Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 160189
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I was beginning to see daylight. | Tünelin ucundaki ışığı görmeye başlıyordum. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
These mugs were smart, but they made one mistake. | Bu serseriler akıllıydı, ama bir hata yapmışlardı. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
They got me mad. | Tepemin tasını attırmışlardı. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
Suddenly, all the pieces fitted together. I knew how the crime had been done. | Birden, tüm parçalar yerine oturmuştu. Cinayetin nasıl işlendiğini biliyordum. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
The glass with the nitro glycerine. | İçinde nitrogliserin olan bardağı. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
Now I knew who the killer was, but it didn't matter anymore. | Şimdi katilin kim olduğunu biliyordum, ama artık bir önemi yoktu. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
Another page in the casebook of Rod Riley was finished. | Rod Riley'in dava dosyasındaki bir sayfa daha kapanmıştı. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
I felt good, but something was missing. | Kendimi iyi hissediyordum, ama bir şey eksikti. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
Who's that? Somebody come in? No one, Mr. Hunter. | Kim o? Biri mi girdi içeri? Kimse yok, Bay Hunter. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
Hal, come on, boy. Have a drink. No, thanks. | Hal, gel evlat. Bir içki al. Hayır, sağol. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
Did Gaby go out with Paul? | Gaby, Paul ile mi çıktı? | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
Bobby, you know what I'm going to do? | Bobby, ne yapacağım biliyor musun? | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
I'll face the unknown | Bilinmeyenle yüzleşeceğim. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
He's a jolly good fellow He's a jolly good fellow | Bu adam çok iyi biridir. Bu adam çok iyi biridir. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
Tony, the whole company got together. | Tony, bütün ekip bir araya geldik. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
working with you. | ...seninle çalışmak. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
but we've kissed them good bye. | ...ama o engellere veda ettik. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
We've come to love you, Tony. We belong together. | Seni seviyoruz, Tony. Biz birbirimize aitiz. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
The show's going to run a long time. | Oyun uzun süre oynanacak. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
As far as I'm concerned, it's going to run forever. | Bana kalırsa, sonsuza dek sürecek. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
Tony. May we say something? | Tony. Bir şey söyleyebilir miyiz? | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
'"That's Entertainment! '" | İşte eğlence! | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
A good old fashioned affair | Modası geçmiş bir konu. | The Band Wagon-1 | 1953 | ![]() |
I'll go my way by myself | Bildiğim yoldan şaşmayacağım... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
like walking under the clouds | ...bulutların altında yürür gibi. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
all alone in a crowd | ...kalabalıkta yapayalnız. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I'll try to apply myself | Tüm hünerimi gösterip... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
and teach my heart how to sing | ...yüreğime şarkı söylemeyi öğreteceğim. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I'll face the unknown | Bilinmeyenle yüzleşeceğim... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I'll build a world of my own | Kendi dünyamı kuracağım... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
No one knows better than I, myself | Hiç kimse beni benden iyi bilemez... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
When you feel as low as the bottom of a well | Bir kuyunun dibi kadar, dipte hissedersen kendini... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Do something to perk yourself up | Kendini neşelendirmek için bir şey yap... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Give a tug to your tie Put a crease in your pants | Kravatını sıkılaştır, pantolonunu ütület... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
give your shoes a shine | ...ayakkabılarını parlat. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
When there's a shine on your shoes | Ayakkabıların parladığında... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Now there's a shine that you get in the barbershop | Berber dükkanına girdiğinde, işte bir ışıltı... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
There's a shine that you get in the Pullman car | Pullman marka arabaya bindiğinde, işte bir ışıltı... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
There's a shine that you get in the pool room | Bilardo salonuna girdiğinde, işte bir ışıltı... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
There's a shine that you get in the school room | Sınıfa girdiğinde, işte bir ışıltı... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
But it doesn't matter where you get it | Nereye gidersen git, fark etmez... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Got a shine on my shoes Got a shine on my shoes | Ayakkabılarım ışıl ışıl... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Got a shoeshine Got a shoeshine | Ayakkabılarım boyalı... Ayakkabılarım boyalı... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Therefore plan, for to death shall watch life's hand | Ölüm, yaşamın kudretini kollasın diyedir, planlar... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Faust? You're kidding, Jeff. | Faust mu? Şaka ediyorsun, Jeff. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
The clown with his pants falling down | Pantolonu düşen palyaço... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
It could be Oedipus Rex | Oedipus Rex olabilir... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
That's Entertainment! | İşte eğlence! | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
The doubt while the jury is out | Jüri ne karar verecek kaygısı... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Everyone on their toes for the transformation scene. | Dönüşüm sahnesi için herkes hazır olsun. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Light change. | Işık değişimi. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
This is going to be beautiful. | Harika olacak. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
This is real theatre. | Gerçek tiyatro bu işte. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
No, Herman, that doesn't go up, it goes down. Take it down. | Hayır, Herman, yukarı değil, aşağı. Aşağı indir onu. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
For heaven's sake, look at your cue sheet. | Tanrı aşkına, işaret levhanıza bakın. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Take it up. No, not me. | Yukarı kaldır. Hayır, beni değil. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Good evening. I was looking for The Band Wagon party. | İyi akşamlar. The Band Wagon partisini arıyordum. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Let's go. Hurry up. Champagne. | Haydi bakalım. Çabuk olun. Şampanya. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Oh, give me something to remember you by | Benden ayrı olduğun zamanlar... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
When you are far away from me | Seni anımsatacak bir şey ver bana... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Some little something | Küçük bir anı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I love Louisa Louisa loves me | Louisa'yı severim, o da beni. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Frenchmen love a glass of wine More beer | Fransız erkekleri şaraptan hoşlanırlar. Biraz daha bira. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Ach! Ach! But she's a beautiful Louisa | Ah! Ah! Ama o çok güzel bir Louisa. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I see a new sun up in a new sky | Yeni bir gökyüzünde yeni bir güneş görüyorum... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I guess I'll have to change my plan | Sanırım planımı değiştirmek zorunda kalacağım... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I found myself up on the shelf And that was that | Kendimi bir kenara atılmış buldum, hepsi bu... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
All that I could get was the air | Yalnızca havamı aldım... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Get goin', Louisiana hayride | Haydi, saman arabasıyla Louisiana gezintisine. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
The time is short, crack your little whip Get your little ship | Şaklat küçük kırbacını çünkü zaman kısa, küçük gemini hazırla yolculuğa. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
We do everything alike We look alike | Yaptığımız her iş aynı. Tipimiz aynı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Mrs. Wifflepoofer loves to talk to Mrs. Hildendorfer | Bayan Wiffle, Bayan Hilden ile çene çalmayı seviyor. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
We do everything alike We look alike, we dress alike | Yaptığımız her iş aynı. Tipimiz aynı. Giysilerimiz aynı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Oh, I wish I had a gun, a wittle gun | Bir tabancam olsaydı keşke. Minicik bir tabanca. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
The city was asleep. The joints were closed. | Kent uykuya dalmıştı. Eğlence yerleri kapanmıştı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Somewhere in a furnished room... | Dayalı döşeli bir odada... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
It crawled on my spine. | İliğime işlemişti. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I had just finished a tough case. I was ready to hit the sack. | Zor bir davayı yeni bitirmiştim. Gidip uyumaya hazırdım. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I can smell trouble a mile off, and this poor kid was in trouble. | Belanın kokusunu bir kilometreden alırım. Bu çocukcağızın başı beladaydı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
There was nothing left of the guy, nothing at all, except... | Adamdan hiçbir iz kalmamıştı, hem de hiç... | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
a rag, a bone, and a hank of hair. | ...bir çaput, bir kemik ve bir tutam saçtan başka. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
So that's the way they wanted to play. All right. | Oyunu böyle oynamak istemişlerdi demek. Olur. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I was playing a hunch. | Önsezilerde bulunuyordum. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
She came at me in sections. | Kız, sonunda karşıma çıktı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
She was bad, she was dangerous. | Fena bir kızdı, tehlikeliydi. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
This had to be Mr. Big. Get him and you get them all. | Bu, Bay Patron olmalıydı. "Onu haklarsan, hepsini haklamış olursun". | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
There was something about this kid that made you want to protect her for life. | Bu kızda öyle bir şey vardı ki, sizde onu ömür boyu koruma isteği uyandırıyordu. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
That bullet was meant for me. | Bu mermi benim için anlamlıydı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Maybe this was a long shot, but I've seen some funny ones pay off. | Riskli bir işti belki ama, birileri bedelini ödeyecekti. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I was beginning to see daylight. | Tünelin ucundaki ışığı görmeye başlıyordum. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
These mugs were smart, but they made one mistake. | Bu serseriler akıllıydı, ama bir hata yapmışlardı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
They got me mad. | Tepemin tasını attırmışlardı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Suddenly, all the pieces fitted together. I knew how the crime had been done. | Birden, tüm parçalar yerine oturmuştu. Cinayetin nasıl işlendiğini biliyordum. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
The glass with the nitro glycerine. | İçinde nitrogliserin olan bardağı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Now I knew who the killer was, but it didn't matter anymore. | Şimdi katilin kim olduğunu biliyordum, ama artık bir önemi yoktu. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
Another page in the casebook of Rod Riley was finished. | Rod Riley'in dava dosyasındaki bir sayfa daha kapanmıştı. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I felt good, but something was missing. | Kendimi iyi hissediyordum, ama bir şey eksikti. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
I'll face the unknown | Bilinmeyenle yüzleşeceğim. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
He's a jolly good fellow He's a jolly good fellow | Bu adam çok iyi biridir. Bu adam çok iyi biridir. | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |
'"That's Entertainment! '" | İşte eğlence! | The Band Wagon-2 | 1953 | ![]() |