Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183660
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
to convince the United States people, the citizens of the United States, | ABD insanını ,ABD halkını ikna etmek için. ABD insanını, ABD halkını, ABD insanını, ABD halkını, ABD insanını, ABD halkını, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
the press of the United States and the congress of the United States, | ABD basını ve ABD kongresi, ABD basınını ve ABD meclisini ikna etmek için. ABD basınını ve ABD meclisini ikna etmek için. ABD basınını ve ABD meclisini ikna etmek için. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
that �rbenz was a soviet puppet | Arbenz'in bir sovyet kuklası olduğuna ikna ettiler. Böylece, Arbenz'in bir sovyet kuklası olduğuna ikna ettiler. Böylece, Arbenz'in bir Sovyet kuklası olduğuna ikna ettiler. Böylece, Arbenz'in bir Sovyet kuklası olduğuna ikna ettiler. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and that if we allowed him to stay in power, the Soviets would have a foothold in this hemisphere. | bu yüzdende güçlü kalmasına izin verdik , Sovyetler bu yarı kürede güçlendiler. Bu yüzden de güçlü kalmasına izin verdik, Sovyetler bu yarı kürede güçlendiler. Bu yüzden de güçlü kalmasına izin verdik, Sovyetler bu yarı kürede güçlendiler sandılar. Bu yüzden de güçlü kalmasına izin verdik, Sovyetler bu yarı kürede güçlendiler sandılar. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And in fact, we did. We sent in planes, we sent in soldiers, we sent in jackals, | ve yaptık.Uçaklar yolladık,askerler yolladık , çakallar yolladık, Ve yaptık. Uçaklar yolladık, askerler yolladık, çakallar yolladık, Ve yaptık. Uçaklar yolladık, askerler yolladık, casuslar yolladık, Ve yaptık. Uçaklar yolladık, askerler yolladık, casuslar yolladık, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
we sent everything in to take him out. And did take him out. | herşeyi onu devirmek için gönderdik.Ve devirdik. her şeyi onu devirmek için gönderdik, ve devirdik. her şeyi onu devirmek için gönderdik, ve devirdik. her şeyi onu devirmek için gönderdik, ve devirdik. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
the new guy that took over after him basically reinstated everything to the big international corporations, | yeni biri herşeyi uluslararası şirketlere göre eski haline getirdi. yeni gelen, her şeyi uluslararası şirketlere göre eski haline getirdi. yeni gelen, her şeyi uluslararası şirketlere göre eski haline getirdi. yeni gelen, her şeyi uluslararası şirketlere göre eski haline getirdi. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
including United Fruit. | United Fruit de bunların arasındaydı. United Fruit da bunların arasındaydı. United Fruit da bunların arasındaydı. United Fruit da bunların arasındaydı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Ecuador, for many many years had been ruled by pro US dictators, often relatively brutal. | Ekvador uzun uzun yıllardır pro ABD diktatörler tarafından yönetildi ,sık sıkda vahşice Ekvador uzun yıllar ABD'nin kuklası diktatörler tarafından yönetildi. Sık sık da vahşice. Ekvator uzun yıllar ABD'nin kuklası diktatörler tarafından yönetildi. Sık sık da vahşice. Ekvator uzun yıllar ABD'nin kuklası diktatörler tarafından yönetildi. Sık sık da vahşice. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Then it was decided they will have a truely democratic election. | demokratik bir seçim yapmaya karar verdiler. Ardından, demokratik bir seçim yapmaya karar verdiler. Ardından, demokratik bir seçim yapmaya karar verdiler. Ardından, demokratik bir seçim yapmaya karar verdiler. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Jaime Roldos ran for office and his main goal, he said, as president would be | Jaime Roldos kazandı ve temel amacı, bir başkanın olması gerektiği gibi Jaime Roldos kazandı ve temel amacı, bir başkanın olması gerektiği gibi, Jaime Roldos kazandı ve temel amacı, bir başkanın olması gerektiği gibi, Jaime Roldos kazandı ve temel amacı, bir başkanın olması gerektiği gibi, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
