• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178893

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
And if I have any authority in this house... Bu evde hiçbir yetkim yoksa... Vanity Fair-3 2004 info-icon
Authority? Yetki mi? Vanity Fair-3 2004 info-icon
You have none, sir. Hiç yok bayım. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Who do you think you are? My father? Kendini ne sanıyorsun? Babam mı? Vanity Fair-3 2004 info-icon
I know what your heart is capable of. Senin kalbini çok iyi biliyorum. Vanity Fair-3 2004 info-icon
It can cling faithfully to a misty memory and cherish a dream, Sisli bir anıya sadakatle sarılıp bir hayali bağrına basar ama... Vanity Fair-3 2004 info-icon
but it cannot recognize or return a love like mine. ...benimki gibi bir aşkı anlayıp karşılık veremez. Vanity Fair-3 2004 info-icon
L I have been your friend. No. Ben arkadaşındım. Hayır. Vanity Fair-3 2004 info-icon
You have allowed me to be your friend. Sadece arkadaşlığa izin verdin. Vanity Fair-3 2004 info-icon
We have spent enough of our lives at this play, Amelia. Hayatımızın çoğunu bu oyunla harcadık Amelia. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Let this end. Sonu buraya varana kadar. Vanity Fair-3 2004 info-icon
We are both weary of it. İkimiz de farkındayız. Vanity Fair-3 2004 info-icon
When his cousin died, I knew Rawdy would spend his life at Queen's Crawley. Kuzeni ölünce Rawdy'nin orada yaşamak isteyeceğini biliyordum. Vanity Fair-3 2004 info-icon
He belongs there. O oraya ait. Vanity Fair-3 2004 info-icon
But you must see him. Ama onu görmelisin. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Why don't you? Does LadyJane prevent it? Neden görmedin? Leydi Jane'mi engel oluyor? Vanity Fair-3 2004 info-icon
No. Jane would not keep me from him. Hayır. Jane beni asla ondan uzak tutmak istemez. Vanity Fair-3 2004 info-icon
But Rawdy has become a great man. Ama Rawdy harika bir erkek oldu. Vanity Fair-3 2004 info-icon
I love him and I wish him well, but my place is no longer with him. Onu seviyorum, iyiliğini istiyorum ama yerim artık onun yanında değil. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Tell me, how is Major Dobbin? Binbaşı Dobbin nasıl? Vanity Fair-3 2004 info-icon
I passed him as I came here, looking very fierce. Yanından geçtim, çok kızgın görünüyordu. Vanity Fair-3 2004 info-icon
We have fallen out. Over me? Kavga ettik. Benim yüzümden mi? Vanity Fair-3 2004 info-icon
Over you, yes, but over other things as well. Evet ama başka şeyler de var. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Amelia Osborne, you're a damn fool. Amelia Osborne, lanet bir budalasın. Vanity Fair-3 2004 info-icon
He is your dearest friend. O senin en yakın arkadaşın. Vanity Fair-3 2004 info-icon
It matters not what he thinks of me. You should go and fetch him. Benim için ne derse desin. Gidip onu getirmelisin. Vanity Fair-3 2004 info-icon
I cannot, Rebecca. You don't know what lies between us. I do. Yapamam Rebecca. Aramızda olanları biliyorsun. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Ever since I saw him buy that piano, I've known how it stood between you. Biliyorum. Piyanoyu aldığını gördüğümden beri duygularını biliyorum. Vanity Fair-3 2004 info-icon
That was George. It was Dobbin. Piyanoyu satın alan George'du. Dobbin'di. Vanity Fair-3 2004 info-icon
I saw him with my own eyes. George loved me. Gözlerimle gördüm. George beni sevdi. Vanity Fair-3 2004 info-icon
