Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4266
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| It's been used, but you can keep it here if you like. | Bu biraz bayat ama istiyorsan burada kullanabilirsin. Bu biraz bayat ama istiyorsan Burada kullanabilirsin. | AnoHana-1 | 2011 | |
| You're such a kind person! | Sen çok iyi birisin! Sen çok iyi birisin! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Really? | Hadi ya? Hadi ya? | AnoHana-1 | 2011 | |
| You even brought us cups. | Kupa bile getirmişsin. Kupa bile getirmişsin. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Don't worry about it; my collection was starting to get a little too large. | Merak etme; koleksiyonum biraz fazla büyümeye başlamıştı zaten. Merak etme; koleksiyonum biraz Fazla büyümeye başlamıştı zaten. | AnoHana-1 | 2011 | |
| It really is fun when everyone's around. | Gerçekten hep beraber olmak çok eğlenceli. Merak etme; koleksiyonum biraz fazla büyümeye başlamıştı zaten. Gerçekten hep beraber olmak Çok eğlenceli. Merak etme; koleksiyonum biraz Fazla büyümeye başlamıştı zaten. | AnoHana-1 | 2011 | |
| You chose all of these? | Bunları sen mi seçtin? Bunları sen mi seçtin? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Menma feels really happy at times like this. | Böyle zamanlarda Menma gerçekten çok mutlu oluyor. Böyle zamanlarda Menma Gerçekten çok mutlu oluyor. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Do you have a problem with that? | Evet. Beğenmedin mi? Böyle zamanlarda Menma gerçekten çok mutlu oluyor. Evet. Beğenmedin mi? Böyle zamanlarda Menma Gerçekten çok mutlu oluyor. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Not really. | Ondan değil. Ondan değil. | AnoHana-1 | 2011 | |
| I just thought they were kind of unique. | Sadece ilginç olduklarını düşünmüştüm. Sadece ilginç olduklarını Düşünmüştüm. | AnoHana-1 | 2011 | |
| But... | Ama... Sadece ilginç olduklarını düşünmüştüm. Ama... Sadece ilginç olduklarını Düşünmüştüm. | AnoHana-1 | 2011 | |
| But... | Eh, koleksiyon sonuçta. Ama... Eh, koleksiyon sonuçta. Ama... | AnoHana-1 | 2011 | |
| Well, it ision. | Eh, koleksiyon sonuçta. Ama... Eh, koleksiyon sonuçta. Ama... | AnoHana-1 | 2011 | |
| I know, let's give some to Menma too. | Doğru ya! Bundan Menma'ya da verelim. Doğru ya! Bundan Menma'ya da Verelim. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Right, Jinta? | Değil mi, Jinta? Değil mi, jinta? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Are you around, Menma? | Menma, buralarda mısın? Menma, buralarda mısın? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Here? | Burada mısın? Burada mısın? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Over here? | Burada mısın? Burada mısın? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Hey, Poppo. | Hey, Poppo. Hey, Poppo. | AnoHana-1 | 2011 | |
| After the barbecue... | Izgaradan yaptığımız geceden sonra... Izgaradan yaptığımız Geceden sonra... | AnoHana-1 | 2011 | |
| I thought about it for a while. | ...ben biraz düşündüm. ...ben biraz düşündüm. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Menma said she'd be happy if we all came together, right? | Menma, hepimiz bir araya gelirsek mutlu olacağını söyledi, değil mi? Menma, hepimiz bir araya gelirsek Mutlu olacağını söyledi, değil mi? | AnoHana-1 | 2011 | |
| I really felt like Menma would say that. | Bunun tam Menma'ya göre bir laf olduğunu düşündüm. Bunun tam Menma'ya göre bir Laf olduğunu düşündüm. | AnoHana-1 | 2011 | |
| It kind of just clicked. | Çok duygulandım. Çok duygulandım. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Poppo... | Poppo... Poppo... | AnoHana-1 | 2011 | |
| She probably didn't want to be forgotten. Not that we can. | Unutulmak istemiyordur. Unutmamıza imkan yok zaten. Unutulmak istemiyordur. Unutmamıza imkan yok zaten. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Menma, you worry too much! | Amma da evhamlısın Menma! Amma da evhamlısın Menma! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Poppo! | Poppo! Poppo! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Whoa, what? | Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? | AnoHana-1 | 2011 | |
| I feel chills. | İçim ürperdi. İçim ürperdi. | AnoHana-1 | 2011 | |
| I drank too much coffee. | Çok fazla kahve içtim galiba. Çok fazla kahve içtim galiba. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Time to take a piss! | Su dökme zamanı! Su dökme zamanı! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Menma'll go with you! | Menma da gelecek! Menma da gelecek! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Let's pee together! | Menma da su dökecek! Menma da su dökecek! | AnoHana-1 | 2011 | |
| "You can't forget Menma." | "Menma'yı unutamadın." "Menma'yı unutamadın." | AnoHana-1 | 2011 | |
| "You're still caught up on Menma." | "Kafayı Menma'yla bozdun." "kafayı Menma'yla bozdun." | AnoHana-1 | 2011 | |
| "How pitiful you are." | "Zavallının tekisin sen." "zavallının tekisin sen." | AnoHana-1 | 2011 | |
| H Hey, Tsuruko! | H Hey, Tsuruko! H hey, Tsuruko! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Everything that Yukiatsu said... | Yukiatsu bu sözleriyle... Yukiatsu bu sözleriyle... | AnoHana-1 | 2011 | |
| He's talking about himself. | ...aslında kendinden bahsediyordu. ...aslında kendinden Bahsediyordu. Ne— | AnoHana-1 | 2011 | |
| W What is this? | Bu da ne böyle? Bu da ne böyle? | AnoHana-1 | 2011 | |
| What are you doing? | Ne yapıyorsun? Bu da ne böyle? Ne yapıyorsun? Bu da ne böyle? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Oh, it's just the curtain. | Perdeymiş. Perdeymiş. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Your fly's open. | Fermuarın açık kalmış. Fermuarın açık kalmış. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Not that! | Hayır, onu demiyorum! Hayır, onu demiyorum! | AnoHana-1 | 2011 | |
| I saw! I saw her! | Gördüm! Onu gördüm! Gördüm! Onu gördüm! | AnoHana-1 | 2011 | |
| I saw Menma! | Menma'yı! Menma'yı! Menma'yı! Menma'yı! | AnoHana-1 | 2011 | |
| We saw Menma! | Menma'yı! Menma'yı! Menma'yı! Menma'yı! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Over here! This way! | Bu taraftan! Bu taraftan! Bu taraftan! Bu taraftan! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Hey, are you serious? | Hey, emin misin? Hey, emin misin? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Absolutely! | Eminim! Eminim! | AnoHana-1 | 2011 | |
| I double checked. | İyice baktım. İyice baktım. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Besides, Tsuruko was right. | Hem, Tsuruko da demişti ya işte. Hem, Tsuruko da demişti ya işte. | AnoHana-1 | 2011 | |
| The one piece. | O elbisenin... O elbisenin... | AnoHana-1 | 2011 | |
| It had a ribbon here, right? | ...burasında kurdele vardı, değil mi? ...burasında kurdele vardı, Değil mi? | AnoHana-1 | 2011 | |
| A one piece with a ribbon? | Kurdeleli elbise mi? Kurdeleli elbise mi? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Come on, let's go. | Hey, hadi gidelim! Hey, hadi gidelim! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Jin tan, that! | Jin tan, orada! Jin tan, orada! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Is that...? | O...? O...? | AnoHana-1 | 2011 | |
| That's it! | İşte o! İşte o! | AnoHana-1 | 2011 | |
| It's Menma! | Menma! Menma! | AnoHana-1 | 2011 | |
| That's... | O... O... | AnoHana-1 | 2011 | |
| Jin tan! | Jin tan! Jin tan! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Don't go alone, it's dangerous! | Tek başına gitme, tehlikeli! Tek başına gitme, tehlikeli! | AnoHana-1 | 2011 | |
| I I'm tired... | Bittim... Bittim... | AnoHana-1 | 2011 | |
| L Let me take a break... | Birazcık mola verelim. Birazcık mola verelim. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Jin tan, what about you? | Jin tan, sen bulabildin mi? Jin tan, sen bulabildin mi? | AnoHana-1 | 2011 | |
| She was just here... | Daha şimdi buralardaydı... Daha şimdi buralardaydı... | AnoHana-1 | 2011 | |