to make sure that Ecuador's resources were used to help the people. | Ekuador'un kaynaklarının insanlarına yardım için kullanılacağına emin olmak istiyordu. Ekvator'un kaynaklarının, insanlarına yardım için kullanılacağına emin olmak istiyordu. Ekvator'un kaynaklarının, insanlarına yardım için kullanılacağına emin olmak istiyordu. Ekvator'un kaynaklarının, insanlarına yardım için kullanılacağına emin olmak istiyordu. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And he won. Overwhelming. | Çok ezici bir üstünlükle kazandı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
To make sure that the profits from oil went to help the people. | Petrolden gelen karın insanlarına yardım için gideceğinden emin olmak Petrolden gelen karın insanlarına yardım için gideceğinden emin olmak. Petrolden gelen karın insanlarına yardım için gideceğinden emin olmak. Petrolden gelen karın insanlarına yardım için gideceğinden emin olmak. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
To corrupt him. To bring 'em around... To let him know... You know. | rüşvet vermek...farkına varmasını sağlamak...anlıyorsunuz Rüşvet vermek, farkına varmasını sağlamak, anlıyorsunuz. Rüşvet vermek, farkına varmasını sağlamak, bilirsiniz. Rüşvet vermek, farkına varmasını sağlamak, bilirsiniz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
"Ok, you known, you can get very rich, you and your family, if you play our game." | "tamam , bildiğiniz gibi ,çok zengin olabilirsiniz , siz ve aileniz ,eğer bizim kuralımıza göre oynarsanız" "Tamam, bildiğiniz gibi, çok zengin olabilirsiniz, siz ve aileniz, eğer bizim kuralımıza göre oynarsanız" "Tamam, bildiğiniz gibi, çok zengin olabilirsiniz, siz ve aileniz, eğer bizim kuralımıza göre oynarsanız" "Tamam, bildiğiniz gibi, çok zengin olabilirsiniz, siz ve aileniz, eğer bizim kuralımıza göre oynarsanız" | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
"But if you continue to try to keep this policy you've promised, you're gonna go." | "fakat bu söz verdiğiniz politikayı sürdürmeye devam ederseniz ,giderisiniz." "Fakat bu söz verdiğiniz politikayı sürdürmeye devam ederseniz, giderisiniz." "Fakat bu söz verdiğiniz politikayı sürdürmeye devam ederseniz, giderisiniz." "Fakat bu söz verdiğiniz politikayı sürdürmeye devam ederseniz, giderisiniz." | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
He woudn't listen... | Dinlemedi.... Dinlemedi... Dinlemedi... | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
He was assassinated... | Suikaste uğradı... | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
As soon as the plane crashed the whole area was cordoned off. | Uçağı düşer düşmez bölge kordona alınmıştı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The only people allowed there were US military from a nearby base | izin verilen insanlar sadece yakındaki ABD birliğindeki askerlerdi. İzin verilen insanlar sadece yakındaki ABD birliğindeki askerlerdi, İzin verilen insanlar sadece yakındaki ABD birliğindeki askerlerdi, İzin verilen insanlar sadece yakındaki ABD birliğindeki askerlerdi, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and some of the Ecuadorian military. | ve bazı Ekuador askerleri. ve bazı Ekvator askerleri. ve bazı Ekvator askerleri. ve bazı Ekvator askerleri. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
When an investigation was launched, | soruşturma açıldığında Soruşturma açıldığında, Soruşturma açıldığında, Soruşturma açıldığında, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
two of the key witnesses died in a car accidents | görgü tanıklarından ikisi araba kazasında ölmüştü görgü tanıklarından ikisi araba kazasında ölmüştü. görgü tanıklarından ikisi araba kazasında ölmüştü. görgü tanıklarından ikisi araba kazasında ölmüştü. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
before they have a chance to testify. | İfade verme şansları olmadan. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
A lot of very very strange things that went on around | bi sürü garip şey etrafta olup bitti Bir sürü garip şey etrafta olup bitti. Olup biten çok acayip şeylerden birisi Bir sürü garip şey etrafta olup bitti. Bir sürü garip şey etrafta olup bitti. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
