Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183141
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Yeah, but you're Gail Byer. Everyone loved you. | Evet, ama sen Gail Byer'sın. Herkes seni severdi. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You can't relate to what I went through. | Gittiğimde bağlarımızı koparmamıştık. Benim geçtiğim yollarla kıyaslanamaz. Gittiğimde bağlarımızı koparmamıştık. Gittiğimde bağlarımızı koparmamıştık. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Really? You wanna bet? | Öyle mi? Bahse var mısın? Sahi mi? Bahse var mısın? Öyle mi? Bahse var mısın? Öyle mi? Bahse var mısın? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Listen, nobody gets through high school unscathed, Marni. Nobody. | Dinle, lise yıllarında herkesin problemleri olur Marni, herkesin. Dinle, hiç kimse liseden incinmeden çıkamaz, Marni. Hiç kimse. Dinle, lise yıllarında herkesin problemleri olur Marni, herkesin. Dinle, lise yıllarında herkesin problemleri olur Marni, herkesin. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You didn't tell me you had problems in high school. | Fakat lise yıllarında ki problemlerden hiç bahsetmedin. Lisedeki sorunlarını bana hiç anlatmadın. Fakat lise yıllarında ki problemlerden hiç bahsetmedin. Fakat lise yıllarında ki problemlerden hiç bahsetmedin. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Because what's past is past. | Çünkü geçmiş geçmişte kaldı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Look, if you had a problem with Joanna in the past, you can fix it now. | Bak, eğer geçmişte Joanna ile problemin olduysa, şimdi düzeltebilirsin. Bak, geçmişte Joanna ile sorunlar yaşadıysan, şimdi onları düzeltebilirsin. Bak, eğer geçmişte Joanna ile problemin olduysa, şimdi düzeltebilirsin. Bak, eğer geçmişte Joanna ile problemin olduysa, şimdi düzeltebilirsin. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Everyone deserves a second chance. Deserves a second chance. I know. | Herkes ikinci bir şansı hak eder. ikinci bir şansı hak eder. Biliyorum. ...herkes ikinci bir şansı hak eder. ...ikinci şansı hak eder. Biliyorum. Herkes ikinci bir şansı hak eder. ikinci bir şansı hak eder. Biliyorum. Herkes ikinci bir şansı hak eder. ikinci bir şansı hak eder. Biliyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Joanna's Aunt Mona is here! | Mona teyze geldi! Joanna'nın teyzesi Mona geldi! Mona teyze geldi! Mona teyze geldi! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Woman] I can't believe my little Joanna's getting married. | Küçük Joanna'mın evlenmesine inanamıyorum. Küçük Joanna'mın evleneceğine inanamıyorum. Küçük Joanna'mın evlenmesine inanamıyorum. Küçük Joanna'mın evlenmesine inanamıyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I know. It's crazy, right? I'm so happy for you. | Biliyorum, çılgınca değil mi? Senin adına çok mutluyum. Biliyorum. Çok süper değil mi? Senin için çok mutluyum. Biliyorum, çılgınca değil mi? Senin adına çok mutluyum. Biliyorum, çılgınca değil mi? Senin adına çok mutluyum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Come meet the family. Aunt Mona... | Yeni ailem ile tanış. Mona Teyzem... Gel de aileyle tanış. Mona teyze... Yeni ailem ile tanış. Mona Teyzem... Yeni ailem ile tanış. Mona Teyzem... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
...this is Will's sister, Marni. | ...Will'in kardeşi, Marni. ...bu Will'in kız kardeşi, Marni. ...Will'in kardeşi, Marni. ...Will'in kardeşi, Marni. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
What a pleasure. Nice to meet you. | Ne büyük bir zevk. Memnun oldum. Büyük zevk. Memnun oldum. Ne büyük bir zevk. Memnun oldum. Ne büyük bir zevk. Memnun oldum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
And this is Will's mom. | Ve Will'in annesi. Ve bu Will'in annesi. Ve Will'in annesi. Ve Will'in annesi. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Gail? Ramona. | Gail? Ramona. Gail? Ramona? Gail? Ramona. Gail? Ramona. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Whoa! You guys know each other? | Tanışıyor musunuz? Vay be! Siz birbirinizi tanıyor musunuz? Tanışıyor musunuz? Tanışıyor musunuz? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Gail! Ramona! | Gail! Ramona! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