George Osborne loved no one but himself. George Osborne kendinden başkasını sevmedi. Vanity Fair-3 2004 info-icon
He'd have jilted you but for Dobbin and left you if he'd lived. Dobbin olmasa seni yüzüstü bırakırdı. Yaşasaydı da seni terk ederdi. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Stop! Silence. Sus. Sessiz ol. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Dobbin was right. Dobbin haklıydı. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Wherever you go, you trail wickedness and heartache in your wake. Nereye gitsen ardında kötülük ve kalp kırıklığı bırakıyorsun. Vanity Fair-3 2004 info-icon
I came prepared for this. George gave this to me at the Duchess of Richmond's Ball. Buna hazır geldim. George bunu bana Richmond Düşesi'nin balosunda verdi. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Whatever it is, I will not read it. Her ne ise, okumak istemiyorum. Vanity Fair-3 2004 info-icon
"My darling, Becky, won't you save me from a life of dreary toil? "Sevgilim Becky, beni bu hayatın sıkıcı tuzağından kurtarmayacak mısın? Vanity Fair-3 2004 info-icon
Fly with me. We will dance our way across Europe. Your George. '" Benimle kaç. Avrupa'nın her yerinde dans edelim. Senin George'un." Vanity Fair-3 2004 info-icon
That is the man you have made your life a shrine to. Bu adam yüzünden hayatını bir türbeye çevirdin. Vanity Fair-3 2004 info-icon
I've been a fool. Ne budalaymışım. Vanity Fair-3 2004 info-icon
We have all been fools. Hepimiz budalaydık. Vanity Fair-3 2004 info-icon
But you may still remedy your folly. Go.! Ama sen budalalığından hala kurtulabilirsin. Git. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Hurry. In the back. Acele et. Arka tarafa. Vanity Fair-3 2004 info-icon
My Angel, take compassion upon us. Meleğim, bize merhamet et. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Dine with Fritz and me at the inn in the park. We'll die if you don't. Fritz ve benimle yemeğe çık. Gelmezsen ölürüz. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Tomorrow maybe. Ask me again tomorrow. Belki yarın. Yarın tekrar sor. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Today I'm a little tired. Bugün biraz yorgunum. Vanity Fair-3 2004 info-icon
I'm looking for a Madame de Crawley. Madam Crawley'i arıyorum. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Can you tell me where I might find her? Onu nerede bulabileceğimi söyler misiniz? Vanity Fair-3 2004 info-icon
Mr. Sedley? Bay Sedley? Vanity Fair-3 2004 info-icon
Mr. Joseph Sedley? Bay Joseph Sedley. Vanity Fair-3 2004 info-icon
What are you doing in Germany? Almanya'da ne yapıyorsunuz? Vanity Fair-3 2004 info-icon
ByJove. Have I found you? Sizi buldum mu? Vanity Fair-3 2004 info-icon
Amelia said you were here. Amelia burada olduğunuzu söyledi. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Is it truly the beautiful Mrs. Crawley? Bu gerçekten güzel Bayan Crawley mi? Vanity Fair-3 2004 info-icon
I'm on my way back to India. Hindistan'a dönüyorum. Vanity Fair-3 2004 info-icon
My gad, Mrs. Crawley. What a turn up. Tanrım. Bayan Crawley. Hayatımızda ne büyük değişiklik. Vanity Fair-3 2004 info-icon
I do hope that traveling will not tire you. Oh, no, Mr. Sedley. Umarım yolculuk sizi fazla yormaz. Hayır Bay Sedley. Vanity Fair-3 2004 info-icon
You know I love to visit new places. Bilirsiniz, yeri yerleri ziyaret etmeye bayılırım. Vanity Fair-3 2004 info-icon
Good morning, America. Gunaydin, Amerika. Vantage Point-1 2008 info-icon
