Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9047
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You shut the fuck up! | Sen kapa şu lanet çeneni! | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I will put your head right through that window. Fucking try me, you asshole! | Kelleni şu pencereden dışarı fırlatırım! Yiyorsa yapsana, göt herif! | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You go to the gym. You fucking do push ups. | Spor salonuna gidiyorsun. Şınav çekiyorsun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You fucking pussy. You don't take this shit. | Siktiğim ödleğin tekisin. Bu mereti alamazsın. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You don't take shortcuts. What's the matter with you? | İşini kısa yoldan halledemezsin. Sorunun ne senin? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Tell me that I raised you better than that. | Seni bundan daha iyi büyüttüğümü söyle. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, you fucking raised me real good. | Evet, beni gerçekten çok iyi büyüttün. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What do we have? | Elimizde ne var? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
This little boy got a good look at him before he put that stuff on his face. | Küçük çocuk yüzüne o şeyi sürmeden önce ona iyice bakmış. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Get this. | Şuna bak. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Before this wacko gets up and pummels the homeless guy, | Kaçık herif, ayağa kalkıp evsiz adamı yumruklamadan önce... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
he tells the kid to take his mother and leave the car. | ...çocuğa annesini almasını ve vagonu terk etmesini söylemiş. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I guess he didn't want the kid to see what was going to happen. | Sanırsam çocuğun olacakları görmesini istemedi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I thought they didn't speak English. | İngilizce konuşamadıklarını sanıyordum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
They don't. This guy spoke Chinese. | Konuşamıyorlar. Adam Çince konuşmuş. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Get up. Get up, Sean. | Kalk. Kalk, Sean. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sean? Sean. | Sean? Sean. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
2:00 in the afternoon. Hell of a way to spend your birthday. | Saat öğlenin 2'si. Doğum gününü olağanüstü bir şekilde geçireceğiz. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So get up, get dressed. We got a schedule to keep. | O yüzden kalk, giyin. Uymamız gereken bir program var. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It's a surprise. | Sürpriz. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Get up. See you downstairs. | Kalk. Alt katta görüşürüz. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So where are we going? Where are we going? | Nereye gidiyoruz? Nereye mi gidiyoruz? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So the first thing I'm getting you is a cake. | O yüzden sana alacağım ilk şey bir pasta. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
This is the best damn cake in New York. | Bu New York'da ki en güzel pastadır. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It is pretty good. | Oldukça güzel. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You know, your mother and I used to come here before you were born. | Sen doğmadan önce annenle ikimiz buraya gelirdik. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Doesn't look like much, but the food... | Görünüşü buna pek benzemiyor, fakat... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
it was pretty mediocre. | ...yemekleri oldukça sıradandı. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
This is also where, you know, | Ayrıca burası... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I would hang out with my friends, | ...arkadaşlarımla takıldığım... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
and we'd have a... like, I don't know, like a meeting of the minds. | ...ve nasıl derler, kafaları çektiğimiz yerdi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
God, I don't recognize it anymore. | Tanrım, artık burayı tanıyamıyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. I guess it's been a long time. | Sanırsam çok uzun zaman olmuş. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Not long enough. | Yeterince uzun değil. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Erin. Jesus. Jesus. | Erin. Oh, Tanrım! | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
How you been? How you doing, Rock? | Nasılsın? Nasıl gidiyor, Rock? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Good. I'm great. | İyi, harikayım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Erin, this is my son, Sean. | Erin, bu benim oğlum, Sean. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
My God. I remember when Mary was pregnant with this little devil. | Tanrım, Mary'i bu küçük şeytana hamileyken hatırlıyorum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Now look at him. Handsome like his old man. Get out of here. | Şimdi şuna bak. Yaşlı adam kadar yakışıklı. Hadi oradan. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Listen. It's been a long time. How you been? | Dinle, çok uzun zaman oldu. Nasılsın? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Doing okay. I own this dump now. | Eh işte. Şu an bu çöplüğün sahibiyim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
No. Yep. | Hadi canım. Evet. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Bought it from Tina years ago. | Yıllar önce Tina'dan satın aldım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Congratulations. That's, that's great. | Tebrik ederim, bu harika. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So where have you been, Rock? | Nerelerdeydin, Rock? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I mean, it's gotta be, what, 10 years since I've seen you? | Seni görmeyeli kaç yıl oldu, 10 mu? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I heard you moved out to Marine Park? | Marine Park'a taşındığını duydum? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. Yeah. No, I did. I, uh... | Evet, evet, taşındım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I got a nice house, in a nice neighborhood. | Güzel bir mahallede güzel bir ev aldım. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Good for you, Terry. Finally got yourself out of this place. | Ne mutlu sana, Terry. Sonunda burası dışında kendine ait bir yer bulabilmişsin. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I'm proud of you. Nah, it wasn't so bad. | Seninle gurur duyuyorum. O kadar da kötü değildi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Ah, well, it's pretty bad. Yeah, it's pretty bad. | Oldukça kötüydü. Evet, oldukça kötüydü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Listen. Why don't you sit down and keep Sean company. | Dinle, neden oturup Sean'a arkadaşlık etmiyorsun. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I'm gonna hit the head. Okay. | Ben tuvalete gideceğim. Tamam. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Oh, Terry? Yeah. | Terry? Evet. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Take a look on the back wall there. | Tuvalette arka tarafındaki duvara bir bak. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I got some old pictures of you and the guys. Okay. | Sizin içinde olduğunuz bazı eski resimlerim var. Tamam. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Hi. Sean, right? | Selam. Sean, değil mi? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
God, your old man, he looks great. | Tanrım, senin yaşlı adam, harika gözüküyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He looks better now than he did when he used to hang around here. | Şuan buralara takıldığı zamankinden daha iyi gözüküyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He looks younger. | Daha genç gözüküyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, that's 'cause he stopped drinking. | Evet, içmeyi bıraktığı için. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. Well, that'll do it. | Evet, ondandır. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
So, you called my dad Rock. Is that a nickname or... | Babama Rock diye seslendin. Bu onun lakabı mı yoksa... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, Rocky. | Evet, Rocky. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
You know, like the fighter, the boxer? From the movie? | Dövüşçü, boksçu gibi? Filmlerden? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Anyway, I mean your dad wasn't a heavyweight. | Her neyse, baban ağır siklet tarzında biri değildi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He was more of a scrapper. You know? Really a great boxer. | Daha çok kavgacı tiplerdendi. Gerçekten harika bir boksördü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He could have gone pro. | Eğer içkisi olmasaydı... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
If it hadn't been for the booze. | ...profesyonel olabilirdi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I don't know. Your old man, | Bilemiyorum. Senin moruk,... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
he did a lot more fighting in the street than he did in the gym, | ...sokaklarda o kadar çok kavga etti ki, sonrada spor salonlarında kavga etti. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
If you know what I mean. | Ne demek istediğimi biliyorsundur. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
But, uh, with those animals he used to hang out with, | Ama o takıldığı hayvanlar,... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I guess that was just par for the course. | ...sanırım onlar yoldan çıkmasına neden oldu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Rock. That's, that's funny. | Rock. Komikmiş. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I was telling your son here what an upstanding citizen you were back in the day. | Çocuğuna gün içinde ne kadar dürüst bir vatandaş olduğunu anlatıyordum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Uh, yeah. Listen, um... | Şey, dinle... | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
God, Erin, I hate to run out like this on you but... No, no, no. Come on. | Erin, böyle bitmesinden nefret ediyorum fakat... Hayır, hayır, hadi ama. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I insist. I insist. What's up? | Israr ediyorum, ısrar ediyorum. Ne oldu? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Come on. We gotta go. What's the hurry? | Hadi, gitmeliyiz. Bu acele de ne? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Come on. We gotta go. It's a surprise. | Hadi. Gitmeliyiz. Sürpriz bu. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
I'm gonna stay in touch. You better. | İrtibat halinde olacağım. Yapsan iyi olur. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Don't wait 10 years. I won't. | 10 yıl bekleme. Beklemem. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
It was nice meeting you. Nice to meet you too, Sean. | Sizinle tanışmak güzeldi. Seninle tanışmakta güzeldi, Sean. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Sorry to rush you out of there like that, but we don't wanna miss the first fight, do ya? | Böyle fırladığımız için üzgünüm fakat ilk uçağı kaçırmak istemeyiz, değil mi? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
What fight? What are you talking about? | Ne uçağı? Neden bahsediyorsun? | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Well, get in the car and I'll show ya. | Arabaya binince göstereceğim. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
This kid in the red is pretty good. | Şu kırmızılı çocuk gayet iyi. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, that's Angel. I spar with him all the time. | Evet, bu Angel. İkimiz sürekli boks maçı yapardık. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, he looks pretty tough. | Evet, oldukça sağlam görünüyor. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He's not that tough. | O kadar sağlam değil. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
He looks pretty tough to me. Oh! | Bana bayağı sağlam gözüktü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Man, I forgot they had fights at my gym tonight. | Dostum, daha dün benim spor salonunda dövüştüklerini unuttum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Your gym? My gym first. | Senin spor salonun mu? Asıl benim salonum. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Great fights. | İyi dövüştü. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, they were pretty good. Yeah. | Evet, oldukça iyilerdi. Evet. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Hey, listen, one more stop. Then we'll head back home. | Dinle, gideceğimiz bir yer daha var. Sonra eve gideriz. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |
Okay? Okay. All right. | Olur mu? Olur. Tamam. | Boy Wonder-1 | 2010 | ![]() |