the assassination of Jaime Roldos. | Jaime Roldos'un suiksati. Jaime Roldos'un suikasti. Jaime Roldos'un suikasti. Jaime Roldos'un suikasti. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
I, like most of people who've really looked at this case, | bu davaya gerçekten bakan bir çok insanın Bu davaya gerçekten bakan bir çok insanın, Bu davaya gerçekten bakan bir çok insanın, Bu davaya gerçekten bakan bir çok insanın, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
have absolutely no doubt that it was an assassination. | bunun bir suikast olduğundan hiç şüphe duymayacağından eminim. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And, of course, in my position as an economic hitman, | ve tabiki benim pozisyonumda bir ekonomik suikastçi olarak Tabi ki benim pozisyonumda bir ekonomik suikastçi olarak, Tabi ki benim pozisyonumda bir ekonomik tetikçi olarak, Tabi ki benim pozisyonumda bir ekonomik tetikçi olarak, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
i was always expecting something to happen to Jaime, | Jaime birşeyler olacağını daima biliyordum. Jaime'e bir şeyler olacağını daima biliyordum. Jaime'e bir şeyler olacağını daima biliyordum. Jaime'e bir şeyler olacağını daima biliyordum. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
whether it'd be a coup or assassination, i wasn't sure, but that he would be taken down, because | darbe veya suikast,emin değildim,fakat devrileceğini biliyordum ,çünkü darbe veya suikast, emin değildim, fakat devrileceğini biliyordum, çünkü darbe veya suikast, emin değildim, fakat devrileceğini biliyordum, çünkü darbe veya suikast, emin değildim, fakat devrileceğini biliyordum, çünkü | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
he was not beeing corrupted, he would not allow himself to be corrupted the way we wanted to corrupt him. | rüşvet verilememişti ,buna asla izin vermiyordu yozlaştırılamamıştı. Buna asla izin vermiyordu. yozlaştırılamamıştı. Buna asla izin vermiyordu. yozlaştırılamamıştı. Buna asla izin vermiyordu. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Omar Torrijos, the president of Panama, | Omar Torrijos,Panama başkanıydı, Omar Torrijos, Panama başkanıydı, Omar Torrijos, Panama başkanıydı, Omar Torrijos, Panama başkanıydı, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
was, you know, one of my favorite people. I really really liked him. | benim favorilerimdendi.Onu gerçekten çok beğeniyordum. Benim favorilerimdendi. Onu gerçekten çok beğeniyordum. benim favorilerimdendi. Onu gerçekten çok beğeniyordum. benim favorilerimdendi. Onu gerçekten çok beğeniyordum. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
He was very charasmatic. He was a guy who really wanted to help his country. | Çok karizmatikti.Ülkesine gerçekten faydalı olmak istiyordu. Çok karizmatikti. Ülkesine gerçekten faydalı olmak istiyordu. Çok karizmatikti. Ülkesine gerçekten faydalı olmak istiyordu. Çok karizmatikti. Ülkesine gerçekten faydalı olmak istiyordu. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And when I tried to bribe him or corrupt him, he said: "Look, John"� | onu yemlemeye ya da rüşvet vermeye çalıştığımda bana dedi ki :" Bak ,John onu yemlemeye ya da rüşvet vermeye çalıştığımda bana dedi ki: " Bak John, onu yemlemeye ya da rüşvet vermeye çalıştığımda bana dedi ki: " Bak John, onu yemlemeye ya da rüşvet vermeye çalıştığımda bana dedi ki: " Bak John, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
he called me Juanito | bana Juanito derdi | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
He said: "Look Juanito, I don't need the money. What I really need is for my country | Dedi ki: "Bak Juanito, benim paraya ihtiyacım yok.İstediğim şey ülkem için Dedi ki: "Bak Juanito, benim paraya ihtiyacım yok. İstediğim şey ülkem için, Dedi ki: "Bak Juanito, benim paraya ihtiyacım yok. İstediğim şey ülkem için, Dedi ki: "Bak Juanito, benim paraya ihtiyacım yok. İstediğim şey ülkem için, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
to be treated fairly. | adilane ve kurallara uygun davranılması. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
