Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180035
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Holy synchronicity, Batman. | Kutsal eşleyici, Batman. mükemmel zamanlama Batman. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
We just got a ping from Egypt. | Mısır'dan bir işaret aldık. Mısır'dan bir sinyal aldık. Mısır'da tek bir sinyal alıyoruz | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Nothing good. | İyi bir şey değil. Pek hoş bir şey değil. iyi birşey değil | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Thanks so much for talking to us | Oğlunuz hakkında bizimle konuştuğunuz | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
about your son, Mrs. Tilson. | ...çok teşekkür ederiz, Bayan Tilson. için çok teşekkürler Bayan Tilson | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
We're very sorry to have to ask you these questions. | Sorularla bu kötü gününüzde sizi üzdüğümüz için | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
We know how difficult this must be. | gerçekten üzgünüz | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
So the body they found, | Bulunan cesedin ... Bulunan cesedin... Buldukları cisim gerçekten | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
they're sure then that it was my John? | ...benim John'um olduğundan eminler mi? ...benim John'uma ait olduğundan eminler mi? benim oğlum John' muydu? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I'm afraid so, ma'am. | Korkarım ki öyle bayan | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
See, this doesn't make any sense. | Bakın, bu hiçbir şey ifade etmez. Bu çok anlamsız. Bakın, hiçbirşey anlamadım | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
John couldn't have been in Egypt. | John hiçbir zaman Mısır'a gitmedi ki. John, Mısır'a gitmiş olamaz. John, Mısır'da değildi | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
John and his friends, | John ve arkadaşları... John ve arkadaşları, | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
they were working at an archaeological dig in Peru. | ...arkeolojik bir kazı için Peru'dalar. ...arkeolojik bir kazı için Peru'daydılar. Peru'da arkeolojik kazı yapıyorlardı | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Peru? Yes. | Peru? Evet. Peru da mı? Evet. Peru? Evet. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
He e mailed me from there last week. | Geçen hafta oradan bana mail yolladı. Geçen hafta oradan bana e posta yolladı. O geçen hafta sonu ordan e mail yolladı | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
That's why this is insane. | Bu çok çılgınca görünüyor. Yani bu çılgınca. Bu yüzden bu inanılmaz.. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
So he didn't say anything about going to Egypt? | Mısır'a gideceği hakkında bir şey söylemedi mi? Mısır'a gideceğine dair bir şey söylemedi yani size? Mısır'a gideceği hakkında birşey söyledi mi? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Oh, God. | Tanrım. Aman Tanrım | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I should call Terry and Rod's parents. | Terry ve Rod'un ailelerini aramalıyım. Terry ve Rod'un ailelerini aramalıyım | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Maybe they... | Belki onlar... Belki de ... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
What happened to our children? | Çocuklarımıza ne oldu? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Ma'am, we promise you, we'll find out. | Bayan size söz veriyoruz ki, ne olduğunu bulacağız. Bayan söz veriyoruz, ne olduğunu bulacağız. Söz veriyorum onlara ne olduğunu bulacağız | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
You're John's little sister, aren't you? | Sen John'un kızkardeşisin, değil mi? John'un kızkardeşisin, değil mi? Sen John'un küçük kızkardeşisin değil mi? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
That's a very lovely photo, isn't it? | Çok güzel bir fotoğraf, değil mi? Bu çok güzel fotoğraf | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
They look very happy. | Çok mutlu gözüküyorlar. Çok mutlu görünüyorlar. çok mutlu görünüyorsunuz | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Oh, he's very handsome, isn't he? | Çok yakışıklı, değil mi? Çok yakışıklı görünüyor | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
And who is that lovely little girl standing next to him? | Yanında ki sevimli küçük kız kim? Yanında ki sevimli küçük kız da kim? Yanında da küçük tatlı bir kız | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Gabrielle, but everyone calls me Gabby. | Gabrielle, ama herkes bana Gabby der. Gabrielle, ama herkes Gabby der | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Hello, Gabby. | Selam, Gabby. Selam Gabby. Merhaba Gabby. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Pleased to meet you. | Tanıştığımıza memnun oldum. Memnun oldum | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
My name's Helena. | Ben Helena. Benim adım da Helena. Ben Helena. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I've got a little girl, you know, about your age. | Senin yaşlarında bir kızım var. Benimde senin yaşlarında küçük bir kızım var | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Does she talk like you do? She does. | O da senin gibi mi konuşuyor? Evet. Oda senin gibi mi ? evet | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
May I have a look at your computer, please? | Bilgisayarına bir göz atabilir miyim, lütfen? Bilgisayarına bir bakabilir miyim, lütfen? Bilgisayarına bakabilirmiyim lütfen? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
That's your brother there, isn't it? | Bu senin ağabeyin, değil mi? Bu ağabeyin değil mi? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Myka. | Myka. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
John's little sister had the picture, | John'un kızkardeşinde bir fotoğrafı var... John'un küçük kardeşinde bir resim var | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
but she didn't know where he was. | ...ama o da nerede olduğunu bilmiyor. ...ama nerden geldiğini anlamamış. Nerede olduğunu bilmiyordu | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Why he suddenly left an archeological dig in Peru | Neden Peru'da ki kazıyı bırakıp aniden... Peru'daki kazıyı neden bırakıp anden... Peru' bir arkeolojik kazıyı aniden neden bırakıp | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
to go to Egypt is still a mystery. | ...Mısır'a gittikleri gizemini koruyor. ...Mısır'a gittikleri hala bir soru işareti. Mısır'a gittiği bir sır | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
He sent her this photo. | Bir fotoğraf göndermiş. Bu fotoğrafı göndermiş. Oradan bu fotoğrafı göndermiş | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
It can't be, can it? | Olamaz, olabilir mi? Bu mümkün olabilir mi? Olamaz, olabilir mi? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Don't make me ask. | Bana sorma. Bana sordurmayın şimdi. Bana sormayın | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
That would explain a great deal. | Çok açıklayıcı oldu. Bu herşeyi açıklayabilir. Ölümleri açıklar bu. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Claudia, that image, print it out right now. | Claduia, hemen bu resmin çıktısını al. Claudia, bu görüntüyü yazdırabilirsin | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Return with your team immediately. | Derhal takımınla buraya gel. Hepiniz hemen dönün | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Okay, but what do I tell | Tamam ama ne söylemeli... Tamam ama onlara ne söylemeli... Tamam, ne yapacağımızı söyle ... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
we have to confirm this. | Bunu doğrulamalıyız. Teyit etmemiz gerekecek bunu | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I'm this close to asking. | Bu yakınlaşmayı soracaktım. Sormama ramak kaldı. Ne yapmalıyız | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
The ancient archives. | Çok eski arşivler. Eski arşivler. Eski arşivler | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Go. Yeah, bring the print. | Gidelim. Evet, çıktıyıda getir. Gidelim. Evet, çıktıyı da getir. Gidin. Evet, çıktıyı getir | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I hate myself for doing this. | Bu işten nefret ediyorum | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
What are the ancient archives? | Çok eski arşivler ne? Eski arşivler de neyin nesi? eski arşivler nedir? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Photo? | Fotoğraf. Fotoğraf? Foto? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Artie, what does it mean? | Artie, bu ne demek oluyor? Artie, bunun anlamı nedir? Artie, ne anlama geliyor? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
The hieroglyphics in this photo | Bu resimdeki hiyerograflar... Bu fotoğraftaki hiyeroglifler... Bu fotoğraftaki Hiyerogliflerle | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
match the markings right here, | ...buradakilerle uyuşuyor... buradaki tam burada eşleşiyor | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
and it translate as "an oasis between sand and Sea." | ...ve çevirisi de"kumla denizin arasındaki vaha." ...ve çevirisi de "kumla denizin arasındaki vaha". tercüme edersek "Kum ve deniz arasında bir vaha" | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
What does that mean? | Bu ne anlama geliyor? Ne demek bu? Ne demek bu? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
It means that someone has found the lost Warehouse. | Birinin kayıp depoyu bulduğu anlamına geliyor. Birileri kayıp Depo'yu buldular demek. Bunun anlamı biri kayıp depoyu buldu | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Someone's found Warehouse 2? | Biri Depo 2'yi buldu mu? Biri Depo 2'yi mi bulmuş? Kimsenin bulamadığı depo 2 mi? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
How do you lose a Warehouse? | Bir Depoyu nasıl kaybedersiniz? Bir Depo nasıl kaybedilebilir ki? Bir depoyu nasıl kaybedersin? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
It was always believed to be somewhere near Alexandria. | Onun her zaman İskenderiye yakınlarında olduğuna inanılıyordu. Onun her zaman İskenderiye yakınlarında olduğu sanılıyordu. Her zaman iskenderiye yakınlarında olduğuna inanıldı | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Back when the Romans were conquering Egypt in 30 B.C. 33 00:10:43,376 > 00:10:45,845 31. They had | M.Ö. 30'da Roma'lılar Mısır'ı geri aldığında... M.Ö. 30'da Romalılar Mısır'ı geri aldıklarında... Ne zaman romalılar Mısır'ı fethetdiler Milattan önce 30... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
they had very little time to shut down Warehouse 2 | Depoyu kilitlemek ve objeleri... Depo'yu kilitlemek ve objeleri... Depo 2'nin kapanmasına yakın eserler transfer edildi | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
and transfer the artifacts, | ...taşımak için çok az zamanları vardı. eserler transfer edildi | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
so the Agents of the time buried it. | Bu yüzden o zamanın Ajanları Depoyu gömdüler. Bu yüzden o zamanın ajanları Depo'yu gömdüler. sonra ajanlar depoyu gömdü | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Over time, it was lost to the ages. | Geçen çağlarda deponun yeri kayboldu. Geçen zamanla birlikte tarihe gömüldü. Asırlar içinde zamanla kayboldu | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I don't buy that our three young Indiana Joneses | Okul projesinde bile yanlışlık yapan bu üç... Üç genç İndiana Jones'un neden bir okul projesi için Ben almayım bizim 3 genç indiana jones varken | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
just stumbled into it for a school project. | ...genç Indiana Jones'la mı? Ben almayayım. ...Depo'yu bulmaya gittiklerini anlamıyorum. Bir okul projesinde başarısız oldum | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Neither do I. It is rather unlikely. | Bende. Başka olasılık yok. Ben de. Başka olasılık yok. Bende.. Bu olası değil. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I think they must have broken the seal on the door, | Sanırım, kapının kilidini kırmış olmalılar. Kapının mührünü harekete geçirmiş olmalılar. Düşünüyorumda mühürlerinin kırılmış olup da | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
and that activated... A defense mechanism... | Bu da harekete... Savunma mekanizmasını. Ve bu da... Savunma mekanizmasını aktifleştirdi. faal hale... Savunma mekanizması... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
And that's what caused them later them to desiccate. | ...bu da onların neden kuruduğunu açıklıyor. Bu da neden kuruduklarını açıklıyor. Vede bu onların kurumasına neden oldu | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Which is when Warehouse 2 woke up. | Bu da Depo 2'nin uyanması oldu. Yani Depo 2 uyandı. Hangisi Depo 2 uyandı mı? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Woke up? | Uyanmak mı? Uyandı mı? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
You guys talk about it like it's alive. | Ondan sanki canlıymış gibi bahsediyorsunuz? Hayattaymış gibi konuşuyorsunuz bu konuda | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Surely you know by now, Agent Lattimer, | Kesinlikle şuan bunu biliyorsunuz, Ajan Lattimer. Şunu kesinlikle bilmelisiniz ki, Ajan Lattimer. Eminim ,şimdi biliyorum, Ajan Lattimer, | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
the Warehouse is more organic than your average structure. | Depo senden daha çok organiktir. Depo sizden çok daha organik bir yapıya sahiptir. Depo organik olarak oluşmuş bir yapısı var | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Warehouse 2 is back online. | Depo tekrar aktif oldu. Depo 2 hayata geri döndü. Depo 2 geri geldi.. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
So it would appear. | Öyle gözüküyor. Bu yüzden görünür oldu | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
I still don't understand why it's affecting you. | Hâlâ sizi neden etkilendiğini anlamıyorum. Hâlâ sizi neden etkilediğini anlamıyorum. Hala anlayamıyorum neden sizi etkiliyor | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
When Warehouse 2 woke up, | Depo 2 uyandığında... Depo 2 uyandığı zaman | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
it began to look for its caretaker, | ...hizmetkârını aramaya başladı. bakıcısını aramaya başladı | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
but its caretaker had been dead for 2,000 years, | Ama onun hizmetkârı 2000 yıl önce öldü. Lakin bakıcı 2000 yıl önce ölmüştü | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
so it found the caretaker to the current Warehouse. | Bu yüzden şu an ki Deponun hizmetkârını buldu. O da şu andaki Depo'nun hizmetkârını buldu. Bugün kü bakıcıyı buldu. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
And that's you? You're the caretaker? | Bu siz oluyorsunuz. Hizmetkâr siz misiniz? Bu da siz oluyorsunuz, değil mi? Ve sizi buldu? Siz bakıcımısınız? | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Each Warehouse has a unique bond with the caretaker, | Her Depo'nun hizmetkârı ile benzersiz bir bağı vardır. Her Depo eşsiz bir şekilde bakıcısı ile bağ kurar | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
and now that bond is being shared between two Warehouses. | Şimdi bu bağın iki Depo arasında da paylaşıyor olduğu düşünülürse. Şimdi bu bağın iki Depo arasında da paylaşıldığı düşünülürse... Ve şimdi o iki depo bu bağı paylaşıyor | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
That was never supposed to happen. | Bu asla olmamalıydı. Bunun olması asla beklenilmiyordu. Bunun hiçbir zaman olmaması gerekiyordu | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Two networks, one server. | Iki ağ, bir sunucu. | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
My mind cannot take the level of data being, | Veri almak düzeyini aklım almıyor | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
as Ms. Donovan would put it, downloaded. | Bayan Donovan'ın indirme yaptığı gibi. ...neden zihnime indirildiğini anlamıyorum. Bayan Donovan'ın aldığı veri yüzünden | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Eventually, it will overload. | Neticede tekrar yüklenecek. Üstelik aşırı düzeyde. sonunda aşırı yüklenmiş olacak | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
And by overload, you mean... | aşırı yüklenmiş kişi siz oluyorsunuz... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
There is another difficulty. | Başka bir zorluk da | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
As Warehouse 2 continues to eclipse my bond, | Depo 2 Depo 13 olan bağıma etkisine devam ederse.. Depo 2, Depo 13'le olan bağıma tutunmaya devam ederse.. Depo 2 beni kendine bağlarken | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
Warehouse 13 will begin to... | Depo 13 başlayacak... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |
To die. | ölmek için... | Warehouse 13 Buried-1 | 2010 | ![]() |