Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3034
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
The tortillas are there, please eat. | Mısır ekmeği orada, Biraz ye. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
I don't want lobster. | Istakoz istemiyorum. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
There is no lobster, this is barracuda. | Istakoz yok, Bunlar ıskamroz*. (*Palamut kadar küçük, uzun, sivri bir balık) | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
I bet you don't have that in Italy. | Eminim İtalya'da bundan hiç yemedin. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
They don't go fishing there. | Orada kimse balık tutmuyor. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
They don't fish, right, son? | Tutmazlarmı, doğrumu, evlat? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
The fish is already bought in Italy. | Bu balık İtalyadan geldi. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Natan, if they want to take you to Italy, you go and hide. | Natan, seni İtalya'ya götürmek istiyorlarsa, git saklan. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Eat your meal, buddy. | Yemeğini ye, dostum. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Jaimito. | Jaimito. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Checked the weather forecast? | Hava durumuna baktınmı? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Ok, let me know as soon as you know something. | Tamam, bakar bakmaz bana haber ver. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
There are signs of a storm that's coming this way. | Fırtına kopacak gibi, o tarafa doğru geliyor. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Really? I don't think it will get here. | Gerçektenmi? Bu tarafa geleceğini sanmıyorum. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Probably not until Monday or Tuesday. | Pazartesi yada salıya kadar buraya gelmez. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
It will be cold front number eleven. | 11. bölgede soğukluk var. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
It's very far away, coming Monday or Tuesday. | Çok uzakta, pazartesi yada salı gelir. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Okay, man. I'll see you tomorrow then. | Tamam, dostum. O zaman yarın görüşürüz. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Okay, Nestor, we'll be in touch. | Tamam, Nestor, temas halinde olalım. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Bubulcus Ibis. | *Bubulcus Ibis. (Balıkcıl bir leylek türü) | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
"Cattle egret" is her common name. | "Sığır balıkçılı" ismiyle tanınır. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
They come from far away. | Çok uzaklardan geldiler. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
From Africa. From Africa. | Afrikadan. Afrikadan. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
I dropped it and she ate it fast. | Düşürdüm, oda hemen yedi. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
This is ready. | Hazır. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
A great fish broth. | Mükemmel sulu balık yemeği. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
It's delicious, right? | Lezzetli, değil mi? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
She's looking for food. And if she flies away? | Yemek arıyor. Ya uçup giderse? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Well, she'll go home. | O zaman evine gider. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Is it spicy? Yes, the sauce is spicy. | Baharatlı mı? Evet, sos biraz baharatlı. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
A little fish just jumped. | Küçük bir balık atladı. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
It jumped out to catch something. | birşey yakalamak için atladı. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Look, Daddy! | Bak, Baba! | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Watch out for the crocodiles. | Timsahlara dikkat et. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Daddy, can I get my hair wet? | Babacım, saçımı ıslatabilirmiyim? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
If Grandpa said you can, go ahead. | Deden ıslatabilrsin diyorsa, ıslat. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Just be careful with the crocodiles. | Sadece timsahlara dikkat et. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Here comes one. | Bir tanesi geliyor. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Be careful of that crocodile. It's getting near. It can eat you. | O timsaha dikkat et. Sana yaklaşıyor. seni yiyebilir. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
There he was hanging it out while she was like this. | Onunla takılıyordu, böyle yaparken. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
I saw your hand. | Elini gördüm. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
C'mon, watch it. | Hadi, dikkat et. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Look at the size of it. | Şunun büyüklüğüne bak. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
It's dead. | Ölmüş. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Let's go, Daddy. | Hadi gidelim, babacım. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
We're going. He's your Daddy too, huh? | Gidiyoruz. Senin babacığın,? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Oh, yeah, yours too. | Evet, tabiki de, seninde babacığın. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Let's go, Daddy! | Gidelim, babacık! | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
I guess the joke's on me. | Sanırım benimle dalga geçiyorlar. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
You can put the rope over there. | Halatı su tarafa koy. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
She has stayed over there. Blanquita will sleep there. | O kuş hala burada. Burada uyuyacaktır. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Is it her? Yes. | Bu o mu? Evet. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
It's no fair like that. | Bu hiç adil değil. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Let's see the scar? | Yranı göster? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
It's fine. | Birşey yok. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Are you better? | İyimisin? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Yes or no? Yes. | Evet mi hayır mı? Evet. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Speak up then. | Konuş o zaman. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
You're okay? Yes. | İyimisin? Evet. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
A little head butt. | Uzat kafanı. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
She's here! | O burada! | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Come here, come here. | Gel bu tarafa. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
I told her to come and she stepped on my foot. | Ona gelmesini söyledim, ayağımın dibine kadar geldi. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
She grabbed it fast. | Hızlı yedi. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
I was pulling it back, all she left was the bug's feet. | Böceği geri çektiğimde, bacağı elimde kaldı. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
You're very fast, friend. | Çok hızlısın, arkadaşım. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Want to come? | Gelmek istermisin? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Slowly, son. | Yavaşça, evlat. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Slowly, boy. If you do it like that, she gets scared. | Yavaşça, evlat. Böyle yaparsan korkup kaçar. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
You have to be gentle, it's a bird. | Nazik olmalısın, bu bir kuş sonuçta. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
She's a wild bird who lives with other birds. | Başka kuşlarla yaşan bir kuş bu. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
We're too big for her. | Ona göre biz kocamanız. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Slowly. | Yavaşça. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
That's right, like that. | Tamam, işte böyle. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Easy, slowly. | Sakin, yavaşça. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Get up, Blanquita. It's because of her leg. | İlerle, Blanquita. Onun bacakları yüzünden. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Put your arm in front. | Kolunu öne geçir. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Without fear, it's all right. | Korkma, sorun yok. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Come up. | Atla. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
I'll look for an insect. That's it, very good. | Ben böcek arıyorum. İşte böyle, aferin. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Go with Natan. | Natan'a git. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Up, Blanquita. | Zıpla, Blanquita. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Get up, Natan won't harm you. | Çık, Natan sana zarar vemeyecek. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
She walked on my leg. | Bacağıma bastı. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Put out your arm, son. | Kolunu kaldır evlat. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Near her. | Yakınına. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Get up, Blanquita. | Çık, Blanquita. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
She wants to get up on the other one, Daddy. | Diğer koluma çıkmak istyor, babacım. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Come over here, Blanquita. | Buraya gel, Blanquita. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
I will put her here. | Buraya çık. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
This is how you throw it. Oh, like this? | Bu böyle fırlatırlır. Böylemi? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
You can do it like this. | Bu şekilde atarsın. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Check out this beautiful snapper. | Şu güzel kapana bak. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
A real beauty. | Gerçek güzellik. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Here is another little one. | Küçük birşey. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
No, that's a big one. See? | Hayır, o büyük birşey. Gördünmü? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Well. | Güzel. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
Am I learning or what? | Öğreniyormuyum öğrenmiyormuyum? | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
You're getting very good at it, son. | Bu konuda ustalaşıyorsun, evlat. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |
I think I'm learning well, Dad. | İyi öğreniyorum, baba. | Alamar-1 | 2009 | ![]() |