Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 310
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
We want them to think we're a big success, | Onlara büyük başarılarımız olduğunu düşündürteceğiz ki... Onlara büyük başarılarımız olduğunu düşündürteceğiz ki... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
so they'll recommend us for their friends' events. | ...onlar da arkadaşlarının işleri için bizi önerecekler. ...onlar da arkadaşlarının işleri için bizi önerecekler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, because you know the gays, they party about everything. | Çünkü eşcinselleri bilirsin, her şey için parti verirler. Çünkü eşcinselleri bilirsin, her şey için parti verirler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And there's another stereotype. | Ve işte başka bir klişe. Ve işte başka bir klişe. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, guys. Happy leap year! | Selam beyler. Mutlu 29 Şubatlar. Selam beyler. Mutlu 29 Şubatlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
F.Y.I., people are still talking about | Bilginiz olsun, insanlar hala bizim düğün için yaptığınız kekleri konuşuyorlar. Bilginiz olsun, insanlar hala bizim düğün için yaptığınız kekleri konuşuyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Everyone. How's business? | Herkes. İşler nasıl gidiyor? Herkes. İşler nasıl gidiyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Fabulous, amazing, killing it. | Harika, muhteşem. Öldürüyor. Harika, muhteşem. Öldürüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or it's killing us. We're not quite sure. 1 | Ya da bizi öldürüyor. Pek emin değiliz. Ya da bizi öldürüyor. Pek emin değiliz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll go grab some menus for you girls. | Siz kızlar için gidip menüleri getireyim. Siz kızlar için gidip menüleri getireyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max. Sorry. | Max. Affedersin. Max. Affedersin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll go grab some menus for you ladies. | Siz bayanlar için gidip menüleri getireyim. Siz bayanlar için gidip menüleri getireyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Love her... so Madeleine Stowe in revenge. | Bayıldım ona. Revenge'deki Madeleine Stowe'a benziyor. Bayıldım ona. Revenge'deki Madeleine Stowe'a benziyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, she is. | Öyle. Öyle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't watch that. We love it. | Hiç izlemedim. Biz bayılıyoruz. Hiç izlemedim. Biz bayılıyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's all about a young blonde woman | Ailesini mahveden herkesten... Ailesini mahveden herkesten... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
who's out to seek revenge on everyone | ...intikam almaya çalışan sarışın bir kadın hakkında. ...intikam almaya çalışan sarışın bir kadın hakkında. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, too close to home. | Çok ailevi. Çok ailevi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, guess what. Caroline, you're not | Max, tahmin et ne oldu? Caroline gerçekten... Max, tahmin et ne oldu? Caroline gerçekten... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
supposed to tell me I'm on intervention | araya girene kadar bana araya girmemi söyleyemezsin. araya girene kadar bana araya girmemi söyleyemezsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
until the actual intervention. | Kanye olduğuna eminim, çünkü ayda bir deliren o. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just got offered $600 | Steven ve Michael, şehir dışındayken... Steven ve Michael, şehir dışındayken... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to stay at Steven and Michael's apartment | ...onların evinde kalıp, köpekleriyle ilgilenmem için... ...onların evinde kalıp, köpekleriyle ilgilenmem için... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and watch their dogs while they're out of town | ...600 dolar teklif ettiler. ...600 dolar teklif ettiler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
for two days. Why would anyone pay $600 | İki gün için. Neden birileri köpeğe iki gün... 1 İki gün için. Neden birileri köpeğe iki gün... 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to watch dogs for two days? | ... bakmak için 600 dolar ödesin ki? ... bakmak için 600 dolar ödesin ki? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, because, you know, they want a certain | Çünkü ödedikleri paranın hakkı olan ilginin tam olarak... Çünkü ödedikleri paranın hakkı olan ilginin tam olarak... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just say it, they're gay and they think their dogs are their children. | Söylesene. Onlar eşcinsel ve köpeklerinin çocukları olduğunu düşünüyorlar. Söylesene. Onlar eşcinsel ve köpeklerinin çocukları olduğunu düşünüyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, you have to stop doing this. | Max, şunu yapmayı bırak. Max, şunu yapmayı bırak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll stop when they stop. | Onlar durduklarında, duracağım. Onlar durduklarında, duracağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It'll be like a paid vacation at an amazing hotel. | Harika bir otelde parası ödenmiş bir tatil gibi olacak. Harika bir otelde parası ödenmiş bir tatil gibi olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I need to get as far away from here as possible. | Ve buradan olabildiğimce uzaklaşmaya ihtiyacım var. Ve buradan olabildiğimce uzaklaşmaya ihtiyacım var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, where do they live? Four blocks away. | Nerede oturuyorlarmış? Dört blok ötede. Nerede oturuyorlarmış? Dört blok ötede. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, have a good time. | Pekala, sana iyi eğlenceler. Pekala, sana iyi eğlenceler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And while you're four blocks away | Ve sen dört blok ötede tatil yaparken ben evde küçük bir... Ve sen dört blok ötede tatil yaparken ben evde küçük bir... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
maybe taking a little masturbacation. | ...mastürbasyon tatili yaparım. ...mastürbasyon tatili yaparım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I wouldn't go on vacation without you. | Sensiz tatile falan çıkmıyorum. Sensiz tatile falan çıkmıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We'll split the dog money to cover the shifts | Restoranda kaçırdığımız vardiyaları telafi etmek için... Restoranda kaçırdığımız vardiyaları telafi etmek için... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
we take off from the diner. | ...köpek işinden gelen parayı paylaşırız. ...köpek işinden gelen parayı paylaşırız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, thanks, but I don't do that thing | Teşekkürler ama ben bunu yapmak için işi kaçıramam. Teşekkürler ama ben bunu yapmak için işi kaçıramam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Hi, I'm Max, I can't go | Selam. Ben Max. Selam. Ben Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"to a fancy apartment and have fun. | Ben lüks bir daireye gidip eğlenemem. Ben lüks bir daireye gidip eğlenemem. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"I'd rather work in a steel mill | Bunun yerine çelik fabrikasında çalışıp... Bunun yerine çelik fabrikasında çalışıp... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and sing Bruce Springsteen songs." | ...Bruce Springsteen şarkıları söylemeyi tercih ederim. ...Bruce Springsteen şarkıları söylemeyi tercih ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, when was the last time you had a vacation? | Max, en son ne zaman bir tatile çıktın? Max, en son ne zaman bir tatile çıktın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Never. | Hiçbir zaman. Hiçbir zaman. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Unless you count the summer I hid | Verandanın altında annemin erkek arkadaşından saklandığım yazı saymazsak. Verandanın altında annemin erkek arkadaşından saklandığım yazı saymazsak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We really need to get out of here. | Gerçekten buradan çıkmamız lazım. Gerçekten buradan çıkmamız lazım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is more than just spring break. | Bu bir bahar tatilinden daha fazlası olacak. Bu bir bahar tatilinden daha fazlası olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's a break from the diner, | Restorana, kek işlerine, fakirliğe canımızı sıkan her şeye ara vereceğiz. Restorana, kek işlerine, fakirliğe canımızı sıkan her şeye ara vereceğiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Things aren't that depressing. | Olaylar o kadar can sıkıcı değil. Olaylar o kadar can sıkıcı değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, well, I'm sure we have | Eminim hepimiz mutfakta... Eminim hepimiz mutfakta... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
all done things with men in kitchens that... | ...erkeklerle böyle şeyler yapmışızdır. ...erkeklerle böyle şeyler yapmışızdır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We are not proud of. | Gurur da duymuyoruz. Gurur da duymuyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Spring break is the greatest time ever. | Bahar tatili yılın en güzel zamandır. Bahar tatili yılın en güzel zamandır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You just go crazy and do shots | Tüm kuralları bir kenara bırakır, çılgınlar gibi içersin. Tüm kuralları bir kenara bırakır, çılgınlar gibi içersin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, I've done that. | Evet, bunu yapmıştım. Evet, bunu yapmıştım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But when you're poor, you just call it Tuesday. | Ama züğürt olduğun zaman, buna salı dersin. Ama züğürt olduğun zaman, buna salı dersin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why are you walking like that? | Neden o şekilde yürüyorsun? Neden o şekilde yürüyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is my spring break walk. | Bu, benim bahar tatili yürüyüşüm. Bu, benim bahar tatili yürüyüşüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
These shoulders have shimmied like this | Bu omuzlar Majorca Ibiza yolu boyunca böyle sallandılar. Bu omuzlar Majorca Ibiza yolu boyunca böyle sallandılar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Try it, Max. Shake a little. | Dene Max, Biraz salla. Dene Max, Biraz salla. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Shake. That's cool. | Salla. Sorun değil. Salla. Sorun değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll just wait till I get the DTS later. | Sahile inene kadar bekleyebilirim. Sahile inene kadar bekleyebilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Maybe I don't have the right key. | Belki de bendeki doğru anahtar değildir. Belki de bendeki doğru anahtar değildir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, hi. | Selam. Selam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry, I think we might be at the wrong door. | Affedersiniz. Sanırım yanlış kapıdayız. Affedersiniz. Sanırım yanlış kapıdayız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's a bummer for the door. | Kapıya için büyük talihsizlik. Kapıya için büyük talihsizlik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's over there, 12d. | İşte orada, 12d. İşte orada, 12d. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We're house sitting for a few days. | Bir kaç günlüğüne bakıcılık yapacağız. Bir kaç günlüğüne bakıcılık yapacağız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Cool, I'm Brendon. | Güzel. Ben Brendon. Güzel. Ben Brendon. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, Brendon. I'm Ashley. | Selam Brendon. Ben Ashley. Selam Brendon. Ben Ashley. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And... I'm surprised. | Ve... Ben de şaşkın. Ve... Ben de şaşkın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And also Max. I'd shake your hands, | Aynı zamanda Max. Elleriniz sıkmak isterdim... Aynı zamanda Max. Elleriniz sıkmak isterdim... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but I kind of stink. | ...ama benimki biraz kokuyor. ...ama benimki biraz kokuyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've been at my microbrewery most of the day, | Son zamanlarda kendi biramı yapıyorum da eğer maya kokuyorsam kusura bakmayın. Son zamanlarda kendi biramı yapıyorum da eğer maya kokuyorsam kusura bakmayın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, that's my apology. | Hey, bu benim bahanem. Hey, bu benim bahanem. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Whoa, all right, cool. | Pekala. Güzel. Pekala. Güzel. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I will see you guys around, yeah? | Buralar da olacaksınız değil mi? Buralar da olacaksınız değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, totes. | Evet. Aynen. Evet. Aynen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You have something you want to tell me, Ashley? | Bana söylemek istediğin bir şey var mı Ashley? Bana söylemek istediğin bir şey var mı Ashley? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I never use Caroline channing on vacation | Güvenlik nedenlerinden dolayı, tatildeyken asla Caroline Channing'i kullanmam. Güvenlik nedenlerinden dolayı, tatildeyken asla Caroline Channing'i kullanmam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was almost abducted at gunpoint | Mexico City'de, neredeyse fidye için silah zoruyla kaçırılıyordum. Mexico City'de, neredeyse fidye için silah zoruyla kaçırılıyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
for a ransom in Mexico city. | Chelsea Piers'da bilek güreşi yaptığım o küçük adam gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow, gunpoint. | Silah zoruyla. Silah zoruyla. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Were you using the word, "totes" at the time? | O zaman da aynen kelimesini kullanıyor muydun? O zaman da aynen kelimesini kullanıyor muydun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Can you take out the paper that has the alarm code on it? | Alarm kodunun yazılı olduğu kağıdı çıkarabilir misin? Alarm kodunun yazılı olduğu kağıdı çıkarabilir misin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow, this place is amazing. | Burası bir harika. Burası bir harika. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's, like, the cover of gay gay gay magazine. | Gay Gay Gay dergisinin kapağındaki evler gibi. Gay Gay Gay dergisinin kapağındaki evler gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, you have to stop reducing them | Max, şu eşcinsel klişelerine bir son vermelisin. Max, şu eşcinsel klişelerine bir son vermelisin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now, read me the security code. | Alarm kodunu oku. Alarm kodunu oku. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's..."Liza." | Liza. Liza. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
A lot of different types of people | Liza Minnelli'den hoşlanan bir çok farklı türde insan var. Liza Minnelli'den hoşlanan bir çok farklı türde insan var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, look, it's a poodle in a tutu. | Baksana, balerin etekli bir kaniş. Baksana, balerin etekli bir kaniş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's not gay, right? | Bu da eşcinsel değil, değil mi? Bu da eşcinsel değil, değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Lots of... Lots of different | Çok.. Birçok farklı türde insanın... Çok.. Birçok farklı türde insanın... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
types of people have a poodle in a tutu... | ...balerin etekli kanişi vardır. ...balerin etekli kanişi vardır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Named Barbra Streisand. | Adı da Barbra Streisand olan. Adı da Barbra Streisand olan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, there's the book of instructions. | İşte talimat kitabı. İşte talimat kitabı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Hey, girl. Hey, care bear. | Selam kızlar. Selam Care Bear. Selam kızlar. Selam Care Bear. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |