• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1882

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Hey, Justin. What's up? Justin. Ne var? Jake: Justin. Ne var? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Semper Fi. Yemine sadakat. Yemine sadakat. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Always faithful. Her zaman sadakat. Her zaman sadakat. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Bye! Bye. Hoşça kal! Hoşça kal. Hoşça kal! Hoşça kal. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Okay, all right. Everybody get in the house. Come on, let's go. Tamam, pekala. Herkes içeri bakalım. Haydi, girelim. Tamam, pekala. Herkes içeri bakalım. Haydi, girelim. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I call the big room. No way. Büyük oda benim. Hayatta olmaz. Mikey: Büyük oda benim. Justin: Hayatta olmaz. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
No, first we need to rearrange the furniture. Hayır, önce mobilyaları ayarlamamız gerek. Cindy: Hayır, önce mobilyaları ayarlamamız gerek. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
How come, Mom? Jake's cute, but he's no designer. Nasıl yani, anne? Mikey: Nasıl yani, anne? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You know it's not safe for a girl to hitchhike these days. Bu aralar otostop çekmek bir kız için pek güvenli değil. Bu aralar otostop çekmek bir kız için pek güvenli değil. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You're worried about me. I like that. Benim için endişeleniyorsun. Bu hoşuma gitti. Benim için endişeleniyorsun. Bu hoşuma gitti. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I have a feeling you're not surprised to see me. Sanırım beni gördüğüne pek şaşırmadın. Sanırım beni gördüğüne pek şaşırmadın. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You got that right. Anonymous donor? Haklısın. İsimsiz hayırsever demek? Haklısın. İsimsiz hayırsever demek? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I had nothing to do with that. That was somebody else. O işle benim ilgim yok. Başkasıydı. O işle benim ilgim yok. Başkasıydı. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You had no hand in that? Bu işte senin parmağın yok mu? Bu işte senin parmağın yok mu? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You know what I've never had? Soft ice cream. Hiç ne yemedim biliyor musun? Dondurma. Hiç ne yemedim biliyor musun? Dondurma. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You're joking, right? No, I'm not. Şaka yapıyorsun, değil mi? Hayır, yapmıyorum. Şaka yapıyorsun, değil mi? Hayır, yapmıyorum. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I knowjust the place. Ben yerini biliyorum. Ben yerini biliyorum. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Thank you. Thank you. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You like? Beğendin mi? Beğendin mi? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Very much. Hem de çok. Hem de çok. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Mind if I share a small observation? Küçük bir gözlemimi paylaşabilir miyim? Küçük bir gözlemimi paylaşabilir miyim? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Go ahead. Elbette. Elbette. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
So, my truck breaks down and you have the fuse, Kamyonetim bozuldu, senin elinde sigorta vardı, Kamyonetim bozuldu, senin elinde sigorta vardı, A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
you offer me a job, but then you do all the work. bana bir iş teklif ettin, ama tüm işi sen yaptın. bana bir iş teklif ettin, ama tüm işi sen yaptın. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
And I save a family? Peki aileyi ben mi kurtardım? Peki aileyi ben mi kurtardım? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Come on, we both know it was you the whole time. Haydi, ikimizde her şeyi senin yaptığını biliyoruz. Haydi, ikimizde her şeyi senin yaptığını biliyoruz. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Some kind of a plan, right? Bir çeşit plan, değil mi? Bir çeşit plan, değil mi? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
It was you, too, Jake. Sende yaptın, Jake. Sende yaptın, Jake. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Justin needed a soldier, he needed someone who had been there, Justin bir askere ihtiyacı vardı, orada bulunmuş birine, Justin bir askere ihtiyacı vardı, orada bulunmuş birine, A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
someone who understood. But no coincidence, right? anlayan birine. Tesadüf değil, değil mi? anlayan birine. Tesadüf değil, değil mi? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Good! Yeah. Güzel! Evet. Güzel! Evet. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You know, maybe, sometimes things just happen for a reason. Bilirsin, bazı şeylerin olması için sebeplere ihtiyaç vardır. Bilirsin, bazı şeylerin olması için sebeplere ihtiyaç vardır. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Life isn't so much a puzzle as it is a plan. Yaşam planlı bir yap boz değildir. Yaşam planlı bir yap boz değildir. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
So, tell me the truth. Peki, bana doğruyu söyle. Peki, bana doğruyu söyle. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You first. Önce sen. Önce sen. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
About Rachel, your girlfriend. Rachel hakkında, kız arkadaşın. Rachel hakkında, kız arkadaşın. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You told Cindy that she was the one driving the night that she died. Cindy'e onun gece araba sürerken öldüğünü söyledin. Cindy'e onun gece araba sürerken öldüğünü söyledin. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
But it was you, wasn't it? Ancak o sendin, değil mi? Ancak o sendin, değil mi? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Yeah, I lived, she died. That's... Evet, ben hayatta kaldım, o öldü. Bu... Evet, ben hayatta kaldım, o öldü. Bu... A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
And you've been driving around this country Ve sende tüm ülkeyi dolaşarak... Ve sende tüm ülkeyi dolaşarak... A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
trying to run away from it, ...bundan kaçmaya çalışıyorsun, ...bundan kaçmaya çalışıyorsun, A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
and that really hasn't worked out for you, has it? ve bu işe yaramıyor, değil mi? ve bu işe yaramıyor, değil mi? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Not until you got out of your own head and you helped someone else. Ta ki sen başını kumdan çıkarıp birine yardım edinceye kadar. Ta ki sen başını kumdan çıkarıp birine yardım edinceye kadar. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
It's funny how that works out, isn't it? Yardım etmenin işe yaraması keyifli, değil mi? Yardım etmenin işe yaraması keyifli, değil mi? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
How, when you help someone else, you heal your own wound. Başkasına yardım ederek kendi yaranı nasıl iyileştirirsin? Başkasına yardım ederek kendi yaranı nasıl iyileştirirsin? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I have an opportunity in a little town down south that needs a mechanic. Güneydeki bir kasabada bir tamirciye ihtiyacım var. Güneydeki bir kasabada bir tamirciye ihtiyacım var. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You interested? I don't know. İlgilenir misin? Bilmiyorum. İlgilenir misin? Bilmiyorum. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Okay, I'll go. Tamam, geliyorum. Tamam, geliyorum. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Okay. Okay, yeah, yeah, I'm with you. I'm with you. Tamam. Tamam, evet, evet, seninleyim. Seninleyim. Tamam. Tamam, evet, evet, seninleyim. Seninleyim. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You ever been on a Ferris wheel? What's that? Hiç dönme dolaba bindin mi? O nedir? Hiç dönme dolaba bindin mi? O nedir? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You know, for someone who pretty much knows everything, Normal birine göre bilmemen gereken şeyleri biliyorsun, Normal birine göre bilmemen gereken şeyleri biliyorsun, A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
you sure don't know much. ama herkesin bildiklerini de bilmiyorsun. ama herkesin bildiklerini de bilmiyorsun. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
It's pretty ironic, isn't it? Yes, it is. Oldukça tezat, değil mi? Evet, öyle. Oldukça tezat, değil mi? Evet, öyle. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I think it makes life more delicious. Sanırım bu hayatı daha keyifli kılıyor. Sanırım bu hayatı daha keyifli kılıyor. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Yes, it does. Evet, bence de. Evet, bence de. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Jake, I think we're going to get along just fine. Jake, sanırım biz iyi anlaşacağız. Jake, sanırım biz iyi anlaşacağız. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
"Come, let's see... Gel, haydi görelim... Gel, haydi görelim... Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
"...Who's got guts." ...kimde cesaret olduğunu ...kimde cesaret olduğunu Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
"Watch your step... "Adımını izle.. "Adımını izle.. Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
...my friend." ...dostum ...dostum Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
"My friend, my friend." Dostum, dostum Dostum, dostum Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
"Friend". Dost Dost Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
"You can't ever stop us." Sen asla bizi durduramazsın 1 Sen asla bizi durduramazsın 1 Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
"Never break us down." 1 Asla bizi ayıramaz Asla bizi ayıramaz Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
"Because I have got you beside me." Çünkü yanımda sen varsın Çünkü yanımda sen varsın Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
