Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 455

İngilizce	Türkçe	Ayrıntılar
spawning channel	yumurtlama kanalı
spawning mark	yumurtlama markası
spawning season	yumurtlama mevsimi
spawning colour	yumurtlama rengi
spawning place	yumurtlama yeri
to spawn	yumurtlamak
spawning spread	yumurtlamanın yayılması
spawned out, spent fish	yumurtlamış
spawner	yumurtlayan
spawner-recruit relationship	yumurtlayan-içgöçer ilişkisi
spawning population	yumurtlayan populasyon
spawning stock	yumurtlayan stok
ssb, spawning stock biomass	yumurtlayan stok biyokitlesi
spawner trap	yumurtlayan tuzağı
spawner-to-spawner ratio	yumurtlayan-yumurtlayan oranı
spawning biomass	yumurtlayanlar biyokitlesi
gay	Yumuşak
compliant, meek	yumuşak başlı
amiably	yumuşak başlı bir şekilde
softly	yumuşak biçimde
to birr	yumuşak bir hışırtı sesi yapmak
floppy disk	yumuşak disk
amiability	yumuşak huyluluk
soft ray	yumuşak ışın
soft release	yumuşak salma
soft water	yumuşak su
softly, balmily	yumuşakça
to coo	yumuşakça konuşmak
clemency, lenience	yumuşaklık
soft-finned fish	Yumuşakyüzgeçliler
softening	yumuşama
to relent	yumuşamak
emollient	yumuşatıcı
to soften, to mollify	yumuşatmak
to baste	yumuşatmak (eti)
wool	yün
cardigan	yün ceket
ball of wool	yün yumağı
Greek	Yunan
chi	yunan alfabesinin 22. harfi
Greek Drachma	Yunan Drahmisi
Greek characters (uppercase)	Yunan harfleri (büyük harf)
Greek characters (lowercase)	Yunan harfleri (küçük harf)
Greek Latin	Yunan Latincesi
Althaea	Yunan mitolojisinde bir karakter
bacchic	Yunan şarap tanrısı Baküs ile alakalı
Greek/Symbol	Yunan/Simge
Greek	Yunanca
Greek Language Support	Yunanca dil desteği
Greek Letter	Yunanca Harf
Greek Symbols	Yunanca Simgeler
Greece	Yunanistan
Greece:GR	Yunanistan:GR
Greek	Yunanlı
woolen	yünden
woolen	yünlü
tweed	yünlü kumaş
fleece	yünlü post
dolphin	yunus
dolphin	yunus baliğı
Dolphin Coast	Yunusbalığı Kıyısı
yuppie	yupi
heart	yürek
When the heart is tired sweat flows from the eyes	Yürek yorgun düştü mü Ter gözden akar
to cheer on	yüreklendirmek
chivalrous, spunky, gutsy, valorous	yürekli
timid	yüreksiz
dearly	yürekten
homeland	yurt
departure tax	yurt dışına çıkış vergisi
foreign, abroad, overseas	yurtdışı
net investment in a foreign entity	yurtdışı bir kuruluştaki net yatırım
net investment in a foreign operation	yurtdışı faaliyetlerdeki net yatırım
patriot	yurtsever
displaced person	yurtsuz kişi
compatriot	yurttaş
civic spirit	yurttaşlık ruhu
to die, to walk, to march, to tread, to hike	yürümek
to come into force, to come into effect	yürürlüğe girmek
substantively enacted	yürürlüğe girmek üzere olan
effective date, exercise date	yürürlük tarihi
in effect	yürürlükte olan
current	yürürlükteki
current document	yürürlükteki belge
current directory	yürürlükteki dizin
working directory	yürürlükteki dizin çalışma
default directory	yürürlükteki dizin varsayılan dizin
active file	yürürlükteki dosya
current library	yürürlükteki kitaplık
active element	yürürlükteki öğe
current line	yürürlükteki satır
Active Page	yürürlükteki sayfa
current selection	yürürlükteki seçim
current drive	yürürlükteki sürücü
default drive	yürürlükteki sürücü varsayılan sürücü
abolition	yürürlükten kaldırılma
to annul	yürürlükten kaldırmak
execute, exec	yürüt
execution, forecast	yürütme
execution state	yürütme durumu