How long has it been? | Ne kadar zaman geçti? Ne kadar oldu? Ne kadar zaman geçti? Ne kadar zaman geçti? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Well, don't tell, or I'll have to strangle you. [Laughing] | Ya da söyleme, seni boğazlamak zorunda kalmayayım. Söyleme, yoksa seni boğazlamam gerekebilir. Ya da söyleme, seni boğazlamak zorunda kalmayayım. Ya da söyleme, seni boğazlamak zorunda kalmayayım. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Who can remember? How do you two know each other? | Kim hatırlıyor ki? Nereden tanışıyorsunuz? Kim unutabilir ki? Birbirinizi nereden tanıyorsunuz? Kim hatırlıyor ki? Nereden tanışıyorsunuz? Kim hatırlıyor ki? Nereden tanışıyorsunuz? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Uh... we went to school together. We were best friends. | Aynı okula gitmiştik. Çok iyi arkadaştık. Okula beraber gittik. Birbirimizin en iyi arkadaşıydık. Aynı okula gitmiştik. Çok iyi arkadaştık. Aynı okula gitmiştik. Çok iyi arkadaştık. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Whoa! Very, very close. | Çok çok iyi arkadaştık. Çok, çok yakındık. Çok çok iyi arkadaştık. Çok çok iyi arkadaştık. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Wow. You look... great. | Harika görünüyorsun. Vay canına. Harika görünüyorsun. Harika görünüyorsun. Harika görünüyorsun. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Stop. No, no, really. | Kes şunu. Hayır gerçekten. Kes şunu. Hayır, hayır, gerçekten. Kes şunu. Hayır gerçekten. Kes şunu. Hayır gerçekten. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You look amazing. You haven't aged at all. | İnanılır gibi değil. Hiç yaşlanmamışsın. İnanılmaz görünüyorsun. Hiç yaşlanmamışsın. İnanılır gibi değil. Hiç yaşlanmamışsın. İnanılır gibi değil. Hiç yaşlanmamışsın. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh, well... She looks computer generated. | İyi. Yeni nesil gibi görüküyor. Bilgisayarda üretilmiş gibi görünüyor. İyi. Yeni nesil gibi görüküyor. İyi. Yeni nesil gibi görüküyor. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Mark] Ben. Thank you. You must be Ben. | Ben. Teşekkürler. Sen Ben olmalısın. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You know, I have something that I think you will like. | Sana bir hediyem var. Bence beğeneceksin. Elimde hoşlanacağını düşündüğüm bir şey var. Sana bir hediyem var. Bence beğeneceksin. Sana bir hediyem var. Bence beğeneceksin. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Fallout Four? This doesn't even come out until the summer! | Fallout Four? Yaza kadar çıkmayacağını sanıyordum! Fallout 4 mü? Yaza kadar çıkmayacaktı bu! Fallout Four? Yaza kadar çıkmayacağını sanıyordum! Fallout Four? Yaza kadar çıkmayacağını sanıyordum! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Mark] What do you say, young man? Thank you! | Ne diyorsun küçük adam? Teşekkürler! Ne diyorduk, genç adam? Teşekkür ederim! Ne diyorsun küçük adam? Teşekkürler! Ne diyorsun küçük adam? Teşekkürler! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh! [Speaking French] | Oynamak için sabırsızlanıyorum... Önemli değil, beyefendi. Oynamak için sabırsızlanıyorum... Oynamak için sabırsızlanıyorum... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I cannot wait to go play this! I got... I gotta go! | Gitmem gerek! Oynamak için sabredemem! Gitmeliyim! Gitmem gerek! Gitmem gerek! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Have fun. [Chuckling] Oh, and Marni. | İyi eğlenceler... Ve Marni. İyi eğlenceler. Ve Marni. İyi eğlenceler... Ve Marni. İyi eğlenceler... Ve Marni. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You know, I think I have the right size. | Sana da bunu aldım. Umarım üzerine uyar. Sanırım bedeni doğru aldım. Sana da bunu aldım. Umarım üzerine uyar. Sana da bunu aldım. Umarım üzerine uyar. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Is this Brian Reyes? Brian who? | Brian Reyes mi bu? Brian kim? Bu Brian Reyes mi? Brian kim? Brian Reyes mi bu? Brian kim? Brian Reyes mi bu? Brian kim? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
And this is from his new collection? | Yeni koleksiyon mu? Yeni koleksiyonundan mı? Yeni koleksiyon mu? Yeni koleksiyon mu? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
