Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183715
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
...he was contracted to find a man. | ...bir adamı bulmakla görevlendirilmişti. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I can't give much detail... | Korkarım fazla ayrıntı veremeyeceğim... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...but believe me, if this man had not been located... | ...ama inanın bana, bu adam bulunamasaydı... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...our country's good diplomacy with a certain economic superpower... | ...ülkemizin belirli bir ekonomik süpergüçle olan iyi diplomatik ilişkileri... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...might have a different face today. | ...bugün çok farklı bir noktada olurdu. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Federal, state, local authorities all over the world... | Tüm dünyadaki ülke, eyalet ve bölge yetkilileri... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...searched for a face whose significance they couldn't fathom. | ...önemini kavrayamadıkları bu kişiyi aradılar. | Zero Effect-1 | 1998 | |
He'd vanished without a trace. | İz bırakmadan kaybolmuştu. | Zero Effect-1 | 1998 | |
On the 8th morning, a non political third party contacted me... | Aramanın sekizinci gününün sabahı, siyaset dışı üçüncü bir şahıs benimle... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...with an unrelated private agenda. | ...bu konuyla alakasız özel bir vakayla ilgili olarak iletişime geçti. | Zero Effect-1 | 1998 | |
My employer had never heard of this missing man, knew nothing about him. | İşverenim bu kayıp adamı hiç duymamıştı... | Zero Effect-1 | 1998 | |
After just one hour of desk work... | Masa başında geçen bir saatlik çalışma sonunda... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...just an hour after accepting the case... | ...işi kabul ettikten sadece bir saat sonra... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...he picked up the telephone and placed a call. | ...telefonu kaldırdı ve bir arama gerçekleştirdi. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Guess who answered the phone. | Kimin yanıtladığını tahmin edin. | Zero Effect-1 | 1998 | |
The missing man. | Kayıp adam. | Zero Effect-1 | 1998 | |
The man with the mismatched shoelaces. | Uyumsuz ayakkabı bağcıkları olan adam. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Without ever leaving the house. | Evin dışına bile çıkmadan. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I mean, he's like some kind of recluse. | Dünya işlerinden elini çekmiş gibi. | Zero Effect-1 | 1998 | |
A complete freak. | Tam bir ucube. | Zero Effect-1 | 1998 | |
No social life. | Sosyal hayatı yok. | Zero Effect-1 | 1998 | |
In fact, no social skills. | Hatta, sosyal yeteneği de yok. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Fucking strange. When he works... | Gerçekten çok garip. Çalıştığı zaman... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...the smoothest operator you've seen. | ...en sorunsuz iş yapan insanlardan bir oluyor. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Brave, slick... | Cesur, sakin... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...cunning... | ...kurnaz... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...do anything. | ...her şeyi yapar. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Soon as he gets off work... | İş dışında ise... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...it's all gone. | ...bunların hiçbiri yoktur. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Afraid to go to the dry cleaners. | Kuru temizleyiciye gitmekten korkar. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Too uncomfortable in his own skin to go out and eat. | Kendi başına çıkıp yemek yemekten rahatsız olur. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Tactless... | Düşüncesiz... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...and inept. | ...ve beceriksiz. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Rude too. Just an asshole. | Kabadır da. Tam bir pisliktir. | Zero Effect-1 | 1998 | |
You could meet him 5 times and not realize it's the same person. | Onunla beş kere karşılaşıp yine de aynı kişi olduğunu anlamayabilirsiniz. | Zero Effect-1 | 1998 | |
He can tell you where you were born, how old your mother was at the time... | Size nerede doğduğunuzu, o zaman annenizin kaç yaşında olduğunu... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...and what you had for breakfast, all within 30 seconds of meeting you. | ...kahvaltıda ne yediğinizi tanıştıktan otuz saniye sonra söyleyebilir. | Zero Effect-1 | 1998 | |
He can get a criminal to confess without his realizing he's being questioned. | Bir suçluya sorgulandığını fark ettirmeden suçunu itiraf ettirebilir. | Zero Effect-1 | 1998 | |
He has a deeply nuanced and functional understanding of human behavior... | İnsan davranışları konusunda çok farklı ve etkin bir anlayışa sahip. | Zero Effect-1 | 1998 | |
...to rival the great psychoanalytical minds of our time. | Günümüzün en iyi psiko analistlerine taş çıkartır. | Zero Effect-1 | 1998 | |
He understands the criminal mind as well as the innocent mind... | Suçlu insan aklını, masum insan aklını... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...the stable mind as well as the psychotic, sociopathic mind... | ...sağlıklı insan aklını, deli, sosyopat insan aklını... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...the male as well as the female. | ...erkek aklını, kadın aklını anlar. | Zero Effect-1 | 1998 | |
He's thirty something years old. | Otuz küsur yaşında. | Zero Effect-1 | 1998 | |
What does he do when he's not working? | Çalışmadığında ne yapar? | Zero Effect-1 | 1998 | |
Does he just sit around the house? | Evde öylece oturur mu? | Zero Effect-1 | 1998 | |
When private investigation won its most worthy champion... | Gizli araştırmalar en değerli şampiyonunu kazandığında... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...academia and the arts suffered a loss, a great loss. | ...bilim ve sanat dünyası büyük bir kayıp yaşadı. | Zero Effect-1 | 1998 | |
In addition to his many scholarly gifts, he's a terrifically talented musician. | Bilim konusundaki yeteneklerinin yanında, korkunç derecede yetenekli bir müzisyendir. | Zero Effect-1 | 1998 | |
He writes songs. | Şarkı besteler. | Zero Effect-1 | 1998 | |
He's terrible. | Felakettir. | Zero Effect-1 | 1998 | |
His metaphors are thin, his imagery is cliched... | Benzetmeleri zayıf, yaratıcılığı yok... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...and his thematic material is trite and heavy handed. | ...şarkı sözü içeriği de basmakalıp ve düzensizdir. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Why do you do it? | Niye yapıyorsun? | Zero Effect-1 | 1998 | |
I left the firm, didn't know what I was going to do... | Şirketten ayrılmıştım, ne yapacağımı bilmiyordum. | Zero Effect-1 | 1998 | |
...and I get this message on my machine. | Telesekreterime bir mesaj bıraktı. | Zero Effect-1 | 1998 | |
He'd watched me argue a case in court... | Mahkemede beni savunma yaparken seyretmiş. | Zero Effect-1 | 1998 | |
...said I was the only person for the job. I don't know. The guy's nuts, okay? | İşe uygun tek kişinin ben olduğumu söyledi. Bu adam deli, tamam mı? | Zero Effect-1 | 1998 | |
The mysterious... | Gizemli... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...and brilliant Daryl Zero. | ...ve muhteşem Daryl Zero. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Certainly does take himself seriously, doesn't he? | Kendini çok beğeniyor, değil mi? | Zero Effect-1 | 1998 | |
All right, Mr. Arlo. | Peki, Bay Arlo. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I'm sold. | Beni aldınız. | Zero Effect-1 | 1998 | |
You tell me how my employer can be of service... | İşverenimden nasıl bir hizmet beklediğinizi söyleyin... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...then I fly home and speak to him. | ...ben de eve uçup onunla konuşayım. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Where is home? | Ev neresi? | Zero Effect-1 | 1998 | |
Not to be coy, but I can't tell you that. | Üzgünüm Bay Stark, ama bunu size söyleyemem. | Zero Effect-1 | 1998 | |
You know, I'm not used to being in this position. | Bu durumda olmaya pek alışık değilimdir. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Being needy. | Muhtaç olmaya. | Zero Effect-1 | 1998 | |
You know, it's of the utmost importance... | Şimdi söyleyeceklerimin sizin ve... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...what I'm about to tell you not leave your confidence... | ...o ulaşılamaz işvereninizin kendine olan güvenini... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...or that of your... | ...kaybettirmemesi... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...inaccessible employer. | ...çok büyük önem taşıyor. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Mr. Arlo, I have lost my keys and I need to find them. | Bay Arlo, anahtarlarımı kaybettim ve bulmam gerekiyor. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I'm being blackmailed, Mr. Arlo. | Bana şantaj yapılıyor, Bay Arlo. | Zero Effect-1 | 1998 | |
It's cost me a good deal of money and many nights' sleep. | Bana büyük miktarda paraya ve çok sayıda uykusuz geceye mal oldu. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I need the matter resolved. | Bu konunun çözülmesi gerekiyor. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I need questions answered and I must know who stole the key... | Sorular yanıtlanmalı ve kiralık kasamın anahtarını... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...to my safe deposit box. | ...kimin çaldığını bilmeliyim. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Mr. Arlo, good to see you. | Bay Arlo, sizi gördüğüme sevindim. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Thanks, Rahim. Keep it close. I'll be 20 minutes. | Sağ ol, Rahim. Uzağa park etme. 20 dakikaya dönerim. | Zero Effect-1 | 1998 | |
We'll keep it up top. | Tamamdır. Ona iyi bakarız. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Great. Thanks, Raoul. | Harika. Sağ ol, Raoul. | Zero Effect-1 | 1998 | |
If I come a knocking... | Eğer gelip kapını... | Zero Effect-1 | 1998 | |
... a knocking at your door | ...kapını çalarsam... | Zero Effect-1 | 1998 | |
... on this October day | ...bu ekim gününde... | Zero Effect-1 | 1998 | |
Would you say, "It'd be a joy | ...der misin "benim için zevktir... | Zero Effect-1 | 1998 | |
With you, my good boy" | ...seninle olmak, benim iyi erkeğim" diye? | Zero Effect-1 | 1998 | |
'Cause if you would... | Çünkü dersen eğer... | Zero Effect-1 | 1998 | |
I'd say, | ...derim ki ben de... | Zero Effect-1 | 1998 | |
"Let's run off... | "Haydi kaçalım... | Zero Effect-1 | 1998 | |
... and get married | ...ve evlenelim. | Zero Effect-1 | 1998 | |
It's the only thing for us to do | Yapmamız gereken bu. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Let's run off and get married | Haydi kaçalım ve evlenelim. | Zero Effect-1 | 1998 | |
If you love me" | Beni seviyorsan... | Zero Effect-1 | 1998 | |
... like I... | ...benim seni... | Zero Effect-1 | 1998 | |
... love you' | ...sevdiğim gibi." | Zero Effect-1 | 1998 | |
If I come a calling... | Eğer seni ararsam... | Zero Effect-1 | 1998 | |
... on a rainy afternoon | ...yağmurlu bir akşamüstünde... | Zero Effect-1 | 1998 | |
Would you be glad if I called | ...aradığım için mutlu olur... | Zero Effect-1 | 1998 |