Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3038
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Stay in sync. One, two, one, two. | Aynı tempoda. Bir, iki, bir, iki. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
One, two, one... | Bir, iki, iki... | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Don't rock the boat. Let the wave flow under it. | Dalga gelince kürek havada kalsın. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
My arms are killing me. | Kollarım beni öldürüyor. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
My butt is really killing me. | Popom daha kötü öldürüyor. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
We have to go through there. | Şuradan geçmemiz gerekiyor. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Now you're killing me. Can't we just go around? | Şimdi sen öldürüyorsun. Etrafından geçemez miyiz? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Not without paddling, like, 25 miles out of the way. | O zaman yolu 40 kilometre kadar uzatmış oluruz. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Dad flew up that fjord and that's where we gotta go. | Babamız ilerdeki dağda ve oraya gitmemiz gerekiyor. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Let's go. Paddle hard! | Gidelim. En yüksek tempoyla. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Here comes a big wave. | Dalganın üzerinden inelim. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Keep going! | Devam et! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Easy! Keep going! | Sakin! Devam et! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Keep going. Paddle hard, we're not out of this yet. | Devam et! Hızlı kürek çek! Henüz kurtulmadık! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Here comes a big one. Watch out! | Büyük bir tane geliyor. Dikkat et. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
That was incredible! We made it! | Bu inanılmazdı! Başardık! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Sean, no! | Sean, hayır! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
You idiot! I didn't do it, you did! | Aptal şey! Ben yapmadım, sen yaptın! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Get the paddle. We gotta dry off. | Küreği al. Sahile çıkalım. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
This is great. Really great. | Bu harika. Çok harika. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
We're gonna freeze to death. | Donarak öleceğiz. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
What's the big deal? We'll make a fire. | Neden abartıyorsun? Ateş yakarız. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Hope you brought matches. You forgot the matches!? | Güzel, umarım kibrit getirmişsindir. Kibrit almayacak kadar aptal olduğuna inanamıyorum. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
What are we gonna do now, Pocahontas? Rub sticks together? | Şimdi ne yapacağız, Pocahontas? Odunları birbirine mi sürteceğiz? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Hey, what's that? | Hey, bu da ne? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Somebody who brought matches. Maybe they saw Dad's plane. | Kibrit unutmamış birine benziyor. Belki babamın uçağını görmüşlerdir. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Hello? Is anyone here? | Merhaba? Kimse yok mu? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Knock, knock. | Tak, tak. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
That's a polar bear skin. | Bu bir kutup ayısı postu. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
You can't hunt polar bears in Alaska. Write them a note. | Bu yasa dışı. Alaska'da kutup ayısı avlamak yasaktır. Öyle mi, Jessi? Belki onlara bir not yazmalısın. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
"Dear Poachers, this is bad. I'm telling". | "Sevgii kaçak avcılar. Bu yaptığınız yanlış. Sizi kınıyorum." | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Let's get out of here. Wait. | Gidelim buradan. Bekle. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
What is that? | Bu ses de ne? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
It's a baby polar bear. | Bu bir kutup ayısı yavrusu. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Don't worry. We won't hurt you. Get away from there. | Endişe etme, sana zarar vermeyeceğiz. Jessie, ondan uzak dur. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
We can't leave her. That's her mother back there. | Bu kızı burada bırakamayız. Oradaki post annesiydi. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
How do you know it's a girl? | Dişi olduğundan emin misin? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Let's leave before the poachers come back. | Haydi, avcılar dönmeden buradan gitsek iyi olacak. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
A polar bear can travel up to 50 miles a day. | Bir kutup ayısı günde 80 kilometre yol alabilir. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
They'll never find her. | Onu asla bulamazlar. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
All right, run like hell. | Tamam, kutup ayısı. Şimdi var gücünle kaç! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
He's not going anywhere. | Bir yere gitmiyor. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Anytime now. Go, run. You're free! | Gitmelisin. Koş! Kaç, git! Özgürsün! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
The bus is leaving. Write us a letter. | Haydi, artık git. Bize mektup yazarsın! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Move, Jessie! Go! | Koş, Jessie! Koş! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Go! Let's go! | Koş! Gidelim! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
All right, Mr. Koontz, unload. | Tamamdır, Bay Koontz, boşaltın. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Robbed! | Ne! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
I don't believe this! | Buna inanamıyorum! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Is there no place safe anymore? | Artık güvenli hiçbir yer yok mu? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Was it Fish and Game? | Av ve balıkçılık polisi yapmış olamaz, değil mi? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
No. They would've taken everything. These were amateurs. | Hayır, onlar herşeyi alırdı. Bunlar amatör. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
They're one bear up on us right now. | Ama bizden bir ayı öndeler. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
We'll have to teach them some manners. Go load up the Zodiac. | O zaman onlara biraz görgü kuralı öğretmemiz gerekecek. Hemen botu yükle. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Wait a minute. I don't have time... | Bir dakika, benim böyle bir vaktim... | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
You have no time, Mr. Koontz? Your time is mine. | Sizin bir vaktiniz yok, Bay Koontz? Sizin zamanınız benim zamanım. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
I paid for it, I'll decide how to use it. | Parasını ben ödüyorum, nasıl kullanacağına ben karar veririm. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
I signed on to fly the chopper. Gather some skins. | Bak, anlaşmayı imzalarken helikopter pilotu olarak imzalamadım. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Not go traipsing across Alaska looking for a bear! | Arada birkaç post taşıdım ama yavru bir ayı için Alaska'nın... | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Which, if I may remind you... | ...yarısını dolaşacak değilim. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
...I said we should've skinned when we had the chance. | Ayrıca sana hatırlatırım ki, en başta postunu yüzmeyi önermiştim. O fırsatınız varken. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Mr. Koontz. | Bay Koontz. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
I don't think you understand me. Let me be clear. | Beni anladığınızı sanmıyorum. Net konuşacağım. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
I'm accustomed to getting what I want. | Ben istediğimi elde etmeye alışkınım. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
I want that bear. Now, go get the Zodiac. | O ayıyı istiyorum. Şimdi hemen botu hazırla. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
All right. But don't expect pleasant company from me. | Tamam. Ancak benden hoş sohbet olmamı beklemeyin. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
I'm gonna be wicked irritable when I come across these guys. | Bu adamları bulduğumuz zaman oldukça huysuz olacağım. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
I'm counting on that. | Buna güveniyorum. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Dinner, chez Sean. | Sean usulü akşam yemeği. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Gourmet dining at its finest. | En nezih türde bir gurme yemeği. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
It's the only thing I can make, but I make it good. | Yapmayı bildiğim tek şey bu ama çok iyi yaparım. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
All right, choose your weapon. | Pekala, silahını seç. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Stay on your half of the pan. Don't worry. | Tavanın sana ait bölümünde kal. Endişe etme. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
This is good! Told you. | Bu bayağı güzel. Sana söyledim. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
No one does junk food like Sean Barnes. | Kimse Sean Barnes gibi hızlı yemek yapamaz. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
What is that? The northern lights. | Bu da ne? Kuzey ışıkları. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Aren't they awesome? | Muhteşem, değil mi? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Hey. Oh, no. | Hey. Olamaz! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Man, I hope he's eating off your half. | Umarım senin ayrını yiyordur. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Hey, that's our kitchen! Give me that! | Hey, o bizim mutfağımız. Ver şunu bana. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Give me that! Let go! | Ver şunu! Bırak! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Here. Look what I got. A marshmallow pie. | Al, kızım! Bak burada ne var. Bunlar daha güzel. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Here, girl. Look. Go get it. | Al, kızım! Al. Yürü! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
That should keep him away for 10 seconds. | Bu onu 10 saniye kadar uzak tutar. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Come on, let's eat the rest before he gets back. | Haydi, geri gelmeden kalanları yiyelim. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Something smells good. No, no, go ahead. | Güzel bir şeyler kokuyor. Benim için endişelenmeyin. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Don't mind me, I've already eaten. | Karnım tok. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
I saw your fire from the boat. | Ateşi ve kanonuzu gördüm. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
It just didn't seem polite not to stop and say hello. | Gelip merhaba dememek kabalık olur dedim. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Oh. That's a fine looking kayak. | Ne güzel bir kano. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
You don't see these native boats around much these days. | Artık bu yerli kanolardan pek bulunmuyor. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Where are you taking it? Up country. | Nereye gidiyorsunuz? Dağa doğru. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Evening, little lady! | İyi akşamlar, küçük hanım! | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
My name is Colin Perry. This is my pilot, Mr. Koontz. You are? | Benim adım Colin Perry. Bu da pilotum, Bay Koontz. Siz... | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Jessie. Sean. | Jessie. Sean. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
So, Jessie, Sean, what's up country? | Pekala, Jessie, Sean. Dağda ne var? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
Our father. Really? | Babamız. Sahi mi? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
My, my, Grandma. What big teeth you got. | Baksana, büyükanne? Dişlerin neden bu kadar büyük? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
And what a powerful jaw. Your dog? | Ne kadar güçlü bir çene. Köpeğiniz mi? | Alaska-1 | 1996 | ![]() |
A bear bit it. A bear. | Bir ayı ısırdı. Bir ayı. | Alaska-1 | 1996 | ![]() |