'Cause I thought that it was pre sold out. | Yeni koleksiyonun bittiğini sanıyordum. Çünkü daha çıkmadan tükendiğini sanıyordum. Yeni koleksiyonun bittiğini sanıyordum. Yeni koleksiyonun bittiğini sanıyordum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Brian is a doll. He always stays at my hotels. | Brian çok sevimlidir. Benim otelimde kalır. Brian'ın saçı uzun aklı kısadır. Her zaman benim otellerimde kalır. Brian çok sevimlidir. Benim otelimde kalır. Brian çok sevimlidir. Benim otelimde kalır. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
He always stays at the Sullenger. You own the Sullenger Hotel? | Sullenger otel de kalır biliyorum. Sullenger otel senin mi? O hep Sullenger'da kalır. Siz Sullenger Oteli'nin sahibi misiniz? Sullenger otel de kalır biliyorum. Sullenger otel senin mi? Sullenger otel de kalır biliyorum. Sullenger otel senin mi? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
The Sullenger Group. Actually, we now own 14 properties. | Aslında 14 şirketimiz var. Sullenger holding. Sullenger Grubu'nun aslında. Şu anda 14 mülke sahibiz. Aslında 14 şirketimiz var. Sullenger holding. Aslında 14 şirketimiz var. Sullenger holding. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I can't believe it myself. | Kendim bile inanamıyorum. Ben de inanamıyorum. Kendim bile inanamıyorum. Kendim bile inanamıyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I can't believe that my mom didn't tell me | Annemin bana, dünyanın en güçlü 100 kadınından biriyle... Annemin, Forbes'in seçtiği en güçlü 100 kadından biriyle... Annemin bana, dünyanın en güçlü 100 kadınından biriyle... Annemin bana, dünyanın en güçlü 100 kadınından biriyle... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
that she was friends with one of Forbes' 100 most powerful women. | ...arkadaş olduğunu söylememesine inanamıyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Please, that silly list changes all the time. | Lütfen, o salak liste sürekli değişir. Lütfen, o aptal liste sürekli değişir. Lütfen, o salak liste sürekli değişir. Lütfen, o salak liste sürekli değişir. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Yeah, but you've been on it for, like, ten years. | Evet ama neredeyse on yıldır o listedesin. Evet, ama sen on yıldır içindesin. Evet ama neredeyse on yıldır o listedesin. Evet ama neredeyse on yıldır o listedesin. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Eleven. But, you know, what's most important to me | Onbir. Ama benim için önemli olan, insanların benim otelimde evinde gibi... On bir. Ama benim için önemli olan... Onbir. Ama benim için önemli olan, insanların benim otelimde evinde gibi... Onbir. Ama benim için önemli olan, insanların benim otelimde evinde gibi... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
is that when someone stays at my hotel, they feel right at home. | ...hissetmelerini sağlamak. ...birilerinin otelimde kaldığında, kendilerini evlerinde gibi hissetmeleridir. ...hissetmelerini sağlamak. ...hissetmelerini sağlamak. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
"Like home but better," I always say. Which reminds me... | Her zaman dediğim gibi, "Evimden daha iyi". Ayrıca bu düğün için çok çalıştınız... Hep "Ev gibi ama daha iyisi" derim. Aklıma gelmişken... Her zaman dediğim gibi, "Evimden daha iyi". Ayrıca bu düğün için çok çalıştınız... Her zaman dediğim gibi, "Evimden daha iyi". Ayrıca bu düğün için çok çalıştınız... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You two have worked so hard on this wedding. | ...bu demek oluyor ki, bir hafta boyunca sizi otellerimin birinde... ...ikinizin bu düğün için çok sıkı çalıştığını biliyorum. ...bu demek oluyor ki, bir hafta boyunca sizi otellerimin birinde... ...bu demek oluyor ki, bir hafta boyunca sizi otellerimin birinde... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
It would mean so much to me if you would spend a week at any one of my resorts. | ...ağırlamak isterim. Nerede isterseniz. Tatil köylerimden birinde bir haftalık tatil geçirmek isterseniz hoşuma gider. ...ağırlamak isterim. Nerede isterseniz. ...ağırlamak isterim. Nerede isterseniz. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Bali, Maui, Paris. | Bali, Maui, Paris. Saygılarımızla, SULLENGER GRUBU Bali, Maui, Paris. Bali, Maui, Paris. Bali, Maui, Paris. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Are you? Yes! No. No. | Kabul eder misiniz? Evet! Hayır, hayır. Hadi ya? Evet! Hayır. Hayır. Kabul eder misiniz? Evet! Hayır, hayır. Kabul eder misiniz? Evet! Hayır, hayır. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Yes. I insist. | Evet. Israr ediyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Now, Ramona, you know you did not have to do all this. | Romana, bütün bunları yapmak zorunda değilsin. Ramona, tüm bunları yapmak zorunda olmadığını biliyorsun. Romana, bütün bunları yapmak zorunda değilsin. Romana, bütün bunları yapmak zorunda değilsin. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You've already done so much for the wedding. | Zaten düğün için yeteri kadar zahmete girdin. Düğün için zaten çok fazla şey yaptın. Zaten düğün için yeteri kadar zahmete girdin. Zaten düğün için yeteri kadar zahmete girdin. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Do you think I'm trying to buy people's affection? | Sence insanların duygularını satın almaya mı çalışıyorum? İnsanların sevgilerini satın almaya çalıştığımı mı düşünüyorsun? Sence insanların duygularını satın almaya mı çalışıyorum? Sence insanların duygularını satın almaya mı çalışıyorum? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Did it work? Yeah! | İşe yaradı mı? Evet! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
This is so exciting. I mean, doesn't it feel like we're already family? | Bu çok heyecanlı, yani şimdiden bir aile olduk değil mi? Bu çok heyecan verici. Yani, şimdiden bir aile gibi hissetmiyor musunuz? Bu çok heyecanlı, yani şimdiden bir aile olduk değil mi? Bu çok heyecanlı, yani şimdiden bir aile olduk değil mi? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Let's notjust stand here. Come on in, family! | Neden burada duruyoruz. Hadi bakalım içeri geçelim. Burada böyle dikilmeyelim. İçeri girin, ev halkı! Neden burada duruyoruz. Hadi bakalım içeri geçelim. Neden burada duruyoruz. Hadi bakalım içeri geçelim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Put your feet up. Have a drink, Ramona. | Ayaklarımızı uzatıp, içki içelim Ramona. Ayaklarınızı dinlendirin. Bir içki al, Ramona. Ayaklarımızı uzatıp, içki içelim Ramona. Ayaklarımızı uzatıp, içki içelim Ramona. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Mark] I think we've got some French champagne. | Sanırım Fransız şarabı olacaktı. Sanırım Fransız şampanyamız vardı. Sanırım Fransız şarabı olacaktı. Sanırım Fransız şarabı olacaktı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
There are cowbells on every door, and we have no beds. | Herkesin ihtiyacı vardı fakat bizde hiç yatak yoktu. Her kapıda inek çanı asılıydı, ve hiç yatağımız yoktu. Herkesin ihtiyacı vardı fakat bizde hiç yatak yoktu. Herkesin ihtiyacı vardı fakat bizde hiç yatak yoktu. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I have 400 beds stranded somewhere in the Indian Ocean. | Benimse Hint okyanusunda bir yerde 400 yatağım vardı. Hint Okyanusu'nda bir yerlerde 400 adet yatağım mahsur kalmıştı. Benimse Hint okyanusunda bir yerde 400 yatağım vardı. Benimse Hint okyanusunda bir yerde 400 yatağım vardı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I mean, it's still beautiful. It's Switzerland. | Demek istediğim, hala çok güzel. Orası İsviçre. Demek istediğim, hala güzeldi. İsviçre'ydi. Demek istediğim, hala çok güzel. Orası İsviçre. Demek istediğim, hala çok güzel. Orası İsviçre. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I love Switzerland. You've never been to Switzerland. | İsviçreye bayılırım. İsviçreye hiç gitmedin ki. İsviçre’yi seviyorum. Sen İsviçre'ye hiç gitmedin ki. İsviçreye bayılırım. İsviçreye hiç gitmedin ki. İsviçreye bayılırım. İsviçreye hiç gitmedin ki. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Yeah, but I love chocolate. I love cheese. I love clocks! | Evet ama çikolotayı severim, peyniri severim. Saatleri severim! Öyle, ama çikolatayı seviyorum. Peyniri seviyorum. Saatleri seviyorum! Evet ama çikolotayı severim, peyniri severim. Saatleri severim! Evet ama çikolotayı severim, peyniri severim. Saatleri severim! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Well, then we all have to spend some time at my new place. | O halde, neden yeni yerlerde biraz zaman geçirmiyoruz. O zaman hepimiz yeni evimde biraz zaman geçirebiliriz. O halde, neden yeni yerlerde biraz zaman geçirmiyoruz. O halde, neden yeni yerlerde biraz zaman geçirmiyoruz. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
How about Christmas in Gstaad? Yes! | Gstaad'da yılbaşına ne dersiniz? Evet! Gstaad'da yılbaşı nasıl olur? Evet! Gstaad'da yılbaşına ne dersiniz? Evet! Gstaad'da yılbaşına ne dersiniz? Evet! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
We can take the jet. Count me in. | Özel uçakla gidebiliriz. Bende geliyorum. Jetimi alabiliriz. Ben varım. Özel uçakla gidebiliriz. Bende geliyorum. Özel uçakla gidebiliriz. Bende geliyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
No way! You own your own plane? | Hadi canım! Özel uçağın mı var? Hadi be oradan! Kendi uçağın mı var senin? Hadi canım! Özel uçağın mı var? Hadi canım! Özel uçağın mı var? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh, darling, sometimes I think it owns me. | Oh tatlım bazen evimin uçak olduğunu düşünüyorum. Hayatım, bazen onun bana sahip olduğumu düşünüyorum. Oh tatlım bazen evimin uçak olduğunu düşünüyorum. Oh tatlım bazen evimin uçak olduğunu düşünüyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I am on it non stop just flitting from one continent to the next. | Bir yerden başka bir yere sürekli gidip duruyorum. Hiç durmadan bir kıtadan bir diğerine uçup duruyorum. Bir yerden başka bir yere sürekli gidip duruyorum. Bir yerden başka bir yere sürekli gidip duruyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Not to mention all the back and forth with my divorce. | Bir ileri bir geri boşanma işlemlerim de cabası. Boşanmam için gidip gelmelerimden bahsetmiyorum bile. Bir ileri bir geri boşanma işlemlerim de cabası. Bir ileri bir geri boşanma işlemlerim de cabası. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Michael and I have been in litigation 14 months. | Michael ile mahkememiz 14 ay sürdü. Michael'la boşanma davamız sadece 7 ay evli kalmamıza rağmen... Michael ile mahkememiz 14 ay sürdü. Michael ile mahkememiz 14 ay sürdü. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
We were only married for seven, so... | Sadece yedi sene evli kaldık... ...14 aydır devam ediyor. Sadece yedi sene evli kaldık... Sadece yedi sene evli kaldık... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Ramona, I'm sorry. That must be so difficult. | Ramona, üzgünüm, senin için çok zor olmalı. Ramona, üzüldüm. Bu çok zor olmalı. Ramona, üzgünüm, senin için çok zor olmalı. Ramona, üzgünüm, senin için çok zor olmalı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Yeah, it is, but, you know, | Evet, öyle fakat bilirsin, Evet öyle ama... Evet, öyle fakat bilirsin, Evet, öyle fakat bilirsin, | You Again-2 | 2010 | ![]() |
it's nothing that a delicious piece ofwhatever this is can't fix. | hiç bir şey şuan şu tatlıdan daha önemli değil. ...her neyse bundan bir parça yemenin düzeltemeyeceği bir şey yoktur. hiç bir şey şuan şu tatlıdan daha önemli değil. hiç bir şey şuan şu tatlıdan daha önemli değil. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh, Mark has been doing this kind of program that... | Mark şu çılgın diyeti yapıyor bu aralar... Mark bu tarz bir programı uyguluyor da... Mark şu çılgın diyeti yapıyor bu aralar... Mark şu çılgın diyeti yapıyor bu aralar... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
"As the eyes are the window to the stomach... | "Eğer gözlerin perdesi kapalıysa... "Gözler midenin penceresi olduğuna göre... "Eğer gözlerin perdesi kapalıysa... "Eğer gözlerin perdesi kapalıysa... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[together] so shall we pull the curtain". | ...gönül gözün açıktır." ...biz çekelim perdeyi üzerine." ...gönül gözün açıktır." ...gönül gözün açıktır." | You Again-2 | 2010 | ![]() |
How did you know that? | Bunu nerden biliyorsun? Bunu nereden biliyorsun? Bunu nerden biliyorsun? Bunu nerden biliyorsun? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I had no idea the Yamaguchi Diet had come to the States! | Yamaguchi dietinin buralar kadar geldiği hakkında hiç bir fikrim yoktu. Yamaguchi Diyeti'nin, ABD'ye kadar geldiğinden hiç haberim yoktu! Yamaguchi dietinin buralar kadar geldiği hakkında hiç bir fikrim yoktu. Yamaguchi dietinin buralar kadar geldiği hakkında hiç bir fikrim yoktu. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I simply swear by it! Me, too! | Yemin ederim! Bende! Kendimi ona adadım! Ben de! Yemin ederim! Bende! Yemin ederim! Bende! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Cell phone ringing] Oh! [Speaks Italian] | İzninizle. Alo! Affedersiniz. İzninizle. Alo! İzninizle. Alo! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Hello. Hello, darling. Georgia King, the wedding planner. | Merhaba hayatım. Georgia King, düğün planlayıcısı. Selam. Selam, hayatım. Georgia King, düğün planlayıcısı. Merhaba hayatım. Georgia King, düğün planlayıcısı. Merhaba hayatım. Georgia King, düğün planlayıcısı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Geor... Georgia King is the wedding planner? | Geor... Georgia King düğün planlayıcısı mı? Düğün planlayıcısı Georgia King mi? Geor... Georgia King düğün planlayıcısı mı? Geor... Georgia King düğün planlayıcısı mı? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
She is like Southern royalty. | Güneyin kralıdır. Kadın güneyin kraliçesi gibi bir şey. Güneyin kralıdır. Güneyin kralıdır. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Every single one of our clients wants her to do their wedding. | Bütün bekâr müşterilerimiz düğünleri için bu kadını ister. Müşterilerimizin her biri düğününü onun planlamasını istiyor. Bütün bekâr müşterilerimiz düğünleri için bu kadını ister. Bütün bekâr müşterilerimiz düğünleri için bu kadını ister. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Thank you, darling. [Speaks Italian] | Teşekkürler, hayatım. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Giggling] [Ramona] Look at these two. | Şunlara bir bakın. Şu ikisine bakın. Şunlara bir bakın. Şunlara bir bakın. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You guys are so adorable. | Ne kadar sevimlisiniz. Siz çocuklar çok sevimlisiniz. Ne kadar sevimlisiniz. Ne kadar sevimlisiniz. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Gail, doesn't thatjust take you right back to when you were young? | Gail, çocukluk zamanını hatırlıyorsun değil mi? Gail, bu seni gençliğine alıp götürmüyor mu? Gail, çocukluk zamanını hatırlıyorsun değil mi? Gail, çocukluk zamanını hatırlıyorsun değil mi? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You know, your mother may not have told you this, but back in high school, | Annen sana daha söylememiş olabilir, ama lisedeyken... Biliyor musun, annen bunu size anlatmamış olabilir ama lise yıllarında... Annen sana daha söylememiş olabilir, ama lisedeyken... Annen sana daha söylememiş olabilir, ama lisedeyken... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
she was quite the superstar. Oh, no, she told us. I mean, we know. | Çok havalı biriydi. Bize söylemişti, biliyorum. ...o tam bir süper star gibiydi. Hayır, anlattı. Yani, biliyoruz. Çok havalı biriydi. Bize söylemişti, biliyorum. Çok havalı biriydi. Bize söylemişti, biliyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I... was hardly a superstar. Oh, you were a supernova. | Ben... süperstardım. Mükemmel ötesi biriydin. Pek de süper star sayılmazdım. Süpernova gibiydin. Ben... süperstardım. Mükemmel ötesi biriydin. Ben... süperstardım. Mükemmel ötesi biriydin. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Every girl wanted to be just like your mother. | Bütün kızlar annen gibi olmak isterdi. Her kız annen gibi olmak isterdi. Bütün kızlar annen gibi olmak isterdi. Bütün kızlar annen gibi olmak isterdi. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
She was prom queen. She was homecoming queen. Cheerleading captain. | Balonun kraliçesiydi.Mezuniyet kraliçesiydi. Ponpon kızlar kaptanıydı. Balo kraliçesi oldu. Mezunlar kraliçesi oldu. Amigo takım kaptanıydı. Balonun kraliçesiydi.Mezuniyet kraliçesiydi. Ponpon kızlar kaptanıydı. Balonun kraliçesiydi.Mezuniyet kraliçesiydi. Ponpon kızlar kaptanıydı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Well, not all at the same time. | Hepsi aynı anda değildi. Şey, hepsi aynı anda değildi. Hepsi aynı anda değildi. Hepsi aynı anda değildi. | You Again-2 | 2010 | ![]() |