Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9343
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Leeroy... | Leeroy... | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Go, go, go, go, go, go! | Yürü, yürü, yürü! | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Got you! Got you! Got you! Got you! | Arkan bende! Arkan bende! | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Okay, kiddo, it's just you and me now. | Pekala evlat, artık sadece senle ben kaldık. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
And me. I'll take a bullet for you, dad. | Bir de ben. Senin için bir kurşun yiyeceğim, baba. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Is it cool if I call you "dad"? | Sana "baba" dememde bir sakınca var mı? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I don't like that bozo. I don't want him dating my daughter. | Bu gıcık herifi hiç sevmedim. Kızımla çıkmasını istemiyorum. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I was a con man. I read people. That's what I do. | Ben bir dolandırıcıydım. İnsanları okurum. Benim işim bu. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Dutch isn't right for her. You are. | Dutch onun için doğru insan değil. Sen öylesin. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I know what you're doing, and it's not gonna work. | Ne yapmaya çalıştığını biliyorum ve işe yaramayacak. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Hold that thought, Charlie Brown. | Lafını aklında tut, Charlie Brown. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I gotta save your life. | Hayatını kurtaracağım. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Sorry, buddy. You're out. | Üzgünüm, kanka. Oyun dışı kaldın. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
All that work. | O kadar uğraşmıştım. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
You don't trust me. | Bana güvenmiyorsun. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
That's not true. I trust you. | Bu doğru değil. Güveniyorum. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Relax, kid. I know you're just doing your job. | Sakin ol, evlat. Sadece işini yapıyorsun, biliyorum. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I wouldn't trust me either. | Ben de bana güvenmezdim. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Aah! Oh, damn it! | Ahh. Kahretsin. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Treat her well. | Ona iyi bak. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
You know you're not actually shot, right? | Gerçekten vurulmadığını biliyorsun, değil mi? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, but I got a leg cramp. | Evet, ama bacağıma kramp girdi. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Nighty night, bitches. Bye, pops. | İyi geceler, kaltaklar. Elveda, baba. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Larry, I'll save ya! | Larry, seni kurtaracağım! | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Way to go, Dutch. | Süpersin, Dutch. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Whoo! I got mad air on that one, son. | Vuhuu. Fena uçtum oğlum. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Maybe Oz won't notice. | Belki Oz farketmez. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I noticed! | Farkettim! | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Oh, everybody gets to play but me? | Herkes oynayacak ben bakacağım mı? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Clean up this mess and get back to work. | Ortalığı temizleyip işinizin başına dönün. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
It took me, like, 12 takes to get it down to that. | Bunu çekebilmek için 12 defa falan denedik. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
What do you guys think? | Ne düşünüyorsunuz? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
It sucks! What? | Berbat bir şey! Ne? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
How could Larry not like me? | Larry beni nasıl sevmez? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Six million people on this planet earth, | Bu gezegende altı milyon insan var, | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
and they all know I'm the man. | ve hepsi benim süper bir adam olduğumun farkında. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
How come he doesn't see it? | O nasıl görmez? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Way to make it about you, Dutch. | Kendini yeterince gösteremedin demek ki Dutch. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
You're right. This hasn't been enough about me. | Haklısın. Kendimi yeterince gösteremedim. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I am balls out awesome, and I'm gonna show him. | Ben taşaklarıma kadar süperim, ve bunu ona göstereceğim. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Whoo hoo! Hey, boys. Look what I made pecan sandies. | Vu huu! Hey, çocuklar. Bakın ne yaptım cevizli kurabiye. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Oh. Wow, that's nice. | Çok naziksin. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Mother of pearl! What the hell? | İncilerin Tanrısı! Bu ne? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Rule number 32. Oz doesn't do nice things. | Kural 32 Oz iyi şeyler yapmaz. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Wakey, wakey, sweetheart! | Uyan bakalım, tatlım! | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
You were supposed to plant that bug on Larry. | Bu böceği Larry'nin üzerine yerleştirmen gerekiyordu. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
He found it. | Buldu. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
And I'm glad he did, all right? I mean, you got in my head. | Ve bundan memnunum, tamam mı? Yani, aklıma girdin. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Larry's a nice guy, and he wants what's best for Melanie. | Larry iyi bir adam, ve Melanie için en iyisini istiyor. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Oh, let me guess. He said what's best for Melanie is you. | Oh, dur tahmin edeyim. Melanie için en iyisinin sen olduğunu söyledi. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
How convenient. Just the thing your little ears wanted to hear. | Ne güzel. Tam da senin küçük kulaklarının duymak istediği şey. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
No, no, there's no way he's playing me. | Hayır, hayır, o benimle hayatta oynamaz. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Have you seen your phone lately? 'Cause I have. | Son zamanlarda telefonunu gördün mü hiç? Çünkü ben gördüm. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Is he is he grabbing your booty? Oh. | Senin senin kıçını mı elliyor? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Oh, looky here. Too much time in jail. | Oh, bak şu işe. Hapiste çok zaman geçirmiş. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
And he played me. | Ve benimle oynamış. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Bitch got played. Bitch got played. | Kaltakla oynadılar. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Thank you... Cameron. | Teşekkür ederim...Cameron. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Where is it? Hey. | Nerede? Hey. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
There's my future son in law. | Müstakbel damadım gelmiş. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Stop! I want my phone | Kes şunu! Telefonumu istiyorum | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
You know, the one you stole to get all the museum info? | Hani şu müze bilgilerini almak için çaldığın telefon var ya? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Cammie, come on. It's me. Hey, you know what | Cammie, hadi ama. Konuştuğun adam benim. Hey, biliyor musun | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Eh! No, no. | E ee! Hayır, dur. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
No. It's in your underwear, isn't it? | Hayır. Donunda, değil mi? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
That would've been easier. | Öyle olsa iyi. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Oh. Just went to voice mail. | Oh. Sesli mesaja geçti. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I can't believe you let Mel down like this. | Mel'i böyle yüzüstü bırakmana inanamıyorum. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Oz was right. You're still Gordon Shumway, pulling cons. | Oz haklıydı. Sen hala Gordon Shumway'sin, dolap çeviren adam. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
How would Oz know my alias? | Oz benim takma ismimi nerden biliyor? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I I don't know. It's a pretty common alias. | Bi bilmiyorum. Oldukça bilindik bir isim. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I mean, it's one I would use, if you think about it. | Yani, aslında düşünürsen, ben de onu kullanırdım. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
No, the only people who know that are the ones who busted me. | Hayır, takma ismimi yalnızca beni enseleyenler biliyor. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Are you saying that Oz is the bastard that put me in jail? | Beni hapse atan piç kurusunun Oz olduğunu mu söylüyorsun? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
No, I'm not saying that. | Hayır, öyle bir şey söylemiyorum ben. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
That is not what I'm saying. | Benim söylediğim şey o değil. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
That is the last thing I'm saying. | Bu sana söyleyeceğim son şey. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
You know what I'm gonna do? I'm gonna find a baseball bat, | Ne yapacağım, biliyor musun? Bir beyzbol sopası bulacağım, | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
and I'm gonna hit that guy right in the face. | ve o herifin yüzüne tam yüzüne yapıştıracağım. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Cone of silence! Cone of silence! | Sessizlik konisi! Sessizlik konisi! | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Activate your cone of silence! Cone of silence! | Sessizlik konini aktifleştir! Sessizlik konisi! | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Releasing toxins. | Toksinler salınıyor. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Wrong button. Please evacuate. | Yanlış tuş. Lütfen tahliye edin. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
How's your tolerance to nerve agents? | Sinir gazlarına tahammülün nasıl? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Then we should probably go. | O zaman gitsek iyi olacak. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
No, no, no. You can't go out there. | Hayır, hayır. Oraya çıkamazsın. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I know you're gonna kill me, but I told Larry everything. | Beni öldüreceksin, biliyorum ama Larry'e her şeyi anlattım. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Excellent. That was faster than expected. What? | Mükemmel. Beklediğimden de çabuk oldu. Ne? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I needed to backdoor that information to Larry, | Larry'e bu bilgiyi el altından iletmem gerekiyordu | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
and I used your big mouth to do it. | ve bunun için senin o gevşek ağzını kullandım. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
I didn't realize he was gonna backdoor your phone, | Senin telefonunu çalacağını bilmiyordum, | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
but sometimes things slip through the crack. | ama bazen işler kontrolden çıkabiliyor. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Wait, wait. Is this another one of your insane Oz plans? | Bir dakika, bir dakika. Bu da senin o çılgın Oz planlarından biri mi? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Rule 11 I always have a plan, | Kural 11 Benim her zaman bir planım vardır, | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
and this time, it's to show Melanie who her father really is. | ve bu sefer planım, Melanie'ye babasının gerçekte nasıl biri olduğunu göstermek. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Once we do that, she can decide | Bunu yaptığımız zaman, karar onun | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Stay with us or join the dark side. | Ya bizimle kalır ya da karanlık tarafa katılır. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
Obi Wan never told you what happened to your father? | Obi Wan sana babana ne olduğunu hiç anlatmadı mı? | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
He told me enough. | Yeterince anlattı. | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |
He told me you killed him! | Onu öldürdüğünü anlattı! | Breaking in-1 | 2011 | ![]() |