Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3638
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Hello, Mr. Decker. | Merhaba, Mr. Decker. | American Odyssey-1 | 2015 |  |
| Yes, he is. | Evet, o. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They're inside. | İçeri girdiler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| After that, you want me to kill them? | Bundan sonra, benden onları öldürmemi mi istiyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why are you labeled the Jack of Spades? | Neden Maça Valesi olarak etiketlendin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And what does it all have to do with Odelle Ballard? | Ve tüm bunların Odelle Ballard ile ne ilgisi var? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Look, I know you're interested in her. | Bak, onunla ilgilendiğini biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You were at her funeral. | Sen cenaze törenindeydin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So, if you can tell me, | Eğer bana söylersen, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| maybe I can find out why they killed my father. | belki babamı neden öldürdüklerini bulabilirim. Anlamıyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's a soccer player, isn't he? | Bir futbolcu, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sunil Chhetri... he plays for Nepal, right? | Sunil Chhetri... Nepal için oynuyor, doğru mu? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How'd you know that? I love soccer. | Bunu nasıI biliyorsun? Futbolu severim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Come on, you know that. | Haydi, bunu biliyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Your father was a good man. | Baban iyi bir adamdı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He was trying to do the right thing. | Doğru olanı yapmaya çalışıyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But, no... | Ama, yok... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I will not help you. | Size yardım etmeyeceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I have my life now. | Şimdi bir hayatım var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It is a simple one. | Basit bir soru. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My friends gave me this job, a simple place to live. | Arkadaşlarım bana bu işi verdi, yaşamam için sade bir yer. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| How did you find me? | Beni nasıI buldunuz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| A picture from Odelle's funeral. | Odelle'in cenaze töreninden bir resimle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So stupid... | Çok aptalca... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I should have never gone. | Oraya hiç gitmemeliydim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why did you? | Neden gittin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yeah, I used some facial recognition software | Evet, yüz tanıma yazıIımını biraz kullandım | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I got off Amazon. | Amazon'dan indirdim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You weren't that hard to find. | Seni bulmak zor değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I mean, that is, if somebody's looking for you. | Yani demek istediğim eğer birisi seni arıyorsa. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So you were the one who found me? | Beni bulan sen miydin? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Yep. And it wasn't that hard. | Evet. Ve o kadar da zor değildi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Of course, I could make you disappear too... | Elbette, istersen de kaybedebilirim... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| wipe out that photo, any trace of it, | ne bir fotoğraf, ne de bir izleme, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| just like that, boom, gone. | bam, gittin, öylece. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| That is, if you help us. | Eğer bize yardım edersen. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| one name. | bir isim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I will give you one name. That is all. | Sana bir isim vereceğim. Hepsi bu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But then I will never see you again. | Ondan sonra da seni bir daha görmeyeceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Is that understood? | AnlaşıIdı mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Depends on the name. Absolutely. | Adına bağIı kal. Kesinlikle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Thomas Darnell. | Thomas Darnell. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Who's Thomas Darnell? | Thomas Darnell de kim? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Diallo, my sweet? Are my messages not clear? | Diallo, tatlım? Mesajım açık değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm in danger. I'm afraid. | Tehlikedeyim. Korkuyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I need to hear from you, please. | Senden duymak istiyorum, Iütfen. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Are you still mad at me? | Hala bana kızgın mısın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We've waited long enough. It's not safe. | Yeterince bekledik. Güvende değiliz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But your reporter from the New York Times is coming. | Ama New York Times'dan gazeteci geliyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The reporter will come. She'll see that we're not here. | Muhabir geldiğinde burada olmadığımızı görecek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| She'll meet us in Paris. Or... | Paris'te bizimle buluşabilir. Ya da... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I can tell the reporter myself, tell her all about you. | Muhabirle kendim konuşurum, her şeyi ona anlatırım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And we can make a tape. | Bir kayıt yapabiliriz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You can tell her directly... a tape she can take with her. | Ona direk söyleyebilirsin... onunla kayıt yapmış gibi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No one will be able to doubt that. | Kimse bundan şüphelenmez. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| We'll make it like the terrorists... | Teröristler gibi yapacağız. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| with today's newspaper. | bugünün gazetesiyle. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Okay, I really think you should come with us. | Tamam, gerçekten bizimle gelmen gerektiğini düşünüyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm not afraid. I'm a celebrity. | Korkmuyorum. Ben ünlü biriyim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And my lover is my general. He will protect me. | benim sevgilim bir general. O beni koruyacaktır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Now, if you'll excuse moi... | Şimdi, eğer izin verirseniz... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Where's your friend? | Arkadaşın nerede? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What friend? Don't screw with me. | Ne arkadaşı? Benimle dalga geçme. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Give me the jump drive now... | Şimdi bana flash belleği ver... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Once more... | Bir kez daha... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Jenji, stop it! Stop it! | Jenji, kes şunu! Kes şunu! | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You will never... | Bir daha asla... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| ever see me again. | beni göremezsin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Have a nice life. | Güzel bir hayatın var. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| My name's Sergeant Odelle Ballard, | Benim adım Çavuş Odelle Ballard, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| serial number 913840090. | seri numaram 913840090. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| As you can see by the date, this is... | Tarihte gördüğünüz gibi, budur... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Well, it's now. | Pekala, şimdi. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And contrary to what you may have heard, | Ve duyduklarınızın aksine, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I am very much alive. | Ben çok çok canlıyım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Unfortunately, the rest of my unit is not, | Ne yazık ki, birliğimin geri kalanı değil, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| having been killed by a drone. | bir insansız hava aracı ile öldürüldüler. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Since then, I have been pursued by Osela, | O zamandan beri, Osela tarafından takip ediliyorum, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| killing many in their path as they hunt and try to kill me. | onlar için bir av gibiyim, beni öldürmeye çalışıyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And it's all because of what's on this. | Ve bunların tümü bu şeyler yüzünden. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| See, this is proof of millions of dollars | Bakın, bu El Kaide de dahil olmak üzere | American Odyssey-1 | 2015 | |
| of payments from a company called SOC | SOC adlı bir şirketin çeşitli terörist gruplara | American Odyssey-1 | 2015 | |
| to various terrorist groups, including Al Qaeda. | milyonlarca dolarlık ödemeler yaptığının bir kanıtıdır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| For what purpose, I don't know. | Ne amaçla, bilmiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But I'm going to get this to you | Ama her nasıIsa Paris'teki... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| in your office in Paris somehow. | ofisinize bunu ulaştıracağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Now, if you could... | Şimdi, eğer bunu... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| show this to my family... | aileme gösterebilirsen... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Ron... | Ron... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Suzanne... | Suzanne... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I know you... | Biliyorum siz... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I know that you thought I was dead. | ÖIü olduğumu düşündüğünüzü biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Um, you even went to my funeral, | Um, hatta benim cenazeme gittiniz, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and that must have been so horrible for you. | bu sizin için çok korkunç olmalı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm sorry. I'm so sorry for that pain. | Özür dilerim. Bu acı için çok üzgünüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But I am alive, | Ama ben yaşıyorum, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and I will continue to stay alive, | ve yaşamaya devam edeceğim, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and I will get home to you somehow. | ve eve, size bir şekilde ulaşacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And I love you very much. | Ve sizi çok seviyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's in the hospital, Mom, the hospital. | O hastanede, Anne, hastanede. | American Odyssey-1 | 2015 | |
