Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180034
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Oh, no, you di'n't! | Hayır bunu yapamazsın! hayır.. onu alamazsın! | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Hey, get back here! | Hey, buraya geri gel. Geri dön. Hey, buraya gel! | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Don't. Hah. Hey. | Yapma. Hey! Gel buraya! yapma.. Hey | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
So what do you think? | Eee, ne düşünüyorsun? Ne düşünüyorsun? ne düşünüyorsun ? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
About you moving in with Kelly? | Kelly'nin yanına taşınman hakkında mı? Kelly ile birlikte yaşaman konusunda mı? Kelly ile beraber oturmak için mi? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Well, yeah. I mean, is it even kosher, | Evet. Yani bu değo mantığına... Evet. Yani bu Depo mantığına... yani evet düzenli olmak... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
you know, Warehouse wise? | ...göre haram mı? ...aykırı bir durum mu? kim bilgece cevap verebilecek ki burada? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Right. I forgot who I was asking. | Evet. Kime sorduğumu unutmuşum. Pekâlâ. Kime söylüyorsam sanki. doğru kime sorduğumu unutmuşum | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
What is that supposed to mean? | Bu ne demekti şimdi? sizden cevap beklemekle | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
She's a tech nerd, | O inek bir teknik servis, Biri teknoloji manyağı... O teknoloji canavarı | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
she's 150, | O 150 yaşında, ...diğeri 150 yaşında... O 150 yaşında | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
and you're...Myka. | ve sen Myka. ...ve sen ise Myka'sın. ve sen ... Myka. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Not exactly relationship success stories. | Tam olarak başarılı bir ilişkin bile yok. Pek de başarılı ilişki geçmişleriniz olduğu söylenemez. Tam olarak başarılı bir ilişkiniz olduğu söylenemez | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Hey, I just got out of a serious relationship. | Hey, ciddi bir ilişkiden henüz ayrıldım. Hey, beni bunların dışında tut | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
You didn't "get out." | Ayrılmadın. Terk edildin. neden dışında tutacakmışım | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
He had to change his identity and move to a different state. | Kimiğini değiştirdi ve başka bir eyalete taşındı. Kimliğini değiştirip, başka bir eyalete taşınmak zorunda kaldı. senin erkek arkadaşın adını ve yaşadığı şehri değiştirdi | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
By order of the Justice Department! | Adalet Bakanlığının emriyle. Adalet Bakanlığı'nın emriyle. Adalet Bakanlığının emriyle | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Point taken. | Konu anlaşılmıştır. siz alın. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I know a thing or two about the opposite sex. | Karşıt cinsler hakkında bir kaç şey biliyorum. Bir çok erkekle çıkmıştım | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Many of my lovers were men. | Hayranlarımın çoğu erkekti. Bir çok hayranım vardı. birçoğu da bana aşıktı | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
We're gonna follow up on that at a later date, | Bu konuya daha sonra döneriz. Bu konuya tekrar geleceğiz... Buna daha sonra devam edeceğiz | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
but, for now, can we bring the focus back round to moi? | Ama şu an asıl konumuza yani bana dönebilir miyiz? ..ama şimdi asıl konumuza yani bana dönebilir miyiz? ama şimdi benim sorunuma odaklansak? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Okay, Pete, you just have to ask yourself one question. | Tamam, Pete. Sadece kendine şu soruyu sormalısın. Tamam, Pete. Sadece kendine şu soruyu sormalısın. Tamam, Pete, sadece bir soru | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I know. "Do I enjoy being yelled at in espanol?" | Tamam, İspanyolca bağırmasından hoşlanacak myım? "İspanyolca azar yemekten hoşlanacak mıyım"? Biliyorum. benim bir ilişkim olduğundan hoşlanmıyorsunuz" | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I I think so. | Sa..sa..sanırım. Yani sanırım. galiba. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Okay, you're out to restaurant and you order dessert. | Tamam, lokantadasın ve tatlı sipariş verdin. Tamam, lokantaya gittiniz tatlı siparişi verdin. Tamam onu dışarıda restorana çıkardın ve tatlı siparişi verdin | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
The waitress cuts it in half, | Garson kız onu ikiye böldü, Garson kız onu ikiye böldü... Garson ikiye bölünmüş tatlıyı getirdi | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
one side is a little bit bigger than the other. | bir parça diğerinden daha büyük. ...bir parça diğerinden daha büyük. yalnız bir tarafı daha büyük | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Which half do you give her? | Hangi parçayı ona verirdin? Hangi yarısını ona verirdin? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
The bigger half, of course, 'cause otherwise | Büyük olanı elbette. Elbette büyük yarısı | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
dude, you're screwed. You love her. | Dostum sen ona sırılsıklam aşık olmuşsun. dostum, sen onu seviyorsun | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
What? No! Shut | Ne? Hayır! Kapa... Ne? Hayır! Kapayın... Ne? Hayır! Susun ...... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
