Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 181
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Real estate or your son? | Gayrimenkule mi, oğluna mı? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Real estate's less risky. | Gayrimenkul daha az riskli. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Fine. | İyi. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Little bastard doesn't know how lucky he is. | Küçük hergele nasıl şanslı olduğunu bilmiyor. | 18 to Life-1 | 2010 | |
The attic. You gotta be kidding. | Tavan arası. Dalga geçiyorsun değil mi? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Our gift to you and Jessie. | Sana ve Jessie'ye hediyemiz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
No strings attached. | Koşul olmadan. | 18 to Life-1 | 2010 | |
It's so... | öyle... | 18 to Life-1 | 2010 | |
Pink. | Pembe. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I would have gone with "generous". | Cömert insanlarla yaşıyormuşum. | 18 to Life-1 | 2010 | |
What about Grandma? | Peki ya büyük annem? | 18 to Life-1 | 2010 | |
She's dead. | Öldü. | 18 to Life-1 | 2010 | |
What! | Ne! | 18 to Life-1 | 2010 | |
Dead to me, dead to me. Sorry. | benim için öldü, benim için öldü. üzgünüm. | 18 to Life-1 | 2010 | |
The point is we could get $800 a month if we leased this place out. | Asıl nokta ise eğer bu yeri kiralasaydık ayda 800$ kazanabilirdik. | 18 to Life-1 | 2010 | |
But we'd rather have you focus on your education. | Ama biz senin eğitimine odaklanmanı tercih ettik. | 18 to Life-1 | 2010 | |
So, Jessie? | evet, Jessie? | 18 to Life-1 | 2010 | |
I think it's... um, lovely. Tom? | bence burası... eee, çok güzel, Tom? | 18 to Life-1 | 2010 | |
I would sooner have my testicles ripped off by a raccoon. | En kısa zamanda testislerimi bir rakuna çıkartırabilirim. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Now I understand why you wanted to discuss this in private. | Şimdi bunu neden özel olarak tartışmak istediğini anlıyorum. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I can't believe you called this "lovely." | buraya çok güzel demene inanamıyorum | 18 to Life-1 | 2010 | |
Who are you, Dame Judy Dench? | Sen, Dame Judy Dench misin? | 18 to Life-1 | 2010 | |
I was struggling, OK? | Uğraşıyordum, tamam mı? | 18 to Life-1 | 2010 | |
They're just trying to help, Tom. | Sadece yardım etmek istiyorlar, Tom. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Jessie, I can't be my own man if I'm living in my parents' house! | Jessie, eğer ailemin evinde yaşarsam yetişkin biri olamam! | 18 to Life-1 | 2010 | |
Lots of men live with their parents. | Bir çok yetişkin ailesinin evinde kalıyor. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Yes, and they are called "losers." | Evet ve onlara Ezik deniyor. | 18 to Life-1 | 2010 | |
This place, it's all pink. | Bu yer. Tamamen pembe. | 18 to Life-1 | 2010 | |
And it smells funny, and everything is sitting on a doily. | Ve komik kokuyor, ve herşey dantel işlemesinin üstünde duruyor. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Oh! Including the doilies. | Oh! dantel işlemelerin içinde dantel işlemeler. | 18 to Life-1 | 2010 | |
So? Ditch the lace, maybe knock down a couple walls, | Ne olacak? dantellerden kurtuluruz, belki bir kaç duvarı kaldırırız, | 18 to Life-1 | 2010 | |
give it a cool paint job. | Güzelce boyarız. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Here, help me move this couch by the window where there's more light. | Gel bana yardım et şu kanepeyi ışık alan bir yere çekelim. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Careful. | Dikkatli ol. | 18 to Life-1 | 2010 | |
See? Better already. | Gördün mü? Şimdiden daha iyi. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Seriously, Tom. | gerçekten, Tom. | 18 to Life-1 | 2010 | |
We can make this work. | Bunu yapabiliriz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Great! I'll go pack. | Harika! Ben valizlerimi getireceğim. | 18 to Life-1 | 2010 | |
TARA: The attic? | Tavan arasımı | 18 to Life-1 | 2010 | |
Isn't that where Norman Bates kept his mother? | Orası Norman'ın annesini tuttuğu yer değil mi? | 18 to Life-1 | 2010 | |
So it's not perfect. | tamam mükemmel değil. | 18 to Life-1 | 2010 | |
At least we can both focus on school and not have to worry about money. | en azından ikimizde okula odaklanıp, para için endişelenmiyeceğiz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
We love that you love Tom. | Tom'u sevmeni seviyoruz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
It's just we don't want you to become a cliche. | Klişe olmanı istemiyoruz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Exactly. You guys should be driving across Mexico on a motorbike. | Kesinlikle. Çocuklar siz motorsikletle Meksikaya gitmelisiniz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Also a cliche. | O zaten klişe. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Reading Kerouac, thumbing rides across the country. | Jack Kerouac'u okuyun, Ülkenin diğer ucuna otostopla gidin. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Cliche, cliche. | Klişe, Klişe. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Drinking absinthe, running with the coyotes, | Absent için, çakallarla koşun, | 18 to Life-1 | 2010 | |
building wicker people in the desert and lighting them on fire! | sazlıktan çöldeki insanları yapın ve onları ateşte yakın | 18 to Life-1 | 2010 | |
Clich Actually, I don't know what the hell that is. | Kliş Aslında onların ne halt olduğunu bilmiyorum. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Sweetie. We just want you to be happy with your life. That's all. | Tatlım biz sadece hayatında mutlu olmanı istiyoruz, hepsi bu | 18 to Life-1 | 2010 | |
And doing what's right for me and Tom does make me happy. | benim için doğru olanı yaparak ve Tom'un beni mutlu etmesine izin vererek | 18 to Life-1 | 2010 | |
Am I the only one who thinks this is a good idea? | Bunun iyi fikir olduğunu düşünen tek ben miyim? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Adios, boy wallpaper! | Güle güle erkek duvar kağıtları! | 18 to Life-1 | 2010 | |
Really, Tom? | Ohaaa artık, Tom. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Aw, crap. | ooff, kahretsin. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Here we go. | Başlıyoruz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Come on, Tom. | hadi, Tom. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Can you at least try to put a positive spin on this? | en azından bunu olumlu yapmaya çalışabilir misin? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Ha. Good point. | Ha. iyi bir nokta. | 18 to Life-1 | 2010 | |
If we're gonna do this, let's do it right. | Eğer bunu yapacaksak doğru yapalım. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Whoa! | vavvv! | 18 to Life-1 | 2010 | |
Where'd you learn that move? Gone With The Wind? | O hareketi nereden öğrendin? Rüzgar gibi geçti'den mi? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Shrek. | Shrek'ten. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Um, Tom. | Um, Tom. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Now's not really a good time. | Şimdi iyi bir zaman değil. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Why not? We need to christen the place. | Neden olmasın? Yeni yerimiz için vaftiz töreni yapmalıyız. | 18 to Life-1 | 2010 | |
No I know, it's just I kind of arranged... | Ya anladım, sadece biraz toparla... | 18 to Life-1 | 2010 | |
Hola, amigos! | Selam çocuklar! | 18 to Life-1 | 2010 | |
A surprise housewarming. | Süpriz ev kutlama partisi. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Nice pad. | Şirin daire. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Is this OK? | Tamam mı? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Carter's here. | Carter burada. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I love... Carter. | Carter'ı.... seviyorum | 18 to Life-1 | 2010 | |
Dig the doilies. | İşlemeleri sevdim. | 18 to Life-1 | 2010 | |
You know there is still room at the frat house. | Biliyorsun hala öğrenci evinde yer var. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I like it here. | Burada yaşamayı seviyorum. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Well, I guess home is where the heart is. | Bence ev kalbin olduğu yerdir. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Yeah I know, you can really smell the (SNIFF) Grandma. | evet biliyorum, şimdi gerçekten büyükanne gibi kokabilirsin. | 18 to Life-1 | 2010 | |
You know what I like about your Grandma jokes, Carter? | Carter, senin, büyükanne şakalarının nesinden hoşlandığımı biliyor musun? | 18 to Life-1 | 2010 | |
You don't waste any time trying to make them funny. | Onları komik yapmaya çalışmak için zaman harcamıyorsun. | 18 to Life-1 | 2010 | |
So when's "lights out" around here? | burada ışıkların sönme vakti ne? | 18 to Life-1 | 2010 | |
I just assume you two have a curfew. | Şimdi farkettim ki ikinizin yatma vakti var. | 18 to Life-1 | 2010 | |
It beats living with ten other guys. | On erkekle yaşamaktan daha iyi. | 18 to Life-1 | 2010 | |
At least we have some privacy. | En azından bizim biraz özelimiz var. | 18 to Life-1 | 2010 | |
JUDITH: Yoo hoo! | Bakın ne geliyor! | 18 to Life-1 | 2010 | |
Who wants pizza pops? | Kim donmuş pizza ister? | 18 to Life-1 | 2010 | |
There we go. | Buyrun bakalım. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Oh, I'd fold with a hand like that if I were you, sweetie. | Tatlım yerinde olsaydım bir elimle öyle katlamazdım. | 18 to Life-1 | 2010 | |
The pizza was one thing, but did she have to make cupcakes? | Pizza tamamda kek yapmak zorunda mıydı? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Your mom's just excited. | Annen biraz heycanlı o kadar. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Now what were you saying about christening the place? | Bu yere vaftiz töreni yapmaya ne diyorsun şimdi? | 18 to Life-1 | 2010 | |
Sorry to disturb. | Rahatsızlık için özür dilerim. | 18 to Life-1 | 2010 | |
I saw the light on and thought I'd grab my plates. | ışıkları açık gördüm ve tabaklarımı alabileceğimi düşündüm. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Uh. Sure. Come in. | Uh. tabiki. içeri gel. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Oh. Tom, you'll have to help your father move the couch back tomorrow. | Oh. Tom, yarın kanepeyi yerine çekmek için babana yardım etmelisin. | 18 to Life-1 | 2010 | |
We don't want it to fade in the sunlight. | Güneş ışığında solmasını istemeyiz. | 18 to Life-1 | 2010 | |
Will you look at that? | Şuna bakar mısınız? | 18 to Life-1 | 2010 | |
That's the blanket your dad and I used on our wedding night. | Babanla benim düğün gecemizde kullandığımız battaniye bu. | 18 to Life-1 | 2010 |