Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4235
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| This is Reso. | Bu Reso. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| This one is Husêyine Ûsê. | Bu da Husêyîne Ûsê. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| His voice was beautiful, too. | Sesi çok güzeldi. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| This is the last one. | Valla bir tane kaset kaldı. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I hope it's on there. | Umarım bundadır. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Are we ready Mrs. Nîgar? Yes. | Hazır mısın Nîgar Hanım? Evet. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Listen carefully. OK. | Dikkatli dinle bak! Tamam. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| What is this!? My ears are exploding! | Bu ne zırıltıdır!? Kulaklarımın zarı patladı! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| What kind of music is that! Very nice! | Nasıl bir müzik bu Allah aşkına! Bence çok güzel! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| The "dengbêj" have started playing heavy metal. | Bizim dengbêjler görmeyeli metal müzik yapmaya başlamış. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Turn it off! | Kapat kapat, yeter! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Son of a bitch, I got duped. | Namussuz beni kandırdı. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I'lllook around again. | Anne, senin kaseti aramaya devam edeceğim. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Ali? Yes brother. | Ali? Efendim abi. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| The translation of your book is going great. | Kitabının çevirisi bitmek üzere. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| My friends at publishing say it will be ready for the new year. | Yayınevindeki arkadaşlar yeni yıla yetişeceğini söylediler. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Around here, it'snot easy | Buralarda o kadar da kolay değil | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| to have a Kurdish book translated into French. | Kürtçe bir kitabın Fransızcaya çevrilmesi. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| So you should use thisopportunity. | Bunun kıymetini bil bence. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| You should finish the new project as soon as possible. | Yeni dosyanı da fazla geciktirme, bir an önce bitir. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Don'tleave too much time in between. | Çok da zaman girmesin araya. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I can't find time to write lately, brother. | Haklısın abi, ama hiç fırsat bulamıyorum. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I've written almost nothing in the last couple months. | Özellikle son birkaç aydır neredeyse hiçbir şey yazamadım. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I mean you should keep going while you have this opportunity. | Bu senin için büyük bir fırsat. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Make the bestof it. | Değerlendir. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Thank you. | Tamam abi, sağ olasın. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| It's been a while. Let's talk more at a better time. | Ne kadar uzun konuşmuşuz, geniş birzamanda yine konuşuruz bunları. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Now I'm going to meet a writer friend of mine from Erbil. | Erbil'den yazar bir arkadaşım geldi, şimdi onunla buluşacağım. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| OK, big brother, you go ahead. | Tamam sen işine bak abi. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| OK, I'll take the laptop to her. | Tamam, bilgisayarı içeri götüreyim. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Ali? Yes, brother? | Ali? Söyle abi? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Take care of mom. Take her to see familiar faces. | Anneme dikkat et, tanıdıkların yanına götür. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Maybe she'll forget about this village idea. | Belki biraz unutur köyü. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Familiar faces can sometimes be the cure. | Tanıdık yüzler bazen ilaç gibidir. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I take her to the village association, but it doesn't help. | Derneğe götürüyorum, ama pek bir işe yaramıyor. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Do it anyway. | Olsun sen yine de götür. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Just a second. I'll take the laptop inside. | Tamam, bir saniye. Bilgisayarı içeri götüreyim. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Do you know when you're coming over here, son? | Belli oldu mu oğlum ne zaman geleceksin? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| It doesn'tlook like anytime soon, mother. | Benim gelişim pek belli değil anne. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I heard on TV that many people are coming back. | Televizyonlar söylüyor, bir sürü insan geri dönmüş. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Things are very different for me, Mom. There's no progress. | Bizim davayla onlarınki farklı. Bizimkisi hâlâ aynı durumda. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Keep faith my son. God is great! | Allah büyüktür! Ah o gün gelse de sarılsam sana. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Let's forget that for now. How are you? How is your health? | Beni boş ver şimdi anne. Sen iyi misin, sağlığın nasıl? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I'm fine, I'm fine. | Ben iyiyim, iyiyim. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| As much as my age permits. | Bu saatten sonra benden bir şey olmaz. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| You're still young. May God look over you. | Siz gençsiniz. Allah sizi korusun. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Are you getting used to your new home? | Sağ ol. Yeni evine alıştın mı? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Well, I miss the old neighborhood. | Eski mahallemi özlüyorum. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I can't breathe here. I'm bored! | Nefes alamıyorum burada. Sıkılıyorum! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I want to go back to my village, son. Everybody's gone but me. | Bütün komşularımız köye döndü, ben de köyüme gitmek istiyorum. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Nobody's gone back, Mom. | Kimse gitmemiş köye anne. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Everybody's still in Istanbul. | Kimsenin bir yere gittiği yok, sen merak etme. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| OK, Heyder. | Tamam, Haydar. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| You keep saying there's no village left like Ali. | Sen de Ali gibi, köy kalmadı diye tutturmuşsun. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Where are those people going, then? | Peki bu insanlar nereye gidiyor? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| OK, hang up now! | Hadi kapat artık! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| You're wasting your minutes. | Kontörlerin bitmesin. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Wait, don't get angry. I'm not wasting my minutes. | Ne çabuk küstün! Kontörüm gitmiyor. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Thisisinternet. You can speak as much as you want. | İnternetten arıyorum. İstediğin kadar konuşabilirsin. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Son, buy some clothes. You'll catch a cold dressed like that. | Bir şey alsaydın üzerine oğlum. Üşüteceksin. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| It's warm here, Mother. I'm home. | Burası sıcak, ama zaten evdeyim. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| But winter is coming. You should dress accordingly. | Olsun oğlum, yine de sıkı giyin. Kış geliyor. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| OK, I will. | Tamam giyerim. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Take care. | Allah'a emanet ol. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Goodbye. | Sağ ol. Ellerinden öperim. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Mom, for the love of God! It's a big city. How should I know? | Anne, Allah aşkına! Koca şehirde nereden bileyim? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Let me sleep a little! | Bırak da azıcık uyuyayım! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| You hear? It's for Hatice Bayir. | Duydun mu? Hatice Bayır için okunuyor. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Do you know her? | Tanıyor musun? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Dear Lord, don't let me stray from the Koran. | Allahım, beni iman ve Kuran'dan ayırma. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Take what you entrusted in me with benevolence. | Hayırlısıyla al emanetini. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Isn't it time you took me, too? | Beni çağırmanın vakti gelmedi mi? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| No, I won't eat. | Yok, ben yemiyorum. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Why not, Mom? | Neden? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| You eat. I have no appetite. | Sen ye. Benim iştahım yok. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Are you drinking walnut juice again? Yes. | Yine ceviz suyu mu içiyorsun? Evet. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Stop cracking walnuts at night. The neighbors will start complaining. | Gece kırma şu cevizleri. Komşular rahatsız olacak. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I can't sleep. What am I supposed to do? | Sabaha kadar uyku girmiyor gözlerime. Ne yapayım? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| There aren't any left anyway! | Zaten cevizler de bitti! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| OK. Message received, Mrs. Nîgar. I'll get some more today. | Tamam mesaj alındı Nîgar Hanım. Dışarı çıktığımda alayım mı? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Sow and sow to blossom | Ek ek ki yeşersin Öğren öğren ki büyüsün | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Enough is enough! | Yeter artık ama başım çatladı! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Don't you have a headache? Welcome, sister. | Başınız hiç mi ağrımıyor? Hoş geldin Nîgar Hala. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| It sounds like someone's being strangled. | Bilmeyen de sanır ki içeride birilerini boğazlıyorlar. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Why are you so angry? Come on, have some tea. | Neden sinirleniyorsun? Gel otur, bir çayımızı iç. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Have "dengbêj" songs gone extinct? | Dengbêj şarkılarının kökü mü kurudu oğlum? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| We have work to do. We're rehearsing. | Bu bizim işimiz. Prova yapıyoruz. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Have a nice day. | Güle güle. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| ...You ate the mouse, I ate the liver | ...Ben ciğeri yedim, sen fareyi | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| The liver and the mouse are in the pot You ate the mouse, I ate the liver | Fare ve ciğer tava içinde Ben ciğeri yedim, sen fareyi | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Faster! | Hızlı! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Alright now. | Bir dakika. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| This time we start slowly and get faster. | Şimdi önce yavaş başlayacağız, sonra hızlanacağız tamam mı? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| For God's sake, Ma! Don't put away the photos like this. | Allah aşkına anne! Bir daha şu fotoğrafları toplama. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| I'm leaving! | Gideceğim! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Where are you going? To the village. | Söyle bana nereye gideceksin? Köye gideceğim. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| OK, then. I'll put you on a bus so you can go! | Gel bakalım. Seni bir otobüse bindirip yollayayım. | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Go and see if yourvillage is there or not! | Git gör bakalım orada bir köyün var mı yok mu! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Get up! We're going! | Hadi kalk, gidiyoruz! | Annemin Sarkisi-1 | 2014 | |
| Why are you doing this, Ma? | Ne hakkın var anne? Bize niye işkence ediyorsun? | Annemin Sarkisi-1 | 2014 |