It's now twelve noon in Salamanca, Spain. Salamanca İspanya'da saat 12:00. Saat 12 oglen Salamanca, Ispanya. Vantage Point-1 2008 info-icon
In a short time, world leaders from over a 150 countries will meet here at Plaza Major, Kısa bir süre sonra 150'den fazla ülkenin liderleri, Kisa bir zaman ciinde dunyanin liderleri bu Plazada birlesecek, Vantage Point-1 2008 info-icon
to sign up to President Ashton's bold new counter terrorist strategy. Baskan Ashton'un terörizme karşı stratejisi için bir araya gelecekler. xvidfilm altyazı team Baskan Ashtonun terorist projesi icin. Vantage Point-1 2008 info-icon
Since 9/11 more than 4500 people have been killed in a rising tide of global terror. 11 Eylül'den bu yana artan terör olayları sonucunda... 9 Eylülden beri 4500ün üstünde insan terör yüzünden hayatini kaybetti . Vantage Point-1 2008 info-icon
Those lives will not soon be forgotten. Kaybolan hayatlar kolay kolay unutulmayacak. Bu hayatlar hicbir zaman unutulmayacak. Vantage Point-1 2008 info-icon
Today, world comes together to take a stand against this violence. Bugün tüm Dünya şiddete karşı bir araya geliyor. Bugün dünya birlikte terör icin hareket edecek. Vantage Point-1 2008 info-icon
We may be on a brink of historic agreement between Western and Arab leaders. Belki de sonunda Batı ve Doğu arasında tarihi bir uzlaşma olabilecek. Batili ve Arap liderler arasinda tarihi bir anlasmaya sahit olabliriz Vantage Point-1 2008 info-icon
Security services are on high alert here in Salamanca, Salamanca'da güvenlik önlemleri en üst düzeyde, Guvenlik gucleri salamankada kirmizi alarmda, Vantage Point-1 2008 info-icon
and we now go live to our news team on the ground, Ve Şimdi meydandaki canlı yayın ekibimize bağlanıyoruz, Ve simdi alandaki canli yayin ekibimize baglaniyoruz, Vantage Point-1 2008 info-icon
and our reporter Angie Jones. 5, 4, 3, 2... ... işte spikerimiz Angie Jones. 5, 4, 3, 2... ve spikerimiz Angie Jones. 5, 4, 3, 2... Vantage Point-1 2008 info-icon
I am standing inside Plaza Major in Salamanca, Spain, Sizlere Salamanca İspanya'da bulunan Plaza Mayor'un içerisinden sesleniyorum Salamankadi Plazadan yayin yapiyorum Vantage Point-1 2008 info-icon
where crowds are lined up for a kick off Herkes, hiç kuşkusuz büyük önem taşıyan... Kalabalik bu baslama vurusu icin toplanmis durumda Vantage Point-1 2008 info-icon
of what is, without a question, a landmark summit. bu Zirvenin başlamasını bekliyor. Cok buyuk bir zirve icin. Vantage Point-1 2008 info-icon
For months now, President Ashton has been working with leaders from five continents, Aylardır Başkan Ashton beş kıtanın liderleriyle birlikte teröre karşı... Aylar onceden beri, baskan Ashton 5 kitanin liderleriyle birlikte calisiyor, Vantage Point-1 2008 info-icon
to forge a new ground breaking alliance in the ongoing war on terror. süren savaşı sonlandırmak için çalışıyor. Bu calismalarin hepsi uluslarasi terorizmi yenmek icin. Vantage Point-1 2008 info-icon
And now here, today, Western and Arab leaders Ve bugün burada, global teröre karşı önlemleri formüle etmek... Ve simdi burada, bugün, batili ve arap liderler Vantage Point-1 2008 info-icon
will meet for the first time to formalize this new coalition, ve bu gidişe nokta koyabilmek için Batılı liderler... Ilk defa koalisyon icin toplanmis olacaklar, Vantage Point-1 2008 info-icon
designed to, once and for all, put a stranglehold on international terror. ilk kez bir araya geliyorlar. Butun bunlarin hepsi uluslarasi terrore dur diyebilmek icin. Vantage Point-1 2008 info-icon
Bring him up. Ekrana getir. Ekrane getir. Vantage Point-1 2008 info-icon
