Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179526
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Do they disturb you? | Seni rahatsız mı ediyorlar? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Very much. | Evet, hem de çok. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Especially for you. | Özellikle de senin için üzülüyorum. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
It's like a drop of water in the sea anyway. | Bu insanlar denizdeki bir damla sadece. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I am a realist person. | Ben gerçekçi bir insanım. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I want to create an hospice to bring shelter to the poor. | Bu zavallıların sığınıp korunabilecekleri bir düşkünler yurdu yaratmak istiyorum. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
place to sleep, meals and human warmth. | Uyuyacak, yemek yiyecek ve insan sıcaklığını görecek bir yerleri... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
And this'll be your life? | Ve senin hayatın bu olacak öyle mi? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I am not sure yet. | Pek emin değilim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I went through a great shock. I am only begining to recover. | Büyük bir şoktan yeni çıkıyorum. Yeni yeni kendime gelmeye başladım. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I might go back to the convent. | Manastıra geri dönebilirdim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Stay away! | Uzak dur buradan! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You lout! | Hadi oradan hödük! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Don't you have any pity? | Senin hiç merhametin yok mu? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I don't know. Ask him. | Bilmiyorum. Git ona sor. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Demons! He disgust them so much, | Şeytanlar! Ondan iğreniyorlar. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
they make him carry that thing so they can spot him more easily. | O yüzden arkasına o tenekeyi bağlamışlar, böylece onu kolayca farkedebiliyorlar. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I will tell you where to amble along, until you recover. | İyileşene kadar olduğun yerde kal demiştim sana. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
The weather is so nice... So i am having a walk! | Hava çok güzel. Yürüyüşe çıkmıştım! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
How do you do? | Nasılsın? Otur hadi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
better and better, or so it seems. | Günden güne daha iyiyim. Ya da öyle geliyor bana. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Stretch your arm. | Kolunu uzat. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
The doctor told me it was going to be long. | Doktor iyileşmenin uzun süreceğini söylemişti. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
But with God's help, we'll get rid of it. | Ama tanrının da yardımıyla bu beladan kurtulacağız. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
It is all about wind. God punished me | Hepsi rüzgarın yüzünden. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
for having been with a woman on a very windy day. | Rüzgarlı bir günde kadının biriyle yattım diye tanrı beni cezalandırdı. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You are the first Saint I have meet. | Sen tanıdığım ilk azizesin. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Are you parents still alive? | Ailen hala hayatta mı? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Parents are useless! | Aileler işe yaramaz! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Shut up! That's the truth. | Böyle konuşma. Ama bu gerçek. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Don't listen to that nasty guy. | Bu serseriyi dinlemeyin hanımefendi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
He wants you to catch his disease. | Hastalığını kapmanızı istiyor. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
At church, he puts his arm in the stoup | Kilisede kutsal su kabına kolunu sokup... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Saying: | şöyle dedi: | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
"Let's hope they catch it, those females!" | "Umarım hepsi bu hastalığı kapar, tüm kadınlar!" | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
The priest doesn't let him come inside anymore. | O yüzden papaz bir daha onu içeri almadı. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Just you wait, Bloody liar! | Defol buradan pis yalancı! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
wait! Fucking liar! | Kalkma! Pis yalancı! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Go with the others, and don't come back! | Git buradan! Diğerlerinin yanına! Ve geri gelme! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
And you will have to learn to deal with your anger. | Ve sen de kinine yenilmemeyi öğrenmek zorundasın! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I got it from my grandfather. | Bu bana büyükbabamdan kaldı. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
wake Me up, tomorrow morning. | Beni sabah erkenden kaldır. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
What I always do, but earlier. | Her zaman yaptığımı. Ama daha erkenden. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Beautiful knife! | Güzel bıçak. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
It's not forbidden, is it? | Yasak mı? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I get bored, lonely all day long. I have nothing to do. | Tüm gün yalnız olmaktan sıkıldım artık. Burada yapacak hiçbir şey yok. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
But there is plenty to do, here. | Ama burada yapacak çok iş var. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Come closer and listen. | Yaklaş biraz, dinle. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
