Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183880
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That is a bit above average. | Bu normalin biraz üstünde. | Zoolander-1 | 2001 | |
What happened in that spa? | O kaplıcada neler oldu? | Zoolander-1 | 2001 | |
I don't know. A massage, aromatherapy. | Bilmiyorum. Biraz masaj, aromaterapi. | Zoolander-1 | 2001 | |
You can't barge into people's lofts wanting sex | İnsanların evlerine seks isteyerek dalamazsın | Zoolander-1 | 2001 | |
then changing your mind, saying they've been at day spa for a week. | sonra fikir değiştirip, günlük kaplıcada bir hafta geçirdiklerini söyleyemezsin. | Zoolander-1 | 2001 | |
You have been at a day spa for a week. So what? | Günlük kaplıcada bir hafta geçirdin. Ee ne olmus? | Zoolander-1 | 2001 | |
The world does not revolve around you | Dünya senin etrafında dönmüyor | Zoolander-1 | 2001 | |
and your do whatever it takes, ruin peoples' lives | ve ne pahasına olursa olsun yaptıkların insanların hayatını mahvediyor | Zoolander-1 | 2001 | |
so you can make a name for yourself as an investigatoryjournalist | sense araştırmacı gazeteci olarak bir isim yapabilirsin | Zoolander-1 | 2001 | |
no matter how many friends you lose or people you leave dead along the way | ne kadar dost kaybedersen kaybet, ardında ne kadar ceset bırakırsan bırak | Zoolander-1 | 2001 | |
so you can make a name for yourself as an investigatoryjournalist | araştırmacı gazeteci olarak isim yapabilirsin | Zoolander-1 | 2001 | |
no matter how many friends you lose or people you leave dead along the way... | ne kadar dost kaybedersen kaybet, ardında ne kadar ceset bırakırsan bırak... | Zoolander-1 | 2001 | |
I said I was sorry about that article. Enough. | Bu makaleden ötürü özür diledim. Yeter. | Zoolander-1 | 2001 | |
My head hurts. | Başım çatlıyor. | Zoolander-1 | 2001 | |
And if it is the day you say it is, I have a pre runway party to attend. | Eğer senin dediğin günse podyum öncesi partisine katılmam gerekiyor. | Zoolander-1 | 2001 | |
By the way... What? | Aklıma gelmişken... Ne? | Zoolander-1 | 2001 | |
With your complexion, you shouldn't wear your hair pulled back. | Bu teninle saçını arkaya toplamamalısın. | Zoolander-1 | 2001 | |
What are you talking about? | Neden siz ediyorsun sen? | Zoolander-1 | 2001 | |
It pulls back the skin on your forehead, creating tension which clogs the pores. | Alın derisini gerisin geri germekle, gözenekleri tıkayan bir baskı yaratıyor. | Zoolander-1 | 2001 | |
That's why you have a light dryness around your scalp. | Bu nedenle kafa derinde biraz kuruluk var. | Zoolander-1 | 2001 | |
Do you mind? | Senin için sakıncası yoksa? | Zoolander-1 | 2001 | |
I do not like snoopy reporter with lack of fashion sense. | Modadan nasibini almamıs meraklı gazeteci sevmem. | Zoolander-1 | 2001 | |
Not one little bit. | Hiçbirini, hem de hiç. | Zoolander-1 | 2001 | |
I just e mailed you those searches on male models | Sana Mugatu kampanyalarında yer almıs erkek model arastırmasını | Zoolander-1 | 2001 | |
who've appeared in Mugatu campaigns. | az önce e mailledim. | Zoolander-1 | 2001 | |
It's weird. It seems all Mugatu's models have a habit of dying in freak accidents. | Garip. Bütün Mugatu modellerinin acayip kazalarda ölme alışkanlığı var gözüküyor. Hepsi aynı surat. | Zoolander-1 | 2001 | |
Wait a second. What? | Dur bir saniye. Ne? | Zoolander-1 | 2001 | |
Shit. What's going on? | Ah, bok. Ne oluyor? | Zoolander-1 | 2001 | |
I don't want to hang out. I just need to speak to Derek Zoolander. | Takılmak istediğim yok. Sadece Derek Zoolander'la konuşmak istiyorum. | Zoolander-1 | 2001 | |
I thought the way you handled losing the award to Hansel | Ödülü Hansel'e kaptırman karşısında bununla basetmek icin | Zoolander-1 | 2001 | |
then you laid low for a while, and then made your comeback... | bir süre arazi olduğunu, sonra dönüşe geçtiğini düşündüm... | Zoolander-1 | 2001 | |
It was so courageous. | Cok cesurdu. | Zoolander-1 | 2001 | |
I have to pee, but I'd like to continue this conversation when I come back. | İşemem lazım, ama dönünce sohbete devam etmek isterim. | Zoolander-1 | 2001 | |
Everything cool, Derek? It's great. Thank you. | Her şey yolunda mı, Derek? Harika. Tesekkür ederim. | Zoolander-1 | 2001 | |
You rule. Thanks, Paris. I appreciate that. | Senin sözün geçer. Sağol, Paris. Bunu takdir ediyorum. | Zoolander-1 | 2001 | |
Hey, Derek. Hey, Maurice. | Hey, Derek. Hey, Maurice. | Zoolander-1 | 2001 | |
Derek, back on top, man. | Derek, yeniden zirveye. | Zoolander-1 | 2001 | |
Thanks, Billy. You rock. | Sağol, Billy. Sen rocklarsın. | Zoolander-1 | 2001 | |
No, you rock. When are you gonna drop "Magnum" on us? | Hayır, sen rockla. Magnum'u bize ne zaman bahsedeceksin? | Zoolander-1 | 2001 | |
Not yet. Gotta tame the beast before you let it out of its cage. | Daha değil. Hayvanı kafesinden çıkarmadan önce terbiye etmem gerekli. | Zoolander-1 | 2001 | |
Excuse me, bro'. | Affedersin, birader. | Zoolander-1 | 2001 | |
And I'm not your bro'. | Hem ben senin biraderin değilim. | Zoolander-1 | 2001 | |
Whatever, dude. Peace. God bless. | Neyse, delikanlı. Barıs. Tanrı affetsin. | Zoolander-1 | 2001 | |
Hansel, I'm sorry you didn't get Mugatu's "Derelicte" campaign. | Hansel, Mugatu'nun ''Dereyalama'' kampanyasında yer almadığına üzüldüm. | Zoolander-1 | 2001 | |
What's that? Mugatu's "Derelicte" campaign. | Nedir bu? Mugatu'nun ''Dereyalama'' kampanyası. | Zoolander-1 | 2001 | |
Oh, yeah? I've never even heard of it. | Ah, öyle mi? Hiç duymadım. | Zoolander-1 | 2001 | |
We've been bathing off the southern coast of St. Barts with monkeys, tripping on acid. | St. Bars'ın güney sahillerinde yüzdük, LSD'ye takıldık. | Zoolander-1 | 2001 | |
Changed our whole perspective. | Bütün perspektifimiz değişti. | Zoolander-1 | 2001 | |
I guess you can Dere lick my balls, Capitan. | Sanırım...sen benim taşaklarımı Derekyala, Capitan. | Zoolander-1 | 2001 | |
Will you hold this? | Sunu tutar mısın? | Zoolander-1 | 2001 | |
I can Dere lick my own balls, thank you very much. | Ben kendi taşaklarımı Dereyalarım, tesekkürler. | Zoolander-1 | 2001 | |
You think you're too cool for school. | Sen kendini okul icin cok mu cool biri sanıyorsun. | Zoolander-1 | 2001 | |
But I got a news flash for you, Walter Cronkite... | Sana flaş bir haberim var, Walter Cronkite... | Zoolander-1 | 2001 | |
You aren't. | Sen bir hicsin. | Zoolander-1 | 2001 | |
Who are you trying to get crazy with? | Kiminle aşık atmaya çalışıyorsun sen ahbap. | Zoolander-1 | 2001 | |
Don't you know I'm loco? | Ben loco'yum bilmiyor musun? | Zoolander-1 | 2001 | |
Hey, I got a wacky idea... | Hey, kaçık bir fikrim var... | Zoolander-1 | 2001 | |
What say we settle this on the runway... | Bu alemde biz de yer edindik ne demek... | Zoolander-1 | 2001 | |
...Han Solo. | ...Han Zo. | Zoolander-1 | 2001 | |
Are you challenging me to a walk off? Boo...lander. | Bana çek git diye kafa mı tutuyorsun? Yuh....istan seni. | Zoolander-1 | 2001 | |
Don't do this, Derek. | Bunu yapma, Derek. | Zoolander-1 | 2001 | |
Listen to your friend, Billy Zane. | Dinle arkadaşını, Billy Zane. | Zoolander-1 | 2001 | |
He's a cool dude. He's trying to help you out. | O cool biri. Sana yardım etmek istiyor. | Zoolander-1 | 2001 | |
Oh, yeah? | Ah, tabii? | Zoolander-1 | 2001 | |
That's a walk off challenge, my friend. | Bu bir yürüme meydan okuması, dostum. | Zoolander-1 | 2001 | |
Ten minutes. Old Members Only Warehouse. | On dakika. Ambar Eski Üyelere Mahsustur. | Zoolander-1 | 2001 | |
You should remember. You're a dinosaur. | Hatırlaman gerekir. Bir dinazorsun sen. | Zoolander-1 | 2001 | |
Let's go. Open up. | Gidelim. Acılın. | Zoolander-1 | 2001 | |
I heard some mad stories about him. He's too limber. | Onunla ilgili manyak hikayeler duydum. Cok fırlatma biri. | Zoolander-1 | 2001 | |
Put a cork in it, Zane. | Ağzına tıpayı geçir, Zane. | Zoolander-1 | 2001 | |
It's a walk off. | Bu bir yürüme. | Zoolander-1 | 2001 | |
This is urgent. Do you have any... | Acil bu. Sizin var... | Zoolander-1 | 2001 | |
Where's everyone going? | Millet nereye gidiyor? | Zoolander-1 | 2001 | |
Good luck. Kick Hansel's ass. Thanks, Rico. I'll try. | İyi şanslar. Hansel'in kıçına bas tekmeyi. Teşekkürler, Rico. Deneyeceğim. | Zoolander-1 | 2001 | |
You want to see the real world of male modelling? | Erkek modelliğinin gerçek dünyasını görmek ister misiniz? | Zoolander-1 | 2001 | |
The one they don't show in magazines or E Channel? | Dergilerde ya da E Kanal'da göstermediklerinden birini? | Zoolander-1 | 2001 | |
I guess. I have something really important to talk to you about. | Sanırım. Seninle konuşmak istediğim çok önemli bir şey var. | Zoolander-1 | 2001 | |
Not now, Matilda. Han sell out is about to have | Şimdi olmaz, Matilda. Han salak'ın | Zoolander-1 | 2001 | |
his Han sell ass handed to him on a platter with French fried potatoes. | Han salak kıçı kızarmış patateslerle birlikte eline verilmek üzere. | Zoolander-1 | 2001 | |
Katinka, thought you might want to know. | Katinka, bilmek istersin diye düsünüldü. | Zoolander-1 | 2001 | |
Your boy Zoolander's rolling. It's a walk off. | Ben loco'yum bilmiyor musun? | Zoolander-1 | 2001 | |
All right who's gonna call this sucker? | Pekala bu aptalı kim çağıracak? | Zoolander-1 | 2001 | |
If nobody has any objections... I believe I might be of service. | Kimsenin itirazı yoksa... Bu hizmeti sunabilirim inancındayım. | Zoolander-1 | 2001 | |
Now this'll be a straight walk off, old school rules. | Şimdi bu düpedüz yürüme olacak, eski okul kuralları. | Zoolander-1 | 2001 | |
First model walks. Second model duplicates then elaborates. | İlk model yürür. İkinci model aynısını yapar ve daha iyisini. | Zoolander-1 | 2001 | |
OK boys. Let's go to work. | Tamam cocuklar. İs basına | Zoolander-1 | 2001 | |
Age before beauty. Whatever. | Güzellikten önce yaş. Neyse. | Zoolander-1 | 2001 | |
Playschool, baby. | Çocuk oyuncağı. | Zoolander-1 | 2001 | |
You got to cut me. I'm blind out there. | Biraz kesmelisin. Orada körlestim. | Zoolander-1 | 2001 | |
Evian. Evian. | Evian. Evian. | Zoolander-1 | 2001 | |
Kick it, Has. | Bas tekmeyi, Haas. | Zoolander-1 | 2001 | |
I'm going monk. | Keşiş olmalıyım. | Zoolander-1 | 2001 | |
I gotta go monk. Prayer. Prayer. | Keşiş olmalıyım. Dua. Dua. | Zoolander-1 | 2001 | |
Pray to the great spirit. | Yüce ruha dua et. | Zoolander-1 | 2001 | |
Why's he sticking his hand in his pants? | Neden elini küloduna sokuyor? | Zoolander-1 | 2001 | |
Do it, Hansel. | Yap onu, Hansel. | Zoolander-1 | 2001 | |
That's it! | İste bu! | Zoolander-1 | 2001 | |
You're not a kid anymore. You could hurt yourself out there. | Sen çocuk değilsin artık. Kendini incitebilirsin. | Zoolander-1 | 2001 | |
I can do this, Tyson. | Bunu yapabilirim, Tyson. | Zoolander-1 | 2001 | |
Thank God I wore underwear today. | Allaha şükür bugün külot giydim. | Zoolander-1 | 2001 |