| Too bad. | Yapacak bir şey yok. Yapacak bir şey yok. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Let's go back once— | Geri dönüp— Geri dönüp ” | AnoHana-1 | 2011 | |
| You're too large! | Öyle kocaman bir vücudun varken... Öyle kocaman bir vücudun varken... | AnoHana-1 | 2011 | |
| It won't work no matter how much you shave your legs! | ...bacaklarını ne kadar tıraş edersen et, insanları kandıramazsın! ...bacaklarını ne kadar tıraş Edersen et, insanları kandıramazsın! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Yukiatsu! | Yukiatsu! Yukiatsu! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Over there! | Orada demek! Orada demek! | AnoHana-1 | 2011 | |
| There! | Onu buldum! Onu buldum! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Hey, wait! | Ama bilmiyorum işte! Hey, bekleyin! Ama bilmiyorum işte! Hey, bekleyin! | AnoHana-1 | 2011 | |
| Did you find him? | Onu buldun mu? Onu buldun mu? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Y Yukiatsu... | Yukiatsu... Yukiatsu... | AnoHana-1 | 2011 | |
| But I mean, she was still mad at me. | Ama tam tahmin ettiğim gibi beni azarladı işte. Ama tam tahmin ettiğim gibi beni azarladı işte. | AnoHana-1 | 2011 | |
| She was like a demon! | Karşımda bir canavar var sandım. Karşımda bir canavar var sandım. | AnoHana-1 | 2011 | |
| I was like "I'll run away from home", but she was just like "sure, if you can"! | "Evden kaçacağım" deyince, "Yapabiliyorsan, buyur yap!" dedi. "Evden kaçacağım" deyince, "Yapabiliyorsan, buyur yap!" dedi. | AnoHana-1 | 2011 | |
| She just countered my words or something... | Tüm laflarımı ağzıma tıkadı resmen... Tüm laflarımı ağzıma tıkadı resmen... | AnoHana-1 | 2011 | |
| Yadomi? | Yadomi? Yadomi? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Hey, what is— | Sen, bunu— Sen, bunu— | AnoHana-1 | 2011 | |
| I can't sleep without it! | Ben bu olmadan uyuyamam! Ben bu olmadan uyuyamam! | AnoHana-1 | 2011 | |
| And this towel? | Peki bu havlu? Peki bu havlu? | AnoHana-1 | 2011 | |
| I can't sleep without this either! 1 | Bu olmadan da uyuyamam! 1 Bu olmadan da uyuyamam! 1 | AnoHana-1 | 2011 | |
| How sleep deprived are you? | Amma da çok uyku problemin varmış. Amma da çok uyku problemin varmış. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Just calm down and think about it! | Sakinleş ve düşün biraz. Sakinleş ve düşün biraz. | AnoHana-1 | 2011 | |
| You can't run away from home forever. | Evden kaçma işini sonsuza kadar devam ettiremezsin. Evden kaçma işini sonsuza kadar devam ettiremezsin. | AnoHana-1 | 2011 | |
| You have to go to school too. | Ve okula gitmemezlik de edemezsin. Ve okula gitmemezlik de edemezsin. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Huh? Look who's talking. | Bunu sen mi söylüyorsun? Bunu sen mi söylüyorsun? | AnoHana-1 | 2011 | |
| Listen, Anjou. | Dinle, Anjou. Dinle, Anjou. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Once you start ditching school, it just gets worse and worse. | Okula gitmemeye bir kez başladın mı, sonrasında çok problem yaşarsın. Okula gitmemeye bir kez başladın mı, sonrasında çok problem yaşarsın. | AnoHana-1 | 2011 | |
| The first step is easy to take. | Başlarda kolaydır. Başlarda kolaydır. | AnoHana-1 | 2011 | |
| Nothing changes if you ditch school for a day. | Sadece bir günlük okulu asmak hiçbir şeyi değiştirmez. Sadece bir günlük okulu asmak hiçbir şeyi değiştirmez. | AnoHana-1 | 2011 | |
| But the days start piling on top of each other, and by the time you notice... | Ama nasıl olsa değişmiyor deyip, "bir gün daha, bir gün daha" diye biriktirirsen... Ama nasıl olsa değişmiyor deyip, "bir gün daha, bir gün daha" diye biriktirirsen... | AnoHana-1 | 2011 | |
| Well, it's not like I can boast about it. | Böyle bir şeyi övünüyormuş gibi anlatmamam lazım sanırım. Böyle bir şeyi övünüyormuş gibi anlatmamam lazım sanırım. | AnoHana-1 | 2011 | |
| I see. I get it now. | Anladım. Haklısın. Anladım. Haklısın. | AnoHana-1 | 2011 |