Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 308
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
So after I waited on the porch for an hour, | Verandada bir saat bekledikten sonra, cüzdanından 20 papel çaldım... Verandada bir saat bekledikten sonra, cüzdanından 20 papel çaldım... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
thumbed it out to Carvel, | ...Carvel'e kadar otostop çektim ve kendime Fudgie the Whale keki aldım. ...Carvel'e kadar otostop çektim ve kendime Fudgie the Whale keki aldım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ate the whole thing with a pink plastic spoon, | Ve hepsini pembe plastik bir kaşıkla yedim. Ve hepsini pembe plastik bir kaşıkla yedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and it was way better than any party ever could have been. | Ve bu daha önce yaşadığım tüm partilerden daha güzeldi. Ve bu daha önce yaşadığım tüm partilerden daha güzeldi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I heard that. | Duydum. Duydum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There ain't nothing better than Fudgie the Whale. | Fudgie the Whale'den daha iyisi yoktur. Fudgie the Whale'den daha iyisi yoktur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I love the chocolate crunchies. | Çikolata kıtırlarına bayılıyorum. Çikolata kıtırlarına bayılıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Bitch, everybody love the damn chocolate crunchies! | Sürtük! O lanet çikolata kıtırlarına herkes bayılır! Sürtük! O lanet çikolata kıtırlarına herkes bayılır! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, Shonda. Who are you here to see? | Selam Shonda. Kimi görmeye geldin? Selam Shonda. Kimi görmeye geldin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Who's available? | Kim müsait? Kim müsait? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm just cracking wise. You know I'm here to see Squirm. | Kafa buluyordum. Squirm'i görmeye geldim. Kafa buluyordum. Squirm'i görmeye geldim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Search her. | Ara onu? Ara onu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Damn. Is it my turn again? | Kahretsin. Yine mi benim sıram? Kahretsin. Yine mi benim sıram? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Next. | Sıradaki. Sıradaki. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We're not on that list. We didn't call ahead. | O listede biz yokuz. Önceden aramadık. O listede biz yokuz. Önceden aramadık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Leave it to me. | Bana bırak. Bana bırak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've gotten into every club I've ever wanted to get into. | Girmek istediğim bütün gece kulüplerine girdim. Girmek istediğim bütün gece kulüplerine girdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi. Caroline Channing plus one. | Selam. Caroline Channing ve misafiri. Selam. Caroline Channing ve misafiri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't see you on the list. | Listede sizi göremiyorum. Listede sizi göremiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Really? That's weird. | Gerçekten mi? Bu çok tuhaf. Gerçekten mi? Bu çok tuhaf. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We should be on the list. We're always on the list. | Listede olmalıydık. Biz her zaman listedeyizdir. Listede olmalıydık. Biz her zaman listedeyizdir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, we're not on the list. | Max, listede yokmuşuz. Max, listede yokmuşuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We're not? I'm going to kill my assistant. | Değil miyiz? Asistanımı geberteceğim. Değil miyiz? Asistanımı geberteceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, I know. | Anladım. Anladım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It might be under Deangelo Jefferson. | Deangelo Jefferson adı altında olabilir. Deangelo Jefferson adı altında olabilir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, girls. Don't waste my time. | Hadi ama kızlar. Zamanımı boşa harcamayın. Hadi ama kızlar. Zamanımı boşa harcamayın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'd like to see a manager. | Yöneticinizi görmek istiyorum. Yöneticinizi görmek istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There's no manager. | Burada yönetici falan yok. Burada yönetici falan yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's a prison. | Burası bir cezaevi. Burası bir cezaevi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, then who runs this place? | Peki, o zaman burayı kim işletiyor. Peki, o zaman burayı kim işletiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, the Aryan brotherhood is getting pretty strong. | Aryan Kardeşliği bayağı bir güçlendi. Aryan Kardeşliği bayağı bir güçlendi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is such amateur hour. | Amatörler gibi zaman kaybediyoruz burada. Amatörler gibi zaman kaybediyoruz burada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Give me 50 bucks for the door guy. | Kapıcı için bana 50 papel ver. Kapıcı için bana 50 papel ver. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Are you seriously trying to bribe | Görevdeki bir kanun görevlisine cezaevinde rüşvet teklif etmekte ciddi misin? Görevdeki bir kanun görevlisine cezaevinde rüşvet teklif etmekte ciddi misin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's a federal offense. | Bu bir federal suçtur. Bu bir federal suçtur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Is it? | Öyle mi? Öyle mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Probably. | Muhtemelen. Muhtemelen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, I should have you thrown out for even suggesting it. | Bunu teklif ettiğiniz için bile dışarı atmam gerekirdi. Bunu teklif ettiğiniz için bile dışarı atmam gerekirdi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We do not accept bribes. | Biz rüşvet yemeyiz. Biz rüşvet yemeyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, fine. | Tamam. Pekala. Tamam. Pekala. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll let you take your sweet time searching me | Ben de içeri giriş yolunda beni ararken... Ben de içeri giriş yolunda beni ararken... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
on the way in. | ...geçireceğin güzel için sana izin veriyorum. ...geçireceğin güzel için sana izin veriyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
These two are clear to go through. | Bu ikisi girebilirler. Bu ikisi girebilirler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, you can't do that for me. | Max, benim için bu yapamazsın. Max, benim için bu yapamazsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's really for me. It's been a while. | Kendim için, gerçekten. Bayağı bir zaman oldu. Kendim için, gerçekten. Bayağı bir zaman oldu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm so excited to see my father | Onca zaman sonra babamı göreceğim için çok heyecanlıyım. Onca zaman sonra babamı göreceğim için çok heyecanlıyım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How do I look? | Nasıl görünüyorum? Nasıl görünüyorum? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You look good. How do I look? | İyi görünüyorsun. Ben nasıl görünüyorum? İyi görünüyorsun. Ben nasıl görünüyorum? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Do I still have that freshly felt up glow? | Üzerimde yeni ellenmiş olmanın parıltısı hala var mı? Üzerimde yeni ellenmiş olmanın parıltısı hala var mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, that ginger over there thinks you look good. | Oradaki kızılcık iyi göründüğünü düşünüyor. Oradaki kızılcık iyi göründüğünü düşünüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He's full on staring at you. | Gözlerini dikmiş sana bakıyor. Gözlerini dikmiş sana bakıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I should hope so. | Umarım öyledir. Umarım öyledir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If you can't get a dude in prison to check you out, | Eğer hapishanedeki birisi sana bakmıyorsa makyajla yenilenmenin zamanı gelmiştir. ...çünkü hala heyecanlanabiliyorum ve yeni bir şey gördüğümde yüzüm değişiyor. Eğer hapishanedeki birisi sana bakmıyorsa makyajla yenilenmenin zamanı gelmiştir. ...çünkü hala heyecanlanabiliyorum ve yeni bir şey gördüğümde yüzüm değişiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, he's looking and nodding like he knows you. | Sanki seni tanıyor gibi kafasını öne eğmiş sana bakıyor. Sanki seni tanıyor gibi kafasını öne eğmiş sana bakıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Never seen him before in my life. | Daha önce hiç görmedin onu. Daha önce hiç görmedin onu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max? | Max? Max? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max Black? | Max Black? Max Black? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's me, Irish. | Benim İrlandalı. Benim İrlandalı. Beni burada mı döveceksin, yoksa başka bir odaya geçebilir miyiz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't know, dude. I think you got the wrong girl. | Seni tanımıyorum dostum. Sanırım başka bir kızla karıştırdın. Seni tanımıyorum dostum. Sanırım başka bir kızla karıştırdın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I could never forget that face. | Max, bu yüzü asla unutamam. Max, bu yüzü asla unutamam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Trust me, you've never seen me before. | Güven bana, beni daha önce hiç görmedin. Güven bana, beni daha önce hiç görmedin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, damn! | Olamaz! Olamaz! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God! | Aman Tanrım. Aman Tanrım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's you. | Bu sensin. Bu sensin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So you do remember. | Hatırlıyorsun yani. Hatırlıyorsun yani. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Of course. | Tabii ki. Tabii ki. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Get rid of him. It was a one night stand. | Kurtul şundan. Bir gecelik bir şeydi. Kurtul şundan. Bir gecelik bir şeydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
