Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8966
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You'd be branch manager, like me. | Şube müdürü olabilirsiniz, benim gibi. Şube müdürü olacaksın, benim gibi. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
A bump in pay, some perks. You'd be running the show. | Zamlar, ikramiyeler. Yönetim sizde olabilir. Maaşın artacak, ikramiye alacaksın. Gösteriyi sen yöneteceksin. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
You interested? | İlgilenir miydiniz? İlgilenir misin? Vay, büyük bir sürpriz oldu. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Wow, that's... that's a big surprise. | Vay, bu çok... büyük bir sürpriz. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Well, it all hinges on Ralph Blydon, of course. | Elbette durum Ralph Blydon'a bağlı. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Regional president. Yes. | Bölgesel Başkan. Evet. Bölgesel yönetim başkanı. Evet. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I talked you up, and he'd like to meet. | Seni biraz övdüm ve o da tanışmak istedi. Senden bahsettim ve tanışmak istedi. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
He suggested dinner at his home, something intimate. | Evinde yemek vermek istiyor. Özel bir yemek. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Me, my wife Gloria, you and your wife... Joy? | Ben, karım Gloria ve senle karın... Joy muydu? | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Joy, yeah. Joy, sure, of course. | Joy, evet. Joy, tabii ya. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Don't mind them. Okay. | Boş ver onları. Tamam. Aldırma onlara. Tamam. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
My secretary will contact you with the date and details. | Sekreterim tarih ve detayları anlatacak sana. Sekreterim sana tarihi ve detayları arayıp anlatır. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
We'll see where it goes. | Ne olacağını göreceğiz. Bakalım nereye gidecek. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
And don't look so worried. Okay. | Ve bu kadar endişeli bakma. Tamam. Bu kadar da endişeli görünme. Peki. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
This'll be good for you. It's a good thing. | Senin için iyi olacak. Bu iyi bir şey. Senin için iyi olacak. İyi bir şey bu. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Of course. Thank you. I'll head back. | Pekala. Sağolun. Geri dönüyorum. Elbette. Teşekkür ederim. Ben işimin başına geçeyim. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Perfect. | Mükemmel. Mükemmel. Yarım saat daha pişsin. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Just need another 30 minutes. | Bir 30 dakika daha lazım. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
All we have to do now is let the wine breathe and we're good to go. | Bir tek şarabı havalandırmak kaldı sonra tamamız. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
The wine. I completely forgot. Damn it. | Tamamen unutmuşum onu, lanet olsun. Şarap. Aklımdan çıkmış. Kahretmesin. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
No, if we don't have a reasonable Cabernet for Winston, | Winston için iyi bir şarabımız olmazsa, Winston için makul bir Cabernetimiz yoksa... | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
he'll pout all the way through dessert. | ...yol boyunca surat asar. ...tatlı yerken surat asacaktır. Ben gidip alayım. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I'll go out and grab one. | Gidip alayım bir tane. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
You don't have time to go to the wine store, Nolan. | Şarap alacak zamanın yok, Nolan. Tekele gitmene zaman yok Nolan. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I'll hit the mini mart around the corner. | Köşedeki bakkala giderim. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Nolan. Babe, I know. | Nolan. Biliyorum bebeğim. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Only the best for the professor, please. | Profesör için en iyisi, lütfen. Profesör için sadece en iyisi, lütfen. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
But hurry! Please. | Ama acele et! Lütfen. Acele et ama! Lütfen. Tabii ki! | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
This kid was an English comp grad student | Çocuk İngiliz'di ve bilgisayar alanında yüksek lisans yapıyordu. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
and he asked me who Rushdie was. | ...ve bana Rushide'yi sordu. Bana Rushdie kim diye sordu. Yüksek lisans öğrencisi mi? | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
