Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Look straight into my eyes. | Gözlerimin içine dosdoğru bak. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Am I your owner? | Ben senin sahibin miyim? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
You're a dog who would bite your owner's hand and worse. | Daha da kötüsü, sen sahibinin ellerini ısıran bir köpeksin. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
That drives me mad! | Beni deli ediyorsun! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Dishy, I'll ask you one more time. | Cazibeli, sana son defa soracağım. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Who is Thunder? | Gümbürtü kim? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
You ask what kind of person Thunder is? | Gümbürtü'nün nasıl biri olduğunu mu soruyorsun? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
He's like a tiny grain of sand swept in by the ocean. | O, okyanusun süpürdüğü küçük bir kum tanesi gibidir. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
So why are you wasting your energy on him? | Öyleyse neden enerjini onun üzerinde harcıyorsun? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Like sand... | Tıpkı kum gibi... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Before that grain of sand goes out to sea again, | Bu kum tanesi denize tekrar tekrar dönmeden önce... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I will kill him. | Onu öldüreceğim. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
They will definitely return. | Onlar kesinlikle geri dönecek. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Are you scared? | Korkuyor musun? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
This place may look poverty ridden to you, | Burası sana sefaletin akınına uğramış görünebilir. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
but my mother lived here. | Fakat bura annemin yaşadığı yer. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
My mother... | Annem... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
If you want to leave me, then take Odd Ears with you and go. | Eğer benden ayrılmak istiyorsan Tek Kulak'ı yanına al ve git. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
No, Boss. | Hayır patron. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Is there something wrong? | Yanlış bir şey mi var? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
You've suffered greatly because of me. | Benim yüzümden çok acı çektiniz. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Where is Odd Ears? | Tek Kulak nerede? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
He came like the wind and disappeared like... | Rüzgâr gibi geldi ve rüzgâr gibi kayboldu... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Keep it short. | Kısa kes. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
He's in Mapo district. | Mapo ilçesinde. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Sir, welcome back! | Efendim, tekrar hoş geldiniz! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Your Excellency, please heed my words. | Ekselansları, lütfen sözlerime kulak verin. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
There are rumors that the nation's gangs are plotting treason. | Ulusun çetelerinin vatana hıyanet plânları yaptığı söylentileri var. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Please make the order to arrest them at once. | Lütfen, bir kere onları tutuklama emri verin. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Is that such an easy thing to do? | Bunu yapmak bu kadar basit mi? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
There are also rumors that someone in the court is supporting them. | Ayrıca sarayda da onları destekleyen birinin olduğu söylentileri var. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I heard your son also suffered at their hands. | Ayrıca senin oğlunun da onların elinde acı çektiğini duydum. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
There are things that we should speak of and things that shouldn't be spoken. | Konuşmamız gereken ve konuşulmaması gereken şeyler var. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
My son, are you here? | Oğlum burada mısın? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Yes, Excellency. | Evet Ekselansları. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
There are indeed disagreements among the gangs, | Aslında çeteler arasında anlaşmazlıklar vardır. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
but they are living within the lores of the underworld. | Fakat yine de yeraltı dünyasının içinde yaşıyorlar. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
They wouldn't go so far as to plot treason. | Komplo plânlarıyla çok ileri gidemeyecektirler. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
If you start ordering arrests, | Tutuklama emrine başlarsanız... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I'm afraid that the government might fall into chaos over this war. | ...bu savaş yüzünden hükümetin bir kaos içinde yer almasından korkuyorum. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I think it might be best to just stand back and wait. | Sadece geride durup beklemenin en iyi olacağını düşünüyorum. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
You're getting prettier by the day. | Her geçen gün daha sevimli oluyorsun. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
You're getting dumber by the hour. | Her saat daha da sersem oluyorsun. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
What did I do wrong? | Ne yanlış yaptım ki? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Thunder, listen very carefully. | Gümbürtü, dikkatli dinle. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
This will be the last time we meet. | Bu son karşılaşmamız olacak. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
No, it must be the very last. | Hayır, bu çok sonra olmalı. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Are you that afraid of Man deuk? | Man deuk'tan mı korkuyorsun? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
You're in deeper than you think. | Düşündüğünden daha anlaşılmazsın. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
They will kill you. | Seni öldürecekler. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I'm not afraid of dying. | Ölmekten korkmuyorum. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Don't risk your life for me. | Benim için yaşamını tehlikeye atma. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I'm not worth it. | Buna değmem. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
So leave quickly. | O yüzden çabuk git. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
You said that I was a lowlife, right? | Benim ayak takımı olduğumu söylemiştin değil mi? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I know I'm a worthless person. | Biliyorum, beş para etmez biriyim. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I've lived a worthless life until this day. | Bu güne dek pek önemsiz bir yaşam sürdüm. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
But when I'm with you, I'm different. | Fakat seninle olduğumda değiştim. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
As long as you're with me, as long as you trust me, | Benimle olduğun sürece, bana güvendiğin sürece... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I can be the best man in this world. | ...bu dünyadaki en iyi adam olabilirim. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
While you're with me, while you're watching me, | Sen benimleyken, beni izliyorken... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
that's the man I want to be. | ...bu benim olmak istediğim kişi. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
That's how I want things to be. | Bunlar olmasını istediğim şeyler. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Thunder. | Gümbürtü. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
By now, Big Gun, I mean Man deuk... | Şu andan itibaren, Büyük Silâh, Man deuk'u kastediyorum... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
has gathered every swordsman he can and they' re on their way to Mapo. | Toplayabildiği her silahşor Mapo yolundadır. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Please forget about me and go. | Lütfen beni unutun ve gidin. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Did someone follow you? | Biri seni takip mi etti? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Hurry and go. | Acele et ve git. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Go! | Git! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Get out of here. | Git buradan. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Dishy, run! | Cazibeli, koş! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Man deuk, you cheating scum. You're using blades? | Man deuk, seni pis hilekâr. Bıçak mı kullanıyorsun? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
All I need is one punch. | Tüm ihtiyacım olan sertçe vurmak. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Come and fight me, you rat. | Gel ve dövüş benimle, seni ispiyoncu. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
As long as you trust me, | Bana güvendiğin sürece... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
While you are with me, while you're watching me, | Sen benimleyken, beni izliyorken... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Fighting. | Dövüş. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
That's something a mutt like you | Bu şey, senin gibi çürümüş et üzerinde yaşayan... | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
who lives on rotten meat can't understand. | anlaşılmaz bir köpek. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Kill me and let Thunder live. | Beni öldürün ve Gümbürtü'nün yaşamasına izin verin. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I'II be your property if that's what you want | Eğer istediğiniz şey bu ise, sizin malınız olacağım. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
but please let Thunder live. | Fakat lütfen Gümbürtü'yü serbest bırakın. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
You're just making Thunder even more pitiful. | Gümbürtü'yü daha da zavallı bir duruma düşürüyorsun. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Shall I kill her and let you live? | Onu öldüreyim ve yaşamana izin vereyim mi? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Look here, Thunder. | Buraya bak Gümbürtü. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Being the leader of a gang is like governing a country. | Bir haydut çetesinin lideri olmak bir ülkeyi yönetmek gibidir. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
What happened to the pack of dogs that follows you around? | Seni takip eden köpek sürüsüne ne oldu? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
It's too late for you to understand. | Senin bunu anlaman için çok geç. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
On your knees! | Dizlerinin üstüne çök! | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I don't kneel before anyone who isn't my boss. | Benim patronum olmayan birine diz çökmem. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Oh, really? | Gerçekten mi? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Oh goodness. | Aman Tanrım. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Oh goodness, Odd Ears. | Aman Tanrım. Tek Kulak. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
What happened to you? | Sana ne oldu? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Is this finally the end for you? | Nihayet sonun geliyor mu? | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Oh goodness, Odd Ears. | Aman Tanrım Tek Kulak. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
I have a big event coming up, | Yaklaşan büyük bir karşılaşmam var. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
so I don't want to see any more blood. | Bu yüzden daha fazla kan görmek istemiyorum. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 | |
Everyone knows that Thunder is under my thumb now. | Şimdi herkes Gümbürtü'nün baş parmağımın altında olduğunu biliyor. | 1724 Gibangnandongsageon-1 | 2008 |