I need for the US to repay the depts that you owe my people for all the destruction you've done here. | ABD'ye halkımı borçlandırarak yaptığı bu yıkımdan kurtarmak amacıyla borcu geri ödemek için ihtiyacım var. ABD'ye, halkımı borçlandırarak yaptığı bu yıkımdan kurtarıp borçları geri ödemesi için ihtiyacım var. ABD'ye, halkımı borçlandırarak yaptığı bu yıkımdan kurtarıp borçları geri ödemesi için ihtiyacım var. ABD'ye, halkımı borçlandırarak yaptığı bu yıkımdan kurtarıp borçları geri ödemesi için ihtiyacım var. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
I need to be in a position where I can help other latin american countries | diğer latin amerikan ülkelerine yardım edebileceğim bir yerde olmaya ihtiyacım var Diğer Latin Amerika ülkelerine yardım edebileceğim bir yerde olmaya ihtiyacım var; Diğer Latin Amerika ülkelerine yardım edebileceğim bir yerde olmaya ihtiyacım var; Diğer Latin Amerika ülkelerine yardım edebileceğim bir yerde olmaya ihtiyacım var; | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
win their independence and be free of this, | özgürlüklerini kazanmaları ve kuzeyden gelen Özgürlüklerini kazanmaları ve kuzeyden gelen, Özgürlüklerini kazanmaları ve kuzeyden gelen, Özgürlüklerini kazanmaları ve kuzeyden gelen, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
of this terrible presence from the north. | korkunç varlıktan kurtulmaları korkunç varlıktan kurtulmaları için. korkunç varlıktan kurtulmaları için. korkunç varlıktan kurtulmaları için. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
You people are exploiting us so badly. | sizler bizleri kötü bir şeklide kullanıyorsunuz Sizler bizleri kötü bir şeklide kullanıyorsunuz. Sizler bizleri kötü bir şeklide kullanıyorsunuz. Sizler bizleri kötü bir şeklide kullanıyorsunuz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
I need to have the Panama Canal back in the hands of thr Panamian people. | Panama Kanalını Panamalı insanların ellerine geri vermem lazım. Panama Kanalını, Panamalı insanların ellerine geri vermem lazım. Panama Kanalını, Panamalı insanların ellerine geri vermem lazım. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
That's what I want. | Benim istediğim budur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And so, leave me alone, you known, don't try to bribe me�. | beni yanlız bırak ,biliyorsun , bana rüşvet vermeye çalışma. Beni yanlız bırak, biliyorsun, bana rüşvet vermeye çalışma. Beni yalnız bırak, biliyorsun, bana rüşvet vermeye çalışma. Beni yalnız bırak, biliyorsun, bana rüşvet vermeye çalışma. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
It was 1981, and, in May, Jaime Roldos was assassinated. | 1981'di, ve, Mayısta, Jaime Roldos suikaste uğradı. 1981'di ve Mayıs'ta, Jaime Roldos suikaste uğradı. 1981'di ve Mayıs'ta, Jaime Roldos suikaste uğradı. 1981'di ve Mayıs'ta, Jaime Roldos suikaste uğradı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And Omar was very aware of this. | ve Omar bunun farkındaydı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Torrijos got his family together and he said: | Torrijos ailesini yanına aldı ve dedi ki: Torrijos, ailesini yanına aldı ve dedi ki: Torrijos, ailesini yanına aldı ve dedi ki: Torrijos, ailesini yanına aldı ve dedi ki: | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
�I'm probably next, but that's OK, | muhtemelen sıradaki benim ama önemli değil Muhtemelen sıradaki benim ama önemli değil, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
because I've done what I came here to do | çünkü ben yapmak için geldiğim şeyi yaptım çünkü ben yapmak için geldiğim şeyi yaptım. çünkü ben yapmak için geldiğim şeyi yaptım. çünkü ben yapmak için geldiğim şeyi yaptım. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
I renegotiated the Canal. | Kanalı geri aldım Kanalı geri aldım. Kanalı geri aldım. Kanalı geri aldım. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The Canal will now be in our hands, we just finished negotiating the treaty with Jimmy Carter. | Kanal bizim elimizde olacak ,Jimmy Carter'la görüşmeleri henüz bitirdik. Kanal bizim elimizde olacak, Jimmy Carter'la görüşmeleri henüz bitirdik. Kanal bizim elimizde olacak, Jimmy Carter'la görüşmeleri henüz bitirdik. Kanal bizim elimizde olacak, Jimmy Carter'la görüşmeleri henüz bitirdik. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
In June of that same year, just a couple of month later, | Aynı yıl Haziran'da , sadece birkaç ay sonra, Aynı yıl Haziran'da, sadece birkaç ay sonra, Aynı yıl Haziran'da, sadece birkaç ay sonra, Aynı yıl Haziran'da, sadece birkaç ay sonra, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
he also went down in an airplane crash, | bir uçak kazasında öldü bir uçak kazasında öldü. bir uçak kazasında öldü. bir uçak kazasında öldü. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
which, there's no question, was executed by CIA sponsored jackals. | CIA sponsorluğundaki çakallar tarafından yapıldığına hiç şüphe yoktu. CIA destekli casuslar tarafından yapıldığına hiç şüphe yoktu. CIA destekli casuslar tarafından yapıldığına hiç şüphe yoktu. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
A tremendous amount of evidence that | kanıtların çok büyük bir çoğunluğu Kanıtların çok büyük bir çoğunluğu, Kanıtların çok büyük bir çoğunluğu, Kanıtların çok büyük bir çoğunluğu, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
one of Torijjos' security guards handed him, at the last moment, | Torijjos'nun korumalarından birinin son anda tam uçağa binerken, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
as he was getting on the plane, a tape recorder. | bir kaset çalar verdiğini gösteriyordu. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
A small tape recorder that contained a bomb. | Küçük bir kaset çalar ama içinde bomba olan. Küçük ama içinde bomba olan bir kaset çalar. Küçük ama içinde bomba olan bir kaset çalar. Küçük ama içinde bomba olan bir kaset çalar. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
It is intersting to me how this | bana göre ilginç olan Bana göre ilginç olan, Bana göre ilginç olan, Bana göre ilginç olan, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
system has continued pretty much the same way | bu sistem nasıl tamamen aynı şekilde işliyor bu sistemin nasıl tamamen aynı şekilde işlediği. bu sistemin nasıl tamamen aynı şekilde işlediği. bu sistemin nasıl tamamen aynı şekilde işlediği. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
for years, and years, and years, except the economic hit men have gotten better and better and better. | yıllar,yıllar,yıllardır,ekonomik suikastçilerin sürekli daha daha daha iyiye gitmelerinden başka Yıllardır, ekonomik suikastçilerin sürekli daha daha iyiye gitmelerinden başka. Yıllardır, ekonomik tetikçilerin sürekli daha daha iyiye gitmelerinden başka. Yıllardır, ekonomik tetikçilerin sürekli daha daha iyiye gitmelerinden başka. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Then we coped with, very recently, what happened in Venezuela. | bu aralarda Venezuelada olanın üstesinden geldik. Bu aralarda Venezüella'da olanın üstesinden geldik. Bu aralarda Venezüella'da olanın üstesinden geldik. Bu aralarda Venezüella'da olanın üstesinden geldik. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
In 1998, Hugo Chavez gets elected president, | 1998'de, Hugo Chavez başkan seçildi, 1998'de, Hugo Chavez başkan seçildi. 1998'de, Hugo Chavez başkan seçildi. 1998'de, Hugo Chavez başkan seçildi. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
following a long line of presidents | bir sürü başkanı takiben Kendinden önceki bir sürü yoz başkanı takiben, Kendinden önceki bir sürü yoz başkanı takiben, Kendinden önceki bir sürü yoz başkanı takiben, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
who'd been very corrupt and basically destroyed the economy of the country. | ülkenin ekonomisi mahvoldu ve battı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And Chavez was elected amidst all that. | Ve Chavez bu olanların ortasında seçildi Ve Chavez bu olanların ortasında seçildi. Ve Chavez bu olanların ortasında seçildi. Ve Chavez bu olanların ortasında seçildi. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Chavez stood up to the United States | Chavez ABD'ye karşı ayaklandı Chavez, ABD'ye karşı ayaklandı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and he'd done it primarily by demanding that Venezuelian oil | bunu venezuella petrolünün venezuella insanı içi Bunu Venezüella petrolünün Venezüella insanı için, Bunu Venezüella petrolünün Venezüella insanı için, Bunu Venezüella petrolünün Venezüella insanı için, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
be used to help Venezuelian people. | kullanılmasını talep ederl yaptı kullanılmasını talep ederek yaptı. kullanılmasını talep ederek yaptı. kullanılmasını talep ederek yaptı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Well... we didn't like that in United States. | evet... ABD'de biz bunu beğenmedik. Tabi ki, ABD'de biz bunu beğenmedik. Tabi ki, ABD'de biz bunu beğenmedik. Tabi ki, ABD'de biz bunu beğenmedik. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
So, in 2002, | 2002'de, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
a coup was staged, which was no question in my mind, in most | benim kafamda hiç şüphe olmayan hükümet darbesi oldu CIA destekli olduğu, diğer bir çok insanın da kafasında olduğu gibi, CIA destekli olduğu, diğer bir çok insanın da kafasında olduğu gibi, CIA destekli olduğu, diğer bir çok insanın da kafasında olduğu gibi, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
other peoples minds, that the CIA was behind that coup. | bir çok diğer insanın da kafasında olduğu gibi ,darbenin arkasında CIA vardı. benim kafamda da hiç şüphe bırakmayan bir hükümet darbesi oldu. benim kafamda da hiç şüphe bırakmayan bir hükümet darbesi oldu. benim kafamda da hiç şüphe bırakmayan bir hükümet darbesi oldu. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The way, that that coup was fomented | darbenin tahrik edilme yolu İnsanları darbeye kışkırtma yolu, İnsanları darbeye kışkırtma yolu, İnsanları darbeye kışkırtma yolu, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
was very reflective of what Kermit Roosevelt had done in Iran. | Kermit Roosvelt'in Iran'da yaptığına çok benzer Kermit Roosvelt'in Iran'da yaptığına çok benzerdi. Kermit Roosevelt'in İran’da yaptığına çok benzerdi. Kermit Roosevelt'in İran’da yaptığına çok benzerdi. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Of paying people to go out onto the streets, | insanlara sokaklara çıkmaları için para ödendi İnsanlara sokaklara çıkmaları için para ödendi. İnsanlara sokaklara çıkmaları için para ödendi. İnsanlara sokaklara çıkmaları için para ödendi. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
to riot, to protest, to say that Chavez was very unpopular. | isyan için,protesto için,Chavez'in istenmediğini söylemeleri için. İsyan için, protesto için, Chavez'in istenmediğini söylemeleri için. İsyan için, protesto için, Chavez'in istenmediğini söylemeleri için. İsyan için, protesto için, Chavez'in istenmediğini söylemeleri için. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
You know, if you can get a few thousand people | eğer birkaç bin insanı toplarsanız Eğer bunu yapmaları için birkaç bin insanı toplarsanız, Eğer bunu yapmaları için birkaç bin insanı toplarsanız, Eğer bunu yapmaları için birkaç bin insanı toplarsanız, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
to do that, Television can make it look like | bunu yapmaları için,Televizyon bunu bütün televizyon bunu bütün ülkeye duyurur ve, televizyon bunu tüm ülke çapındaymış gibi gösterebilir ve, televizyon bunu tüm ülke çapındaymış gibi gösterebilir ve, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
it's the whole country and things start to mushroom. | ülkeye duyurur ve olaylar mantar gibi patlamaya başlar. olaylar mantar gibi yayılmaya başlar. olaylar mantar gibi yayılmaya başlar. olaylar mantar gibi yayılmaya başlar. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Except in the case of Chavez, he was | Chavez'in olayında faklı olan, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
smart enough and the people were so strongly behind him, | yeteri kadar zekiydi ve insanlar arkasında sağlam duruyorlardı yeteri kadar zekiydi ve insanlar arkasında sağlam duruyorlardı. yeteri kadar zekiydi ve insanlar arkasında sağlam duruyorlardı. yeteri kadar zekiydi ve insanlar arkasında sağlam duruyorlardı. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
that they overcame it. | Bu şeklide üstesinden geldiler. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Which was a phenomenal moment in the history of Latin America. | bu olay Latin Amerika tarihinde olağanüstü şaşılacak bir andır Bu olay Latin Amerika tarihinde olağanüstü şaşılacak bir andır. Bu olay Latin Amerika tarihinde olağanüstü şaşılacak bir andır. Bu olay Latin Amerika tarihinde olağanüstü şaşılacak bir andır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Iraq, actually, is a perfect example of the way | Irak, aslında, bu yolun mükemmel bir örneği Irak, aslında bu yolun mükemmel bir örneği. Irak, aslında bu yolun mükemmel bir örneği. Irak, aslında bu yolun mükemmel bir örneği. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
the whole system works. So, we, economic hit men, are the first line defense. | bütün sistem çalışıyor.Biz ,ekonomik suikastçiler ilk sıra defansız. Bütün sistem çalışıyor. Biz, ekonomik suikastçiler ilk sıra defansız. Bütün sistem çalışıyor. Biz, ekonomik tetikçiler ilk sıra defansız. Bütün sistem çalışıyor. Biz, ekonomik tetikçiler ilk sıra defansız. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
We go in, we try to corrupt the governments | içeri gireriz ve hükümeti satın almaya çalışırız İçeri gireriz ve hükümeti satın almaya çalışırız. İçeri gireriz ve hükümeti satın almaya çalışırız. İçeri gireriz ve hükümeti satın almaya çalışırız. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and get them to accept this huge loans, | sonrasında onları kullanmamızı sağlayacak Sonrasında onları kullanmamızı sağlayacak, Sonrasında onları kullanmamızı sağlayacak, Sonrasında onları kullanmamızı sağlayacak, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
which we then use as leverage to basically own them. | büyük borçlar almaya ikna ederiz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
If we fail, as I failed in Panama with Omar Torrijos and Ecuador with Jaime Roldos, | başaramazsak ,benim Omar Torrijos ile Panama'da ve Ekuador'da Jaime Roldos'la başaramadığım gibi Başaramazsak, benim Omar Torrijos ile Panama'da ve Ekvator'da Jaime Roldos'la başaramadığım gibi, Başaramazsak, benim Omar Torrijos ile Panama'da ve Ekvator'da Jaime Roldos'la başaramadığım gibi, Başaramazsak, benim Omar Torrijos ile Panama'da ve Ekvator'da Jaime Roldos'la başaramadığım gibi, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
men who refuse to be corrupted, | satın alınmayı reddeden adamlar satın alınmayı reddeden adamlar, bunlar satın alınmayı reddeden adamlardı, bunlar satın alınmayı reddeden adamlardı, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
then the second line of defense is we send in the Jackals. | o zaman ikinci sıra defans olarak çakalları yollarız. o zaman ikinci sıra defans olarak casusları yollarız. o zaman ikinci sıra defans olarak casusları yollarız. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And the jackals either overthrow governments or they assassinate. | ve çakallar hükümeti devirirler veya suikast düzenlerler. Çakallar hükümeti devirirler veya suikast düzenlerler. Casuslar hükümeti devirirler veya suikast düzenlerler. Casuslar hükümeti devirirler veya suikast düzenlerler. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And, once that happens and a new goverment comes in it, | ve başarıldığında ve yeni hükümet geldiğinde Başarıldığında ve yeni hükümet geldiğinde, Başarıldığında ve yeni hükümet geldiğinde, Başarıldığında ve yeni hükümet geldiğinde, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
boy it�s gonna toe the line | işler son derece basitleşir işler son derece basitleşir. işler son derece basitleşir. işler son derece basitleşir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
because that new president knows what will happen if he doesn't. | çünkü yeni gelen başkan eğer yapmazsa başına ne geleceğini bilir. Çünkü yeni gelen başkan eğer istenilenleri yapmazsa başına ne geleceğini bilir. Çünkü yeni gelen başkan eğer istenilenleri yapmazsa başına ne geleceğini bilir. Çünkü yeni gelen başkan eğer istenilenleri yapmazsa başına ne geleceğini bilir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 |