Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183145
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You all right? Oh, yeah. | İyi misin? Evet. Sen iyi misin? Evet. İyi misin? Evet. İyi misin? Evet. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
No, I'm just stretching my hamstrings, you know. Safety first. | İyiyim, dizlerimi esnetiyorum, bilirsin güvenlik önce gelir. Hayır, ben sadece diz kapaklarımı geriyordum. Güvenlik önce gelir. İyiyim, dizlerimi esnetiyorum, bilirsin güvenlik önce gelir. İyiyim, dizlerimi esnetiyorum, bilirsin güvenlik önce gelir. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Scoffs] There's someone at the door. Hold on. | Kapıda biri var. Biraz bekle. Kapıda biri var. Bir dakika. Kapıda biri var. Biraz bekle. Kapıda biri var. Biraz bekle. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Hi. Hi. | Merhaba Merhaba. Merhaba. Merhaba. Merhaba Merhaba. Merhaba Merhaba. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Ramona, I'm sorry to just sort of barge in. | Ramona, böyle habersiz geldiğim için özür dilerim. Ramona, habersiz geldiğim için kusura bakma. Ramona, böyle habersiz geldiğim için özür dilerim. Ramona, böyle habersiz geldiğim için özür dilerim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I just, I was kind of hoping... Do you have a minute? | Sadece, merak ediyordum... Vaktin var mı? Ben sadece, ben umuyordum ki... Bir dakikan var mı? Sadece, merak ediyordum... Vaktin var mı? Sadece, merak ediyordum... Vaktin var mı? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh, yes, absolutely. Come in. Wonderful. Thanks. | Evet, tabii ki. İçeri gel. Harika, teşekkürler. Evet, kesinlikle. İçeri gir. Harika. Teşekkürler. Evet, tabii ki. İçeri gel. Harika, teşekkürler. Evet, tabii ki. İçeri gel. Harika, teşekkürler. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I'm on the phone. Oh, you know what? | Telefondayım. Bak ne diyeceğim? Ben telefondayım. Ne var biliyor musun? Telefondayım. Bak ne diyeceğim? Telefondayım. Bak ne diyeceğim? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I need to use the restroom. It was a long drive. | Lavaboyu kullanmam gerekiyor. Uzun bir yolculuktu. Tuvaleti kullanmam gerekiyor. Uzun yoldan geldim. Lavaboyu kullanmam gerekiyor. Uzun bir yolculuktu. Lavaboyu kullanmam gerekiyor. Uzun bir yolculuktu. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
It's, um... up the stairs and to the left. | Merdivenlerden sonra sol tarafta. Tuvalet üst katta solda. Merdivenlerden sonra sol tarafta. Merdivenlerden sonra sol tarafta. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Wow. OK. | Tamam. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Hi. Sorry, Will's mother... | Merhaba, kusura bakma, Will'in annesi geldi. Merhaba. Üzgünüm, Will'in annesi gelmiş de. Merhaba, kusura bakma, Will'in annesi geldi. Merhaba, kusura bakma, Will'in annesi geldi. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
No! No! No. | Hayır, hayır. Hayır! Hayır! Hayır. Hayır, hayır. Hayır, hayır. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
No! | Olamaz! Hayır! Olamaz! Olamaz! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Well, your lawyer has the paperwork, so, um... that's that. | Peki, avukat sensin, hepsi bu kadar... Avukatınızın evrakları var, öyleyse... Peki, avukat sensin, hepsi bu kadar... Peki, avukat sensin, hepsi bu kadar... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Is everything OK? [Chuckling, sniffling] | Herşey yolunda mı? Her şey yolunda mı? Herşey yolunda mı? Herşey yolunda mı? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You know, Ridgefield gives me such terrible allergies. | Biliyor musun, Ridgefield bende çok kötü alerji yapıyor. Bilirsin, Ridgefield bana böyle kötü alerjiler bulaştırır. Biliyor musun, Ridgefield bende çok kötü alerji yapıyor. Biliyor musun, Ridgefield bende çok kötü alerji yapıyor. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Did you take a shower? | Duş mu aldın? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Yes. Yes, I did. | Evet, evet...duş aldım. Evet. Evet, aldım. Evet, evet...duş aldım. Evet, evet...duş aldım. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I did. I did. I hope you don't mind. I... | Duş aldım, Sakıncası yoktur umarım. Ben... Umarım senin için bir sakıncası yoktur. Ben... Duş aldım, Sakıncası yoktur umarım. Ben... Duş aldım, Sakıncası yoktur umarım. Ben... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Really I just came by because... | ...buraya geldim çünkü ...gerçekten, ben buraya geldim çünkü... ...buraya geldim çünkü ...buraya geldim çünkü | You Again-2 | 2010 | ![]() |
...I believe in closure. | kapandığına emin olmak için geldim. Tartışmayı uzatmamak taraftarıyım. kapandığına emin olmak için geldim. kapandığına emin olmak için geldim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
And I just wanted to come by here | Ve buraya gelip... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
and tell you that whatever happened between us | ...aramızda her ne yaşanmışsa, ...aramızda geçen olayların geçmişte kaldığını... ...aramızda her ne yaşanmışsa, ...aramızda her ne yaşanmışsa, | You Again-2 | 2010 | ![]() |
is in the past, and as far as I'm concerned... | geçmişte kaldığını, ve bu olayların kapandığını... ...söylemek için geldim. Bana kalırsa... geçmişte kaldığını, ve bu olayların kapandığını... geçmişte kaldığını, ve bu olayların kapandığını... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
...it's over. | ...bilmeni istiyorum. ...ortada sorun yok. ...bilmeni istiyorum. ...bilmeni istiyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Well, I appreciate that. Good for you, Gail. Brava. | Buna minnettarım. Aferin, Gail. Bravo. Bunu takdir ediyorum. Aferin, Gail. Bravo. Buna minnettarım. Aferin, Gail. Bravo. Buna minnettarım. Aferin, Gail. Bravo. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
So we're good, right? We're... | Ee, aramız iyi, değil mi? Biz... Öyleyse aramız iyi, değil mi? Ee, aramız iyi, değil mi? Biz... Ee, aramız iyi, değil mi? Biz... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Is that good? Yes. | İyi demek miydi o? Evet. O iyi mi oluyor? Evet. İyi demek miydi o? Evet. İyi demek miydi o? Evet. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Good. | Güzel. Pekala. Güzel. Güzel. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Cell phone ringing] Oh! Um... | Ben... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I should take that, so... Thanks for stopping by and... | Buna bakmak gerekiyor.Ee, uğradığın için teşekkürler ve... Telefona bakmalıyım, Uğradığın için teşekkürler. Buna bakmak gerekiyor.Ee, uğradığın için teşekkürler ve... Buna bakmak gerekiyor.Ee, uğradığın için teşekkürler ve... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
See you later. Alligator. | Sonra görüşürüz. Alligator*. Sonra görüşürüz. Görüşürüz. Sonra görüşürüz. Alligator*. Sonra görüşürüz. Alligator*. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Yes. | Evet. Peki. Evet. Evet. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Sven? Guten tag. How are you? | Sven? İyi günler. Nasılsın? Sven? Merhaba. Nasılsın? Sven? İyi günler. Nasılsın? Sven? İyi günler. Nasılsın? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
How you holding up, champ? Oh, great! | Nasıl gidiyor, şampiyon? Harika! Nasıl gidiyor şampiyon? Harika! Nasıl gidiyor, şampiyon? Harika! Nasıl gidiyor, şampiyon? Harika! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I love it. I love running! | Bayılıyorum. Koşmayı seviyorum. Bunu seviyorum. Koşmayı seviyorum! Bayılıyorum. Koşmayı seviyorum. Bayılıyorum. Koşmayı seviyorum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Hey, Will. Earlier, at the house, I wanted to talk to you about Joanna. | Hey, Will. Seninle Joanna hakkında konuşmak istiyorum. Daha önce de söylemiştim. Hey, Will. Evdeyken seninle, Joanna hakkında konuşmak istiyordum. Hey, Will. Seninle Joanna hakkında konuşmak istiyorum. Daha önce de söylemiştim. Hey, Will. Seninle Joanna hakkında konuşmak istiyorum. Daha önce de söylemiştim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Actually, I'm glad you're bringing this up. | Aslında, konuyu açtığın için minnettarım. Aslında, bundan bahsetmene sevindim. Aslında, konuyu açtığın için minnettarım. Aslında, konuyu açtığın için minnettarım. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You are? Good. Yeah, sure. I mean, Marn, | Öyle mi? Güzel. Evet. Öyle Marni, yani Öyle mi? İyi. Evet, eminim. Yani, Marn... Öyle mi? Güzel. Evet. Öyle Marni, yani Öyle mi? Güzel. Evet. Öyle Marni, yani | You Again-2 | 2010 | ![]() |
how can we not talk about this, right? Right! Because | neden konuşmayalım, öyle değil mi? Haklısın, çünkü... ...bunu konuşmasak olmaz, değil mi? Doğru! Çünkü... neden konuşmayalım, öyle değil mi? Haklısın, çünkü... neden konuşmayalım, öyle değil mi? Haklısın, çünkü... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
she's notjust marrying you, Will, she's marrying all of us. | o sadece seninle evlenmiyor Will, hepimizle alakalı bir durum. ...o sadece seninle değil, hepimizle evlenecek. o sadece seninle evlenmiyor Will, hepimizle alakalı bir durum. o sadece seninle evlenmiyor Will, hepimizle alakalı bir durum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
We all have to put up with her. But I couldn't do it | Hepimiz onunla beraberiz. Ama söylemeden duramayacağım... Hepimiz onunla geçinmek zorundayız. Ama ben, bu konu hakkında... Hepimiz onunla beraberiz. Ama söylemeden duramayacağım... Hepimiz onunla beraberiz. Ama söylemeden duramayacağım... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
unless I knew I had your support on this thing. | ...beni desteklediğini bilmek çok güzel. ...senin desteğinin olduğunu bilmesem bunu yapamazdım. ...beni desteklediğini bilmek çok güzel. ...beni desteklediğini bilmek çok güzel. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
In that case, Will, William... | Ayrıca, Will, William O halde, Will, William... Ayrıca, Will, William Ayrıca, Will, William | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Cramp! I know what you're about to say, | Kramp! Ne demek istediğini biliyorum, Kramp! Marni, ne söyleyeceğini biliyorum... Kramp! Ne demek istediğini biliyorum, Kramp! Ne demek istediğini biliyorum, | You Again-2 | 2010 | ![]() |
and it means the world to me that you'd actually open up your heart | kalbini ona karşı açıyorsun ve... Kalbini ona açıp bu şekilde ailemize kabul edeceğini... kalbini ona karşı açıyorsun ve... kalbini ona karşı açıyorsun ve... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
and bring her into our family like that. Seriously. | ...aileden biriymiş gibi davranıyorsun. Gerçekten. ...demen benim için çok şey ifade ediyor, cidden. ...aileden biriymiş gibi davranıyorsun. Gerçekten. ...aileden biriymiş gibi davranıyorsun. Gerçekten. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
What's going on, kids? I thought we were training for a marathon. | Neler oluyor, çocuklar? Maraton için çalıştığımızı sanıyordum. N'aber çocuklar? Maraton için antrenman yapacağımızı sanıyordum. Neler oluyor, çocuklar? Maraton için çalıştığımızı sanıyordum. Neler oluyor, çocuklar? Maraton için çalıştığımızı sanıyordum. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Charlie! Hey, you cool with this pace, Marni? | Charlie! Hey, bu tempo iyi mi sence Marni? Charlie! Bu tempodan memnun musun, Marni? Charlie! Hey, bu tempo iyi mi sence Marni? Charlie! Hey, bu tempo iyi mi sence Marni? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Yeah! You sure? | Evet! Emin misin? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Oh, yeah. It's good. In that case, | Evet, bu tempo güzel. Peki, sonuna kadar, Evet, böyle iyi. O zaman... Evet, bu tempo güzel. Peki, sonuna kadar, Evet, bu tempo güzel. Peki, sonuna kadar, | You Again-2 | 2010 | ![]() |
what do you say we sprint to the end! Let's do it. | biraz hızlanmaya ne dersin? Hadi yapalım. ...sonuna kadar depar atalım mı? Haydi yapalım şunu. biraz hızlanmaya ne dersin? Hadi yapalım. biraz hızlanmaya ne dersin? Hadi yapalım. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Yeah? Let's go! Yeah? Yeah... | Evet? Hadi başlayın! Evet? Evet... Tamam mı? Gidelim! Tamam. Tamam. Evet? Hadi başlayın! Evet? Evet... Evet? Hadi başlayın! Evet? Evet... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Whoo! Come on! | Hadi bakalım! Haydi! Hadi bakalım! Hadi bakalım! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Whoo! [Screeching, panting] | Vov! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Maybe I'll give you guys a head start. | Size biraz avans vereyim. Ben size kıyak geçeyim de önden başlayın. Size biraz avans vereyim. Size biraz avans vereyim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Come on, honey, come on. Here, sit here. | Gel balım, gel. Şuraya oturalım. Gel tatlım, gel. Otur şuraya. Gel balım, gel. Şuraya oturalım. Gel balım, gel. Şuraya oturalım. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Watch my carpet. Ow! Make the burning stop! | Halıya dikkat et. Yanıklar durmak bilmiyor. Halıma dikkat et. Çok ağrıyor! Halıya dikkat et. Yanıklar durmak bilmiyor. Halıya dikkat et. Yanıklar durmak bilmiyor. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I'll get Marni one of my back pills. One of those babies, | Marni'ye ilaçlarımdan getireceğim. Güneş ışığı için bebeklere uygun Marni'ye sırt için olan haplarımdan vereyim. O bebeklerden adlı mı... Marni'ye ilaçlarımdan getireceğim. Güneş ışığı için bebeklere uygun Marni'ye ilaçlarımdan getireceğim. Güneş ışığı için bebeklere uygun | You Again-2 | 2010 | ![]() |
she'll be able to taste sunlight. Ew, gross! | olanından var. İğrenç! ...güneş ışınlarını tadabilecek. İğrenç! olanından var. İğrenç! olanından var. İğrenç! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Go get me my rag bag. Marni, what happened to you? | Bez çantamı getir bana. Marni, noldu sana? Yamalı bohçamı getir. Marni, ne oldu sana? Bez çantamı getir bana. Marni, noldu sana? Bez çantamı getir bana. Marni, noldu sana? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Uh, I took a shortcut. Through a woodchipper? | Kestirmeden geldim. Bataklığa mı düştün? Kestirmeden gittim. Ormanlıktan mı? Kestirmeden geldim. Bataklığa mı düştün? Kestirmeden geldim. Bataklığa mı düştün? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Giggling] No, through an ant bed. | Hayır, karıncalarla oynamış. Hayır, karınca çukurundan. Hayır, karıncalarla oynamış. Hayır, karıncalarla oynamış. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I knew we shouldn't have left her. Oh, Charlie. You're here. | Onu geri de bırakmamalıydık. Charlie. Burdasın. Onu orada bırakmamalıydık. Charlie. Buradasın demek. Onu geri de bırakmamalıydık. Charlie. Burdasın. Onu geri de bırakmamalıydık. Charlie. Burdasın. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I'm here, actually. Blurred vision. That can't be good. | Aslında bu taraftayım. Bulanık görüyor. İyiye işaret olamaz. Buradayım. Bulanık görüntü. Bu iyi olamaz. Aslında bu taraftayım. Bulanık görüyor. İyiye işaret olamaz. Aslında bu taraftayım. Bulanık görüyor. İyiye işaret olamaz. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
No. Ants carried away her contacts. [Chuckling] | Hayır, karıncalar lensini çıkarmış. Hayır. Karıncalar lenslerini yürütmüş. Hayır, karıncalar lensini çıkarmış. Hayır, karıncalar lensini çıkarmış. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
What kind of ants were they? I forgot to ask them, | Nasıl karıncalar bunlar böyle? Sormayı unuttum, Ne tür karıncalardı? Onlara sormayı unuttum... Nasıl karıncalar bunlar böyle? Sormayı unuttum, Nasıl karıncalar bunlar böyle? Sormayı unuttum, | You Again-2 | 2010 | ![]() |
but I will next time. And, really, this is not a big deal, you guys. I'm fine. | ama gelecek sefere sorarım. Tamam çocuklar, büyütmeye gerek yok, iyiyim. ...ama gelecek sefere sorarım. Büyütülecek bir şey yok. İyiyim ben. ama gelecek sefere sorarım. Tamam çocuklar, büyütmeye gerek yok, iyiyim. ama gelecek sefere sorarım. Tamam çocuklar, büyütmeye gerek yok, iyiyim. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
She's not. The bad news is she hurt her leg. | Hayır değilsin. Kötü haber, bacağını incitmiş. Hayır, değil. Kötü haber şu ki ayağını incitmiş. Hayır değilsin. Kötü haber, bacağını incitmiş. Hayır değilsin. Kötü haber, bacağını incitmiş. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
The good news is she can't feel it 'cause of the ant bites. | İyi haberse, karıncaların ısırıklarını hissedemez. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Mom, stop being so dramatic. It's not... | Anne, dramatik hale getirme! O kadar da... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Ah! | Ahhh! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
That did not sound good. Uh, you know what? | Bu ses iyi bir şey değildi. Bak ne diyeceğim, | You Again-2 | 2010 | ![]() |
That was completely my fault. I shouldn't have been standing here. | Tamamiyle benim hatam. Karşında durmamam lazımdı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I'm sorry. I can take care of these... No, no, no, no... | Özür dilerim. Şunların icabına bakarım Hayır, hayır. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[both groaning] OK, | Tamam Pekâlâ... Tamam Tamam | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I'm actually gonna get you to a safety zone. | Pekala, seni daha güvenli bir yere alalım. ...seni daha güvenli bir yere alalım. Pekala, seni daha güvenli bir yere alalım. Pekala, seni daha güvenli bir yere alalım. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
That looked like it hurts. | İşte bu acıtmıştır. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You guys will not believe whatjust happened. I think my... | Çocuklar az önce ne olduğuna inanamayacaksınız.Bence... Çocuklar az önce ne olduğuna inanamayacaksınız. Bence... Çocuklar az önce ne olduğuna inanamayacaksınız.Bence... Çocuklar az önce ne olduğuna inanamayacaksınız.Bence... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
So itchy everywhere! What is going on? | Her tarafım kaşınıyor! Neler oluyor burada? | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Marni fell into an ant bed. Oh, no. | Marni karınca yuvasına düşmüş. Olamaz. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Well, with this many bites, she could go into anaphylactic shock. | Bu ısırıklar yüzünden anafilaktik şoka girebilir. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
You're the nurse. What should we do? We need lard. Stat! | Hemşire sensin. Ne yapmamız lazım? Domuz yağına ihtiyacımız var. Acil! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I need lard, stat! Who are you talking to? | Domuz yağı, acil! Kime sesleniyorsun sen yahu?! Domuz yağı, acil! Kiminle konuşuyorsun be? Domuz yağı, acil! Kime sesleniyorsun sen yahu?! Domuz yağı, acil! Kime sesleniyorsun sen yahu?! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
There you go. Get her, Coco! Get her, Coco! | İşte geliyor. Yakala onu Coco! Yakala! İşte oldu. Yakala onu, Coco! Yakala, Coco! İşte geliyor. Yakala onu Coco! Yakala! İşte geliyor. Yakala onu Coco! Yakala! | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Honey, stop with the picking. You look fine. | Balım, uğraşma artık. İyi görünüyorsun. Tatlım, kaşınmayı kes. İyi görünüyorsun. Balım, uğraşma artık. İyi görünüyorsun. Balım, uğraşma artık. İyi görünüyorsun. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
How lucky for me, that you kept my glasses from tenth grade. | On derece gözlüğümü sakladığın için kendimi o kadar şanslı hissediyorum ki. Bana 10. sınıftaki gözlüklerimi sakladığın için çok şanslıyım. On derece gözlüğümü sakladığın için kendimi o kadar şanslı hissediyorum ki. On derece gözlüğümü sakladığın için kendimi o kadar şanslı hissediyorum ki. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Well, I can't get your contacts until tomorrow morning. | Yarın sabaha kadar lenslerini alamayacağız. Yarın sabaha kadar lenslerini alamayacağım. Yarın sabaha kadar lenslerini alamayacağız. Yarın sabaha kadar lenslerini alamayacağız. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
I thought you'd like to see. | Görmek isteyeceğini düşündüm. Etrafı görmek istersin diye düşündüm. Görmek isteyeceğini düşündüm. Görmek isteyeceğini düşündüm. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
[Groaning] Look at them, Mom! They look like pimples! | Şunlara bak anne! Sivilce gibi görüküyorlar. Bak şunlara, anne! Sivilceye benziyorlar! Şunlara bak anne! Sivilce gibi görüküyorlar. Şunlara bak anne! Sivilce gibi görüküyorlar. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
And my bangs? It's literally like nothing has changed since high school. | Ya kahkülüm? Tek kelime ile lise yıllarımdan hiç birşey değişmemiş gibi. Bir de kah kul yok mu? Liseden beri hiçbir şey değişmemiş gibi. Ya kahkülüm? Tek kelime ile lise yıllarımdan hiç birşey değişmemiş gibi. Ya kahkülüm? Tek kelime ile lise yıllarımdan hiç birşey değişmemiş gibi. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Marni, I know. But they're just ant bites, | Marni, biliyorum. Onlar sadece ısırıklar ve... Marni, biliyorum. Ama onlar sadece karınca ısırıkları... Marni, biliyorum. Onlar sadece ısırıklar ve... Marni, biliyorum. Onlar sadece ısırıklar ve... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
and they will go away. | ...geçecekler. ...daha sonra geçerler. ...geçecekler. ...geçecekler. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
And, before you know it, everything's gonna be fine, | Ve sen de biliyorsun ki, herşey yoluna girecek, Farkına bile varmadan, her şey yoluna girecek... Ve sen de biliyorsun ki, herşey yoluna girecek, Ve sen de biliyorsun ki, herşey yoluna girecek, | You Again-2 | 2010 | ![]() |
and you're gonna live happily ever after. | sonra sonsuza kadar mutlu yaşayacaksın. ...ve mutlu mesut yaşayacaksın. sonra sonsuza kadar mutlu yaşayacaksın. sonra sonsuza kadar mutlu yaşayacaksın. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
"Happily ever after" is in fairy tales, Mom. | "Sonsuza kadar mutlu yaşamak" peri masalı Anne. "Mutlu mesut yaşamak" masallarda olur, anne. "Sonsuza kadar mutlu yaşamak" peri masalı Anne. "Sonsuza kadar mutlu yaşamak" peri masalı Anne. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
High school was a horror movie. This weekend is the sequel. | Lise ise korkunç bir film. Bu haftasonu ise devamı. Lise, korku filmiydi. Bu hafta sonu da devam filmi. Lise ise korkunç bir film. Bu haftasonu ise devamı. Lise ise korkunç bir film. Bu haftasonu ise devamı. | You Again-2 | 2010 | ![]() |
It's times like this that I like to then go back... | Zaman böyledir işte. Geriye gitmeyi... Böyle zamanlarda, canım başa dönüp... Zaman böyledir işte. Geriye gitmeyi... Zaman böyledir işte. Geriye gitmeyi... | You Again-2 | 2010 | ![]() |
Mom, do you always have to offer up | Her zaman yaptığın gibi küçük sevimli... Anne, daima kendi tecrübelerinden yola çıkarak... Her zaman yaptığın gibi küçük sevimli... Her zaman yaptığın gibi küçük sevimli... | You Again-2 | 2010 | ![]() |