A grad student? | Lisans mı? | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, Patty was there, right? Yeah. | Evet, Patty de oradaydı. Evet. Evet, Patty de yanımdaydı. Evet. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I considered weeping publicly, but then I thought, what the hell? | Milletin içinde ağlayasım geldi ama boş versene dedim. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I just said, "Well, he's an archeologist or something." | "Arkeolog işte." dedim. Hayır, astronot demiştin galiba. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I said he was an astronaut. The last astronaut on the moon. | Astronot demişim. Ay'a çıkan son astronot. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Well, this food was excellent, and the company's even better. | Yemek lezizdi, misafirperverliğiniz yemekten daha iyiydi. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
And this wine was undoubtedly $7.99. | Ve bu şarap, kesinlikle 7.99 dolar. Bu şarabın fiyatı da kesin 7.99$'dır. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Well, it's a good week. | Güzel bir hafta. Haftalanmış şarap gibisi yoktur. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I was wondering how long it would take you to notice. | Ne zaman anlayacağını merak ediyordum. Ne zaman fark edeceksin diye bekliyordum. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Well, I have a theory about fine wine, which is that... | İyi şarap hakkında bir teorim var... Kaliteli şarap hakkında bir teorim var. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Do tell. ...nobody really knows | Söyle. ...kimse gerçekten bilmez... Söyle hadi. Kimse tatmıyor... | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
or even likes it | ...hatta sevmez... ...ya da beğenmiyor. Ne operada olsun ne de... | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
or opera or... | ...opera veya... | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Foreign movies. ...foreign movies. | Yabancı filmler. ...yabancı filmler. Yabancı filmlerde. ...yabancı filmlerde olsun. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
No, no, no, no, no. 1 | Hayır, hayır, hayır. Hayır, hayır, hayır, hayır. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Yes. Not foreign movies. | Evet. Yabancı filmler değil. 1 Evet. Yabancı filmler değil. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
No, but really. | Ama cidden. Değil de cidden yani. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
No, but, Joy, this meal has been very delicious, thank you. | Joy, çok güzel bir yemekti, teşekkür ederiz. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I think it's just the fourth glass | Bu güzel şarap... Kaliteli şarabının dördüncü kadehinde etkilendi sanırım. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
of your fine wine that's finally gotten to him. | ...daha dördüncü bardakta onu bitirdi. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I'm fine. | Ben iyiyim. İyiyim ben. Çok mu sesliydim? | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Was that too... was that too loud? | Çok mu sesli oldu? | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
No. No. No? Good. | Hayır, hayır. Güzel. Hayır. Hayır. Hayır mı? Güzel. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
You're good. | İyisiniz. İyisin iyi. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Well, would one of you blow into the tube in my car so I can start it? | Biriniz sürebilmem için arabamın lastiğini şişirebilir mi? Arabayı çalıştırmam için alkolmetreye üfler misiniz? | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I can't take credit for this delicious meal. | Yemek için bana iltifat etmeyin. Bu lezzetli yemek için beni tebrik etmeyin. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
It's Nolan who is the cook. I just supervise. | Yemeği yapan Nolan'dı. Ben sadece denetledim. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Well, it's very good, Nolan. Nice job. | Bu çok iyi, Nolan. İyi iş. Harikasın Nolan. Aferin. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Joy, I saw that you're reading that new Hopkins novel. | Joy, yeni Hopkins romanını okuduğunu gördüm. Joy, bakıyorum yeni Hopkins romanını okuyorsun. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
You know, I'm gonna finish it, but I'm not a fan. | Bitireceğim ama hayranı değilim. Bitireceğim ama hayranı değilim. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Okay, but before you damn it, know this. | Ama o hatayı yapmadan önce, şunu bil. Tamam ama yermeden önce şunu söyleyeyim. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
He's a pretentious twat. My God. | O, kendini beğenmiş aptalın teki. Tanrım. Aptala yatıyor. İnanamıyorum. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I think Joy would say it a little more demurely, | Joy onu biraz daha mütevazi söylerdi... Joy daha mütevazı bir şekilde söyleyebilirdi... 1 | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
but thank you. Yes, I imagine that she would. | ...yine de sağol. Evet, söylediğini hayal ediyorum. ...ama sağ ol. Evet, kesin öyledir. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, well, I don't do demure, all right? | Evet, Ben mütevazi olamam, tamam mı? Ağırbaşlılık yapmıyorum ben. Gemi gezisinde okumuştum... | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I mean, I read it on our cruise, | Onu gemi yolculuğundayken okuyordum... | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
and if I wasn't afraid it was an environmental hazard, | ...ve çevresel bir etkiden korkmasaydım. ...ve çevre kirliliği yapmasaydı... | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I would have tossed it overboard. | Denize fırlatmıştım onu. ...kitabı gemiden aşağı fırlatırdım vallaha. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
How was that cruise? That was Alaska, right? | Yolculuk nasıldı peki? Alaska'ydı değil mi? Geziniz nasıl geçti bu arada? Alaska'ya gitmiştiniz değil mi? | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. It was six days... | Evet. Evet. 6 gün boyunca... | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
It was very nice. ...of gliding through the ice. | Çok güzeldi. ...buz üzerinde kaydık. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Only thing missing was whale blubber. | Tek eksik olan şey balina yağıydı. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Come on, you loved it. | Hadi ama, çok sevmiştin. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
As long as you were standing between me and Alaska, | Alaska'da benle olduğun sürece... Benimle Alaska arasında durduğun sürece çok iyiydi. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
it was beautiful. | ...güzeldi. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Yes, it was very romantic. It was very nice. | Evet, çok romantikti. Çok iyiydi. Evet, oldukça romantikti. Çok güzeldi. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
We should think about a cruise sometime. | Biz de bir gün düşünmeliyiz. Biz de bir ara gemi gezisine çıksak ya. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. That'd be great. Yeah? | Evet. Harika olur. Öyle mi? | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Wait, whoa. Nolan take a vacation? | Bekle, bekle. Nolan izne mi çıkıyor? Dur biraz, dur. Nolan izne çıkıyor mu? | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
What, am I missing something? | Bir şey mi kaçırıyorum? Bir şey mi kaçırıyorum burada? Duyulmamış şey sayılmaz yani. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
It's not unheard of, you know? | Duyulmamış bir şey değil. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
That bank of yours will likely collapse, | Terfi alacağın banka, büyük ihtimalle sen gidince batacaktır. Bankan büyük ihtimalle batacak. Terfiyi aldığında olacak olan bu. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
What is it, branch manager at Belvedere Park? | Neydi, Belvedere Park'ta şube müdürlüğü mü? | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Swanky, as the kids say, and that deserves yet another toast. | Çocukların deyişiyle havalıymış ve bir kadehi daha hak ediyor. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Belvedere Park? | Belvedere Park mı? Belvedere Park mı? Evet. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Or... or not. | Ya da... değil. Ya da etmiyor. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
So good to see you. | Öyleyse görüşmek üzere. Sizi görmek çok güzeldi. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Thank you. It was a great night. | Teşekkürler. Harika bir geceydi. Sağ olun. Harika bir geceydi. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Somebody stole my sleeve. | Biri kollarımı çalmış. Birisi kolluğumu çalmış. Şu ceketli oğlanı tutun. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Get the little boy in his jacket. | Küçük çocuğun ceketini giydir. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
And make sure my mittens are still attached. | Ve eldivenlerini taktığından emin ol. Eldivenlerim yerinde mi bakın. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Take care. See you, buddy. | Kendine iyi bak. Görüşürüz dostum. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
It was great to meet you. So nice to meet you, too, bye. | Sizinle tanışmak harikaydı. Bizim için de öyleydi, hoşçakalın. Seninle tanışmak harikaydı. Seninle de öyle, güle güle. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Come again, okay? I hope I can. | Tekrar gelin, tamam mı? Umarım. Yine bekleriz. Umarım. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Look at his hat. Put his hat on for him. | Şapkasına bak. Al o şapkayı kafasından. Şu şapkaya bak hele. Onun için şapkasını tak. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Bye. Bye. | Hoşçakalın. Hoşçakalın. Hoşça kalın. Hoşça kalın. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
She's... she's good. | Kız... iyiydi. İyi kadınmış. Epey güzel. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Sweet, really. | Evet, gerçekten. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, young, but she's smart. | Evet, genç, ama akıllı. Genç ama akıllı. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |
I'll get the dishes. | Bulaşıkları toplayayım. Ben bulaşıkları yıkayayım. | Boulevard-1 | 2014 | ![]() |