Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8009
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Yes, you can believe me. | Evet güvenin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Excuse me, Chief? | Şefim? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
When it comes to other terminal patients, you tell them their situation clearly. | Son safhasındaki hastalara durumu açıkça söylüyorsunuz. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
The most valuable thing in a person's life is time. | İnsan hayatındaki en değerli şey zamandır. Ve bu daha sonra ölümün değeri olur. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
And Sister Sylvia? | Ya Rahibe Sylvia? Hazırlık yapmaya ihtiyacı olmayan biri. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Chief, can I ask for one difficult favor? | Şefim zor bir şey isteyebilir miyim? Zorsa konusunu bile açma. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Can you treat me to a meal? It's a wish of mine. | Bana yemek ısmarlayamaz mısınız? Dileğim bu. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I'm sorry, I'm being too... | Özür dilerim haddimi aştım. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I detest any food that is flour based, spicy, salty or greasy. | Hamur işi, baharatlı, tuzlu, yağlı şeylerden nefret ederim. Bunlar hariç bir şey seç. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Also, nothing with more than four legs. | Bir de dörtten fazla ayağı olan hayvanlar olmaz. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
We have a few more patients with tinnitus symptoms. | Kulak çınlaması şikayeti artıyor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I shouldn't be saying this. | Bunu söylememem gerekir. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
But, they are super annoying! I agree! | Ama çok sinir bozucular! Aynen! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
By chance... | Yoksa kulak çınlamasıyla beraber aşırı hassasiyet de var mı? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Oh, right! | Doğru! Her gece koridordaki ışığı kapatmamı isteyen birçok hasta var. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
After first round of reagents, tinnitus and hyper sensitivity to light have developed. | İlk tur reaktiflerden sonra kulak çınlaması ve ışığa aşırı duyarlılık gelişti. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
This round of reagents had desired effect, temporarily. | Bu tur reaktifler geçici olarak iştah etkisini arttırdı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Is the reactivity fairly prominent? | Reaktivite oldukça belirgin mi? Evet açık bir şekilde ayırt edilebiliyor. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I was in a need of a carrot. | Tam da havuca ihtiyacım vardı. Harika oldu. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Soo Eun. | Soo Eun. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
The meds I took in the afternoon won't cut it. | Öğlen aldığım ilaçlar işe yaramadı. Ölüyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What should we do? What should we do? | Ne yapsak? Ne yapsak? Biraz bekle. İlaç yazdırıp geliyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Yes, Chief. | Evet şefim. Ne? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I'm sorry for asking you to come by so late. | Bu geç vakitte gelmenizi istediğim için özür dilerim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
21A patients were treated with first round of reactants, followed by a round of medication. | 21A hastaları reaktiflerin ilk turu ve ilaçlarla tedavi oldu. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What you're seeing is | Şu an gördüğünüz kanserin son evresinde olan tümör reaktifle tedavi edildi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
This is truly amazing. | Gerçekten harika. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
This reagent is lethal against tumors or foreign cells. | Bu reaktif tümör ve yabancı hücrelere karşı ölümcül. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Director. | Yönetici yaptığım kötü yorumları affet. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Oh, right. Chairman, I have a favor to ask. | Doğru ya başkanım bir ricam olacak. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I'm on my way. I hear the doorbell fine. | Geliyorum. Zili duyuyorum. Hayır Ri Ta, onu demiyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You know my door code, why are you ringing the bell? | Kapının şifresini biliyorsun. Neden zili çalıyorsun? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What the... | Yok artık. Özür. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I was on my way, but then there was an emergency patient. | Gelecektim ama acil bir hasta çıktı. Orada tıkılı kaldım. Özür dilerim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
He's one of the more trustworthy people... | Güvenebileceğim bir o vardı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
After I recover from this cold, I'll destroy you first. | İyileşeyim de ilk seni döveceğim.. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I'm feeling better now, so you can go. | Daha iyi hissediyorum, gidebilirsin. Gollum'a dönmüşsün. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Okay, then... bye. | Öyleyse git. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Let's at least measure your temperature. | En azından ateşini ölçeyim. İyiyim dedim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I can't serve anything, so help yourself to whatever. | Bir ikramda bulunamayacağım kendi başının çaresine bak. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Get up. | Kalk. Neden? Yatağına git. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Goodness, it's okay. Just measure my temperature and go. | Sorun değil. Ateşimi ölçüp git. Benim taşımamı ister misin? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
No way! | Asla! | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What is this? | Bu ne? Tuhaf bir şey değil merak etme. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Seeing that I'm getting drowsy, it must be something weird. | Uykulu hissetmeye başladığıma göre garip bir şey. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Haven't you been taking care of yourself? What kind of a surgeon gets sick? | Kendine bile bakamıyor musun? Hangi cerrah hasta olur ki? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
This is a sickness from being angry and frustrated. | Sinirden ve bunalmışlıktan hasta oldum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Why are you checking for a fever? | Neden ateşimi kontrol ediyorsun? Ateşini kontrol etmiyorum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I guess. You are like a block of ice. | Doğru, buz dağı gibisin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Your hand is like a block of ice. Your heart is like a block of ice too. | Ellerinde buz gibi kalbin de. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Since I drunk... no... | Sarhoş olduğuma göre... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Since I'm medicated, let me ask you one think. | İlaç içtiğime göre bir şey soracağım. Ne? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Do you really transform like that? | Gerçekten öyle dönüşüyor musun? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Like when you saved the patient, Gong Ja Bok? | Hasta Gong Ja Bok'u kurtarırken ki gibi? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
it's not like the injury that healed in front of my eyes last time. | ...geçen sefer yaranın gözlerimin önünde iyileşmesi gibi değildi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
It's not like this is a computer graphic or something. | Bilgisayar grafiği falan da değil. Önümde biri... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Okay, we'll do it like that. | Tamam öyle yapacağız. Bu sefer beni hayal kırıklığına uğratma. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Whenever there's an open fire, there's always one consistent thing. | Ne zaman yangın çıksa her zaman aynı şey olur. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Insects don't realize that they're going to die and they fly into the fire. | Böcekler öleceklerini anlamadan ateşe uçarlar. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Humans see the open fire and get caught up in their own thoughts. | İnsanlar yangını görünce düşüncelere dalarlar. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
They don't realize what's really important. | Gerçekten önemli olan şeyi fark edemezler. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
If you distance yourself from desire, you can see the beautiful flames. | Kendini arzudan uzaklaştırırsan güzel alevleri görebilirsin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
When it gets too hot... | Ama çok sıcak olduğunda yanıp öleceklerini fark edemezler. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Why did you pretend you didn't know even after seeing me transform? | Değiştiğimi gördükten sonra neden bilmiyormuş gibi yaptın? Korkuyorum dedim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What I said something and sucked out my blood? | Bildiğimi belli edeyim de kanımı em. Neden senin kanını... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Am I a monster? | Canavar mıyım ben? Öyleyse nesin? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Are you some sort of supernatural being or something? | Doğaüstü varlık falan mısın? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I guess you could say that. | Öyle de diyebilirsin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What kind of a supernatural being is so ambiguous about it? | Hangi doğaüstü varlık böyle konuşur ki? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
There are ambiguous ghosts in the world too. | Dünyada bu tarz hayaletler de var. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
There are some ambiguous supernatural beings in the world too. | Dünyada bu tarz doğaüstü varlıklar da var. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
How long have you been this way? Since you were young? | Ne zamandan beri böylesin? Çocukluğundan beri mi? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I lived in a forest where no one else lived. | ...kimsenin yaşamadığı bir ormanda saklanarak yaşadık. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
My mom and I, just the two of us. | Annem ve ben, ikimiz. Orman mı? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I was most comfortable there. | Orası en rahat edebildiğim yerdi. Tek başıma olsam dahi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I was living there comfortably. | Orada rahatça yaşıyordum. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
When one day, a girl appeared out of nowhere. | Günün birinde bir kız çıkageldi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
She looked like she had come to an amusement park, not a forest. | Ormana değil eğlence parkına gelmiş gibiydi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
A pink shirt and pink hat... | Pembe kazak, pembe şapka ve çiçekli etek. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
She walked around fearlessly and she lost her way. | Korkusuzca etrafı gezerken kayboldu. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
As soon as she got lost, she ran into a pack of wild dogs and nearly got in trouble. | Yolunu kaybeder etmez vahşi köpeklerle karşılaştı ve başı belaya girdi. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Fortunately, I was nearby and I saved her. | Neyse ki yakınlarda ben vardım ve onu kurtardım. Sonra da... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I tended to her injuries. | ...yaralarını tedavi ettim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
At that time, I really wanted to save her. | O zaman onu gerçekten kurtarmak istemiştim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Even though I was really scared. | Çok korkmama rağmen. Bu bir rüya olmalı değil mi? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Everything you're saying to me right now... | Bana şu an söylediğin her şey.. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I really wish this wasn't a dream. | Keşke bu bir rüya olmasa. O zaman... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
All my life, just once... | Hayatım boyunca bir kez olsun... | Blood-4 | 2015 | ![]() |
I wanted to see him. | ...onu görmek istemiştim. O oppayı. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Oh my goodness! | Anneciğim! Neden burada uyuyorsun? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Are you feeling okay? | İyi misin? Ateşim yok, iyiyim. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
You should go wash your hair. | Saçlarını yıkamalısın. Çok yağlı görünüyorlar. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
It looks like tree bark. | Ağaç kabuğu gibi görünüyorlar. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
So you're a supernatural being of some sort. | Bir tarz doğaüstü varlıksın. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Of course. There's no way it was real | Tabii ki. Gerçek olma ihtimali yok. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
Darn it. What's with my dreams? | Rüyalarımın nesi var? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
If you're going to remember, remember it correctly. | Hatırlayacaksan adam gibi hatırla. Ne? | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What did you say last time? | Geçen sefer ne demiştin? Kaç köpek vardı? Doğru on tane demiştin. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
What am I? A flea? At most, it was five meters. | Neyim ben? Pire mi? En fazla 5 metre. Şef. | Blood-4 | 2015 | ![]() |
At in conclusion... I said you were pretty? Kiss... | Ve sonuncusu. Güzel olduğunu mu söyledim? Öp... | Blood-4 | 2015 | ![]() |