So, what do you say? | Güzel mi? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Do you like your cousin? | Kuzeninden hoşlanıyor musun? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
She is not my cousin. | O benim kuzenim değil. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Who cares, you like her anyway. | Kimin umrunda? Hoşlanıyor musun, söyle! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I knew i shoudn't have come. | Bilseydim gelmezdim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I should leave right away. | Sanırım buradan gitsem iyi olacak. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Good. We 'll talk about it some other times. | Bunu daha sonra konuşuruz. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
How do you set this watch? | Bu saat nasıl ayarlanıyor acaba? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I'd better leave tomorrow. | Yarın sabah ayrılsam iyi olacak. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Why the rush? | Bu acelen ne? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
See, you don't care. | Baksana, umrunda bile değil. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
It brings some together and separates others. | Kimilerini bir araya getirir, kimilerini de ayırır. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You can't do anything about it. | Buna yapabileceğin hiçbir şey yok. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Don't cry, Luc�a. | Ağlama Lucia. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
What a strange idea! | Ne garip bir şey bu! | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Where did he found that? | Ne için yaptırmış bunu acaba? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Ramon, wait! | Ramon bekle. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Shall we do another travel? | Benimle gelecek misin? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Not me, don Jorge. It is six o'clock. | Hayır Don Jorge. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Hurry up and finish, guys! | Saat 6 oldu. Çabuk olun, bitirin işinizi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Tonight, but I'll come back tomorrow or the day after tomorrow. | Bu gece gidiyorum ama yarın ya da öbür gün döneceğim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
The lord's Angel announced to Mary... | Tanrının meleği Kutsal Meryem'e... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
...et she conceived by the Holy Spirit. | Kutsal Ruh tarafından hamile bırakıldığını bildirdi... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Hail Mary, full of grace, | Faziletle dolu Kutsal Meryem, | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
the Lord is with thee | Tanrı seninle birlikte, | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Mary, Mother of God, | Meryem, İsa'nın annesi... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Blessed art thou amongst women | Sen! kadınlar arasındaki kutsanmış olan, | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
and blessed is the fruit of thy womb Jesus | rahmine düşmüş olan İsa'nın tohumuyla kutsanmış olan... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Holy Mary | Kutsal Meryem | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Mother of God | Tanrının annesi | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
the lord is with you | Tanrı seninle birlikte. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
pray for us sinners | Biz günahkarları bağışla. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
now and at the hour of our death, Amen. | Şimdi ve ölüm ve saatinde de. Amen. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Goodbye Sir. | Hoşçakalın efendim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Are they going to do some roadwork here? | Şantiye mi yapılıyor burada? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
We won't disturb you. | Seni rahatsız etmeyeceğiz. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I'll see you tomorrow morning, at the notary's place. The car will be there. | Yarın sabah seni noterde bekliyorum. Araba hazır olacak. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I will be ready. | Hazır olacağım. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Will you stay here any longer? | Burada daha kalacak mısın? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You can come back to live in the big house. | Büyük eve geri dönebilirsin. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I am alone, I can settle anywhere. | Yalnızım. İstediğin yere yerleşebilirsin. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
What about your girlfriend? | Kız arkadaşına ne oldu? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
will she come back? | Geri dönmeyecek mi? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Why do people leave one another? | Bir insan bir insanı neden bırakır sence? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I'am certainly not the right person to talk about that. | Kuşkusuz, senin için bu konuları konuşacak doğru insan değilim. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
I could frighten a bigot like you. | Senin gibi bir sofuyu korkutabilirim, değil mi? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
you're leaving then? | Gidiyor musunuz? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
Well yes! | Evet. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
How can i make you stay? | Kalmanız için ne yapabilirim? | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
You don't like the compagny of the poors. | Düşkünlerle beraber olmak istemiyorsun, değil mi... | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
He's going to come to live with me. | Benimle beraber yaşayacak hanımefendi. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |
As you wish... | Nasıl isterseniz. | Viridiana-2 | 1961 | ![]() |