Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 12
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Do you think I'm a clerk or an undercover cop? | Bir memur yada gizli polis olduğumu mu sanıyorsun? | 05 mm-1 | 2014 | |
| I'm not with the bookshop or the law. | Ben kitapçı yada kanunla birlikte değilim. | 05 mm-1 | 2014 | |
| It's just my... | Sadece benim... | 05 mm-1 | 2014 | |
| personal interest. | Kişisel çıkar. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Not so fast. | Çok hızlı değilsin. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Watch out for people with personal interests. | Kişisel çıkar alanlarına sahip kişilere dikkat et. | 05 mm-1 | 2014 | |
| You can leave me and go home. | Beni bırakabilir ve evine gidebilirsin. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Get ready to be called a dirty old man by the neighbors. | Çevrendeki insanlar tarafından sapık yaşlı adam olarak çağrılacaksın. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Think it over. | Bunu düşün. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Take me to your home. | Beni evine götür. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I'll wear a school uniform. | Bir okul üniforma giyeceğim. | 05 mm-1 | 2014 | |
| A full tank of high octane. OK. | Yüksek oktanlı depoyu fulle. Tamam. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Can I have the keys? | Anahtarları alabilir miyim? | 05 mm-1 | 2014 | |
| Dirty old man. | Sapık yaşlı adam. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Put the bag in the back. | Çantayı arkaya koy. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Don't touch it! It contains important documents. | Dokunma! Önemli belgeler içerir. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Listen, I am not a dirty old man. | Dinle, ben sapık yaşlı bir adam değilim. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I'm a teacher and I still teach. | Ben bir öğretmenim ve ben hala öğretiyorum. | 05 mm-1 | 2014 | |
| That explains the uniform fetish! | Bu üniforma fetişini açıklıyor! | 05 mm-1 | 2014 | |
| Hello sir, did you have a good day? | Merhaba efendim, gününüz iyi geçti mi? | 05 mm-1 | 2014 | |
| She's my student. | O benim öğrencim. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I'm Sawa Yamagishi. | Ben, Sawa Yamagishi. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Excuse me. | Affedersiniz. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I'm Hamada, his carer. | Ben, Hamada, onun bakıcısıyım. | 05 mm-1 | 2014 | |
| So you attended his lecture today? | Böylece bugün onun dersine katıldın? | 05 mm-1 | 2014 | |
| Uh...yes. | Uh... Evet. | 05 mm-1 | 2014 | |
| How was his lecture after all those years? | Bunca yıl sonra onun dersleri nasıl? | 05 mm-1 | 2014 | |
| Imagine still teaching at his age. | Onun yaşında halen öğretmeyi düşünmek. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I've never heard of anybody doing that! | Kimsenin bunu yaptığını hiç duymadım! | 05 mm-1 | 2014 | |
| So did you... | Sen öyle... | 05 mm-1 | 2014 | |
| Ms. Hamada. Stop chattering and get on with your work. | Bayan Hamada. Gevezeliği bırakın ve işinize dönün. | 05 mm-1 | 2014 | |
| You're wasting time. | Zamanını boşa harcıyorsun. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I'll put this upstairs. It has important documents in it. | Bunu yukarı koyacağım. İçinde önemli belgeler var. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Tell me if you are cold. | Eğer soğuk olursa söyle. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I'm wiping under your arms. | Kollarının altında silelim. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Look at her, sir! | Ona baksanıza, efendim! | 05 mm-1 | 2014 | |
| She's more experienced than I am! | Benden daha tecrübeli o! | 05 mm-1 | 2014 | |
| You taught her well, sir. | İyi eğitmişler, efendim. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Wiping her back on my own is an ordeal. | Kendi başıma onu silerken sıkıntı oluyordu. | 05 mm-1 | 2014 | |
| What's this? Why are you helping her? | Bu nedir? Neden ona yardım ediyorsun? | 05 mm-1 | 2014 | |
| Sir, have you forgotten that I majored in healthcare? | Efendim, ben sağlık alanında ihtisas yapmıştım unuttunuz mu? | 05 mm-1 | 2014 | |
| She can work here the 3 days that I'm off. | Ben gittiğimde 3 gün burada çalışabilir. | 05 mm-1 | 2014 | |
| 3 days a week! | Haftada 3 gün! | 05 mm-1 | 2014 | |
| You've done well. | İyi iş çıkardın. | 05 mm-1 | 2014 | |
| It's a credit to your teaching skills. | Bu sizin öğretim becerileriniz için bir kredi demek. | 05 mm-1 | 2014 | |
| When he was at the mall earlier... | Daha erken olduğu zaman alışveriş merkezine... | 05 mm-1 | 2014 | |
| Ms. Sawa. | Bayan, Sawa. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Yes, sir? | Evet, efendim? | 05 mm-1 | 2014 | |
| Anyway... | Her neyse... | 05 mm-1 | 2014 | |
| You can start tomorrow. | Yarın başlayabilirsin. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Hamada told me not to turn on the gas. | Hamada, bana gazı açmama mı söyledi. | 05 mm-1 | 2014 | |
| You can't live on fast food. | Sürekli lokanta üzerinde yaşayamazsınız. | 05 mm-1 | 2014 | |
| It's not out of choice. | Bu tercih sonucu değil. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I have to make do with what's in the fridge. | Buzdolabında olanlar ile idare etmek zorundayız. | 05 mm-1 | 2014 | |
| But I'll buy groceries tomorrow. | Ama yarın yiyecek bir şeyler alacağım. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Go ahead and have a bath. | Lütfen devam edin. | 05 mm-1 | 2014 | |
| You have no shame, do you? | Utanılacak bir tarafın yok, değil mi? | 05 mm-1 | 2014 | |
| Young lady, we have to sort out this confusion. | Genç bayan, bu karışıklığı çözmek gerekiyor. | 05 mm-1 | 2014 | |
| You said you'd take care of Shizue 3 days a week. | Shizue'ye haftada 3 gün bakacağını söyledin. | 05 mm-1 | 2014 | |
| What do you really want? | Gerçekten ne istiyorsun? | 05 mm-1 | 2014 | |
| I only said 3 days because I didn't want to offend Ms. Hamada. | Sadece 3 gün dedim çünkü Bayan Hamada'yı incitmek istemedim. | 05 mm-1 | 2014 | |
| In fact I can do it everyday as I'm living here. | Aslın burada yaşıyormuş gibi gündelik olarak yapabilirim. | 05 mm-1 | 2014 | |
| The very idea of you living here and taking care of my wife | Senin burada yaşama fikrin ve karımın bakımının şakası bile olmaz. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Get out of here now! | Hemen defol buradan! | 05 mm-1 | 2014 | |
| By the way, what's your name? | Bu arada, adın ne senin? | 05 mm-1 | 2014 | |
| It's Yoshio Makabe. | Adım, Yoshio Makabe. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Yoshio, Yoshio... | Yoshio, Yoshio... | 05 mm-1 | 2014 | |
| Yoshio Makabe. | Yoshio Makabe. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Attention, everyone! | Herkesin dikkatine! | 05 mm-1 | 2014 | |
| Mr. Yoshio Makabe who lives in this house | Bu evde yaşayan Yoshio Makabe... | 05 mm-1 | 2014 | |
| went to the mall to steal | ...alışveriş merkezine gitti ve... | 05 mm-1 | 2014 | |
| an obscene photography book! | ...müstehcen bir fotoğraf kitabı çalmaya çalıştı! | 05 mm-1 | 2014 | |
| Stop it. | Kes şunu. | 05 mm-1 | 2014 | |
| You told me to leave! I can do as I please! | Bana gitmemi söyledin! Ben İstediğimi yapabilirim! | 05 mm-1 | 2014 | |
| Mr. Yoshio Makabe stole...! | Bay Yoshio, sapık dergisi çaldı...! | 05 mm-1 | 2014 | |
| OK. I'll let you stay. | Tamam. Kalmana izin vereceğim. | 05 mm-1 | 2014 | |
| You'll let me! | Bana izin veriyorsun! | 05 mm-1 | 2014 | |
| As your carer I deserve more gratitude! | Bakıcın olarak daha fazla minnettarlığı hak ediyorum! | 05 mm-1 | 2014 | |
| Oh, I'm very sorry. | Oh, çok üzgünüm. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Stay with us... | Bizimle kal... Lütfen! | 05 mm-1 | 2014 | |
| I beg of you. | Sana yalvarıyorum. | 05 mm-1 | 2014 | |
| The witch. | Cadı. | 05 mm-1 | 2014 | |
| The carer from hell. | Cehennemden gelen bakıcı. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Let's eat. | Afiyet olsun. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I used the food meant for your wife's meals | Karınızın yemeklerinde kullanılan gıdaları... | 05 mm-1 | 2014 | |
| so I'll need money to buy groceries tomorrow. | ...alacağım bu yüzden yarın için para gerekiyor. | 05 mm-1 | 2014 | |
| How much? | Ne kadar? | 05 mm-1 | 2014 | |
| 1000 yen will do. | 1000 yen kadar. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I'll cook for you from now on so I'll need an allowance. | Şuandan itibaren sizin için yemek pişireceğim bu yüzden ödenek gerek. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I'll tell Ms. Hamada so. | Bayan Hamada'ya ben söylerim. | 05 mm-1 | 2014 | |
| When Hamada is here, I think we should bathe Shizue. | Hamada burada olduğunda, Shizue'yi yıkaması gerektiğini düşünüyorum. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Very well. | Çok iyi. | 05 mm-1 | 2014 | |
| You can do what you like but I'm busy. | Ne istersen yap ama ben meşgulüm. | 05 mm-1 | 2014 | |
| When Hamada's here, I'm out all day. | Hamada geldiği zaman, ben bütün gün yokum. | 05 mm-1 | 2014 | |
| I'll leave it to you. | Ben sana bırakacağım. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Rough roads teach you more. | Engebeli yollar daha fazlasını öğretir. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Obscure roads give you clarity. | Karanlık yollar netlik ver. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Punishing roads expose life for what it is. | Yollar cezalandırıyor hayata maruz kalmak için. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Nothing in life is wasted. | Hiçbir şey hayatta ziyan olmaz. | 05 mm-1 | 2014 | |
| Can I hear the rest tomorrow? | Geri kalanını yarın dinlemek ister misin? | 05 mm-1 | 2014 |