability insurance | bireysel sorumluluk sigortası | |
unicellular animals, single-celled organisms | birgözeliler | |
single-celled organisms | birhücreliler | |
first | biri | |
antagonist | biri kasılırken diğeri rahatlayan kas | |
mulatto | biri zenci biri beyaz anne babadan doğan kimse | |
unique, sole, exclusive | biricik | |
AC | birikeç | |
accumulator register | birikeç yazmacı | |
accumulator-bus, accumulator bus | birikeç yolu | |
cumulative | biriken | |
accretion, backlog, backlog | birikim | |
cumulative | birikimli | |
cumulative translation differences | birikimli çevirim farkları | |
cumulative error | birikimli hata |