See, they do come back to haunt you. | Görüyorsun. Geri gelip sana dadanıyorlar. Görüyorsun. Geri gelip sana dadanıyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Shirt on. | Tişörtünü indir. Tişörtünü indir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, can you believe it? | Max, buna inanabiliyor musun? Max, buna inanabiliyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Of all the prisons in all the world, | Dünyadaki tüm hapishaneler arasında sen benimkine geldin. Dünyadaki tüm hapishaneler arasında sen benimkine geldin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's kismet. | Kısmet bu. Kısmet bu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I got rid of yours. You get rid of mine. | Ben seninkinden kurtuldum. Sen de benimkinden kurtul. Ben seninkinden kurtuldum. Sen de benimkinden kurtul. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Listen, Irish. It was a one time thing. | Dinle İrlandalı. Bir seferlik bir şeydi. Dinle İrlandalı. Bir seferlik bir şeydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're a guy. You get that. | Sen bir erkeksin, bunu anlarsın. Sen bir erkeksin, bunu anlarsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How could you say it's a one time thing? | Nasıl bir seferlik bir şeydi dersin? Nasıl bir seferlik bir şeydi dersin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I love you. | Seni seviyorum. Seni seviyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I blew up that chipotle for you. | O Chipotle'yi senin için patlattım. O Chipotle'yi senin için patlattım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Listen, I appreciate the ink, | Dövmeler için müteşekkirim ama gerçekten ben aşka inanmıyorum. Dövmeler için müteşekkirim ama gerçekten ben aşka inanmıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and truth be told, | Doğrusunu söylemek gerekirse, Meksika yemeklerini sevmem bile. Doğrusunu söylemek gerekirse, Meksika yemeklerini sevmem bile. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Caroline Channing. This table. | Caroline Channing, bu masa. Caroline Channing, bu masa. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, we have to go. My dad's coming. | Max, gitmek zorundayız. Babam geliyor. Max, gitmek zorundayız. Babam geliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay. Nice to see you, Irish. | Tamam. Seni gördüğüme sevindim İrlandalı. Tamam. Seni gördüğüme sevindim İrlandalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Your body looks sick. | Vücudun manyak görünüyor. Vücudun manyak görünüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, hold on. | Max, dur biraz. Max, dur biraz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm not going to tell you again to back up. | Sana, geri çekilmeni ikinci kez söylemeyeceğim. Sana, geri çekilmeni ikinci kez söylemeyeceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I'm not going to lose you twice. | Max, seni ikinci defa kaybetmeyeceğim. Max, seni ikinci defa kaybetmeyeceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I said, back up! | Geri çekil, dedim! Geri çekil, dedim! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't tell me to back up. | Sakın bana geri çekil deme! Sakın bana geri çekil deme! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's the love of my life. | Hayatımın aşkı bu. Hayatımın aşkı bu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, dude. Hit the pike. | Hadi ama dostum, çek arabanı. Hadi ama dostum, çek arabanı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Calm down. | Sakin ol. Sakin ol. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't tell me to calm down! | Sakın bana sakin ol deme. Sakın bana sakin ol deme. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Visiting hours are over! Everybody out! | Ziyaret saati bitti! Herkes dışarı. Ziyaret saati bitti! Herkes dışarı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, no, no, wait! I can't leave. | Hayır, hayır. Bekleyin. Gidemem. Hayır, hayır. Bekleyin. Gidemem. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Damn! | Lanet olsun. Lanet olsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, wait. There's my father. | Bekle. İşte babam. Bekle. İşte babam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can see him, he's just coming in. | Onu görebiliyorum. Daha yeni geliyordu. Onu görebiliyorum. Daha yeni geliyordu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, daddy. Daddy... Hi! | Baba. Baba... Selam! Baba. Baba... Selam! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, thank you very much, ladies. | Çok teşekkür ederim, bayanlar. Çok teşekkür ederim, bayanlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |