Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9108
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I have a job. | ...bir işim var. | Braindead-1 | 2016 |  |
| I have a job that I love, that I believe in. | Sevdiğim ve inandığım bir işim var. | Braindead-1 | 2016 | |
| And this friendship is hurting my job. | Bu arkadaşlık da işime zarar veriyor. | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm not trying... I didn't say you were. | Öyle bir şey yapmaya... İstiyorsun demiyorum. | Braindead-1 | 2016 | |
| It's structural. | Ama tabiatı böyle. | Braindead-1 | 2016 | |
| I just need to do my job, okay? | İşimi yapmaya ihtiyacım var, anladın mı? | Braindead-1 | 2016 | |
| Maybe when things cool down. | Belki işler biraz sakinler ise... | Braindead-1 | 2016 | |
| When will things ever cool down? | Ne zaman sakinler? | Braindead-1 | 2016 | |
| Soon, hopefully. | Umarım yakında. | Braindead-1 | 2016 | |
| I have to go home. | Eve gitmeliyim. | Braindead-1 | 2016 | |
| Hi. Sorry I'm late. There was this... | Af edersin geciktim. Şey çıktı... | Braindead-1 | 2016 | |
| thing that got in the way. Nothing important. | ...çok da önemli olmayan bir şey. | Braindead-1 | 2016 | |
| Has the doctor seen you? Yeah. | Doktor kontrol etti mi? Evet. | Braindead-1 | 2016 | |
| The biophysical profile | Biyofizik profili... | Braindead-1 | 2016 | |
| and the sonogram with the stress test looked great. | ...sonogramlı stres testi çok iyi çıktı. | Braindead-1 | 2016 | |
| He took some blood just to be 100% sure | Tam emin olmak için de kan aldı. | Braindead-1 | 2016 | |
| there's not an infection going on, but he's not worried. | Enfeksiyon da yok. Endişelenmiyor. | Braindead-1 | 2016 | |
| Here's your sister in law. | Kardeş de buradaymış. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yes. She wanted to hear about the results, too. | Evet. Sonuçları o da merak ediyor. | Braindead-1 | 2016 | |
| Good, good. I just need to talk to her for a second, | İyi, iyi. Eğer sakıncası yoksa Germaine... | Braindead-1 | 2016 | |
| Germaine, if you don't mind. | ...onunla bir saniye konuşmak istiyorum. | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm not in danger, am I? No, no, no. I just wanted to | Problemim yok değil mi? Hayır, hayır. Sadece bir saniye... | Braindead-1 | 2016 | |
| talk to her for a second. | ...konuşmak istedim. | Braindead-1 | 2016 | |
| What's wrong? Is there something wrong with the sonogram? | Ne oldu? Sonogramda bir problem mi var? | Braindead-1 | 2016 | |
| You love your sister in law, don't you, Ms. Healy? | Bayan Healy, ablanızı seviyorsunuz değil mi? | Braindead-1 | 2016 | |
| Yes, of of course. Why? | Evet, tabii ki. Neden? | Braindead-1 | 2016 | |
| Then I need to ask something of you. | Sizden bir şey isteyeceğim. | Braindead-1 | 2016 | |
| What? What's wrong? | Ne? Ne oldu? | Braindead-1 | 2016 | |
| Stop what? Stop worrying her. | Neyi durayım? Endişendirmeyi bırakın. | Braindead-1 | 2016 | |
| Stop making her think that there's something wrong. | Bir şey yanlış gibi evhamlandırıyorsunuz. | Braindead-1 | 2016 | |
| There is nothing wrong. She is a healthy mother to be. | Hiç bir şey yok. Sağlıklı bir anne adayı. | Braindead-1 | 2016 | |
| Ms. Healy, the only thing wrong with Germaine | Bayan Healy, Germaine'in tek sorunu... | Braindead-1 | 2016 | |
| is that she has you making her nervous. | ...sizin onu telaşlandırmanız. | Braindead-1 | 2016 | |
| So stop it. | Yani, bırakın. | Braindead-1 | 2016 | |
| I just want to be sure. I'm sure. | Emin olmak istemiştim. Ben eminim. | Braindead-1 | 2016 | |
| Now go home. Take Germaine home and let it rest. | Şimdi eve gidin. Germaine'i eve bırakın ki dinlensin. | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm sorry. No problem. | Özür dilerim. Problem yok. | Braindead-1 | 2016 | |
| Now take her home. | Şimdi eve götürün. | Braindead-1 | 2016 | |
| I just feel like something's wrong. Have you heard of him? | Bir şeyler yanlış gibi geliyor. Onu tanıyor musun? | Braindead-1 | 2016 | |
| Dr. Falcon? | Doktor Falcon? | Braindead-1 | 2016 | |
| Um, no. What'd he say? | Hayır. Ne dedi? | Braindead-1 | 2016 | |
| He did biological profile and some stress test with sonogram. | Biyolojik profil ve sonogramlı stres testi yaptı. | Braindead-1 | 2016 | |
| Did he show you the results? | Sonuçları gösterdi mi? | Braindead-1 | 2016 | |
| No. That's worrisome, isn't it? I don't know. Not necessarily. | Hayır. Şüpheli değil mi? Bilmem. Olmayabilir. | Braindead-1 | 2016 | |
| He asked me to stop making her nervous, | Onu evhamlandırmamı bırakmamı söyledi... | Braindead-1 | 2016 | |
| and I was going to, until I heard his ring tone. | ...bırakacaktım da, ama zil sesini duydum. | Braindead-1 | 2016 | |
| Just give me a sec. | Bir saniye müsaade et. | Braindead-1 | 2016 | |
| Hey. Can you take this? | Bunu alabilir misin? | Braindead-1 | 2016 | |
| Do you think everyone who listens to the song is infected? | O şarkıyı dinleyen herkese bulaşmış mıdır? | Braindead-1 | 2016 | |
| No, but it's a very old song. | Hayır, ama çok eski bir şarkı. | Braindead-1 | 2016 | |
| It's kind of odd to be using it. Yes, | Kullanmak garip gibi. Evet... | Braindead-1 | 2016 | |
| but yesterday I found myself humming it | ...ama dün ben bile mırıldanıyordum. | Braindead-1 | 2016 | |
| because it's out there and people are listening to it. | Çünkü insanlar dinliyor. | Braindead-1 | 2016 | |
| It's infectious. | Bulaşıcı gibi. | Braindead-1 | 2016 | |
| You think I'm overreacting? | Aşırı tepki mi veriyorum? | Braindead-1 | 2016 | |
| I just am not sure an infant can be infected. | Sadece, doğmamış bebeğe bulaşır mı emin değilim. | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm going crazy, aren't I? | Çıldırmıyorum değil mi? | Braindead-1 | 2016 | |
| This is how it starts. No. | Böyle mi başlıyor. Hayır. | Braindead-1 | 2016 | |
| Look, I will check out this doctor | Bak, doktoru kontrol ederim... | Braindead-1 | 2016 | |
| and see what I can find out. | ...ve ne bulacağıma bir bakalım. | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm gonna miss you so much. | Seni çok özleyeceğim. | Braindead-1 | 2016 | |
| I have to stop. Don't stop. | Durmalıyım. Durma. | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm taking a new job at Jackson Birch. | Jackson Birch'de işe başlıyorum. | Braindead-1 | 2016 | |
| Here's my new info. | Yeni bilgilerim burada. | Braindead-1 | 2016 | |
| Look, I already told you, Jaime. | Sana söylemiştim Jaime. | Braindead-1 | 2016 | |
| This is it. I have a child on the way. | Bu kadar. Bebek bekliyorum. | Braindead-1 | 2016 | |
| I know, I know. But here. | Biliyorum, biliyorum. Şurada. | Braindead-1 | 2016 | |
| For a rainy day. | Yağmur falan olursa. | Braindead-1 | 2016 | |
| Hey. Thanks for doing this. | Bunu yaptığın için teşekkürler. | Braindead-1 | 2016 | |
| I lost my cameraman to a bris. | Kameramanımın işi çıktı. | Braindead-1 | 2016 | |
| You don't mind taking over? No problem. | Senin yapman sorun olmaz değil mi? Problem olmaz. | Braindead-1 | 2016 | |
| Like old times. | Eski zamanlardaki gibi. | Braindead-1 | 2016 | |
| The union protest. Remember? | Soğan protestosu. Hatırladın mı? | Braindead-1 | 2016 | |
| What are you doing? What do you mean? | Ne yapıyorsun? Ne demek istiyorsun? | Braindead-1 | 2016 | |
| This guy's... this guy's dangerous. | Bu adam tehlikeli. | Braindead-1 | 2016 | |
| Yeah, I know. It's great, isn't it? | Biliyorum. muhteşem değil mi? | Braindead-1 | 2016 | |
| No, seriously, Ben. I know. | Hayır, gerçekten Ben. Biliyorum. | Braindead-1 | 2016 | |
| It's perfect for the extremists. | Radikalliği tam gösteren biri. | Braindead-1 | 2016 | |
| Really wild eyed, foaming at the mouth. | Tam, kırmızı gözlü, ağzından köpük saçan. | Braindead-1 | 2016 | |
| Ben, listen to me. This is a guy with a knife. | Ben, dinle beni. Bu adam bıçak taşıyor. | Braindead-1 | 2016 | |
| No. I checked his tote bag. | Hayır. Çantasını kontrol ettim. | Braindead-1 | 2016 | |
| He could get violent; you need to treat him carefully. | Şiddete başvurabilir, dikkatli davranmalısın. | Braindead-1 | 2016 | |
| Look, it's like Vice. | Bu iş Vice gibi. | Braindead-1 | 2016 | |
| You hear an explosion, you head toward it, | Patlama duyarsan, sese doğru gidersin... | Braindead-1 | 2016 | |
| not away from it. | ...kaçmazsın. | Braindead-1 | 2016 | |
| Someone tries to punch you, you fight back, | Biri sana vurursa, sen de vurursun... | Braindead-1 | 2016 | |
| but with a camera. | ...tabi kamera ile. | Braindead-1 | 2016 | |
| It's for the cause, right? | Amaç için, değil mi? | Braindead-1 | 2016 | |
| Hi, Noah. Nice to meet you. | Merhaba Noah. Tanıştığımıza sevindim. | Braindead-1 | 2016 | |
| Why don't you, take the tote bag | Neden omuz çantanı... | Braindead-1 | 2016 | |
| off your shoulder there. | ...şöyle indirmiyorsun. | Braindead-1 | 2016 | |
| No. I'm good. | Hayır. Böyle iyi. | Braindead-1 | 2016 | |
| Terrific. Let's begin. | Çok iyi. Başlayalım. | Braindead-1 | 2016 | |
| So, clearly, you're very angry at the status quo in D.C. | Açıkça görülüyor ki, sen bu yönetim durumuna bayağı bir kızgınsın. | Braindead-1 | 2016 | |
| Aren't you concerned your platform has been | Peki, senin platformunun, diğer parti tarafından... | Braindead-1 | 2016 | |
| bought and paid for by the very people you oppose? | ...alınıp satıldığı ile neden ilgisizsin? | Braindead-1 | 2016 | |
| You do oppose the Republicans. | Sen Cumhuriyetçi karşıtısın. | Braindead-1 | 2016 | |
| Why are you letting them finance you? | Peki neden sana finans sağlıyorlar? | Braindead-1 | 2016 | |
| I am not letting them finance me. | Beni finanse etmelerine izin vermem. | Braindead-1 | 2016 | |
| I'm I'm following my issues. | Ben, kendi konularımı takip ediyorum. | Braindead-1 | 2016 | |
