Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 70
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
And I know Miles better than any person alive. Let me help you. | Ve Miles'ı herkesten daha iyi tanırım. İzin ver yardım edeyim. Biliyorum ki Miles'i yakalamamız birinin canından daha önemli. Gel, yardım edeyim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Oh, Danny boy | Danny, evlat... Ah, Danny oğlan | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The pipes the pipes are calling | ...gaydalar senin için çalıyor... Düdükler, düdükler ötüyor | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Sorry about the delay, Danny. | Gecikme için kusura bakma, Danny. Gecikme için kusura bakma, Danny. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
But I think that we'rejust about ready for our grand finale. | Ama sanırım büyük finalimiz için artık hazır sayılırız. Büyük finalimize hazır olduğumuzu düşünüyorum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
It is Round 12, and, this time... | İşte 12.raunt geldi ve bu sefer... Bu, 12. tur, ve, bu sefer... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
we won't be goin' to the judges' scorecards. | ...yargıçların skor çizelgesine göre gitmeyeceğiz. ...oyunun sonuçlarını dikkate almayacağız. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
In 17 minutes, it will be exactly one year since Erica's death... | 17 dakika içinde, Erica'nın ölümünün üzerinden bir yıl geçmiş olacak... 17 dakika sonra, Erica'nın ölümünün üzerinden tam bir yıl geçmiş olacak... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
and I have to ask will Molly suffer a similar fate? | ...ve sormam gerekiyor ki, sence Molly de aynı kadere kurban gitmeli mi? ...ve sormak zorundayım: Molly böyle bir ıstıraba maruz kalacak mı? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Miles, you don't have to do this. Too late. | Miles, bunu yapmak zorunda değilsin. Artık çok geç. Miles, bunu yapmak zorunda değilsin. Artık çok geç. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You've done well to survive this long. | Zaten çok bile yaşadın. Bu kadar zamanda hayatta kalmayı başardın. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Now all you have to do is find her. | Şimdi tek yapman gereken onu bulmak. Şimdi, tek yapman gereken onu bulman. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
She has a touch phone strapped to her chest... | Yine dokunmatik telefonun bulunduğu, öncekinden... Göğsünde tuşlu bir telefonla ona benzer şeyler var,... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
along with some other, more explosive items. | ...daha fazla patlayıcı göğsüne yerleştirildi. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Except this time, only your thumbprint... | Yalnız bu kez, süre, ancak senin parmak izin,... Bu sefer dışında, sadece senin parmak izin,... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
only your touch, can stop the timer. | ...yani senin dokunuşunla etkisiz hâle gelebilir. ...senin tuşlaman zamanlayıcıyı durdurabilir. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Tell me where she is. | Onun nerede olduğunu söyle. Nerede olduğunu söyle. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Are you sorry for what you've done? | Yaptıkların için üzgün müsün? Yaptığın şeyden pişman mısın? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Yes, Miles, I'm sorry. | Evet, Miles, üzgünüm. Evet, Miles, pişmanım. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Then perhaps maybe you should pay her a visit, tell her so yourself. | Öyleyse onu bir ziyaret edip ona bunu kendin söylemeyi borçlusundur. O zaman büyük ihtimalle ona bir ziyarette bulunmalısın, ona da söyle bunu. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
It's been fun, Danny, but game over. | Eğlenceli olmaya başlamıştı Danny ama oyun bitti. Eğlendik, Danny, ama oyun bitti. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Pay Erica a visit? | Erica'ya ziyaret borcu mu dedi? Erica'yı mı ziyaret? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
It's the cemetery. Where is she buried? Where is she buried? | Mezarlığı kastediyor. Nereye gömülmüştü. Nerede gömüldü? Mezarlığa mı? Nereye gömüldü? Nereye gömüldü? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I need you to pull the cemetery records of all Orleans Parish. | Orleans Bölgesi'ndeki mezarlık kayıtlarına ihtiyacım var. Tüm Orleans mezarlıklarının kayıtlarına bakmanı istiyorum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Last name:: Kessen. K E S S E N. | Soyadı: Kessen. K E S S E N. Soy adı: Kessen. K E S S E N. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
First name:: Erica. That's with a "C." | Adı: Erica. "C" ile yazılıyor. Adı: Erica. "C." ile yazılıyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
This is Ray Santiago of the F.B.I. I need a police escort. | Ben, FBI'dan Ray Santiago, polis korumasına ihtiyacım var. Ben Ray Santiago, FBI. Polis eskortu istiyorum. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We are Canal and Royal heading out of the C.B.D. | Canal ve Royal'den şehir merkezine doğru gidiyoruz. Merkezî Ticaret Bölgesi dışındaki Canal ve Royal bölgesindeyiz. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Metairie Cemetery. | Metairie Mezarlığı. Metairie Mezarlığı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Tell whoever gets there don't touch anything. | Oraya giden hiç kimse bir şeye dokunmasın. Oraya varan kim olursa bir şeye dokunmamasını söyleyin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I'm the only one that can defuse that bomb. We know, Danny. | O bombayı durdurabilecek tek kişi benim. Biliyoruz, Danny. O bombayı etkisiz hâle sadece ben getirebilirim. Biliyoruz, Danny. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Anybody on the scene yet? They're arriving now, but remember, this is Miles. | Olay yerine ulaşan var mı? Yoldalar, ama unutma Miles'dan bahsediyoruz. Mezarlığa varan var mı? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The cemetery might just be the first step. | Mezarlık sadece ilk aşama olmalı. Mezarlık oyunun ilk adımı olabilir. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
That's bullshit! Why have I been doing this shit all day? | Saçmalık! Neden tüm gün bunlara katlanmak zorundaydım ki? Bu saçmalık! Sabahtan beri neden bu işlerin peşinde koştum ben? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
If he wanted to kill us, he should've done it when he had the chance. | Bizi öldürmek istediyse eline fırsat geçtiğinde de bunu pek âlâ yapabilirdi. Bizi öldürmek isteseydi elinde fırsat varken yapmalıydı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Danny, your phone. | Danny, telefonun. Danny, telefonun. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Yeah? Danny. ChuckJansen. | Efendim? Danny. Ben, Chuck Jansen. Evet? Danny. Ben, Chuck Jansen. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Two things Hank had me working on they're not making any sense. | Dinle, Hank beni iki şey üzerinde çalıştırıyordu, anlamsız gelebilir. Hank'in araştırmamı istediği iki şey vardı. Pek birşey ifade etmiyorlar. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I ran a trace on all five numbers from earlier. | Şu beş numaranın tamamının izini sürüyordum. Beş numaranın hepsinin de erkenden izini sürdüm. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
They were all connected to the device under the streetcar. All five numbers. | Hepsi tramvayın altındaki cihaza bağlı çıktı. Beş numaranın beşi de. Hepsi de tramvayın altındaki bir cihazla bağlantı kuruyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Not only that, Miles had remote cameras in the elevator shaft. | Sadece bu da değil, Miles asansör boşluğuna kamera yerleştirmiş. Dahası, Miles asansördeki kameraları da gözetlemiş. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We pulled the tapes. He blew the device early, Danny. | Görüntüyü inceledik. Cihazı zamanından önce patlatmış, Danny. Kasetlere baktık. Cihazı zamanından önce patlatmış, Danny. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You still had five seconds to save Willie. | Willie'yi kurtarmak için daha 5 saniyen varmış. Willie'yi kurtarman için hâlâ 5 saniyen vardı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Like I said, it was the last thing Hank had me working on, but | Dediğim gibi, Hank'in beni üzerinde çalıştırdığı son şey buydu ama... Dediğim gibi, Hank'in araştırmamı istediği son şey buydu, ama... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Danny, Danny. Danny, why are we stopping? | Danny, Danny, Danny, neden duruyoruz? Danny, Danny. Danny, neden duruyoruz? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Willie was always gonna die. What are you talking about? | Willie zaten ölecekti. Ne anlatıyorsun sen? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Miles had security cameras in the elevator. | Miles'ın asansörde bir güvenlik kamerası varmış. Miles, asansördeki kameraları izliyormuş. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Saw I was gonna save him and blew the charge early. | Onu kurtaracağımı gördü ve bombayı erken patlattı. Onu kurtaracağımı anlayınca cihazı erkenden patlattı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
And all those numbers all five of them were connected to the same streetcar. | Ve beş numaranın hepsi aynı tramvaya bağlıymış. Ve o numaralar, beşi de, aynı tramvayla bağlantılıydı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You already told me once, George. | Sen daha en başında söylemiştin, George. Bana bir kez söyledin zaten, George. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I arrested this guy. I don't even know him. | Bu adamı ben tutukladım. Ama onu tanımıyorum. Bu herifi tutukladım. Onu tanımıyorum bile. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
This is your guy. What am I missing? | Sen onu daha iyi tanıyorsun. Hangi kısmı atlıyorum? Adam sizin. Neyi atlıyoruz? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Joshua. | Joshua. Joshua. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Every time he plays, what does Miles want? He wants to win. | Ne zaman oyun oynasa, Miles ne yapmak ister? Kazanmak. Her zaman oyun oynuyor, Miles ne istiyor? Kazanmak. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Miles wants to be the guy that nobody can beat. | Miles kimsenin yenemeyeceği adam olmak ister. Miles eli bükülemeyen biri olmak istiyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
The deal with Samuel and Joshua. He went to a lot of trouble to get some revenge. | Hayır. Samuel ve Joshua anlaşmasında, öç almak adına başına büyük bir bela açtı. Samuel'le Joshua arasındaki anlaşma. İntikam alma pahasına başına iş aldı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
But what else did we find in the car? Diamonds. | Ama arabasında ne bulmuştuk? Elmaslar. Arabada farklı olarak ne bulduk? Elmas. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
He steals from the U.S. Military, he sells it for a profit. | Amerikan Ordusu'ndan çaldıklarını kâr sağlamak için satıyor. A.B.D. Ordusu'ndan çalıp, kâr maksatlı sattı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
He's had Molly for over three and a half hours. Not once has he mentioned ransom. | Molly üç buçuk saattir elinde ama fidyeden bir kez bile söz etmedi. Molly'yi üç buçuk saatten fazladır elinde tutuyor ve fidyeden bahsetmedi bile. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
This isn't about revenge. It is about the money. | Bunun intikamla alakası yok. Bunun parayla alakası var. Bunun intikamla ilgisi yok. Parayla ilgili. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Ray, give me all the information we got on the security guard from the hotel. | Ray, oteldeki güvenlik görevlisinden aldığımız bilgileri getir bana. Ray, oteldeki güvenlikçilerden edindiğimiz bütün bilgileri bana getir. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Willie Dumaine has a second job as a Homewood Security guard. | Willie Dumanie'nin, Homewood Güvenlik'te ikinci bir işi daha varmış. Willie Dumaine ek iş olarak Homewood Güvenlik'de çalışıyormuş. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Hi. I'm Tom Baxter. | Merhaba. Ben Tom Baxter. Selam. Ben, Tom Baxter. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Office called, said Willie Dumaine's a no show. | Ofisden aradılar ve Willie Dumaine'nin gelemeyeceğini söylediler. Bürodan, Willie Dumaine'nin işe gelmediğini söylediler. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I'm pickin' up his shift. Thank you. | Onun vardiyasını alacağım. Teşekkürler. Vardiyasını devralıyorum. Teşekkür ederim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
This guy's had us runnin'all day. | Herif tüm gün bizi koşturdu durdu. Herif gün boyu elinde oynattı bizi. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
For one second, we've just gotta stop and think. | Sadece bir saniyeliğine durup düşündük. Bir saniye için, durup düşünmeliyiz. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Today, what did I actually do? Does this even matter? | Bugün, ben ne yaptım peki? Ne önemi var ki? Bugün, aslında ne yaptım? Bu çok mu önemli? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You're still the only one who can deactivate that bomb. | Bombayı durdurabilecek tek kişi hâlâ sensin. Gene de o bombayı etkisiz hâle getirecek tek kişi sensin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
He took my house. He took Molly. | Evimi benden aldı. Molly'i aldı. Evimi uçurdu. Molly'yi aldı. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
That's what he did to get you to play. What else happened at the hotel? | Seni bu şekilde oyunun içine çekti. Otelde başka ne olmuştu peki? Oyuna girmeni sağlayan şey de bu. Otelde başka ne oldu? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
He blew the gas lines. They evacuated three city blocks. | Gaz borularını patlattı. Şehrin üç bloğunu tahliye ettirdi. Gaz kaçağı meydana getirdi. İnsanları üç sokak öteye uzaklaştırdılar. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Three city blocks? Get me a list of those buildings. | Şehrin üç bloğu mu? Bana o binaların isismlerini bulun. Üç sokak mı? O binaların bir listesini ver. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Any one of those numbers any one would've gone back to that very streetcar. | O numaralardan herhangi biri başka bir tramvaya da bağlı olabilirdi. O numaralardan biri... Onlardan biri aynı tramvaya gitmiş olabilir. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