Tell us, Angie, what's the mood there? For the most part, hopeful. Orada genel hava nasıl, bize aktarır mısın, Angie? Çoğunluk iyimser... Anlat bize Angie, Insanlar ne dusunuyor? Buyuk bir cogunlugu iyimser Vantage Point-1 2008 info-icon
Certainly, everyone here is very sympathetic Özellikle bombalama olaylarında yakınlarını kaybedenlere... Ozellikle insanlar bu olaya sempatiyle yaklasiyor Vantage Point-1 2008 info-icon
to those who lost loved ones in a recent bombing. herkesin sempatiyle yaklaştığını görüyoruz. bombalama olayında sevdiklerini kaybedenler özellikle. Vantage Point-1 2008 info-icon
I did, however, speak to delegates... What is she doing? Ancak delegelerle konuştuğumuzda... Ne yapıyor bu? yaptım fakat delegelerle konuş... Napiyor bu? Vantage Point-1 2008 info-icon
...took a hard line, suggesting that the US Foreign Policy... Amerika'nın politikasının ilerleme kaydedilmesine engel olduğu görüşündeler. ...sert bi sınır çekildi US yabancı yasası hakkında... Vantage Point-1 2008 info-icon
Kevin, shut her down. Kevin, durdur şunu. Kevin, kapat sunu. Vantage Point-1 2008 info-icon
That's great. Thanks, Angie. Harika. Teşekkürler, Angie. Harika. Tesekkürler, Angie. Vantage Point-1 2008 info-icon
Angie, what the hell was that? Angie, bu da neydi? Angie, ne oldu orada? Vantage Point-1 2008 info-icon
Not everyone loves this, Rex. Herkes bizi sevmiyor, Rex. Herkes bunu sevmiyor, Rex. Vantage Point-1 2008 info-icon
Why don't you leave the punditry to someone who's paid to have an opinion. Neden kürsüyü bu konuda konuşmak için para alanlara bırakmıyorsun? neden kürsüyü bu konu hakkında bilgisi olan birine bırakmıyosun. Vantage Point-1 2008 info-icon
Hey, I'm cool with censorship. I know the American people love that. Hey, sansürle ilgili sorunum yok. Biliyorum, Amerikan halkı bunu seviyor. Hey, sansürle ilgili sorunum yok. biliyorum amerikan halkı bunu seviyo. Vantage Point-1 2008 info-icon
Come on Angie, lighten up. Haydi Angie, daha iyimser ol. Hadi Angie, dahada aydinlat. Vantage Point-1 2008 info-icon
Got it! Anlaşıldı! Anlasildi! Vantage Point-1 2008 info-icon
For you. Yes. I told her. You wanna tell her too? Telefon sana. Evet. Ona söyledim. Sen de söylemek ister misin? Senin icin. Evet. Ona soyledim. Sende soylemek istiyormusun? Vantage Point-1 2008 info-icon
Who is the clown on two? Kamera 2'deki palyaço da kim? Adı Luis. 2 deki palyaçoda kim? Vantage Point-1 2008 info-icon
Camera two are you gonna move or what? Kamera 2, harekete geçer misin? Zirve için buradayız, yoldaki gösteriler için değil. Kamera 2 Konferans icin biz burdayiz Manzara icin degil. Vantage Point-1 2008 info-icon
Man, it's like training a freakin' dog! Sanki köpek eğitiyoruz burada. adamım, bu ucube bir köpeği eğitmek gibi! Vantage Point-1 2008 info-icon
OK everybody, the President is about to arrive. Pekala arkadaşlar, Başkan gelmek üzere. OK herkes dinlesin, başkan gelmek üzere. Vantage Point-1 2008 info-icon
When he does, we're on him. Let's have our ducks in a row. Geldiğinde ona yoğunlaşacağız. Yoldaki yerlerimizi alalım. geldiğinde , ondayız. herkes toparlansın. Vantage Point-1 2008 info-icon
Three wider, four stay where you are. 3, geniş açı kullan, 4, olduğun noktada kal. 3 daha genis, 4 odlugun yere kal. Vantage Point-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 178888
  • 178889
  • 178890
  • 178891
  • 178892
  • 178893
  • 178894
  • 178895
  • 178896
  • 178897
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim