Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 231
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Why doesn't anyone says anything? We're just women. | Neden kimse bir şey söylemiyor? Biz sadece kadınız. | 1922-1 | 1978 | |
Why don't the men say anything? | Neden erkekler bir şöylemiyor? | 1922-1 | 1978 | |
What wrong has Loukia ever done to them? | Loukia onlara zarar verecek ne yapmış? | 1922-1 | 1978 | |
Who could Loukia ever hurt? | Louika kime zarar verebilir? | 1922-1 | 1978 | |
As regards Loukia, | Loukia ile ilgili olarak, | 1922-1 | 1978 | |
when Fatme, the maid, got ill | hizmetçi, Fatma, söyledi. | 1922-1 | 1978 | |
she took her seven children to our home and took care of them. | Onu bizim eve yedi çocuğuyla aldı. | 1922-1 | 1978 | |
The little Turks! | Küçük Türkler! | 1922-1 | 1978 | |
She took care of them as if they were our children. | Onları kendi çocukları gibi benimsedi. | 1922-1 | 1978 | |
Seven little Turks! | Yedi küçük çocuk! | 1922-1 | 1978 | |
The Turk whatever he may do will always remain a Turk. | Bir Türk'e ne yaparsan yap, o Türk kalır! | 1922-1 | 1978 | |
If we go, then Turkey will be over, will be lost. | Biz Türkiye'den gidersek o zaman kaybolurlar. | 1922-1 | 1978 | |
What are we going to eat? Where are we going to sleep? | Ne yemeye gidiyoruz? Nerede uyumaya gidiyoruz? | 1922-1 | 1978 | |
They killed aunt Xanthippe in Pergamon and aunt Asimina | Onlar Pergamon'da Elene ve Asimina teyzeyi, | 1922-1 | 1978 | |
and aunt Olga and grandmother Antigone, four women! | ve Olga teyze ile büyükanne Antigone'u öldürdü, dört kadın! | 1922-1 | 1978 | |
What are they going to do with us? | Bizi götürüp ne yapacaklar? | 1922-1 | 1978 | |
Where's our fault? When did we ever hurt anyone? | Bizim suçumuz nerede? Hiçbir zaman kimseye zarar vermedik? | 1922-1 | 1978 | |
Jesus Christ... | Jesus Christ... | 1922-1 | 1978 | |
if you exist, do something. | eğer varsan, bir şeyler yap. | 1922-1 | 1978 | |
I can't take it any more. | Artık dayanamıyorum. | 1922-1 | 1978 | |
Do it now! | Şimdi yap! | 1922-1 | 1978 | |
I'm scared... I'm scared... | Korkuyorum... Korkuyorum... | 1922-1 | 1978 | |
I'm scared... | Korkuyorum... | 1922-1 | 1978 | |
Captain! | Yüzbaşı! | 1922-1 | 1978 | |
Will you give us water? | Bize biraz su verecek misin? | 1922-1 | 1978 | |
Get closer. | Yaklaş. | 1922-1 | 1978 | |
Get closer! | Yaklaş! | 1922-1 | 1978 | |
You! What do you do? | Sen! Ne iş yaparsın? | 1922-1 | 1978 | |
I'm a teacher. | Ben bir öğretmenim. | 1922-1 | 1978 | |
Teacher! You are lost! | Öğretmen! Sen kaybolmuşsun! | 1922-1 | 1978 | |
Why are we lost? | Neden kaybolduk? | 1922-1 | 1978 | |
Will you give us water? | Bize su verecek misin? | 1922-1 | 1978 | |
Fuck you! | Siktir! | 1922-1 | 1978 | |
Sergeant! | Çavuş! | 1922-1 | 1978 | |
Come here, teacher. | Buraya gel, öğretmen. | 1922-1 | 1978 | |
My name is Ali Osman. Remember it! | Benim adım Ali Osman. Bunu unutma! | 1922-1 | 1978 | |
So what? | Ne yani? | 1922-1 | 1978 | |
Ali Osman will kick the bucket from syphilis. | Ali Osman frengi gelen kovayı tekmeleyecek. | 1922-1 | 1978 | |
Officer of regular Turkish army, member of the Committee. | Düzenli Türk ordusunun subayı, Komite üyesi. | 1922-1 | 1978 | |
Graduate of the Military Academy of Munich. | Münih Askeri Akademisinden mezun. | 1922-1 | 1978 | |
He'll die alone as a dog in this wilderness. | Vahşi bir köpek gibi yalnız ölecek. | 1922-1 | 1978 | |
There are millions of Turks! | Orada milyonlarca Türk var! | 1922-1 | 1978 | |
Kemal... the Great Turkey... | Kemal... Büyük Türkiye... | 1922-1 | 1978 | |
the New Turkey, you hear me, teacher? | Yeni Türkiye, beni duyuyor musun, öğretmen? | 1922-1 | 1978 | |
The next one! | Sonraki! | 1922-1 | 1978 | |
Are you done? | Tamam mısın? | 1922-1 | 1978 | |
Go ahead, Greeks! Who's next? | Devam edin, Yunanlar! Sıradaki kim? | 1922-1 | 1978 | |
When I was 12 years old, I wanted to be a nurse. | Ben 12 yaşında iken, hemşire olmak istedim. | 1922-1 | 1978 | |
I said I will never get married, I'll become a nurse. | Asla evlenmeyeceğimi söyledim, bir hemşire olacaktım. | 1922-1 | 1978 | |
Then I said I will become a teacher. | Sonra belki öğretmen olurum, dedim. | 1922-1 | 1978 | |
A thousand children will be mine and a garden to grow carnations. | Bin tane çocuğum olacak ve bahçede karanfiller yetiştireceğim. | 1922-1 | 1978 | |
Only carnations. | Sadece karanfiller. | 1922-1 | 1978 | |
I would marry the red carnations to the white | Kırmızı beyaz karanfilleri evlendirir, | 1922-1 | 1978 | |
and their offspring would be red and white as well. | ve onların yavruları da kırmızı beyaz olurdu. | 1922-1 | 1978 | |
Everything's possible with the carnations. | Her şey karanfillerle mümkün olurdu. | 1922-1 | 1978 | |
You need only to be patient and wait. | Sabırlı olmak ve beklemek yeterli olacaktır. | 1922-1 | 1978 | |
You can grow even blue carnations! | Hatta mavi karanfiller bile yetişebilir! | 1922-1 | 1978 | |
I have seen blue ones! | Ben mavi olanları gördüm! | 1922-1 | 1978 | |
Osman! | Osman! | 1922-1 | 1978 | |
Turkish hound! | Türk köpeği! | 1922-1 | 1978 | |
Cursed Osman! | Lanet Osman! | 1922-1 | 1978 | |
Bastard! | Piç! | 1922-1 | 1978 | |
What were we talking about? | Ne hakkında konuşuyorduk? | 1922-1 | 1978 | |
Mother was always dressed in black. | Annem her zaman siyah giyer. | 1922-1 | 1978 | |
Father... never let us talk | Babam... bizim evde asla.. | 1922-1 | 1978 | |
about the Turks at home. | ..Türkler hakkında konuşmaz. | 1922-1 | 1978 | |
Speak? | Konuş? | 1922-1 | 1978 | |
What are you thinking of, Greek? | Ne düşünüyorsun, Yunan? | 1922-1 | 1978 | |
Drink... | İç... | 1922-1 | 1978 | |
as much as you want. | ..istediğin kadar. | 1922-1 | 1978 | |
Tell me what are you thinking? | Ne düşünüyorsan söyle? | 1922-1 | 1978 | |
Are you alive? | Yaşıyor musun? | 1922-1 | 1978 | |
I am. | Ben. | 1922-1 | 1978 | |
Let's go. We're leaving. | Gidelim. Biz ayrılıyoruz. | 1922-1 | 1978 | |
1939., USSR and Germany concluded nonaggression pact. | 1939'da SSCB ve Almanya bir saldırmazlık anlaşması imzaladı. | 1944-1 | 2015 | |
After only a week ago started the Second World War. | Bundan bir hafta sonra 2.Dünya Savaşı başladı. | 1944-1 | 2015 | |
1940, the Soviet Union annexed Estonia. | 1940'da Sovyetler Birliği Estonya'yı topraklarına kattı. | 1944-1 | 2015 | |
55000 Estonian citizens were mobilized the Red Army. | 55,000 Estonya vatandaşı Kızıl Ordu'ya katıldı. | 1944-1 | 2015 | |
1941 ve years, Germany is occupied Estonia. | 1941 yılında Almanya Estonya'yı işgal etti. | 1944-1 | 2015 | |
72000 Estonian citizens were mobilized the German armed forces. | 72,000 Estonya vatandaşı Almanya Silahlı Kuvvetleri'ne katıldı. | 1944-1 | 2015 | |
In 1944, the Soviet army appeared on the borders of Estonia. | 1944'de Sovyet ordusu Estonya sınırlarına dayandı. | 1944-1 | 2015 | |
The gate was open. | Kapı açıktı. 1 | 1944-1 | 2015 | |
In the courtyard stood a truck. 1 | Avluda bir kamyon vardı. | 1944-1 | 2015 | |
Father, mother and Kadri was made??into a truck. | Babam, annem ve Kadri bir kamyonun içine oturdu. | 1944-1 | 2015 | |
As it's the most normal thing in the world. | Dünyadaki en normal şey buymuş gibi. | 1944-1 | 2015 | |
27 th July Line Sinimad Tannenberg | 27 Temmuz Tannenberg hattı | 1944-1 | 2015 | |
What happened to them? They sent them to Siberia. | Onlara ne oldu? Sibirya’ya gönderildiler. | 1944-1 | 2015 | |
Could not you have something to preduzmeÅ¡? Treci Online! Saaresto on the phone! | Elinden bir şey gelmedi... Treci dinliyor! Saaresto telefonda! | 1944-1 | 2015 | |
Twentieth Estonian division Waffen SS. | Waffen SS 20.Estonya bölüğü 47 Alay, 3. Tabur, 9. Ordu, 3. Müfreze | 1944-1 | 2015 | |
They captured the Children's hill. | Dağı ele geçirmişler. | 1944-1 | 2015 | |
The third line... | 3.Manga! | 1944-1 | 2015 | |
Shit! The line went dead! | Siktir! Hat gitti! | 1944-1 | 2015 | |
Tamika, back! Carl! | Tamika, geri dön! Karl! | 1944-1 | 2015 | |
The third line... | 3.Müfreze. | 1944-1 | 2015 | |
I get it! We will make such a task! | Anladım! Görevi yerine getireceğiz! | 1944-1 | 2015 | |
Let's go! | Haydi! | 1944-1 | 2015 | |
Karl! How are you? | Karl! İyi misin? Ben iyim. Haydi! | 1944-1 | 2015 | |
Three years have passed. | Üç yıl oldu. | 1944-1 | 2015 | |
Three years and 43 days | Üç yıl ve 43 gün. | 1944-1 | 2015 | |
I can not help feeling that I I was to blame for everything that happened to them. | Ama bunun benim yüzümden olduğunu dair hala içimde bir his var. | 1944-1 | 2015 |