I had to stop the streetcar. No, no, no. You had to cut the power. | Tramvayı durdurmam gerekiyordu. O tramvayı durdurmak zorundaydım. Hayır, hayır. Güç kaynağını kesmeliydin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
After Katrina, when the power was out all over the city | Katrina Kasırgası'ndan sonra, tüm şehirde elektrik gittiğinde... Katrina Kasırgası'ndan sonra, şehirdeki tüm enerji kesildiğinde... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Homewood Security comes in to move all the unprotected cash. | ...Homewood Security devreye girer ve tüm korunmasız parayı nakleder. Homewood Gevenlik araya girer ve tüm korunmasız parayı nakleder. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Wait a second. What was that last one? | Bir dakika. Son söylediğin neydi? Durun hele. Ne dedin sen? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Holy shit. One of the buildings that we evacuated... | Yüce Tanrım. Tahliye ettiğimiz binalardan birisi... Haddi be. Tahliye ettiğimiz binalardan biri... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
is a temporary holding facility for the Bureau of Engraving and Printing. | ...geçici olarak Darphane'nin kullandığı tesislerden biriymiş. ...geçici olarak Klişe ve Matbaacılık Dairesince tutuluyormuş. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
That's the goddamn mint. | Orası tam bir maden. Burası kahrolası darphane. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Glad y'all got here. | Tanrıya şükür geldiniz. Hepinizin gelmesine sevindim. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Our backup generator's gonna run out at midnight. | Yedek jeneratörümüz gece yarısında duracaktı. Jeneratörler gece yarısı kesilecek. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Fed's been pullin'all the old hundreds and fifties out of circulation. | Federaller, tedavüldeki tüm eski 50'lik ve 100'lükleri topluyor. Federaller durmadan tedavül dışı yüzlük ve ellilikleri topluyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
That's the entire Southeast allotment. | Güneydoğudan toplananların hepsi burada. Bu, güneydoğunun bütçesi. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Total's just over $100 million? | Yaklaşık olarak... 100 milyon dolar mı? Toplam... 100 milyonun üzerinde? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Hey, Ray, you go with SWATto the mint... | Ray, sen SWAT'la darphaneye git... Ray, SWAT ekibiyle darphaneye git... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
and you shut everything down all cars, all pedestrians. | ...ve her şeyi kapat; arabaları, yayaları durdurun. ...ve her şeyi durdu... arabaları, yaya geçitlerini. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
You stop it, and you lock it in the Quarter. | Durdurun ve belli bir alana kadar daraltın. Buna sen engel ol ve Quarter'e göm. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
We got eight minutes to get you to the cemetery. | Mezarlığa gitmek için sekiz dakikakımız var. Seni mezardan almamız için sekiz dakikamız var. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Don't you want Miles? Not till we get Molly. | Miles'ı istemiyor muydun? Molly'i kurtarmadan olmaz. Miles'i istemiyor musun? Molly'yi kurtarana kadar hayır. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Thanks. | Teşekkürler. Teşekkürler. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Thank me when it's over. | İş bittiğinde teşekkür edersin. Bu iş bitince teşekkür edersin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Tell me something. If Miles knows we're shutting down the city... | Sana bir şey söyleyeyim. Miles şehrin her yerini kapatacağımızı biliyor,... Söylesene, eğer Miles şehri kapattığımızı anlarsa... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
how's he getting the money out? | ...peki parayı nasıl dışarı çıkaracak? ...parayı nasıl çıkaracak? | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Only emergency vehicles are leaving the Quarter. Miles isn't gettin'anywhere. | Sadece acil durum vasıtaları geçebilir. Miles hiçbir yere gidemez. Sadece acil durum müdahale araçları şehirden ayrılacak. Miles hiç bir yere gitmiyor. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
See, in your time constraints... | Zamanının kısıtlı olduğunu... Görüyorsun, bu koşullar altında... | 12 Rounds-1 | 2009 | |
you might want to use the fire truck for this one. | ...düşünürsek itfaiye arabasını kullanmak isteyebilirsin. ...belki itfaiye aracını kullanmak isteyebilirsin. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Hey, what are you doin'? Molly's at the cemetery. | Ne yapıyorsun? Molly mezarlıkta. Hey, ne yapıyorsun? Molly mezarlıkta. | 12 Rounds-1 | 2009 | |
Nope. That asshole even told me to wear the hat and use the siren. | Hayır. O aşağılık herif bana itfaiye kaskı takmamı ve siren çalmamı söylemişti. Değil. Adi herif bareti takıp sireni çalmamı söylemişti. | 12 Rounds-1 | 2009 |