you're in love. | Aşık olmuşsun. Sen onu seviyorsun. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Oh. Hi, Mrs. F. Yeah. | Selam, Bayan F. Evet. Merhaba, Bayan F. Evet | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Well, apparently, based on a dessert, I guess. | Anlaşılan tatlıya dayalı bir aşkım var. Sanırım. tatlıya dayalı bir test sanırım | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Me and the ladies were just, uh... | Ben ve bayanlar sadece... Ben ve bayanlar vardı sadece | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Uh, me and the ladies were just | Ben ve bayanlar sadece... Yani ben ve bayanlar sadece... Ben ve bayanlar vardı sadece | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
you know, talking about a personal thing that I have. | Anlarsınız işte, kişisel şeylerim hakkında konuşuyorduk. bilirsiniz kişisel birşeyden bahsediyordum sadece | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Not that you would ever, pfft, you know. | Neyse boş verin. önemsiz, bilirsiniz işte | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
So, if it's cool, I'd just like to keep, | Şey, bu iyi bir şeyse sadece kendime saklamak isrerim. Sizce uygunsa kişisel meselelerimi kendime saklamak isterim. Yani, Sadece tutmak istiyorsanız, | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
you know, my personal stuff... Personal. | Anladınız işte, kişisel şeyler. Kişisel. Bilirsiniz işte kişisel şeyler. bilirsiniz işte sadece kişisel | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Nothing personal, I mean, you know, to you. | Kişisel değil. Yani sizde biliyorsunuz. Yani size karşı kişisel olan değil... kişisel değil bilirsiniz | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
But, uh... | Ama.... Ama... Ama | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
One, Agent Lattimer. | Bir, Ajan Lattimer. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
One what? | Bir ne? Bir ne ? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Uh, "singular sensation"? | Yanlızlık duygusu mu? Ah, "tekil hissi"? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
"Is the loneliest number"? | Yanlızlık numarası mı? Yanlızlığın sayısı mı? "Yalnız numarası" var mı? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
You are allowed to reveal the true nature of our work | İşimizin özelliği gereği sizin... İşimizi sadece bir kişiye Çalışmalarımızın gerçek doğasını anlatmaya izin verilir | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
to one person. | ...bir kişi olmanıza izin veriliyor. ...söylememize izin veriliyor. sadece bir personele | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
So the question is not whether you should live | Bu nedenle, sizin Dr. Hernandezle yaşayıp yaşamayacağınız... Bu durumda Dr. Hernandezle yaşayıp yaşamayacağınız... Yani bir soru sormalısın isteyerek yaşam hakkında | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
with Dr. Hernandez, but, rather, is she your one? | ...sorusu olmaz. Ama eğer yaşarsan, o senin için "bir" mi? ...sorusundan ziyade onun gerçekten sizin "biriniz" olup olmadığı önemli. Dr Hernandez ile, ama, daha doğrusu, o senin bir'in. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Man, it is good to be out of that desert | Adamım, o çölün dışında olamak ve... Adamım, o çölden uzak olmak ve... Adamın çölün dışında olması iyi | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
and back amongst the living, huh? | ...hayatın içine dönmek güzelmiş, değil mi? ...hayata geri dönmek güzelmiş, değil mi? ve yaşayanların arasında | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
You know what? I might start a harem. | Ne var biliyor musun? Bir harem kurmaya başlamalıyım. Bir harem kurmaya başlamalıyım. Biliyor musun? Ben bir harem başlatabilirim | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
How many girls are there in a harem? | Haremde kaç tane kız olacak. Haremde kaç tane kız olacak? Bir haremde kaç kız olur? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Uh...Three. | Üç. Üç | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Hold up, I finally got a signal. | Bekleyin. Sonunda sinyal yakaladım. Durun Bir sinyal buldum sonunda. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Dude, no phone calls. | Dostum, telefon açmak yoktu. Dostum telefon açmak yoktu. Dostum, telefon görüşmesi yapamazsın | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Chill out, I'm just texting a pic back to my sister. | Korkma, sadece kızkardeşime bir resim gönderiyorum. Korkma sadece kız kardeşime bir resim gönderiyorum. sadece bir mesaj ve resim kızkardeşim için | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, well, no one's supposed to know that we're here. | Evet, güzel. Hiç kimse nerede olduğumuzu bilmemeli. Kimse nerede olduğumuzu bilmemeli. Evet güya kimse bilmiyor burada olduğumuzu | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
She's eight. Who's she gonna tell? | Sekiz yaşında. Kime söyleye bilir ki? Sekiz yaşında. Kime söyleyebilir ki? O sekiz yaşında kime söyleyecek ki? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
John, you know the deal. | John, anlaşmayı biliyorsun. John, anlaşmamızı biliyorsun. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Don't screw this up for us just before we | Sadece önceki gibi bu işide berbat etme. Biz... Sadece önceki iş gibi bunu da berbat etme... Sadece bizim için berbat etmeyin... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
You okay, bro? | İyi misin, adamım? İyi misin kardeşim? İyi misin, bro? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, just... | Evet, sadece... Evet, sadece ... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Suddenly got real thirsty. | ...aniden çok susadım. Aniden,gerçekten susuz kaldım | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