"You better mark this right." Daha iyisi bu hakkı işaretleyin Daha iyisi bu hakkı işaretleyin Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
"Watch your step... Adımlarını izle... Adımlarını izle... Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
"My friend.", "Friend". Dostum, dostum Dostum, dostum Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
This jungle is off limits, son. Bu ormanda sınırlar kapalı, oğlum Bu ormanda sınırlar kapalı, oğlum Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
Good morning! Sorry, Golu. Günaydın!Üzgünüm,Golu Günaydın!Üzgünüm,Golu Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
I haven't had the greatest week, pal. En iyi haftam değil, dostm En iyi haftam değil, dostm Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
Here. Have it. Burada.Al onu Burada.Al onu Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
What are you cribbing about? Neyi kopyalıyorsun? Neyi kopyalıyorsun? Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
You have it easy, trust me! Onu kolay alıcaksın, güven bana Onu kolay alıcaksın, güven bana Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
Eat... wow! Ye...wow! Ye...wow! Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
Bird! Kuş! Kuş! Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
Bye. Hoşçakal Hoşçakal Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
I told you... at least 50 kicks... Sana söyledim ... en az 50 tekme.. Sana söyledim ... en az 50 tekme.. Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
How about a bet? OK! BAhis ne hakkında? Tamam! BAhis ne hakkında? Tamam! Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
I only have this chocolate. Will it do? OK! Sadece bu çikolatam var O yapıcak mı? Tamam Sadece bu çikolatam var O yapıcak mı? Tamam Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
Tell me, how many kicks? Eighty kicks. Söyle bana kaç tekme? Söyle bana kaç tekme? Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
Get lost. Kaybettin Kaybettin Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
Junk heap! Junk heap! Junk heap! Hurda yığını! Hurda yığını! Hurda yığını! Hurda yığını! Hurda yığını! Hurda yığını! Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
I apologise, Mr. Ghosh. Özür dilerim, Bay Ghosh Özür dilerim, Bay Ghosh Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
I got delayed... Ben geciktim.. Ben geciktim.. Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
I spent too much... Çok fazla ödedim... Çok fazla ödedim... Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
The network was terrible... Şebeke, korkunçtu... Şebeke, korkunçtu... Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
The phones there didn't work... Telefonlar burada çalışmıor... Telefonlar burada çalışmıor... Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
And then my camera got stolen! Ray... Ve sonra benim kameram, çalındı! Ray... Ve sonra benim kameram, çalındı! Ray... Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
Call Arora at this number. Bu numarada Arora'yı ara Bu numarada Arora'yı ara Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
Mr. Arora! My grandfather's lawyer? Bay Arora! Büyükbabamın avukatı? Bay Arora! Büyükbabamın avukatı? Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
I'm sorry, your grandfather passed away... last week. Ben üzgünüm, senin büyükbaban, vefat etti... Geçen hafta. Ben üzgünüm, senin büyükbaban, vefat etti... Geçen hafta. Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
'This here, is a viewfinder. Look, what do you see? A flower! ' Burada vizör bakbakalım ne görüyorsun? Çiçek! Burada vizör bakbakalım ne görüyorsun? Çiçek! Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
'How does it look? Superb! ' O nasıl görünüyor? Süper! O nasıl görünüyor? Süper! Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
'Click it, then. Click' Onu tıkla sonra Tıkla Onu tıkla sonra Tıkla Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
'Not with you mouth dumbo... use your finger, like this! ' Ağızınla değil dumbo,Parmağını kullan bunun gibi Ağızınla değil dumbo,Parmağını kullan bunun gibi Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
'What are you doing, Grandpa? ' Ne yapıyorsun büyükbaba? Ne yapıyorsun büyükbaba? Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
'As soon as these wires are connected correctly. Bu teller, doğru şekilde bağlanınca. Bu teller, doğru şekilde bağlanınca. Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
'... the machine will start working! See? ' ... Makine, çalışmaya başlayacak! Gör? ... Makine, çalışmaya başlayacak! Gör? Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
'Are you a mechanic, Grandpa? ' Sen bir makineci misin, dede? ' Sen bir makineci misin, dede? ' Aa Dekhen Zara-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 1877
  • 1878
  • 1879
  • 1880
  • 1881
  • 1882
  • 1883
  • 1884
  • 1885
  • 1886
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim