Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 335
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
who was so bizarre that got people's attention. | İnsanların dikkatini çeken başka tuhaf yok. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Jader slipstreamed it and was elected. So was Zhacharias, by the way. | Bu amaçla kullanılan Jader seçildi. Yani Zhacharias, bu arada. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Jade is dignity, Jader is respect... | Jader gururlu, Jader saygılı... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Jader is honesty. | Jader dürüst. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Jader, 888886. With Bem Te vi, 88. | Jader, 888886. With “Bem Te vi, 88”. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
After he was elected... | Seçildikten sonra... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
within a few months he got a taste of reality. | Gerçeğin tadına vardı. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
When he noticed, he was involved in schemes... | farkına vardıktan sonra, şemalara dahil oldu... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
to approve skyscraper construction in restricted areas... | yasaklı alanlarda gökdelen yapımını onaylamak için... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
to favor companies in the bidding to supply school meals... | okul yemeklerini karşılayan şirketler için... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
and so on. | ve bundan sonra. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
The other day... | Diğer günlerde... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I saw the government's Party political broadcast... | Hükümetin yayınlarını gördüm... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
And this is what was said, the TV host speaking solemnly... | Ne dediysem o, Tv spikeri çok ciddi konuşuyor... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
When the disease came, we treated it the best way we could. | “Hastalık geldiği zaman, elimizden gelenin en iyisiyle tedavi edeceğiz”. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
They can't be serious! This is such cheap advertising! | Ciddi olamazlar! Bu çok ucuz bir reklam! | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
This is an advertising text that says... | Bunun bir reklam yazısı olduğunu söylüyorlar... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
The health care, we offer the people... | “Sağlık kontrolüne insanları önerdik... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Is really rubbish! Not to say crap. | Gerçekten bok gibi!” Tam bir bok. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Now moving on to another issue... | Şimdi başka bir konuya yöneldi... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Hello | Merhaba | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I'm home. | Ben geldim. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
More or less. | Fazla veya az. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
No, not yet. | Hayır, daha değil. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
This is Sofia, Jader's wife. | Ben Sofia, Jader'ın karısı. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I'm putting it on now. | Şimdi koyuyorum. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Okay? | Tamam mı? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Me too, bye! | Ben de, görüşürüz! | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
And she's not so happy with Jader. | Ve O Jader'la fazla mutlu değil. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Jader? Just a second. | Jader? Bir saniye. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
What, Sofia? Your jacket. | Ne, Sofia? Ceketin. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I'm not wearing a jacket. Say it, what time? | Ceket giymiyorum. Söyle, ne zaman? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
And now, while he east his medium rare steak... | Ve şimdi, az pişmiş bifteğini yerken... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
accompanied by an elegant gratin galettes... | Gazetelere eşlik ediyor... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
he's about to receive a phone call that will change his life. | Hayatını değiştirecek bir telefon görüşmesi yapmak üzereydi. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Yeah? Jader? | Evet? Jader? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Hi, this is Henrique. Hi, Dr. Henrique. | Merhaba, ben Henrique. Merhaba, Dr. Henrique. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
My assistant told me about your case. | Asistanım davanız hakkında bana bilgi verdi. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Some more water, please. Thank you. | Biraz daha su lütfen. Teşekkürler. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
So, man, due to his history this is a complicated deal. | Şimdi adamım, bunun hikayesine göre çok karışık bir dava. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I know, that's why my client needs your expertise... | Biliyorum, işte bu yüzden müşterimin sizin fikirlerinize ihtiyacı var... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Your influence. | O senin güzelliğin. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
But, my friend this caliber is too high. | Ama arkadaşım bu çok fazla. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I'll have to think about it, see what I can do to help. | Bunun hakkında düşüneceğim, neler yapabiliriz bir bakalım. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Listen, deputy, I want you to know in advance... | dinle, yardımcı, biraz gelişme görmek istiyorum... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
that both my client and my group... | Bunlar benim müşterim ve de grubum... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
we are ready to pay a small urgency fee... | Biraz para ödemeye hazırız... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I know, everybody has urgency... | Biliyorum, herkesin acelesi var... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Besides, we have the election next year, I'll be very busy. | Buna rağmen, önümüzdeki sene seçimler var, çok meşgul olacağım. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I have to think about it. We'll see. | Bunun hakkında düşünmeliyim. Görüşürüz | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
But this is not the right place to discuss this. | Ama bunu tartışmak için doğru mekanda değiliz. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Tell me, do you enjoy jogging? Jogging? I do, I do. | Söyle bakalım, koşmaktan hoşlanırmısın? Koşmak?Evet, evet. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
The probability theory | Olasılık Teorisi | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
tries to quantify the notion of mathematically probable. | Bir kavramı bulmak için matematiği kullanır. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
What's up, man? Hey, how are you? | Naber, dostum? Hey, naber? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
A hot dog with two sausages. You got it. | Sosisli sandviç alabilirmiyim ikili olsun. Hemen geliyor. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
But I guess not even such complex formulas... | Ama sanırım fazla karışık formüller değil... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
would be able to quantify the probability... | sonucu bulmak için olabilir... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
of my meeting the asshole who robbed me 24 hours later... | Beni 24 saat önce soyan şerefsizle görüşmek için... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
right at my favorite hot dog stand. | Favori sosislicimde. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Things are good here, huh? | İşler burada iyi değil mi? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Hello. How are you? | Merhaba. Nasılsın? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I want the usual, with... | Normal olanı istiyorum... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Fon Fon the Teddy Bear. | “Fon fon oyuncak ayı”mla birlikte. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
With mash and fries. | Püre ve patates kızartması olsun. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Good afternoon, Agent Maircio, please. | İyi günler, Ajan Márcio, lütfen. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Edgar? Edgar. | Edgar? Edgar. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Hi. We got the man. Come take a look. | Merhaba, adamı yakaladık. Gel de bir göz at. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
He went to eat the wrong hot dog at the wrong place. | Yanlış sosisliyi yemeye yanlış yere gitti. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I bet that gave him indigestion. | İddiaya girerim kabız olmuştur. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Take a look. See if it's him. | Gel bir bak. O mu değil mi? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Velinha woks really hard. | Velinha çok fazla çalışıyor. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
He's a delivery guy for several food places... | Birkaç restoranda dağıtıcılık yapıyor... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
all of them with fancy Italian names... | hepsi de italyan isimleri, kullanıyor... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Ilshawarma Dihere and son on. | Ilshawarma Dihere ve son on. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
In fact, he's the owner of all these pizza places... | Aslında bütün pizzacıların sahibi... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
because none of them really exists. | çünkü aslında hiç biri yok. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
They are all a facade for his scheme. | Hepsi reklam için numara yapıyor. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
No, this guy has a Fon Fon teddy bear tattoo... | Bu adamda fon fon oyuncak ayının dövmesi var... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
No, he is not the guy... Fon Fon teddy bear? | Hayır aradığımız adam bu değil... Fon Fon oyuncak ayımı? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
The guy who robbed me had a Panda bear tattoo. | Beni soyan adamda panda dövmesi vardı. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
He's not the guy. Are you sure? Take a good look. | Bu adam değil Emin misin?İyice bir bak. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
This guy is a friend of a delivery boy who works for my father. | Bu babamın yanında çalışan kuryenin arkadaşı. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
He's a working guy. A friend? | Çalışıyor. Arkadaşımı? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
DEAD END STREET | ÖLÜM CADDESİ | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Your down, punk! Easy... | Sen bittin! Sakin ol... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Here, here If you try anything, I'll kill you. | Bir şey yapmaya çalışırsan seni öldürürüm. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Easy, easy. I just need to talk to you. | Sakin, sakin. Seninle konuşmam lazım. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Who are you? I just need to talk to you. | Sende kimsin? Sadece seninle konuşmam lazım. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I just want to talk, man. What are you up to? | Sadece konuşmak istiyorum dostum. Ne yapacaksın? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
You like following muggers around? Fuck! | Etraftaki soyguncuları takip etmeyi seviyor musun? Hassiktir! | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Is this your kinky fantasy? I saved your ass today! | Bu senin kıvırcık fantazinmi? Bugün senin kıçını kurtardım! | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
You didn't save shit! I'm just want to make an offer... | Sen hiç bir bok kurtarmadın! Sana bir teklif yapmak istiyorum... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Are you high, man? Why are you laughing? | Kafanmı güzel dostum? Neden sürekli gülüyorsun? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
I have a proposal. A proposal? | Sana bir teklifim var. Teklif mi? | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Loads of cash. It's a good deal. | Çok para var. İyi bir teklif. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Get up, get up. | Kalk, kalk.. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Get up. Talk. | Kalk ta konuş. | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
Want to spend the rest of your life delivering pizza... | Hayatının kalanını pizza dağıtarak mı yaşamak istiyorsun... | 2 Coelhos-1 | 2012 | |
stealing cell phones at traffic lights? | veya ışıklarda telefon çalarak mı? | 2 Coelhos-1 | 2012 |