Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183708
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You pay whatever the result. | Sonuça göre ödeme yapacaksınız. | Zero-2 | 2009 | |
A week or 2. A day if it's clear cut. | Bir veya iki hafta. Kolay iş ise bir gün. | Zero-2 | 2009 | |
Later. We've got a better job. | Sonra. Daha iyi bir işimiz var. | Zero-2 | 2009 | |
This guy's in a hurry. He's paying 7K | Bu adamın acelesi var. Yedi bin veriyor. | Zero-2 | 2009 | |
2.50 | 2.50 | Zero-2 | 2009 | |
How much? 2.50 | Ne kadar? 2.50 | Zero-2 | 2009 | |
OK. Here's 5. | Tamam. Al sana 5. | Zero-2 | 2009 | |
But does it run any worse? No. | Daha kötü mü oldu? Hayır. | Zero-2 | 2009 | |
Mum please, that's just his job. | Anne Iütfen, bu onun mesleği. | Zero-2 | 2009 | |
You're not allowed in here. I lost my way. | Buraya giremezsiniz! Yolumu kaybettim. | Zero-2 | 2009 | |
11.50. | 11.50. | Zero-2 | 2009 | |
Come on. Sorry, do you live here? | Hadi. Afedersiniz, burada mı yaşıyorsunuz? | Zero-2 | 2009 | |
What's the matter with him? He's waiting for a transplant. | O hasta mı? Nakil olmak için bekliyor. | Zero-2 | 2009 | |
Sorry, have you got a cigarette? | Afedersiniz, sigaranız var mı? | Zero-2 | 2009 | |
It's my right of way too. | Yol benimdi! | Zero-2 | 2009 | |
I was strict with my boy | Çocuğuma sert davrandım ve... | Zero-2 | 2009 | |
and he turned out alright. | ...çok işe yaradı. | Zero-2 | 2009 | |
call the owner. | ...ev sahibine söyleyin. | Zero-2 | 2009 | |
Now what? It's done. | Şimdi ne oldu? Halledildi. | Zero-2 | 2009 | |
Sorry, but that's our job. Goodbye. | Üzgünüm ama bu bizim görevimizdi. Hoşçakalın. | Zero-2 | 2009 | |
They were here earlier. | Buraya geldiler. | Zero-2 | 2009 | |
How much is it? 30. | Ne kadar? 30. | Zero-2 | 2009 | |
Puppets a cat, a bear or a bunny! Every child will think it's funny! | Kuklalar kedi, tavşan ve ayı. Bütün çocuklar komik bulur olayı! | Zero-2 | 2009 | |
Have a look, I'm 7 weeks gone. | Baksana, 7 haftadır yokum. | Zero-2 | 2009 | |
Yes, 2 apples. | Evet, iki elma. | Zero-2 | 2009 | |
That's 6.50 | 6.50 tutuyor. | Zero-2 | 2009 | |
2.30 | 2.30. | Zero-2 | 2009 | |
You better go home, your wife's waiting. | Eve gitsen iyi olur. Karın seni bekliyordur. | Zero-2 | 2009 | |
I can't today, I'm on the night shift. | Bugün yapamam. Gece vardiyasındayım. | Zero-3 | 2009 | |
Maybe tomorrow? Yeah, maybe, maybe... | Yarın olur mu? Evet, belki... | Zero-3 | 2009 | |
What's "maybe"? | Ne belki? | Zero-3 | 2009 | |
I can't talk now, I have a customer. | Şu anda konuşamam. Müşterim var. | Zero-3 | 2009 | |
Call me tomorrow, bye. | Beni yarın ara. | Zero-3 | 2009 | |
I'll have 2 pink dicks, | 2 pembe kamış istiyorum. | Zero-3 | 2009 | |
those love balls, | Şu aşk toplarını ve bir de... | Zero-3 | 2009 | |
and the black dildo. | ...siyah vibratör. | Zero-3 | 2009 | |
This one? No, no. That one. | Bu mu? Hayır. Şuradaki. | Zero-3 | 2009 | |
Is she good? | İyi midir? | Zero-3 | 2009 | |
She's talented beyond belief... | İnanılmaz yeteneklidir. | Zero-3 | 2009 | |
Do you want the DVD too? | DVD de ister misiniz? | Zero-3 | 2009 | |
Your change? Keep it. | Para üstü? Kalsın. | Zero-3 | 2009 | |
You're having that abortion today. I'll just drop these toys off. | Çocuğu bugün aldıracaksın. Bu oyuncakları bırakıyorum. | Zero-3 | 2009 | |
Sit! Fuck it! | Otur! Siktir! | Zero-3 | 2009 | |
Where the fuck you going, cunt! | Nereye gidiyorsun orospu? | Zero-3 | 2009 | |
Did you buy the nappies? | Bebek bezini aldın mı? | Zero-3 | 2009 | |
I almost died. | Az kalsın ölüyordum. | Zero-3 | 2009 | |
A drunk driver. | Sarhoş bir sürücü. | Zero-3 | 2009 | |
Come on, sit down. | Otursana. | Zero-3 | 2009 | |
I'll make some tea. | Çay yapayım. | Zero-3 | 2009 | |
Let's wait till it's brewed. | Demlenene kadar bekleyelim. | Zero-3 | 2009 | |
I thought so. | Biliyordum. | Zero-3 | 2009 | |
One of his employees. | Müşterilerinden biri. | Zero-3 | 2009 | |
Does he suspect? | Sanık mı? | Zero-3 | 2009 | |
Maybe he really cares about me? | Belki bana gerçekten değer veriyordur. | Zero-3 | 2009 | |
Is that what you feel? | Send e böyle mi hissediyorsun? | Zero-3 | 2009 | |
I don't know what I feel. | ne hissettiğimi bilmiyorum. | Zero-3 | 2009 | |
We don't talk at all. | Pek konuşmuyoruz. | Zero-3 | 2009 | |
So what now? | Ne olacak peki? | Zero-3 | 2009 | |
It's important you... | Senin için önemli... | Zero-3 | 2009 | |
Puppets a cat, a bear or a bunny! Every child will think it's funny! | Kuklalar kedi tavşan ve ayı. Her çocuk sever bu olayı! | Zero-3 | 2009 | |
How much is the cat? 6.50 | Kedi ne kadar? 6.50. | Zero-3 | 2009 | |
Wait a moment. | Bekleyin. | Zero-3 | 2009 | |
Here's 10. | İşte, 10. | Zero-3 | 2009 | |
I've made you tomato soup. | Sana domates çorbası yaptım. | Zero-3 | 2009 | |
I walked miles today. | Bugün millerce yürüdüm. | Zero-3 | 2009 | |
Did you sell anything? | Satış yaptın mı? | Zero-3 | 2009 | |
2 rabbits and a cat. | 2 tavşan ve bir araba. | Zero-3 | 2009 | |
They cut the phone off again. | Telefonu kesmişler yine. | Zero-3 | 2009 | |
I'm not. | Üzülmüyorum. | Zero-3 | 2009 | |
Did you buy the string? | İp aldın mı? | Zero-3 | 2009 | |
And the scissors? | Makas? | Zero-3 | 2009 | |
They didn't have any. | Makas yoktu. | Zero-3 | 2009 | |
The old ones are still good. | Eskiler hala işe yarıyor. | Zero-3 | 2009 | |
Our son, it's his birthday today. | Evladımızı. Bugün onun doğumgünü. | Zero-3 | 2009 | |
I haven't had a son for a year. | Bir senedir onu görmüyorum. | Zero-3 | 2009 | |
He has a job now. | İş bulmuş. | Zero-3 | 2009 | |
He's a bartender. | Barmen olmuş. | Zero-3 | 2009 | |
He should be in prison. | Hapiste olmalıydı. | Zero-3 | 2009 | |
You might at least call him, he's changed. | En azından onu aramalısın. O değişti. | Zero-3 | 2009 | |
Changed has he? | Değişti mi? | Zero-3 | 2009 | |
You'll call him? | Arayacak mısın? | Zero-3 | 2009 | |
I'll write the number down. But you'll have to use a payphone. | Numarayı yazacağım. Ama ankesörlü telefon kullanmalısın. | Zero-3 | 2009 | |
That's his work number. | Bu onun iş numarası. | Zero-3 | 2009 | |
His work number? | İş numarası mı? | Zero-3 | 2009 | |
Make the tea. | Çay yap. | Zero-3 | 2009 | |
Just don't get angry. Alright. | Kızma. Tamam. | Zero-3 | 2009 | |
I witnessed a robbery. | Bir soyguna tanık oldum. | Zero-3 | 2009 | |
I saw the robber. | Hırsızı gördüm. | Zero-3 | 2009 | |
What robbery are you talking about? | Hangi soygundan bahsediyorsun? | Zero-3 | 2009 | |
It was a year ago. On Main Street. | Ana Cadde'de, bir sene önce. | Zero-3 | 2009 | |
And now you're calling? | Bunu şimdi mi söylüyorsun? | Zero-3 | 2009 | |
Where did you see the robber? | Hırsızı nerede görmüştün? | Zero-3 | 2009 | |
He's... | Onu... | Zero-3 | 2009 | |
a pub bartender... | ...bir barda görmüştüm. | Zero-3 | 2009 | |
He's a young man, | Genç birisiydi. | Zero-3 | 2009 | |
thin... | Zayıf. | Zero-3 | 2009 | |
I'll give you the number. | Sana numarasını vereyim. | Zero-3 | 2009 | |
44215... | 44215... | Zero-3 | 2009 | |
No... 175... 4... | Hayır... 175... 4... | Zero-3 | 2009 | |
And the address? | Adresi? | Zero-3 | 2009 |