Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180

İngilizce	Türkçe	Ayrıntılar
eyelid	göz kapağı
to wink, to nictitate	göz kırpmak
to bear in mind	göz önünde bulundurmak
to unfold, to flaunt	göz önüne sermek
eye color	göz rengi
askant	göz ucuyla
eyestrain (display screens)	göz yorgunluğu
to condone	göz yummak
eyeball	göz yuvarlağı
sclera	gözakı
probation	gözaltı
pouch	gözaltı torbası
Ignored	Gözardı Edildi
discardable	gözardı edilebilir
Ignored	Gözardı Edilen
browse, browse from, browse to	gözat
browser	gözatıcı
browse, browsing	gözatma
browse view	gözatma görünümü
browse error	gözatma hatası
browses/sec	gözatma sayısı/sn
browsing options	gözatma seçenekleri
browser master	gözatma yöneticisi
pupil	gözbebeği
lookout, scout	gözcü
lookout man	gözcü adam
edit watch	gözcü düzenle
Add Watch	Gözcü Ekle
delete watch	gözcü sil
eyelet	gözcük
edit watch	gözcüyü düzenle
favourite	gözde
to discard	gözden çıkarmak
disgrace, disfavor	gözden düşme
to disfavour, to come down	gözden düşmek
revisor	gözden geçiren kimse
enter reviewer's name	gözden geçireni girin
revised (ias)	gözden geçirilmiş
revise	gözden geçirme
to review, to revision, to skim, to overview, to bone up, to check up on	gözden geçirmek
end review	gözden geçirmeyi sonlandır
to vanish	gözden kaybolmak
endreview	gözdengeçirmeyisonlandır
cell	göze
ocular	göze ait
flaring	göze batan
outstanding, conspicuous, flaring	göze çarpan
to glitter	göze çarpmak
potty, inconspicuous	göze çarpmayan
cell range	göze erimi
cell protection	göze koruması
cell frequency	göze sıklığı
pore	gözenek
porous	gözenekli
cellular mobile radio	gözesel gezgin radyo
cellular telephone technology	gözesel telefon teknolojisi
supervision, custody	gözetim
attended operation	gözetimli işletim
unattended	gözetimsiz
unattended operation	gözetimsiz işlem
unattended operation	gözetimsiz işletim
lookout, espial	gözetleme
to spy, to pry	gözetlemek
peeper	gözetleyici
eyelid	gözkapağı
to browse	gözle taramak
observation	gözlem
observatin car	gözlem vagonu
observer	gözlemci
pan fried filo pastries with various fillings	gözleme
to eye	gözlemek
to observe	gözlemlemek
a posteriori	gözlenen gerçeklerden türeyen
fix	(gözlerini)dikmek güçdurum
Glasses	Gözlük
mask clearing	gözlük temizleme
eyeglasses	gözlükler
blind algorithm	gözü kapalı algoritma
blind equalizer	gözü kapalı denkleştirici
blind test	gözü kapalı sınama
daredevil	gözü pek
tearful	gözü yaşlı
suborbital	gözün altında
saccade	gözün kısa ve hızlı hareketi
cone cell	gözün retina tabakasındaki ışığa duyarlı hücre tipi
supraorbital, supraocular	gözün üstünde
to visualize	gözünde canlandırmak
blowhole	gözüne kaçan şeyi göz kırparak çıkmasını sağlamak
to waken	gözünü açmak
gaze	gözünü dikme
to gaze	gözünü dikmek
to dazzle	gözünü kamaştırmak
to daunt	gözünü korkutmak
gutsy, gamy	gözüpek
audaciousness	gözüpeklik
tears	gözyaşı
GPD filename	GPD dosya adı
GPD version	GPD sürümü
GPDAS Class	GPDAS Sınıfı
GPO Name	GPO Adı