Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9045
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Like you lost someone. | Birilerini kaybetmiş gibi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
If you see sadness, it's not for my ex husband. | Eğer kederi görüyorsan, bu eski kocam yüzünden değildir. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It would be more for my son. | Oğlum için olabilir. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. Richard, he had, um... | Evet. Richard'ın, daha iyi... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He had better lawyers and... | Richard'ın daha iyi avukatları ve... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
a lot more money. | ...çok daha fazla parası vardı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I was working all the time, so I guess in the end it really was my fault. | Bütün vaktimi işe harcıyordum, en sonunda benim hatam olduğunu anladım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I have... weekends and every other Wednesday. | Sadece hafta sonları ve çarşambaları çalışmıyordum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What's your son's name? Tyler. | Oğlunun adı ne? Tyler. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I'm sure Tyler loves you very much. | Eminim ki Tyler seni çok seviyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I told you, no vegetables. | Sana söyledim, sebze istemiyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So why do I find vegetables in my lo mein when I get home? | Peki eve gittiğimde neden lo meinin içinde sebze buluyorum? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You say vegetables in lo mein, you get vegetables in lo mein. | Lo meinin içinde sebze istiyorsun, lo meinin içinde sebze buluyorsun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Vegetables in lo mein. No, no, no. Bitch. No fucking vegetables. | Lo meinde sebze vardır. Hayır, hayır, hayır. Pislik. Sebze istemiyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Fuck you, black bastard. No, no. Fuck you, you fucking Chinese... | Canın cehenneme, kara piç. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
All right, all right. That's enough! Get the fuck off me. | Pekalâ, pekalâ. Bu kadar yeter! Çek ellerini üstümden! | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Okay, can I just get two egg rolls, please? | Tamam, 2 tane yumurta rulosu alabilir miyim lütfen? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sir. Two egg rolls? | Beyefendi. 2 yumurta rulosu lütfen? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Get this pushy bitch two eggrolls. | Şu saldırgan orospuya iki tane yumurta rulosu getirin. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Ugly bitch! | Çirkin orospu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Choke on them. | Onları boğ. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You should watch your mouth. | Ağzına hâkim olmalısın. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I have a good mind to come back here later, | Buraya sonra geleceğim ve... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
and put a bullet in your head, and your ugly wife too. | ...senin ve çirkin karının kafasına mermiyi sıkacağım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
My mom always wanted me to... | Annem hep ikinci bir dilde... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
master a second language. | ...ustalaşmamı istemişti. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
She said if you learn one, it's easier to learn... | O hep, "birinciyi öğrendin mi, ikinciyi ve üçüncüyü öğrenmek... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
three or four. | ...daha kolay olur" derdi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So I decided... | Bende karar verdim ve dedim ki... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
why not learn the hardest language and go from there. | ...neden en zor dili öğrenip oraya gitmeyeyim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Wow. Okay. | Pekalâ. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So if you ever get around to speaking Spanish, let me know. | Eğer etrafında İspanyolca konuşan görürsen, haberim olsun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Maybe I can help you. | Belki yardımcı olabilirim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Oh, there we go. He speaks Spanish. | Al işte, İspanyolca biliyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I'm really sorry about what happened to your mom. | Annene olanlara gerçekten çok üzüldüm. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I looked at the file and, um, | Dosyalara baktım fakat... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
to be honest with you, there's really not a whole lot to work with. | ...dürüst olmak gerekirse, yapacak fazla bir şey yoktu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It just looks like a random carjacking. | Sıradan bir araç çalma vakası gibi gözüküyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, that's what I've been told. | Bana da böyle söylendi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I find it really inspiring that you're still looking into that. | Hâlâ onu aramanı gerçekten ilham verici buluyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It could take years before this guy turns up. | Bu adamları köşeye sıkıştırmak yıllar alabilir. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And even then, there are still no guarantees. | Ve buna rağmen, hâlâ hiç bir garantisi yok. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So are you telling me that I should just give it up? | Ne yani, öylece vazgeçmem gerektiğini mi söylüyorsun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Is that why you brought me here? | Bu yüzden mi beni buraya getirdin? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I'm saying that it's been nine years. | Demek istiyorum ki, dokuz yıl oldu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And if it was me and... I was your mother, | Ve eğer ben olsaydım, annenin yerinde olsaydım,... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I would want you to get on with your life. | ...kendi hayatına devam etmeni isterdim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What do you know about my life, Teresa? | Hayatım hakkında ne biliyorsun, Teresa? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I'm just trying to help you. | Sadece sana yardımcı olmaya çalışıyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What if I told you I found the killer? | Peki ya sana annemin katilini bulduğumu söyleseydim? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What? Are you saying you found him? | Ne? Onu bulduğunu mu söylüyorsun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
No, no. I'm saying, what if I did? | Hayır, hayır, sadece ya bulsaydım diyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Well, we would... | Onu... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
bring him in and charge him. | ...yakalarız ve yargılarız. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
But there's no murder weapon. | Ama hiç bir cinayet aleti yok. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
There's no proof. Just my word. | Hiç kanıt yok. Sadece benim sözüm. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sean, this is going to be really hard for you to hear because it's your mother, | Sean, bunu duymak senin için zor olacak, çünkü o senin annen... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
but the truth is that that's the way it has to be. | ...fakat doğrusu şu ki, olması gereken bu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It's called due process, and there's no way around that. | Buna yargı süreci deniyor ve bundan başka bir yolu da yok. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Due process. | Yargı süreci. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
This was my mother, Detective. | Bu benim annem, dedektif. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
She taught little kids music. | Küçük çocuklara müzik dersi verirdi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It's not like she died in a car accident... | Kendisi araba kazasında... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
or died of cancer. | ...veya kanserden ölmedi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
She was murdered. | Öldürüldü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Murdered trying to protect me. | Beni korumaya çalışılırken öldürüldü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Somebody... made the decision... | Birisi... onun yaşamını... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
to end her life. | ...sonlandırma kararı aldı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
The piece of shit walks around every day. | O pislik her gün sokaklarda dolaşıyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Going through it... | Sanki hiç yaşanmamış gibi... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
like it never happened. | ...hayatına devam ediyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
How'd due process work out for you in the Child's case Teresa? | Çocuk Davalarında senin yargı sürecin nasıl çalışıyor, Teresa? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Scumbag kills two fucking people and now they're talking about... | Pisliğin teki iki kişiyi öldürüyor ve şimdi delil yetersizliğinden... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
tainted evidence and the Witness Protection Program? | ...ve Tanık Koruma Programından mı bahsediyorlar? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
That's your due process? | Senin yargı sürecin bu mu? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
How did due process work out for you in your divorce case? | Senin boşanma davanda yargı sürecin nasıl çalışıyordu? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Think you were treated fairly? | Adil muamele olduğunu mu düşünüyorsun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You can keep your due process. Thanks for the egg roll. | Sen kendi yargı sürecini yaşayabilirsin. Yumurta ruloları için teşekkür ederim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What are you doing with triceleron? | Triceleron ile ne yapıyorsun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What are you doing spying on me? | Gizlice beni mi gözetliyorsun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It's a poison. It's illegal. Do you know that? | Bir zehir, yasadışı. Bunu biliyor musun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I wrote a paper on the history of poisons in my Chemistry class. | Kimya dersinde zehirlerin tarihi üzerine bir makale yazdım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Got an A. | A aldım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
We done with the questions now? | Soruların bitti mi? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Last one. | Bu sonuncusu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Why did you make me do that? Why not? | Niye bunu bana yaptırdın? Niye yaptırmayayım? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
As I was saying, | Önceden söylediğim gibi,... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Tony and Joe... | ...Tony ve Joe... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
both come from the same fucking neighborhood. | ...ikisi de aynı siktiğimin mahallesindendi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And both of them were scumbags. | Ve ikisi de pisliğin tekiydi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Somewhere... both of them fucked over the same guy, | Bir ara... ikisi de aynı adama bir puştluk yaptılar... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
and they both end up getting wacked. | ...ve sonunda ikisi de öldürüldü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I mean it really could be just as simple as that. | Yani, gerçekten bu kadar kolay olabilirdi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Okay. It's the last one. Last one. | Tamam, bu sonuncusu. Sonuncu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Oh, please let it be the last one. Hoo. | Lütfen, sonuncu olsun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Did you know that Tony... | Tony'nin, kız arkadaşının oğlunu... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
beat his girlfriend's son to death? | ...ölesiye dövdüğünü biliyor muydun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
A seven year old boy. | 7 yaşındaki bir çocuk. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
About five years ago. Yes, I did know that. | Beş yıl önce filandı. Evet, biliyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
And he beat the rap. | Ve beraat etti. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |