Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183877
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Any comment on the wage increases for Malaysian garment workers? | Malezyalı konfeksiyon işçilerinin ücretleriyle ilgili bir yorum? | Zoolander-1 | 2001 | |
No, he hasn't. Let him speak for himself. | Hayır, yok. Bırak kendi konussun. | Zoolander-1 | 2001 | |
Isn't it true you want the Prime Minister out of power | Başbakanın düşmesini istiyorsunuz | Zoolander-1 | 2001 | |
so you can exploit Malaysian labour? | böylece Malezya işgücünü sömürebilirsiniz, doğru değil mi? | Zoolander-1 | 2001 | |
Mugatu, screw you and your little dog too! | Mugatu, senin de, köpeğinin de canı cehenneme! | Zoolander-1 | 2001 | |
Look out, she's got an egg! | Dikkat et, yumurta atıyor! | Zoolander-1 | 2001 | |
I can't tell you how much it means to me to receive this beautiful award. | Bu güzel ödülün benim için anlamını sizlere anlatabilmem mümkün değil. | Zoolander-1 | 2001 | |
We have a serious problem. This Malaysian thing is getting out of hand. | Ciddi bir problemimiz var. Malezya işi kontrolden çıkıyor. | Zoolander-1 | 2001 | |
I hear you, Jaco. | Seni duyuyorum, Jaco. | Zoolander-1 | 2001 | |
The "Slashie" means that you consider me the best actor / model, | ''Bölü'' işareti beni en iyi aktör / model seçtiğinizi gösterir, | Zoolander-1 | 2001 | |
and not the other way around. | tersini değil. | Zoolander-1 | 2001 | |
This proposed wage increase could ruin us. | Ücret artısı tasarısı bizi mahveder. | Zoolander-1 | 2001 | |
I need it taken care of. I have people to answer to. | Dikkate alınması gerekiyor. Cevap vermem gereken kişiler var. | Zoolander-1 | 2001 | |
Now the important stuff. | Simdi de önemli bölüm. | Zoolander-1 | 2001 | |
These ain't no "slashes" folks. These are the pure breeds. | ''Bölüler'' yok millet. Bunlar safkan. | Zoolander-1 | 2001 | |
Here are the nominees for "Male Model Of The Year". | İşte ''Yılın Modeli'' yarışmasının adayları. | Zoolander-1 | 2001 | |
Young, hot, brash. | Genç, sıcak, atılgan. | Zoolander-1 | 2001 | |
With more covers in his first year than any rookie model, | İlk yılında diğer yeni modelllerden daha çok kapak oldu, | Zoolander-1 | 2001 | |
and an attitude that says, "Who cares? It's only fashion". | tavrıysa ''Kimin umrunda? Sadece moda.'' | Zoolander-1 | 2001 | |
That Hansel's so hot right now. | Bu Hansel simdi cok atesli | Zoolander-1 | 2001 | |
I hear a lot of words like beauty and handsome, incredibly chiselled features. | Güzellik, yakışıklılık gibi müthiş saptırıcı özellikler kulağıma geliyor. | Zoolander-1 | 2001 | |
To me that's a vanity and self absorption that I try to steer clear of. | Bunlar kendimi uzak tutmaya çalıştığım kendini beğenmişlik ve kibirdir. | Zoolander-1 | 2001 | |
I dig the bungee. It's the way I live my life. I grip it and I rip it. | Bungee yaptım. Bu yaşam tarzım. Atlarım, sürat yaparım. | Zoolander-1 | 2001 | |
I live with a lot of flair and on the edge. | Pek çok maharetle sınırda yaşarım. | Zoolander-1 | 2001 | |
I gotta be. | Var olmam icin. | Zoolander-1 | 2001 | |
I wasn't like other kids, dreaming of being an astronaut. | Diğer çocuklar gibi astronot olayı düşleyen biri değildim. | Zoolander-1 | 2001 | |
I was always interested in what bark on a tree was made out of. | Ağaç üzerindeki kabuğun neden yapıldığıyla daha fazla ilgilenirdim. | Zoolander-1 | 2001 | |
Richard Gere's a real hero of mine. | Benim gerçek kahramanım Richard Gere'di. | Zoolander-1 | 2001 | |
Sting is another person who's a hero. | Sting bir başka kahraman kişiydi. | Zoolander-1 | 2001 | |
I don't really listen to his music but I respect the fact that he's making it. | Müziğini dinlemem ancak yaptıklarına saygı duyuyorum. | Zoolander-1 | 2001 | |
I care desperately about what I do. | Yaptıklarıma pek özen gösteririm. | Zoolander-1 | 2001 | |
Do I know what product I'm selling? Do I know what I'm doing today? No. | Hangi ürünü sattığımı biliyor muyum? Bugün ne yaptığımı biliyor muyum? Hayır. | Zoolander-1 | 2001 | |
But I'm here and I'll give it my best shot. | Ama buradayım ve en iyi görüntüyü vereceğim. | Zoolander-1 | 2001 | |
Over the past decade, male modelling has had a shadow cast over it by one man | Son on yıl içinde erkek modelliğine damgasını vurmuş tek bir erkek vardı | Zoolander-1 | 2001 | |
and five syllables: Der ek Zoo lan der. | ve bes heceli: Der ek Zoo lan der. | Zoolander-1 | 2001 | |
Modelling to me isn't just about being good looking | Bence modellik sırf güzel görünmek değil | Zoolander-1 | 2001 | |
or having a lot of fun and being really good looking. | ne bol bol eğlenmek, ne de gerçekten güzel görünmek. | Zoolander-1 | 2001 | |
The calendar gave people a chance to see my versatility. | Takvim insanlara maksadımı gösterme fırsatı verdi. | Zoolander-1 | 2001 | |
The Greek word "model" means misshapen ball of clay. | Yunanca'da ''model'' kelimesi yamulmuş top demek. | Zoolander-1 | 2001 | |
I think about that every time I'm in front of the camera. | Bunu her kamera karsısına geçtiğimde düşünürüm. | Zoolander-1 | 2001 | |
Three time "Male Model Of The Year", | Üç kez ''Yılın Erkek Modeli'', | Zoolander-1 | 2001 | |
Derek Zoolander. | Derek Zoolander. | Zoolander-1 | 2001 | |
And the award goes to... | Ve ödül... Takvim insanlara maksadımı gösterme fırsatı verdi. | Zoolander-1 | 2001 | |
...Hansel. | ...Hansel'in. | Zoolander-1 | 2001 | |
A lot of people said winning this award four years running couldn't happen. | Pek çok insan bu ödülü dört yıl kazanmamın mümkün olmadığını söyledi. | Zoolander-1 | 2001 | |
Well, I guess I showed... | Ben, sanırım bunu göster... | Zoolander-1 | 2001 | |
I think we've found our solution. | Sanıyorum çözümü bulduk. | Zoolander-1 | 2001 | |
No, not Derek. | Hayır, Derek değil. | Zoolander-1 | 2001 | |
He's perfect. You know it. Make it happen. | Mükemmel biri o. Biliyorsun. Olsun. | Zoolander-1 | 2001 | |
It stings me like a fissure in my ass, but you're right. He's ready. | Kıçıma batsa da, haklısın. Hazır o. | Zoolander-1 | 2001 | |
I guess I have a lot of things to ponder. | Sanıyorum düşünmem gereken çok şey var. | Zoolander-1 | 2001 | |
Hey! Results are in, amigo. What's left to ponder? | Hey! Sonuçlar açıklandı, amigo. Düsünecek ne kaldı ki? | Zoolander-1 | 2001 | |
Nice comeback. | Eski formunu yakala. | Zoolander-1 | 2001 | |
I can't stand Hansel. I know, right! | Hansel'e dayanamıyorum. Biliyorum, tamam! | Zoolander-1 | 2001 | |
Riding on that scooter like he's so cool. | Scooter'a binmek gibi, çok kool biri. | Zoolander-1 | 2001 | |
And the way he combs his hair. Like doesn't! | Ve saçını tarayış biçimi. Oyle değil! | Zoolander-1 | 2001 | |
It's like ex squeeze me, but have you ever heard of styling gel? | Afedersiniz ama, stil jöleyi hiç duydunuz mu? | Zoolander-1 | 2001 | |
I'm sure he has. He's a male model. | Eminim, vardır. O bir model. | Zoolander-1 | 2001 | |
Earth to Brint. It was a joke. Earth to Meekus. I knew that. | Brint'e duyurulur. Şakaydı. Meekus'e duyurulur. Biliyordum bunu. | Zoolander-1 | 2001 | |
Earth to Brint, I'm not so sure. | Dünyadan Brint'e, emin değilim. | Zoolander-1 | 2001 | |
You were all, "I'm sure he's heard of styling gel" | Hepiniz ''eminim stil jöleyi duymuştur'' havalarındaydınız. | Zoolander-1 | 2001 | |
like you didn't know it was a joke. | şaka olduğunu anlamamış gibiydiniz. | Zoolander-1 | 2001 | |
I just didn't get it right away. | İlk hesapta anlamadım, hepsi bu. | Zoolander-1 | 2001 | |
Earth to Brint... Would you guys stop it? | Dünyadan Brint'e... Cocuklar keser misiniz sunu? | Zoolander-1 | 2001 | |
Did you think maybe there's more to life than being really, | Yasamda belki de gerçekten ama gerçekten | Zoolander-1 | 2001 | |
really ridiculously good looking? | güzel görünmekten daha fazlası olduğunu düşündünüz mü? | Zoolander-1 | 2001 | |
Maybe we should be doing something more meaningful with our lives... | Belki de hayatta daha anlamlı şeyler yapmalıyız... | Zoolander-1 | 2001 | |
like helping people. | İnsanlara yardım gibi. | Zoolander-1 | 2001 | |
Derek, what people? | Derek, hangi insanlar? | Zoolander-1 | 2001 | |
