Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3642
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Where was he found? | Nerede bulmuşlar? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| In a vacant lot off Wythe Ave. | Wythe Caddesinde kapalı, boş bir arazide. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Just curious. | Sadece merak. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And you're certain you don't know this man, | Ve bu adamı tanımadığına emin misin, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| never seen him before? | daha önce hiç görmedin mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Sorry I can't be more helpful. | Üzgünüm daha fazla yardımcı olamam. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why are you wasting my time? | Neden vaktimi harcıyorsunuz? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Well, you're the one who wanted to know what was on it so badly, | Peki, bunun ne olduğunu bilmek isteyen çok kötü birisin, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| you stole it from Aslam. | Aslam'dan onu çaldın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Well, that was before. Now I don't care... | Önceden öyleydi. Artık umurumda değil... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Well, the fact that an American company pays | Peki, bir Amerikan şirketinin teröristlere... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| terrorists millions of dollars, | ödediği milyonlarca dolar... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| that's got to count for something... | bir şeyler için mutlaka bir işe yaramalı... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| surely, a lot of something. | elbette, bir sürü bir şey. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And I know you care about that. | Bunu önemsediğini biliyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| All right, Yusuf Qasim... | Tamam, Yusuf Qasim... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I found his name in the decrypted material. | Şifresi çözülen malzemenin adını buldum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What do you know about Yusuf Qasim? | Yusuf Qasim hakkında ne biliyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Rumor is that Qasim was set up by his pal Abbas. | Söylentiye göre Qasim arkadaşı Abbas tarafından ayarlanmış. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But I thought that he was killed by Special Forces. | Ama ben Özel Kuvvetler tarafından öldürüldüğünü düşünmüştüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You see? | Anlıyor musun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Do you see why the drive is so valuable? | Sürücünün ne kadar değerli olduğunu anladın mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And I can also see why they want to kill you for it, | Ve de bunun için seni öldürmek istediklerini anlayabiliyorum, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| why they kill everyone you come in contact with. | seninle bağlantı kuran herkesi öldürdüklerini. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Look, I know exactly what you're trying to do here, | Bak, burada tam olarak yapmaya çalıştığın şeyi biliyorum, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| but the money's not worth it. | ama para bundan değerli değildir. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You're in a war, a war I don't care about. | Bir savaşta değilsin, bir savaş, umurumda değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is between you and them. | Bu onlarla senin aranda. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So tomorrow morning you and that little thief | Yani yarın sabah sen ve o küçük hırsız... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| are going to leave my house | evimi terk edin... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and get as far away from me as possible. | ve benden mümkün olduğu kadar uzağa gidin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It went bad. | Kötü gitti. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| About as bad as it could go. | Olabileceğin en kötüsü. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I was there. | Ben de oradaydım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They had cameras. Fingerprints. | Kameralar vardı. Parmak izleri. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They have me. | Onlar beni yakaladı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Felony murder. | Cinayet suçtur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Why haven't I been arrested? | Neden beni tutuklamadılar? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And why would SOC hide the body in some vacant lot in Brooklyn? | Ve neden SOC Brooklyn'de boş bir araziye ceset atıyor? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It must be what you found. | Bu ne bulduğuna bağIı olmalı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What did you get? | Birkaç arkadaşım Fransız'lara ulaşımda yardımcı olmak için silahsız araçları... Sen ne aldın? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I I don't know, I didn't look. | Bilmiyorum, bakmadım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Because I saw someone get killed | Çünkü birisinin gözümün önünde... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| right in front of my eyes. | öldürüldüğünü gördüm. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I had to get rid of the evidence, protect myself. | Kendimi korumam, delilden de kurtulmam gerekiyordu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But that information is your protection. | Ama bu bilgiler sizin korumanızdaydı. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| The fact that you have that evidence | Kanıt var aslında... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| is the only reason you're not in jail right now. | şu an hapiste olmamanın tek nedeni de odur. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| They're afraid. | Onlar korkuyorlar. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You need to hang on to it. | Onu tutmalısın. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Protect it with your life. | Hayatın pahasına koru. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I have to go. | Gitmek zorundayım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| He's not going to help us, is he? | O bize yardım etmeyecek, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| No, honey, he's not. | Yok, tatlım, etmeyecek. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And he wants us to leave by the morning, | Bizi sabaha kovmak istiyor, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and I don't know where we're gonna go. | nereye gideriz, bilmiyorum. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Maybe back to Bamako. | Belki Bamako'ya geri döneriz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I could try and get a passport even though it's a risk. | Bu bir risk olsa bile denemeliyim, bir pasaport alabilirim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Get on a plane and fly away from all of this. | Bir uçağa binip, tüm bunlardan uzaklaşabilirim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| İşe yaramaz. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Your picture is everywhere, | El Cezire'de çıkan fotoğrafın, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| from the Al Jazeera photo. | resimlerin her yerde. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And the people who make fake passports | Ve sahte pasaport yapan insanlar | American Odyssey-1 | 2015 | |
| work with the Ansar Dine, who are still looking for you. | hala seni arayan Ansar Dine ile çalışır. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And even if you were able to do that, | Eğer bunu yapmak mümkün olsa bile, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| what would happen to me? | bana ne olur? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Seni oraya götüreceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Ne demek istiyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Çölü bilirim. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| Ben seni Mali Cezayir sınırına götüreceğim. | American Odyssey-1 | 2015 | ||
| And then we will talk about what you should do with me. | Sonra bana ne olacağını konuşuruz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Take it easy with this, okay? | Bu konuda sakin ol, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| It doesn't mean anything yet. | Henüz bir şey ifade etmiyor. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But you're not sure she's dead anymore, are you? | Ama artık ölü olduğundan emin değilsin, değil mi? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll make some calls tomorrow, okay? | Yarın birkaç telefon görüşmesi yapacağım, tamam mı? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Now get some sleep. | Şimdi biraz uyu. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hey, you've reached Sergeant Odelle Ballard. | Hey, Çavuş Odelle Ballard'ı aradınız. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'll be out of touch for the next few weeks. | Önümüzdeki birkaç hafta için buralarda olamayacağım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| So leave me a message and I'll call you back as soon as I can. | Bana bir mesaj bırakırsanız en kısa zamanda sizi ararım. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| And if this is you, Suzy Q, | Ve buysa Suzy Q, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I miss you and I'll be home before you know it. | Seni özledim ve daha önce evde olacağımı, biliyorsun. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Whoever's listening to this, | Her kim olursa bunu dinleyen, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| whoever you are, guess what? | tahmin et ne olacak? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You screwed up. | Batırdınız. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| You got the ring wrong. We know she's alive. | Yanlış yüzüğü verdiler. Onun yaşadığını biliyoruz. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What's that in your hand? | O elindeki ne? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Work. | İş. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| What kind of work are you doing down here | Ne iş gecenin bir yarısı, | American Odyssey-1 | 2015 | |
| in the middle of the night, and why does it involve | burada ne yapıyorsun... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| washing a jump drive in the kitchen sink? | ve neden evyede flash belleği yıkıyorsun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I can't tell you everything right now. | Her şeyi şu anda söyleyemem. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| But I've got it under control. | Ama kontrolüm altında. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| When Maya asked you earlier | Maya öncelikle sana... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| if you had anything to do with Cameron getting attacked, | Cameron'a yapıIan saldırıyla bir ilgin var mı diye sorduğunda... | American Odyssey-1 | 2015 | |
| and you said "no..." | sen "hayır... " dedin. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Were you telling the truth? | Doğruyu mu söylüyordun? | American Odyssey-1 | 2015 | |
| I'm not sure I believe you. | Buna inandığımdan emin değilim. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Believe what you want. | İster inan ister inanma. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| This is not good. | Bu hiçte iyi değil. | American Odyssey-1 | 2015 | |
| Hey, what's going on? Nothing. | Hey, neler oluyor? Hiçbir şey. | American Odyssey-1 | 2015 |