Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183922
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Do not you give us money? | Para vermeyecek misin ağam? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
What money? Eh, these things work like that here Agha. | Ne parası? E, bu işler burada böyle oluyor ağam. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Go to Kahya. OK. | Git kâhyaya versin. İyi. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Where is my beloved mırra (=type of coffee)? | Gözünü sevdiğimin mırrası, nerde? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Are they treating you badly Kiraz? | Sana eziyet mi yapıyorlar Kiraz Hanım? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
No agha. | Yok ağam. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Welcome, welcome... Who is here! | Aman efendim, aman efendim... Kimleri görüyorum. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Welcome to our city Agha! Let me kiss. | Şehrimize hoş geldiniz! Öpeyim ağam. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
How are you? Are you all settled? Are there more to do? | Nasılsınız? İyi misiniz? Hoş musunuz? Bir eksik, gedik var mıdır? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Yes, Agha. | Buyur ağam. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Kekeş, they say you convinced them to steal the wheat? | Ulan Kekeş, buğdayları sen çaldırmışsın? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Did they? I swear it's a lie. | Öyle mi dediler? Tövbe yalandır. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
They are jealous about my success. | Kıskançlıktan, beni çekemiyorlar. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Pray to Kiraz, otherwise... | Sen dua et, arada Kiraz var. Yoksa... | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Look Agha. What is it, I cannot see it? | Bak ağam. Ne bu, sökemiyorum. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Salman Ticaret, I buy and sell scrap material. | Salman Ticaret, hurda alım satım. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
As you see, I'm an honorable trader. | Gördün mü? Ben şerefli bir ticaret adamıyım. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
You do not have a bit of honor. Tell me why are you here? | Şeref sende ne gezer ulan. Söyle ne için geldin? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
I missed you. Cannot I? | Ya, sizi özledim. Ne var bunda? Özleyemem mi? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
And, I'm worried about Kiraz. | Hem de Kiraz'ı merak ediyorum. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Did you marry her? If not, I want to take her back, can I? | Kızı aldın mı? Almadıysan alıp gideyim, ha? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
How a disgraceful man you are. | Tüh ulan senin suratına. Sen ne adi herifsin ulan! | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
You do not understand from any thing. | Dövsen de sövsen de, ne yapsan aldırmıyor. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Get out! But agha... | Defol ulan, defol! Aman be ağam... | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
...it is not possible to talk anything with you. | ...seninle de hiçbir şey konuşulmuyor. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Dad, dad... Give us some money. | Baba, baba... Baba para ver. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
What are you going to do with money? We'll buy Tadelle (a chocolate bar). | Ne yapacaksın lan parayı? Tadelle alacağım. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
I want Barbie dad! | Ben de barbi baba. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
What do they want to buy? I did not get it. | Ne alacaklarmış? Anlamadım. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Be quiet, you'll be beaten otherwise. | < Sus kız, sopayı yiyeceğiz şimdi. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
We used to eat on the ground nicely. Why did we switch to the table? | Yav, ne güzel yerde yiyorduk. Bu masa da nereden çıktı? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
This is a city. Yes, indeed. | Burası şehirdir. Şehir olduğu belli. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Two piece of candies, 300 lira. Ready money goes fast. | İki tane şeker mi ne 300 lira. Hazıra dağ dayanmaz. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
I told you that we should not come. | Ben demiştim size gelmeyelim diye. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Mum don't say that again! | Aman be ana! | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Be careful, you wouldn't even pass for a servant. | Yavaş kız, hizmetçi bile olmaz senden. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
All the stupid people end up with us. | Bütün öküzler de bizi bulur zaten. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Kahya, it is now time to start a business. | Yav kâhya, artık bir iş kurmanın zamanı geldi. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Yes agha, tell me what to do. | Geldi ağam, sen emret. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Do you have cigarettes? Wait a while. | Sigara var mı? Bekleyin biraz. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Look what it says? What? | Bak ne yazıyor? Ne yazıyor. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
It says: for sale. So, Agha? | Satılık yazıyor. He, hayırlı olsun ağam. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
It says it's for sale. Think! | Ulan satılık yazıyor, kafanı çalıştırsana. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Should we buy it? Are we going to be sellers? | Alsak mı? Çerçilik mi yapacağız? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
What seller? It says "(super)market" at the door. | Yav ne çerçiliği, market yazıyor kapıda. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
You know better Agha. | Eh, sen bilirsin ağam. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Which cigarettes? Bitlis. | > Ne sigarası? Bitlis. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
We do not have it, do you want Samsun? OK, make it two. | Yok, Samsun ister misin? Olsun, iki tane. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
How is the business. Fine, thanks to God. | İşler nasıl? Çok şükür. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Why are you selling then? | Niye satıyorsun peki? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Don't ask, we bought a house on the other side. | Sorma, boğazın karşısında bir ev aldık. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
But commuting is a big trouble. | Aldık ama gidiş geliş bir âlem. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
I cannot handle it after that age. I'll open another shop close to home. | > Bu yaşta çekilmiyor. Orada bir dükkân açacağım. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
But, you say it sells well here. Why are you asking? | Ama satışlar iyi diyorsun? Niye sordun? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
We have intentions to buy. | Vallaha bizim ticarete niyetimiz var da. Eğer anlaşırsak... | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
If you are serious, we can agree on a good price. | Ciddi alıcıysan anlaşırız. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Give me your hand, and tell me your price. | Ver şu elini bakayım. Bir şey de. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
First you. You are the owner, you first. | Önce sen söyle. Babam, sen mal sahibisin. Sen söyle. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
We did well, aren't we Kahya? | İşi iyi bağladık değil mi kâhya? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Agha, you are a genius when it comes to trade. | Vallaha ağam, sende müthiş bir ticaret kafası var. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Uncle run, there is fight in your house. | Amca koş, sizin evde kavga var. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Run, they are beating someone. Kahya run! | Koşun içeride birilerini dövüyorlar. Lan koş kâhya. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
I wish God makes you blind! You shameless! | Allah gözlerini kör etsin, emi? Utanmaz seni! | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
What is happening? | Ne oluyor lan? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Come here, sister. Sister, come here. Stop it. | Bu tarafa gel bacım. Bacım, sen gel. Sen bırak. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Go away! | Lan yürü! | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Look, I'm talking to all of you. Kiraz, you too. | Bak hepinize söylüyorum. Sana da Kiraz. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
If I see you fighting again, I'll kill you all. | Bir daha kavga ettiğinizi görürsem, vallaha hepinizi gebertirim. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
First you Kiraz. | En başta Kiraz'ı… | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Don't cry Kiraz. Maybe we should send you to your brother. | Ağlama Kiraz Hanım. Gel seni ağabeyine yollayayım. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
He earns good money. He is more or less an agha now. | Artık eli para tutuyor. O da bir ağa sayılır. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
No, I won't go. | Yok, gitmem. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Who ever fights again, I'll beat! | Her kim kavga ederse, vallahi falakaya yatırırım. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
First Kiraz. | En başta Kiraz'ı… | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Back to your work! | Hadi lan, yallah! Yürüyün! | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Let me kiss Agha. Thank you. | Öpeyim ağam. Berhudar ol. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Congratulations. | Hayırlı uğurlu olsun. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Congratulations, Agha. Thank you. | Hayırlı olsun ağam. Sağ olasın. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Congratulations. Thank you. | Hayırlı olsun. Allah razı olsun. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Best of the olives. And half a kilo of cheese. | Zeytinin en iyisi... Yarım kilo da peynir olsun. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Cheese is very god. Make it a kilo then. | Peynir de çok güzel. Bir kilo yapın o zaman. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Can you look at here? | Hadi be kardeşim, baksana. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Kahya! Yes agha. | Kâhya! Buyur ağam. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Look, the customer is waiting. | Baksana müşteri bekliyor. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
How are you calculating it? Get out of here. | Yav ne biçim hesap yapıyorsun. Defol şuradan. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
and... A box of tomato paste. | Efendim... Bir kutu salça… | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
The one behind... | Arkadan... | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
This one? No, no. The one up. | Şundan mı? Hayır, hayır. Üsttekini, üstekini. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
This? Yes, this one. | Buradaki mi? Ha, onu ver. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Are we going to wait all day for you? | Aman be kardeşim sizi mi bekleyeceğim? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
No, not this one. | Hayır canım o değildi. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Agha, agha! It's all going down! | Ağam, ağam! Ağam bunlar düşüyor. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Agha help! What is going one here? | Ağam yetiş. Lan ne oluyor lan! | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
You'll destroy the shop idiot! | Lan dükkânı yıkacaksın, hayvan! Hayvan oğlu hayvan! | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Ouch! You clumsy woman! What is it again? | Oy! Seni sakar karı seni. Ne oluyor lan? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Sit down! | Otur yerine, otur! | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
You walk then! Heyt, stop it! | Yürü sen de. Heyt, kesin be! | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Haydar, come here. | Haydar, buraya gel. | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
Is it correct? | Doğru mu? | Zugurt Aga-1 | 1985 | |
832 grams. | 832 gram. | Zugurt Aga-1 | 1985 |