I don't know. People who need help. | Bilmiyorum. Yardıma ihtiyacı olanlar. | Zoolander-1 | 2001 | |
Models make people feel good about themselves. | Modeller insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlarlar. | Zoolander-1 | 2001 | |
They also show them how to dress cool and wear their hair in interesting ways. | Ve de nasıl kool giyineceklerini, saçlarını nasıl bir stil verebileceklerini gösterirler. | Zoolander-1 | 2001 | |
You know what could help with these important issues? | Bu tür konularda ne yardımcı olur biliyor musun? | Zoolander-1 | 2001 | |
Orange mocha frappucino! | Portakal mocha frappucino! | Zoolander-1 | 2001 | |
Come on, man. | Haydi be. | Zoolander-1 | 2001 | |
"Derek Zoolander: A Model idiot?" | ''Derek Zoolander: Gerzek bir Model mi?'' | Zoolander-1 | 2001 | |
Rufus, Brint and Meekus were like brothers to me. | Rufus, Brint and Meekus kardeşlerim gibiydi. | Zoolander-1 | 2001 | |
And when I say brother, I don't mean a real brother. | Kardeşim derken, gerçek kardeşim anlamında söylemiyorum. | Zoolander-1 | 2001 | |
I mean it like the way black people use it, | Siyahların kullandığı anlamda kullanıyorum ki, | Zoolander-1 | 2001 | |
which is more meaningful, I think. | bu daha bir anlamlı sanıyorum. | Zoolander-1 | 2001 | |
If there's anything this horrible tragedy can teach us | Bu felaket trajediden alacağımız bir ders varsa | Zoolander-1 | 2001 | |
is that a male model's life is a precious commodity. | o da modellerin yaşamının değerli bir meta olduğudur. | Zoolander-1 | 2001 | |
Just because we have chiselled and stunning features... | Çünkü saptırıcı ve başdöndüren özelliklerimiz var... | Zoolander-1 | 2001 | |
it doesn't mean that we too can't not die in a freak gasoline fight accident. | bu tuhaf bir benzin kazasında bizim de ölmeyeceğimiz anlamına gelmez. | Zoolander-1 | 2001 | |
So, ladies and gentlemen, | Ve, bayanlar baylar, | Zoolander-1 | 2001 | |
I would like to take this opportunity to announce my... | Yeri gelmişken şunu ifade edeyim ki benim... | Zoolander-1 | 2001 | |
Hansel so hot right now. Hansel. | Hansel su anda cok atesli Hansel. | Zoolander-1 | 2001 | |
I would like to take this opportunity... | Yeri gelmişken ifade etmek istediğim... | Zoolander-1 | 2001 | |
People. I'd like to announce my retirement from the male modelling profession. | Millet. Erkek modelliğinden emekli olduğumu açıklamak isterim. | Zoolander-1 | 2001 | |
I'm pretty sure there's a lot more to life than being really good looking. | Hayatta güzel görünmekten daha önemli şeyler olduğundan gayet eminim. | Zoolander-1 | 2001 | |
I plan on finding out what that is. Thank you. | Bunun ne olduğunu bulmaya çalışacağım. Tesekkür ederim. | Zoolander-1 | 2001 | |
Mr Mugatu, if I could just have a moment of your time. | Bay Mugatu, bana eğer birazcık zaman ayırabilirseniz. | Zoolander-1 | 2001 | |
Just one minute of your time. Please, sir. | Bir dakikanızı verebilir misiniz? Lütfen efendim. | Zoolander-1 | 2001 | |
Talking to Mugatu is tougher than getting to the President. | Mugatu ile konuşmak Baskana ulasmaktan daha zor. | Zoolander-1 | 2001 | |
I thought you were going to tell me what a bad eugoogolizer I am. | Bana ne feci bir cenaze hatibi olduğumu söyleyeceksin sandım. | Zoolander-1 | 2001 | |
A eugoogolizer. One who speaks at funerals. | Cenaze hatibi. Cenazalerde konuşma yapan kişi. | Zoolander-1 | 2001 | |
Or did you think I'd be too stupid to know what a eugoogolywas? | Yoksa benim cenaze hatibini bilemeyecek kadar salak olduğumu mu sandın? | Zoolander-1 | 2001 | |
How could you write those terrible things about me? | Benim hakkımda bu felaket şeyleri nasıl yazabilirsin? | Zoolander-1 | 2001 | |
Derek, my editor put that headline on it. I'm sorry. I know it was kind of harsh. | Derek, editörüm manşet yaptı. Uzgünüm. Biraz sertti biliyorum. | Zoolander-1 | 2001 | |
Fortunately, not many people I know read "Time Magazine", or whatever it's called. | Neyse ki, ''Time'' dergisini ya da adı her ne ise, benim bildiğim fazla okuyan yok. | Zoolander-1 | 2001 |