You look kinda weird, man. Terry? | Adamım çok tuhaf görünüyorsun. Terry? Adamım gerçekten tuhaf görünüyorsun. Terry? Sen garip oldun, bak Terry? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Dude, what's wrong? | Dostum, neyin var? Dostum neyin var? Dostum, sorun nedir? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Dry! | Susuzluk. Kuru... Kuru! | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Dry! | Susuzluk. Kuruyorum. Kuru! | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Somebody help us! | Biri bize yardım etsin. Bize yardım edin! Biri bize yardım etsin! | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Oh, my God. Rod? We have to do something! | Aman Tanrım. Rod? Bir şeyler yapmalıyız! | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Mrs. F., oh, my God. Are you okay? | Bayan F. Tanrım. İyimisiniz? Bayan F. Tanrım. İyi misiniz? Bayan F.,aman tanrım. Sen iyi misin? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Hey ,guys! I need help in here! | Hey, çocuklar. Burada yardıma ihtiyacım var! Hey, çocuklar! Burada yardım gerek! | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Mooht pooh khesfet. | Mooht pooh khesfet. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Mooht pooh khesfet. Mrs. Frederic? | Mooht pooh khesfet. Bayan Frederic? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
One minute we were just talking and then | Bir dakikalığına burada konuşuyorduk sonra... Burada konuşuyorduk ve bir anda... Bir dakika oldu Sadece konuşuyorduk ve sonra... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
mooht pooh khesfet. Mooht pooh khesfet. | mooht pooh khesfet. Mooht pooh khesfet. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Mooht pooh khesfet. | Mooht pooh khesfet. Mooht pooh khesfet... Mooht pooh khesfet. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I do not speak gibberish, Agent Lattimer. | Anlamsız konuşmam Ajan Lattimer. Anlamsız konuşmuyordum Agent Lattimer. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Okay, well, not so much gibberish as... | Tamam, şey çok da anlamsız değildi. Sanki... Aslında pek de anlamsız değildi. Sanki... Tamam o kadar anlamsız değil de | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Creepy spooky blah blah. | Korkunç, tüyler ürpertici falan filan. ürpertici gibi ... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
No, she's right. It wasn't gibberish. | Hayır. Haklı. Anlamsız konuşmalar değildi. Haklı. Anlamsız konuşmalar değildi. Hayır, doğru. Bu anlamsız değildi. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
It was one phrase that you repeated over and over. | Bir kaç sözcükden oluşuyordu. Sizde onu devamlı tekrar ediyordunuz. Bir kaç sözcükten oluşuyordu. Siz de onu devamlı tekrar ediyordunuz. Biri ifade edildi size defalarca tekrarladı. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
It sounds middle eastern in origin, | Ortadoğu merkezli bir dil gibi gözüküyor. Ortadoğu kökenli bir dil gibi gözüküyor. ortadoğulu bir şey gibi | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
maybe Aramaic or an old form of Hebrew. | Belki Arami yada eski İbranicedir. Belki Arami ya da eski İbranice'dir. belki Arapça, İbranice veya eski bir form. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
It's demotic, the tongue of ancient Egypt. | Bu Demotic. Eski Mısır dili. Bu halk dili ile, Antik Mısır dili. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Dead languages are a hobby. | Eski diller hobimdi de. Nesli tükenenen diller hobim vardı da... Kullanılmayan diller onun hobisi | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
So what does it mean? | Eee, ne demek istiyor. Söylenen nedir peki? Peki ne anlama geliyor? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Well, I'm not sure. | Evet, emin değilim. Tam olarak emin değilim. emin değilim. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
It's been a while. | Bir süredir kullanmıyorum. Uzun süredir kullanmıyorum bu dili. Uzun süre oldu. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
According to the translation program I get... | Buldum, Çeviri programına göre... Çeviri programının dediğine göre... Programa göre... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
"The penalty is death." | "Cezası ölümdür." | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
What? What'd you set it on, "extra scary"? | Ne? Nasıl ayarladın onu "ekstra korkutucu"? Ne? Nasıl ayarladın onu "ekstra korkutucu" falan mı? Ne? Neden "Ekstra korkutucu"? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
To the best of my knowledge, I do not speak demotic, | Bildiğim tek şey, ben Demotik dili konuşamam, Demotik dili bilmiyorum... En iyi bilgime göre, halk dili değil ! | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
so what artifacts do we have from Egypt? | bu yüzden elimizde Mısır'dan ne tür obje var? ...ama Mısır'dan olan objelere bakmalıyız sanırım. Mısır'da da mı eserler var yani? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Already on it. Maybe it was dementia... | Zaten hepsi bizde. Belki kişilik bölünmesi... Hemen bakıyorum. Belki de kişilik bölünmesidir... Belki kişilik bölünmesi ile | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
That caused me to say that. | bunu söylememe sebep oldu. Yani, bana öyle geldi. bana anlatmaya çalışıyordur... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
We'll just keep going through the manifest | Açıkca görülüyorki bunu yapan objeyi BUna neden olan objeyi... Biz normal prosodür le devam edeceğiz | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
till we find the artifact | depolamaya devam edeceğiz. ...bulana kadar devam et. objeyi bulana kadar | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |